Bölüm 652: Cadı ve Kaza

avatar
1844 36

Release That Witch - Bölüm 652: Cadı ve Kaza




Çevirmen: Lodos

Karanlık kireçtaşı mağarasından ayrılacakları sırada rehber Yorko'nun elini tutmuştu. Rahatlıkla yürümeye başlamışlardı.


Yorko zemini zar zor seçebiliyordu. Ancak rehber yavaşlamıyordu bile… Hatta 76 numaranın kendisinden zayıf olmadığını da hissediyordu Yorko. Avucundaki nasırlar ince vücuduyla hiç uyuşmuyordu. Misafirlere hizmet etmenin yanı sıra muhafızlık görevi de yapıyor olmalıydı. Böyle birisini yetiştirmek çok kolay değildi. Bu nedenle Kara Para’dan satın alınabilse güzel olabilirdi.


Her ne kadar Hill Fawkes akıllı görünse de Majesteleri’nin adamı olduğu için sonsuza kadar Yorko’nun peşini takip etmeyecekti. Bir muhafız olmak için biraz sıkıcı olduğundan bahsetmiyordu bile Yorko… Hill’in yerine 76 numarayı getirmek daha uygun olabilirdi.


Tabii ki Yorko bunu öylesine düşünüyordu. Ne de olsa siyah mektup kendisine ait değildi ve 4000 kraliyet altını hali hazırda çok fazla bir paraydı. Kendi özeli için ekstra bir para harcayacak olmak muhtemelen üç büyük aileden biri olan Luoxi Ailesi ile arasında bir gerilime neden olabilirdi.


Mağaraya girdikten sonra Yorko, kanalların çoğunun doğal şekilde oluştuklarını ve bu dar kısımdan dolayı meşalelerin renklerinin daha da parladığını fark etmişti. Mağaranın tepesindeki ufak boşluklardan karanlık gökyüzü seçilebiliyordu. Birbirine karışmış onca yol daha da derin mağaralara çıkıyordu. Bu mağaraların bir kısmı otele dönüştürülmüştü bile… Kalan yollara ise tabelalar asılmıştı. Sanki burası bir tür yeraltı şehriydi.


Her müşteriye bir rehber atamak şart gibi görünüyordu. Yoksa bir odayı aramak bile çok zaman harcardı.


Yorko, hazır etrafta kimse yokken yavaşça sordu: “Bu arada… Bu açık artırma için nasıl ödeme yaparım?”


“Yeraltından ayrılmadan önce, malların iyi olduğunu onayladıktan sonra davet mektubunu bana verebilirsiniz.” dedi 76 numara gülümseyerek: “İşlemlerin geri kalanını ben sizin için tamamlayacağım. Siz bu esnada bara gidebilir, kumarhaneyi ya da sıcak su havuzumuzu ziyaret edebilirsiniz. Kara Para hem eğlenceniz hem de rahatlamanız için her türlü servisi sunar.”


“Bütün para siyah mektupta yazılı mıdır?”


“Evet.”


“Ya birisi bir rehberi satın almak isterse?”


“Kara Para’ya yalnızca 500 kraliyet altını ödemeniz yeterli olacaktır.” diyen 76 numara bu tür sorulara alışkınmışçasına sorunsuz şekilde cevap vermişti. Sonrasında sordu: “Efendim… Beni satın mı almak istiyorsunuz?”


“Anlaşabilmek birlikte ne kadar çok zaman geçirdiğimizle ilgili değil ne kadar eğlendiğimizle ilgili…” diyen Yorko, kızın sorusunu görmezden gelerek sordu: “Ne düşünüyorsun?”


“Haklısınız…” diyen kız güldü.


“Her neyse… Nasıl göründüğünü görebilir miyim?”


“İmkânı yok.” diyen 76 numara başını salladı: “Rehberi satın almadığını sürece rehber maskesini çıkaramaz. Bu Kara Para’nın bir kuralıdır.”


“Ancak herhangi bir hizmeti sağlayabileceğini söylemiştin…”


“Elbette…” diyen 76 numara kırmızı dudaklarına dokundu ve flört ederek: “Bu size hizmet etmemi engellemiyor efendim…” dedi.


Yorko daha da heyecanlanmıştı.


“Geldik. Burası sizin odanız.” diyen 76 numara onu mağaranın sonundaki odaya getirmişti. Odanın ahşap kapısının üstünde tıpkı kızın da numarası olan 76 numara yazıyordu: “Oda iç ve dış olmak üzere iki bölmeye ayrılmıştır. Ben bu gece dış odada uyuyacağım. Bir şeye ihtiyacınız olması halinde beni çağırabilirsiniz.”


Yorko kaşlarını kaldırmıştı. Kapıyı açtıktan sonra sordu: “Dış oda burası mı?”


Mağara ön tarafta dardı ve arkaya doğru genişliyordu. Dış oda da sadece bir kişiyi barındıracak kadar büyüktü. Muhtemelen burada uyumak bir ahırda uyumak ile aynıydı çünkü zeminde sadece basit bir saman tabakası vardı.


“Ne de olsa yer altında uygun bir oda bulmak zor…” diyen rehber kayıtsızca el salladı ve Yorko için ikinci oda kapısını açtı.


İç oda da geniş değildi aynı şekilde… Büyük bir yatak ve iki yumuşak sandalyeden başka bir şey yoktu içerisinde…


"Mmm! Mmm!"


İçeri giren Yorko müzayededen aldığı cadıyı gördü. Duvardaki demir halkalara hem elleri hem de ayakları sıkıca kelepçelenmiş ve genişçe açılmıştı. Ağzına da bir parça beyaz ipek sıkıştırılmıştı. İçeri birilerinin girdiğini gören cadı korku içerisinde kıvranıyordu.


Dudakları seğiren Yorko içinden Kara Para’ya küfürler savurmaya başlamıştı. Odada en azından bir kölenin hapsedilmesi için falan bir bölme olduğunu düşünüyordu. Ama aksine çok perişan bir odaydı.


“E ben bu halde 76 numara ile güzel bir gece nasıl yaşayabilirim? Cadının gözü önünde mi yapayım her şeyi?” diye içinden geçirdikten sonra: “Kara Para’nın başka odaları var mı? Ekstra ücretli olanlardan bahsediyorum mesela…” diye çaresizce sordu Yorko.


“Bazı müşterilerin oda bakımından daha yüksek gereksinimleri olduğu göz önüne alınırsa evet… Yere daha yakın ve nehrin hemen dibinde olan bazı evlerimiz var.”


Bu işadamlarının para kazanma şekli gerçekten olağanüstü idi.


“En ucuz oda ne kadar?”


“Gecelik üç kraliyet altını…”


“Bu fiyat Kral Şehri’nin iç şehrindeki bir otelde iki hafta kalmanın masrafıyla eşit…” diye içinden eleştirdi Yorko: “Ama bu para da 4000 kraliyet altınının yanında hiçbir şey. Otto Luoxi bunu umursamayacaktır. İşlem ücreti olarak düşünür…”


“Dışarı çık ve bir süre bekle.” diyen Yorko bir süre düşünmüştü: “Cadıyla konuşacak bir şeyim var. İşim bittiğinde ben çağıracağım seni…”


“Emredersiniz efendim…” diye saygıyla cevap veren 76 numara odadan ayrıldı.


Yorko ceketini çıkararak cadıya doğru yürümeye başladığı anda cadının yüzündeki dehşet açık açık görülebiliyordu.


Ceketiyle cadının vücudunu kapattıktan sonra söze girdi: “Dinle. Ben seni kurtarmak isteyen birisi tarafından buraya gönderildim. Ses çıkarmadığın sürece kimse sana zarar vermeyecek. Her şey güzel olacak. Eğer beni anlıyorsan lütfen iki kez başını salla…”


Cadı mücadele etmeyi bırakmış ve Yorko’ya uzun süre bakmıştı. Sanki duyduklarına inanamıyormuş gibiydi.


Büyükelçi az önce söylediklerini mümkün olduğunca yumuşak ve yavaş bir şekilde tekrar söyledi. Cadı gerçekten çok güzeldi. Ama böylesi çocuksu bir küçük kız pek Yorko’nun zevki değildi.


Sonunda cadı başını sallamıştı.


Rahatlayan Yorko uzanarak cadının ağzındaki ipek kumaşı çıkardı.


Cadı biraz öksürdükten sonra sordu: “Sen de kimsin?”


“Seni kurtarmaya gelen biri…” diyen Yorko yatağa oturdu: “Bir adın var mı?”


“Amy…” diyen kız bir an duraksadıktan sonra devam etti: “Madem beni kurtarmak için buradasın neden ellerimi ayaklarımı serbest bırakmıyorsun?”


“Ya kaçarsan? Ve eğer yakalanırsan seni tekrar satın almak için başka bir 4000 kraliyet altınım daha yok.” diyen Yorko kollarını açtı: “Ayrıca güvenlik için böyle kalman daha iyi olacaktır. Herhangi bir şüphe çekmeyiz. Yarın buradan ayrıldıktan sonra seni serbest bırakırım, tamam mı?”


“Gerçekten mi?” diye şüpheli bir şekilde sormuştu Amy.


“Çok saf bir kız… Cadı olduğunun öğrenilmesi ve ihbar edilmesi çok da şaşırtıcı değil.” diye düşündü Yorko: “Bana denk geldiği için şanslı…”


“Sadece bu da değil. Seni cadıların toplandığı bir yere götüreceğim. Orada seni bekleyen bir sürü arkadaşın olacak. Saklanmaya ve kaçak hayatı yaşamaya devam etmene gerek kalmayacak.” diyen Yorko ayağa kalktı: “Sadece yarına kadar sabırla beklemelisin. Anladın mı?”


“Bekle… Nereye gidiyorsun?”


“Elbette güzel bir gece geçirmeye…” diyen Yorko, gülümsedi.


Tam 76 numaraya seslenecekti ki dış odada ani bir gürültü patlamıştı. Çok hızlı bir şekilde olmuştu bu ve birkaç saniye içerisinde de yine sessizliğe gömülmüştü dış oda…


“76?” diye seslendi Yorko. Ama cevap gelmemişti…


...

Bir aksilik olmazsa olmaz zaten… İlla ki bir şey çıkacak. Acaba kim geldi ya da ne oldu? Kara Para falan mı geldi yoksa başka birileri mi? Tahminlerinizi şu anda yorumlara yazın ve sonraki bölüme ilerleyerek doğru bilmiş misiniz, bir bakın!

Takipte kalın! Yorumlarınızı bizimle paylaşmayı ve serimizi beğenmeyi de unutmayın lütfen! Görüşmek üzere!

 








Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 44344 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr