Bölüm 668: Astrolog Dağılış Yıldızı

avatar
1783 37

Release That Witch - Bölüm 668: Astrolog Dağılış Yıldızı




Çevirmen: Lodos

“Kanlı Ay kehaneti hakkında mı?” diyen Dağılış Yıldızı oturdu.


"Eh, bu da bir parçası… Madem söyledin o halde kehanet ile başlayalım.” diyen genç kral ayağa kalktı ve astroloğa bir fincan çay doldurdu. Böyle bir hareket karşısında çok etkilenmişti Dağılış Yıldızı. Anlaşılan Roland, Timothy’den daha çok yüreği geniş bir insandı.


"Kanlı Ayın kehaneti ne Gökhisar Krallığı ne de Wimbledon Ailesi’nin yeryüzünde olmadığı 1000 sene öncesine kadar izlenebilir.”


“Ama Majesteleri… Elimizdeki kayıtlar tarihimizin sadece 450 yıl öncesine dayandığını gösteriyor.”


“Kayıp kısmın da gerçekten kayıtları vardı. Sadece daha sonradan birileri tarafından kasıtlı olarak gizlendi.” diyen Roland, daha rahat bir oturma pozisyonuna geçerek devam etti: “Bu uzun bir hikâye… Biraz sürecek.”


Dağılış Yıldızı’nın devamında duyduğu şeyler aşırı derecede inanılmaz ve şaşırtıcıydı.


Bu hikâye onu 1000 yıl öncesine, şeytanların ve insanların uzun bir ölüm kalım savaşı verdikleri Vahşi Araziler’e ve Şafak Toprakları’na götürmüştü. Kanlı Ay’ın sembolik anlamı, cadı imparatorluğu, dört krallığın ve Kilise’nin kökenleri hakkında konuşmuştu Roland. Eğer bunları söyleyen kişi kral olmasa ‘Dağılış Yıldızı’ bunları kesinlikle saçma bulurdu.


Aynı zamanda kralın yüzündeki ciddi ifade de her şeyin ne kadar gerçek olduğunu gösteriyordu.


Roland konuşmayı bitirdikten sonra Dağılış Yıldızı boğuluyormuş gibi hissetmişti. Kıyamet gününün sadece Tanrı'nın bir cezası olduğuna inanıyordu. Titreyen deniz dipleri, çatlayan toprak parçaları, yeraltından gelen ateş ve gökyüzünden gelen şimşekler… Bunlar ne kadar korkunç olursa olsun insan medeniyetlerini tamamen yok edemezlerdi. İnsanlar önceden hazırlandıkları sürece şehirlerin büyük bir kısmı bu felaketleri atlatırdı.


Ancak Majesteleri’ne göre Kanlı Ay, savaşların başlamasının işaretiydi.


Anlaşılan insanlar ve şeytanlar arasındaki savaş bin yıl sürmüş gibiydi. İnsanlar iki kez yenilmişlerdi. Bir kere daha yenilmeleri halinde dünyadan silineceklerdi.


“Majesteleri…” diye soran Dağılış Yıldızı neredeyse sesini kaybetmişti: “Bunları nereden öğrendiğiniz?”


Roland iki parmağını uzattı: “Cadı İmparatorluğu’ndan ve Kilise’den… Her ikisinin de Gökhisar Krallığı’nın içinde bulunduğu bu dört krallığın kurulmasında payları var. Ben aslında Batı Bölgesi’ndeki şeytanlarla karşı karşıya geldim. Onlar hakikaten… Kendi medeniyetlerini geliştirmiş farklı bir ırk…”


“Peki ya tanrıların gülümsemesi nedir?”


“Kimse bilmiyor. Belki de cevabı ancak Tanrı İradesi Savaşı’ndan sonra öğreniriz.”


Dağılış Yıldızı sessiz kalmıştı. Anlatılan bu korkunç şeylere inanması gerekip gerekmediğinden emin değildi. Ama çok geçmeden Gökhisar Krallığı'nın yükselişi, düşüşü ve Wimbledon Ailesi’nin ilerlemesi hakkındaki hikâyeyi fark etmişti. Bu ülkenin de kralı olarak Roland’ın ona yalan söylemesi için hiçbir nedeni yoktu.


Yalan söylemesinde herhangi bir anlam yoktu yani…


Roland'ın söylediği her şeyin doğru olduğu varsayıldığında cadılara neden bu kadar güvendiği de anlaşılıyordu.


Aynı şekilde cadıların gücünün de şeytanlar gelmediği varsayıldığında cadılar artık insanların düşmanları olmazlardı.


Bu bilgilerin ışığında; Eski Kral Şehri’nde yayılmış olan cadıların masum oldukları hakkındaki söylentiler, buzdağının sadece görünen yüzüydü. Hiç şüphe yoktu ki Majesteleri’nin bu bilgiyi bile isteye gizli tutması, çoğunluğun arasında panik yayılmaması için epey bilgece bir seçimdi.


Dağılış Yıldızı’nın anlayamadığı tek şey, gökyüzündeki Kanlı Ay’ın Cehennemin Kapıları ile ne tür bir alakası olduğu idi.


“Majesteleri… Sizin için ne yapabilirim?”


Dağılış Yıldızı; kralın, Astroloji Derneği’nin Batı Bölgesi’ne taşınmasına dair isteğinin muhtemelen astrolojik bir sebepten ötürü olmadığının belli belirsiz farkındaydı. Görünüşe göre Roland zaten Yokoluş Yıldızı hakkında herhangi bir astrologdan daha çok şey biliyordu. Dağılış Yıldızı bugün anlatılanları dinlemese 1000 yıl önce ne olduğunu asla bilemezdi.


“Bir dahaki sefere seninle konuşmak istediğim şey bu… Hatta bu az önce anlattıklarımdan bile daha önemli olabilir.” diyen Roland gülümsedi ve masanın üzerine bir kitap koydu: “Önce bir göz at.”


Kitabı alan Dağılış Yıldızı kapaktaki başlığın daha önce hiç görmediği ifadelerin bir kombinasyonu olduğunu fark etmişti.


“Analitik… Geometri mi?”


Bu kelime ağzı epey dolduruyordu. Aynı zamanda çok nadir ve pahalı bir pigment olduğu belli olan mavi bir renkle basılmıştı.


“Acele etme. Anlamaman problem değil. Gelecekte çok şey öğrenmen gerekecek.”


Roland'ın odasındaki aydınlatma mum olmadan bile nispeten iyi olsa da asla gün ışığı ile kıyaslanamazdı. Bu nedenle Dağılış Yıldızı’nın kitabı direkt olarak okuyası gelmemişti. Çünkü gece geç saatlerde okuma yapmak az yahut çok göze hasar verebiliyordu.


Bir astrolog olarak gözlerini iyi korumalıydı.


Yine de kralın isteğini doğrudan reddedip de onu kızdırmak istemiyordu. Bu nedenle şimdi hızlı bir göz atmaya, asıl okumayı yarına bırakmaya karar vermişti.


Ancak ilk sayfadaki giriş kısmını okuduktan sonra elinde olmadan kitaba yapışmıştı.


“Nesnelerin yörüngelerini aritmetik formüllerle tanımlamak mı? Tüm yörüngeyi sadece birkaç önemli parametreyle hesaplamak mı?”


Sonrasında her biri dört düzlemli bir koordinat sistemi oluşturan birkaç kesişen düz çizgi grubu gelmişti. Her koordinatta basit bir şekil vardı. Bazıları sadece diyagonal düz çizgilerdi. Bazıları eğrinin bir bölümüydü, bazıları ovaller ve diğerleri de çoklu eğrilerin bir kombinasyonuydu. Çok da garip görünmüyorlardı. Ancak Dağılış Yıldızı’nın dikkati kısa süre sonra daire şeklinin yanındaki aritmetik formüle geçmişti.


“Bu aritmetik bir formül olmalı…” diye düşündü Dağılış Yıldızı.


Formül, aynı sembolle başlayıp bitiyor ve aynı zamanda da bir artı işareti ile bir eşitlik işareti içeriyordu. Dağılış Yıldızı’nın formülün ne olduğu hakkında en ufak bir fikri yoktu. Ama bir şekilde bu formüldeki güzelliği kavramıştı. Her sembol eşsiz bir çekiciliğe sahipti ve diğerleriyle bir uyum içerisindeydi.


Her şekil birbirinden farklı olsa ve hiçbir şekilde aynı yörüngeyi göstermese de (örneğin bir düz çizgi ile bir oval), aritmetik formülleri arasında gözle görülür bir fark yoktu.


Aniden zihninde bir fikir parlamıştı: “Bu dünyadaki her şeklin bir aritmetik formülle ifade edilmesi mümkün mü?”


Astrolog heyecanla ikinci sayfaya geçti.


...


Kitabı kapattığında boynu ağrıyordu. Tüm kitabı okumak bir saatten fazla sürmüştü. Bu süreçte de masanın üzerindeki belgelerle uğraşan ve kendi işlerine bakan Roland, astroloğun okumasını bölmemişti.


“Üzgünüm Majesteleri. Ben…”


“Bitti mi?” diye soran Roland gülümsedi: “Bahse girerim anlamadığın çok şey vardır.”


“Evet. Saray hocalarının size bu tarz şeyler öğrettiklerini hatırlamıyorum. Bu… Sembolleri ve formülleri…” dedi Dağılış Yıldızı. Saray hocalarının 10’undan 9’u genelde Astroloji Derneği’nden olurdu çünkü… Ama Majesteleri’nin yazdığı bu kitap Dağılış Yıldızı’nın aklını başından almıştı kesinlikle: “Çok ilginçler gerçekten… Ama o karışık formül dönüşümlerini iyi kavrayamadım.”


“Çünkü denklemleri öğrenmedin. Analitik geometriyi anlamak için bunu öğrenmelisin.” diyen kral masaya bir yığın kitap çıkardı ve astroloğa uzattı. Başlıkların çoğu ya yeşil ya da maviydi. Ve her bir başlık epey garip ve ağız dolduran bir isimdi.


Dağılış Yıldızı’nın elleri titremeye başlamıştı: “Onları eve götürebilir miyim?”


"Kesinlikle. Aslında ben bunları sadece senin değil, Astroloji Derneği’ndeki tüm astrologların ve öğrencilerin öğrenmesini istiyorum.” diyen Roland bir an duraksadıktan sonra devam etti: “Bilmeni istediğim bir diğer şey de şu; Kanlı Ay hakkında o kadar fazla endişelenmene gerek yok. Kitaplardaki her şeyi tam olarak anladığını sürece Astroloji Derneği şeytanlara karşı yapılacak savaşta hayati bir rol oynayabilir. Bu kitapların amacı basitçe sizin ufkunuzu açmak. Sonrasında daha karmaşık ve zor şeyler gelecek. O zaman geldiğinde sadece hareket eden gezegenlerin yörüngesini hesaplamakla kalmayacaksınız. Her bir ağacın, yeryüzündeki her bir taşın, gökteki her bir yıldızın ve bu gezegende gördüğün her şeyin yörüngesini hesaplayabiliyor olacaksınız. Nasıl geliyor kulağa? Bu mücadeleyi kabul etmek ister misin?”


“Evet isterim Majesteleri!”


Dağılış Yıldızının hemen olumlu bir cevap vermişti. Az önceki umutsuz halini bir kenara atmış ve tekrardan neşesi yerine gelmişti.


Binlerce yıldızın hesapladığı yollardan hareket ettiğini şimdiden görebiliyordu.


Bu arada genç kral da gülümsüyordu. Öyle garip bir gülümsemeydi ki Dağılış Yıldızı’na, ceylanın tuzağa düştüğünü izleyen aslanı hatırlatmıştı bu gülümseme…


“Harika. Ama lütfen cesaretin yıkılmasın. Epey zor olacak ve bazı engellerle karşılaşacak olman da tamamen normal. Eninde sonunda onlarla başa çıkacağına inancım tam…”


...

Dağılış Yıldızı’nın bu denli heyecanlanması sizin de aklınıza Kyle’ın kimya kitabı aldığı zamanı getirmedi mi? Çok benziyorlar.

Bakalım bu eğitimler nasıl gidecek? Daha da önemlisi krallığa ne tür faydalar sağlayabilecekler? Sizce neler olabilir?

Takipte kalın! Yorumlarınızı bizimle paylaşmayı ve serimizi beğenmeyi de unutmayın lütfen! Görüşmek üzere!

 








Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 44306 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr