Bölüm 588: Bir Şövalye ve Sen

avatar
2374 30

Release That Witch - Bölüm 588: Bir Şövalye ve Sen




Çevirmen: Lodos

Gece, Kızıl Su Şehri Kalesi'nin salonları parıl parıl parlıyordu. Şarap kadehleri taşıyan hizmetçiler kalabalığın arasında dolaşıyorlar, müzisyenler enstrümanlarının tellerine vura vura usulca şarkı söylüyorlardı. Cazip yemekler masaların üstüne yerleştirilmişti birer birer ve kadehlerin içindeki kırmızı şaraplar da ışıldıyordu.


Soylular ve kadınlar iki üç kişilik gruplara ayrılmışlar, ellerinde şaraplarla mutlu şekilde sohbet ediyorlardı. Edith ise insanların odak noktası halindeydi. Kont Delta ile salonda dolaşıyor ve böylesine bir etkinlikten çok hoşnut olmuş gibi görünüyordu.


Ancak Brian, tüm kalabalıktan tamamen yabancı gibi hissediyordu kendisini…


Alt gömleğinin yakasının onu boğduğunu ve ceketinin kollarının, hareketini aşırı derecede kısıtladığını her saniye hissedebiliyordu. O sivri burunlu, yüksek topuklu ayakkabılardan bahsetmiyordu bile… Soyluların bu ayakkabılarla böylesine kaygan bir zeminde nasıl hareket ettiklerini gerçekten anlayamıyordu.


Brian elinde olmadan Birinci Ordu’nun bir muhafızı olduğu için burada bulunmak zorunda olmayan Vaner’i kıskanmıştı.


Ama Edith'in onlara; Majesteleri Roland'ı temsilen burada olduklarını söylediğini hatırladığı an kendisine çekidüzen vererek dik durmaya başlamıştı.


Birisi aniden sırtını sıvazlayarak sordu: “Oldukça gergin görünüyorsun. Böyle bir ziyafete ilk kez mi geliyorsun?”


Arkasını dönen Brian, boynunda beyaz bir fular olan, geniş omuzlu, resmi kıyafetler giymiş ve günlük görünümünden tamamen farklı görünen Sör Eltek’i görmüştü.


“Sakin ol. Bu kadar gergin olmak zorunda değilsin.” dedi yaşlı şövalye…


“Ben gergin değilim…”


“Bu kötü bir şey değil. Kimse her şeyde iyi değildir. Çok da problem değil bu.” diyen Sör Eltek, ellerini havaya kaldırmıştı.


Bir an sessiz kaldıktan sonra Brian sordu: “Lord Demir Balta nerede?”


“Cadılara eşlik ediyor. Bayan Iffy ve Bayan Sylvie’ye… Onlar da en az Bayan Edith kadar popüler görünüyorlar.” diyen Sör Eltek salonun diğer tarafını işaret etti.


O tarafa bakan Brian, cadıları görmüştü. Edith’in son dakika içinde onlara bulduğu elbiselerin içerisinde onlar da çok katı görünüyorlardı. Ancak hala çekicilerdi hatta Kuzey’in İncisi’nden bile daha güzellerdi: “Bu insanların cadıların kim oldukları hakkında hiçbir fikirleri yok. Ve Lord Demir Balta da aslında cadıları korumuyor.” dedi Brian.


“Öyle mi?” diye sordu Sör Eltek.


Brian başını sallayarak açıkladı: “Lord Demir Balta aslında soyluları koruyor. Çünkü eğer Bayan Iffy sinirlenirse acı çekenler o insanlar olacaktır.”


Daha sonra birbirlerine baktılar ve aynı anda kıkırdadılar.


“Bak! Şimdi rahat ve doğalsın.”


“Ben…” diyen Brian bir süre donsa da sonrasında: “Teşekkür ederim.” dedi.


“Hah! Rica ederim.” diyen Sör Eltek hizmetçiyi çağırdı. Bir kadeh şarap alarak Brian’a döndü ve sordu: “Bir içkiye ne dersin?”


“Hayır... Majesteleri, görevdeki bir askerin asla şarap içmemesi gerektiğini söyler.”


“Dinlenirken bile mi?”


“Kural böyle…”


“Pekâlâ…” diye Sör Eltek şarabı tek başına yudumladı: “Çok yazık…”


“Sizce…” diyen Brian tereddüt etse de sözlerine devam etti: “Bayan Edith'in söylediği doğru mu?”


“Ne gibi?”


“Bir şövalye, bu tür davetleri kendi isteğiyle asla reddetmemelidir. Çünkü Majesteleri’ni temsil ediyordur.”


“Ee… Evet, bu doğru.” diyen Sör Eltek başını salladı.


Brian aniden üzülmüştü: “Ben bir şövalye olmak için nitelikli değilim demek ki… Bu tür durumlarda onun gibi doğal, rahat davranamam.”


“Problem değil.” diyen Sör Eltek, ellerini iki yana açarak devam etti: “Bazı insanlar bu tür durumlarda doğal olarak iyilerdir, bazıları da değildir. Elbette bir ziyafette öne çıkabilen bir şövalye Lordu’na şan şöhret hatta diplomatik başarı getirebilir. Ancak şövalye olmak tamamen bu değildir ki… Benim oğlum bile soylular arasında bu tür sosyal etkinliklerde kötü olmasıyla tanınır.”


“Günışığı’ndan mı… Bahsediyorsunuz?”


“Evet. Nadiren diğer soylularla vakit geçirir ve Lord’un düzenlediği sosyal etkinliklerde genelde orada olmaz. Ancak kimse onun mükemmel bir şövalye olduğunu inkâr edemez.”


“Bay Ferlin'in bu tarafını bilmiyordum.” dedi Brian.


“Onun hakkında bilmediğin çok şey var.” diyen Sör Eltek gülümsedi ve ekledi: “Taş gibi inatçıdır. Halktan bir kadınla evlenerek beni öfkeyle doldurdu. O zamanlar onla bağımı kesmiştim ama sonradan yanıldığımı anladım. Bayan Irene'de hiçbir hata bulamadım. Bir soyluluk unvanı olmamasının haricinde herhangi bir soylu hanım kadar iyi… O zamanlar ikisi için de zordu.” diyen yaşlı şövalye bir an duraksayarak konuyu değiştirdi: “Duydum ki zamanında Sınır Kasabası’nın tahıllarını korumak için isyancılara karşı kanlı bir savaş vermişsin…”


“Ee… Aslında onları durduran kişi Leydi Bülbül idi. Eğer o olmasaydı korkarım ben o bodrumda çoktan ölmüş olurdum.” diyen Brian biraz utanmıştı.


“Ama en azından sen bir adım attın, değil mi? Sadece unvanları olan ama savaşmaya cesareti olmayan onca soyludan çok daha cesurca bir davranış. Bence Majesteleri’nin seni şövalye yapmasının nedeni sosyal yeteneklerin değil. Olduğun kişi olarak kaldığın sürece bir şövalyesin sen…”


“Anlıyorum.” diyen Brian, dokunaklı hissetmişti: “Sözleriniz için teşekkür ederim.”


“Ne demek… Bunu aramızda rahat bir sohbet olarak kabul et. Seni görmek bana Ferlin'i hatırlattı. Bu yüzden dilimi tutamadım.”


Bir süre sonra Brian boğuk bir sesle sordu: “Peki ya Bayan Edith'in bahsettiği diğer şey ne olacak? Soyluların sosyal faaliyetleri sıkıcıymış falan…”


“Onu gerçekten önemsiyorsun, değil mi?” diye soran Sör Eltek, gülümseyerek Brian’a bakıyordu.


“Hayır, hayır! Sadece merak ediyorum.” diyen Brian derhal ellerini sallayarak açıklamaya girişti: “O zaman bu tür faaliyetlere kötü bakıyordu. Ama şu anda çok zevk alıyor gibi…” 


“Yani…” diyen Sör Eltek, dudaklarını kıvırdıktan sonra söze devam etti: “Ne söylemeliyim ki? Bazı insanlar sevmeseler, hoşlarına gitmese bile her işi düzgünce halledebilir. Bence Bayan Edith bu insanlar arasında güçlü bir performans sergiliyor.”


“Sevilmeyen şeyleri bile düzgünce halledebilmek mi?”


“Bu nadir bir şey değildir.” diyen Sör Eltek, omuz silkerek devam etti: “Doğuştan birçok konuda yetenekli olur o tür insanlar… Ama bu her yaptıkları işi sevecekleri anlamına da gelmez. Sonuçta bir Dük kızı olduğu için sosyal beceriler çoktandır kanında…”


“Majesteleri’nin onun gibi birine ihtiyacı var.” diyen Brian, iç çekti.


“Belki…” dedi Sör Eltek belirsizce: “Ama bu, Majesteleri’nin başka tür insanlara ihtiyacı olmadığı anlamına da gelmiyor. Daha önce de söylediğim gibi, hiç kimse her şeyde iyi olamaz. En iyi olduğun şeye odaklanmak, her şeyi kaplamaya çalışmaktan daha kötü değil… Her insanın bir sınırı var ne de olsa… Bu yüzden Majesteleri seni bu kadar iyi görüyor…” diyen yaşlı şövalye bir an duraksadıktan sonra devam etti: “Ve sanırım… Benim de Neverwinter Şehri’nde gördüğüm değişikliklere dayanarak Majesteleri iyi yapıyor.” 


...

Demedi demeyin Brian inceden abayı yakmış Edith’e…

Sör Eltek de çok iyi bir role bürünmüş durumda… Hem tecrübesi hem de hayat hakkındaki bildikleriyle epey yardımcı oluyor herkese…

Takipte kalın! Yorumlarınızı bizimle paylaşmayı ve serimizi beğenmeyi de unutmayın lütfen! Görüşmek üzere!










Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 44722 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr