Bölüm 651: Müzayede

avatar
1798 35

Release That Witch - Bölüm 651: Müzayede




Çevirmen: Lodos

Belki de cadının yeteneği buydu.


Yorko, Luoxi Ailesi’nin en büyük oğlundan sadece bir cadının açık artırmaya çıkacağını duymuştu. Onun yeteneği hakkında bir şey duymamıştı. Tehlikeli ve acayip bir yetenek, kimse öldürülmek istemediği için cadının fiyatını düşürürdü. Cadılar şeytanla bağlantılı olsunlar ya da olmasınlar sıradan insanlar değillerdi sonuçta… Çok tehlikeli olabilirlerdi.


Ama bu cadının yeteneği korkunç değildi. Kendi kendisini iyileştiriyor olmak insanlara zarar veremezdi. Aksine bazı meraklı insanların ihtiyaçlarını bile karşılardı. Bu yüzden de fiyat haliyle epey yüksek olacaktı.


“Efendim… Siz de bir fiyat vermek istemez misiniz?” diye sordu 76 numara…


“Ee… Bir dakika bekle…” diyen Yorko ellerindeki teri sildi. Düşünmeye başlamıştı: “Otto siyah mektubun para olduğunu ama ne kadar ettiğini söylemedi. 1000 belki 2000 kraliyet altını… Cadının fiyatı eğer bu mektuptan yüksek olursa Kara Para bunu kabul eder mi? Ya benden fazla para ödememi isterlerse?” Aklına gelen bunca sorudan sonra iyice kaygılanmaya başlamıştı Yorko. Gerçekte 1000i bırak 100 kraliyet altını dahi yoktu kendisinin…


O sırada ihaledeki rekabet de giderek yavaşlamaya başlamıştı. Her bir yükselişte 10 kraliyet altını ekleniyordu ve aralardaki süreler de gittikçe uzuyordu.


“1,260 kraliyet altını!”


“Daha yüksek bir teklif var mı?”


Yorko sessiz kalması halinde cadıyı kaybedeceğini biliyordu.


Dişlerini sıktı ve içinden: “Eğer siyah mektubun tamamını kullanmış sayılırsam Gökhisar büyükelçisi kimliğimi gösteririm. Bir ülkenin elçisine zarar vermeye cesaret edemezler. Sonrasında da Otto’nun yarın sabah fazladan para ödemesini sağlarım.” diye düşündükten sonra kalın bir sesle: “1500 kraliyet altını!” dedi.


“Evet.” diyen 76 numara anında sağ elini kaldırdı: “1500!”


Bunu duyan tüm misafirler heyecanlanmaya başlamıştı.


Yaklaşık 300 kraliyet altını miktarındaki artış önemli bir artıştı ve alıcının ne kadar ciddi olduğunu gösteriyordu. Diğerlerinin de artık teklif vermemelerini belirtircesine bir gözdağıydı aynı zamanda… Sadece en zengin ve en güçlü insanlar Kara Para’dan davet alabiliyordu. Yani teklif veren müşterilerin astronomik rakamlar teklif etmek yerine birbirleriyle iyi geçinmeye çalışmaları çok daha önemliydi. Şartlar böyle olduğunda da diğer müşteriler genelde teklif vermeyi durdururlardı.


Denise'den öğrendiği bu teklif verme tekniğini kullanarak diğer teklif verenlerin rekabet etmesini engellemeyi umuyordu.


Ama gel gör ki bu amacına ulaşamamıştı.


“1800!”


Anında yeni bir teklif çıkmıştı.


Yüreği titredi bir anda Yorko’nun…


Bu teklifi veren de Yorko’nun taktiğini uygulayarak 300 kraliyet altını artış yapmıştı. Bu demekti ki o da cadıyı almak konusunda çok kararlıydı.


“Efendim?” diye sordu 76 numara.


“2,000.” diyen Yorko dişlerini sıkmıştı.


76 numara fiyatı söyledikten sonra da diğer teklif veren, fiyatı yükseltmişti: “2300!”


“Lanet olsun!” diye içinden bir küfür savurdu Yorko. Bu fiyat, kendi kendini iyileştirme yeteneğine sahip bir cadı için bile çılgıncaydı. Köle pazarında güzel görünümlü ve çok becerikli kadın kölelerin en iyisi en fazla 100 kraliyet altını idi. Şafak Krallığı’nın yasalarını ihlal etmekten korkmayan kişi şu anda verilen parayla pazardan rahatlıkla iki düzine köle alabilirdi. Tek bir cadı almaktan daha iyi olmaz mıydı?


Bu düşünceler içerisinde başını çeviren Yorko, diğer teklif veren tarafın rehberinin erkek olduğunu görerek şaşırmıştı.


“Bir rehbere, teklif verenin cinsiyetine göre karar verilmiyor muydu, değil mi? Yani diğer teklif veren bir kadın mı? Nedene bir cadı almak ister ki? Öylesine izlemek için mi?” diye soran Yorko, öfkeliydi.


“Teklif veren kişinin özel istekleri yoksa dediğiniz doğru efendim.” diyen 76 numara başını sallayarak sordu: “Teklif fiyatınızı tekrar yükseltmek ister misiniz?”


“O kadın vazgeçene kadar her seferinde 200 kraliyet altını daha yükselt!”


Yorko cadıyı her ne pahasına olursa olsun almaya karar vermişti. Diğer teklif sahibinin Şafak Krallığı'nın üç ailesinden daha zengin olduğunu düşünmüyordu. Ne de olsa Otto yapmasını istemişti bunu… Bir sorun çıkması halinde o hallederdi.


Yorko ile diğer taraf art arda teklifler verirken bu sahneden çok keyif alan diğer seyirciler de aralarında fısıldaşıyorlardı.


Teklif fiyatı 4.000 kraliyet altınına ulaştığında diğer teklif sahibi nihayet teklif vermeyi durdurmuştu.


Ancak fiyat, Otto’nun beklediği 800 kraliyet altınının tam tamına beş katıydı!


“4000! Satıyorum, bir!”


“Satıyorum, iki!”


Sahnedeki adam yavaş yavaş sayıyor bu da Yorko’yu daha da geriyordu. Elinde olsa gidip sahnedeki adamın yerini alacak ve satışı direkt onaylayacaktı.


Neyse ki şu anda Yorko için en korkunç kâbuslardan farkı olmayan teklif verme sesi tekrar duyulmamıştı.


“Satıyorum, üç! Ve sattım!”


Yorko derin bir nefes aldı. Oturduğu yerde hafifçe eğildi. Sırtı terden sırılsıklamdı.


“4000 kraliyet altını… Bu cadı, benim hayatım boyunca kazanamayacağım bir servete mal oluyor. Demek büyük soylular böyle para harcıyorlar…” diye düşünen Otto, bir anda Gökhisar’ın Kral Şehri’nde kendi yaşadığı hayatın sadece bir şakadan ibaret olduğunun farkına varmıştı.


Rehber gülümseyerek söze girdi: “Tebrikler efendim! 10 numaralı ürün artık sizindir!”


Yorko’nun etrafındaki insanlar sırf kısa vadeli bir tüketim malzemesi için 4000 kraliyet altını ödemiş bu insana saygıyla bakıyorlardı.


Şafak Krallığı'nda kimliği belirleyen şey zenginlikti.


Açık artırma sırasında ne tür endişeler yaşamış olursa olsun bu harika duygudan çok memnundu Yorko… Çünkü ilk kez insanlar onu hor görmek yerine ona saygıyla bakıyorlardı.


Yorko bu duygunun uzun süre keyfini çıkardıktan sonra sordu: “Geri kalan ürünlerin hepsi köleler mi?”


“Evet, sonuncusu hariç…” diye yanıtladı 76 numara: “Kara Para o sonuncu ürüne ulaşabilmek için epey çaba sarf etmiş, öyle söyleniyor.”


“Sen de ne olduğunu bilmiyorsun…”


“Evet. Patronum bunu yaparak o ürünün mistik kalitesini vurgulamak istiyormuş. Bize sadece büyülü taşlarla kaplı eski bir kalıntı olduğunu söyledi.”


“O da parlıyor mu yani? Bana bu açık artırmada başka bir büyülü taş olmadığını söylemiştin.” diyen Yorko’nun dudağı seğirdi.


76 numara açıkladı: “Sadece bir tür büyülü taş yok. Bazı taşlar parlamaz. Ama altı ay önce 3400 kraliyet altınından satılan Mavi Yıldız gibi en kaliteli mücevherlerden olabilirler mesela… O taş da parlamıyordu. Ama karanlıkta içinde hafif hafif parıldayan çok sayıda yıldız görebiliyordunuz. Sıradan mücevherlere kıyasla çok kıymetli bir parçaydı.”


“Ve çok da pahalı… O fiyata satılacak kadar nasıl güzel olabilir?” diye düşünen Yorko elinde olmadan merak etmişti. Artık Otto’nun verdiği işi bitirdiğine göre Denise’e övünebileceği ve anlatıp kibirlenebileceği mallara bakmaya başlayabilirdi.


Ancak açık artırmanın o son ürününü görünce hayal kırıklığına uğramıştı.


Bir kılıçtı.


Tutma yerinde dört farklı taş vardı. Teklif veren adamın kılıcı bir silah olarak mı yoksa bir mücevher olarak mı tanıtacağını merak ediyordu Yorko.


Adam kılıç konusunda övünmeye başlamıştı. Geçilmez Dağ sıralarında bulunan eski bir anıtta keşfedildiğini iddia ediyordu. Bulunduğu yerin etrafındaki resimlerden kılıcın mükemmel bir kadın savaşçıya ait olduğu sonucuna varılmıştı. Savaşçı bu kılıcı kullanarak astronomik olayları değiştirebiliyordu. Düşmanları da cehennemden gelen şeytanlar idi. Bu saçma sözlere gülen Yorko içinden: “O dört taşı tek başına satsalar daha mantıklı olur. Kılıcın reklam edilmesine bile gerek yok.” diye düşündü.


Kılıç 50,000 kraliyet altınından açık artırmaya çıkmıştı. Tüm misafirler şok olmuştu bir anda… En sonunda da kimse teklif vermemiş ve müzayedenin bu bölümü sona ermişti.


Dikkatini sahneden 76 numaraya çeviren Yorko, kızın kalçasını okşayarak sordu: “Aldığım cadı nerede? Odama yerleştirildi mi?”


“Elbette efendim…” diyen 76 numara kıkırdadı: “Kara Para sizin için her şeyi ayarladı. Bu taraftan lütfen…”


...

Acaba Otto bu kadar parayı duyunca ne tepki verecek, çok merak ediyorum. Ondan da önce acaba siyah mektup 4000 kraliyet altınını karşılamaya yetecek mi? Yetmezse ne olacak? Göreceğiz…

O kılıç, Kutsal Birlik’ten Alice’in kılıcı olabilir mi sizce, ne dersiniz? Benim aklıma gelmedi değil yani… Bakalım belki yine karşımıza çıkar ileride…

Takipte kalın! Yorumlarınızı bizimle paylaşmayı ve serimizi beğenmeyi de unutmayın lütfen! Görüşmek üzere!

 








Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 44344 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr