Çevirmen: Lodos

Sonrasında gelen içecekler Roland için gerçekten şaşırtıcıydı.

Bazılarının biraz acı ama yoğun bir egzotik kokuyla birlikte kahve gibi tadı vardı. Bazılarının çorba gibi tadı vardı. Lezzetliydi ve mideyi ısıtıyordu. Tamamen eşsiz olan içinse hafızasında bu tada karşılık gelen bir tat yoktu. Eğer isim vermek zorunda olsaydı Ateş Ejderhası şarabı en uygun seçenek olurdu.

Şarap ejder meyvesinden değil ama hayali ejderha alevi gibi bir şeyden yapılmıştı. İlk yudumun kavurucu etkisi, ağzın içinde fışkıran lav gibiydi. Sonrasında onu sanki dil kavrulmuş gibi bir yanık kokusu takip ediyordu. Sulu meyvelerin hafif tadı en sonunda geliyor ve şarabın hafif aromasıyla karışıyordu.

Ağızda ne kadar uzun süre tutulursa tat da o kadar uzun süre kalıyordu. Bu, kesinlikle kışın en iyi içeceği olurdu.

Bülbül’ün Roland'ın bu hoşnut bakışlarını görmüş olması muhtemeldi. Elinde olmadan ortaya çıktı ve dudaklarını yalayarak sordu: “Majesteleri… Gerçekten o kadar lezzetli mi?”

“Denedikten sonra anlarsın.” diyen Roland ona da bir bardak uzattı.

Bülbül anında heyecanlanmış, gözleri büyümüştü.

“Ben tadına baktım.” dedi Wendy aynı bakışla: “Böylesi lezzetli bir içeceğe direnmek gerçekten zor.”

Tüm Ateş Ejderhası şarabını içtikten sonra Roland hevessiz şekilde geğirdi: “Daha fazla bunun gibi içecek var mı?”

Evelyn başını salladı: “Son içkiyi kopyalayamıyorum... Yeni yeteneğim tamamen rastgele…”

"Kopyalayamıyor musun?” diye soran Roland biraz şaşırmıştı. Sonunda Wendy testin ayrıntılarını açıkça anlattıktan sonra Evelyn’i neyin üzdüğünü anlamıştı.

Bu yetenek tatlı su, şarap veya diğer sıvıları içeceklere dönüştürebiliyordu. Ama ortaya çıkacak içeceğin ne olduğu kontrol edilemiyordu. Yani her seferinde ortaya tamamen farklı bir ürün çıkmış oluyordu.

Bu içecekleri dönüştürmek için gereken büyülü güç, alkolü dönüştürmekten çok daha fazlaydı. Günde sadece bir kez kullanılabiliyordu bu güç… Dönüştürülmüş içeceğin miktarı sınırlıydı. Bir varil kadardı en fazla… Yani bir metre küp…

Şimdiye kadar Evelyn yeni yeteneğini beş kez kullanmış ve her seferinde de farklı tatlara sahip beş içecek ortaya çıkmıştı.

Roland, Ateş Ejderhası şarabını tekrar içme şansına sahip olup olmayacağını bilemediğinden dolayı biraz pişman olmuştu.

Muhtemelen Evelyn'in bu kadar depresif hissetmesinin sebebi de buydu.

Yüksek uyanış cadılar için bir yeniden doğuş olarak düşünülebilirdi. Çünkü savaş dışı bir cadıdan bir savaş cadısı olma şansları bile vardı. Roland, her cadının inanılmaz bir potansiyele sahip olduğunu vurgulasa da Uyku Adası’ndan gelen Evelyn’in fikri hala değişmemişti.

Roland, Evelyn'in kendi alkol yapma tekniğine güvenmediğini biliyordu. Yeni yeteneği büyük ölçüde gelişmişti ama yine de özünde çok değişmemişti. Bu yüzden daha da kötü hissetmişti kendisini… İçeceklerin çoğu şaraptan dönüştürülüyordu ve ortaya çıkacak ürün bile kontrol edilemiyordu.

Uzun süredir devam eden inancını değiştirmenin bir yolu yoktu. Bu sadece bir zaman meselesiydi. Roland, Neverwinter Şehri’ndeki yardımcı cadıların olağanüstü bir yetenek gösterdikleri anda ruh hallerinin de değişeceğine inanıyordu.

Cadılara yeteneklerinin işe yaramaz olduğunu söylemenin hiçbir manası yoktu çünkü…

Modern zamanlarda parfüme büyük bir rağbet başlamıştı. Porselenler ve ipek ticareti geliştikçe İpek Yolu da patlamıştı. Bu da insanların arzularının ve lüks isteklerinin ne kadar fazla olduğunun en büyük kanıtıydı. Ve bu içecekler gerçek bir lüks olacaktı. Lezzetli ve eşsiz tatlar hangi çağda olursa olsun insanların dikkatini çekerdi.

Dahası bu içecekler neredeyse ücretsiz sayılırlardı!

Örneğin Ateş Ejderhası şarabının kilosunun kraliyet altınlarının kilosunun ağırlığıyla ölçülmesi hiç de şaşırtıcı bir sonuç olmazdı. Hele de Fjordlar ve diğer krallıklara satılırsa…

Çünkü her zaman bunlar için ödeme yapabilecek zengin tüccarlar olurdu.

Lüks arzusunun neden olacağı savaşa gelince... Roland'ın bu içecekleri kendine istememesi için memnun olmalıydılar… Neverwinter ile lüks için savaşmak intihar etmekten başka bir şey olmazdı.

Kuşkusuz Evelyn ona sayısız zenginlik getirecekti.

Ve bu içecekler sadece ticaret için kullanılmayacaktı.

Geçmiş deneyimlerinden, insanlar arasında yaygın olarak popüler olan konuların bir kültür ve ideoloji köprüsü olarak görev yapabileceğini biliyordu.

Böyle zor savaş zamanlarında Geçilmez Dağ sıralarının dışında savaşan askerlere Neverwinter’dan içecek gidecek olması onların morallerini epey artırabilirdi.

İnsanlarının birbiriyle kaynaşmasını hızlandıracak ve onların Tanrı İradesi Savaşı’na direnme gücünü artırabilecek bu tür içecekleri asla reddetmezdi.

“Alkole ek olarak… Gelecekte yüksek kaliteli şarapların dönüşümü olacak. Senin için özel olarak bir içecek depolama binası inşa edeceğim.” diyerek verdiği kararı açıklayan Roland devam etti: “Yeni yeteneklerini son raddesine kadar kullanabilirsin. Her içen müptelası olacaktır eminim…”

“Pekâlâ Majesteleri…” diyen Evelyn kabul etse de hala biraz şüpheciydi.

Kendi değerinin farkında değildi.

Roland düşündüklerini yüksek sesle söylemedi. Evelyn'in Roland’ın istediği gibi yapmaya devam ettikçe er ya da geç karmaşa gücünün getirdiği değişiklikleri göreceğine inanıyordu.

“Bu içeceklerin isimleri de… Karmaşa İçkileri olsun…” dedi Roland.

***************

Karşılama yemeği sona erdikten sonra Astrolog Dağılış Yıldızı, Majesteleri Roland'ın çalışma odasına girmişti.

Art arda üç Wimbledon Kral için çalışmıştı. Roland Wimbledon çalıştığı dördüncü kraldı.

O aynı zamanda düşünceleri aldatıcı olan kraldı.

Kral Şehri’nde yayılmış olan; Roland’ın gülünçlüğü ve saçma sapan davranışları hakkındaki söylentilere rağmen genç hükümdar eski krallardan biraz farklıydı ve ne düşündüğünü anlamak zordu. Ne kibirli ne de sakin görünüyordu. Sanki düşündüğü şeyler, diğer insanların anlayışının ötesindeymiş gibiydi. Ona erişmek zordu.

O cevap mektubu da bunun en iyi kanıtıydı.

Dağılış Yıldızı, Yokoluş Yıldızı ile ilgili haberlere bu kadar kayıtsız olan herhangi bir kral görmemişti. Mektubun içeriğinin bir kısmı selamlamalardı. Bir kısmı Astroloji Derneği'ni Batı Bölgesi’ne taşınmaya davet etmek ve yıldız gözlem taleplerini karşılamak için daha iyi astronomik teleskoplara sahip olduğunu anlatmaktı. Mektubun sonunda Neverwinter Şehri’nin de Kanlı Ay hakkında yeni ipuçları bulduğunu ve bunu astrologlarla tartışması gerektiğini belirtmişti.

Ne bir şaşkınlık ne bir korku vardı. Tamamen sakin kalmıştı. Ve mektubu: “Evet, biliyorum.” dercesine kayıtsızca okumuştu.

Aslında Roland gözlemevini ilk ziyaret ettiğinde ve Yokoluş Yıldızı’nın varlığını öğrendiğinde bile çok şaşırmamıştı.

Her ne kadar böyle bir kralının olması bir nimet olsa da ömrünü Yokoluş Yıldızı’nı aramaya adamış astrolog için bu biraz hayal kırıklığı olmuştu.

Çalışma odası hala epey parlaktı ve Majesteleri Roland bir şeyler yazıyordu. Masanın üzerinde yığınlarca doküman vardı. Dağılış Yıldızı uzun zamandır böyle bir sahne görmemişti.

“İyi akşamlar saygıdeğer Majesteleri…” diyen astrolog sevinçle eğildi: “Astroloji Derneği size saygılarını sunar.”

“Ah… Demek geldin.” diyen Roland kalemini bir kenara koyarak seslendi: “Otur. Seninle konuşacağım şeyler var…”

Bence Evelyn kesinlikle bu durumun üstesinden gelecektir. Çok hırslı ve çalışkan birisi… Biraz morali bozulsa da toparlamasını umuyoruz.

Dağılış Yıldızı da nihayet geldi. Bakalım ne konuşacaklar ve işler devamında nasıl ilerleyecek? Okumaya devam!

Takipte kalın! Yorumlarınızı bizimle paylaşmayı ve serimizi beğenmeyi de unutmayın lütfen! Görüşmek üzere!