Bölüm 574: Eğitim Genişlemesi

avatar
2484 31

Release That Witch - Bölüm 574: Eğitim Genişlemesi




Çevirmen: Lodos

Yaz şiddetli bir yağmurla başlamıştı.


Yağmur damlaları pencerelere sıçrıyor ve manzarayı bulanıklaştırıyordu. Şehir ve uzaktaki dağlar yalnızca siluetlerinin renklerinden ayırt edilebilirdi.


Fransız penceresinin önünde durmuş, yağmuru seyreden Roland, kulaklarında ‘Aşk Şehrinin’  şarkısını duyuyor gibiydi.


Yankı’nın da yeteneği ile birleşen üç gün önceki ilk oyun gösterisinin böyle çarpıcı bir etki yapmasını beklemiyordu doğrusu…


Gösteri bittiğinde tüm meydan sessizlik içerisinde kalmıştı. Seyirciler o kadar etkilenmişlerdi ki hepsinin gözleri dolu doluydu. Roland bu tür sahnelerin sadece kendi geldiği çağdaki üst düzey opera binalarında yaşanabileceğini düşünüyordu. O çağın kitlesini hedef alan o üst düzey sinemalar bile böylesine dokunamazdı insanlara…


İnsanların döktükleri gözyaşlarını gören Roland bile içten içe titremişti.


Bunların hepsi Yankı’nın ‘Uğultu Şarkısı’ yeteneğiyle alakalıydı.


Roland, makineler yorulmasa da insanların yorulacağı bir savaş esnasında cesaretlendirici şarkıların ne kadar önemli olduğunun farkındaydı. Savaş alanına durmaksızın bir silah ve mühimmat akışı sağlansa da özellikle savaşın kötüye gittiği ve ağır kayıpların yaşandığı bir durumda askerler hayatta kalma arzusu ile çarpılırdı. Bu tür duygular da hızla büyüyerek askerlerin nihai zafere olan inançlarını kaybetmelerine neden olurdu.


Tarih boyunca orduların moralini yükseltmek için birçok yöntem düşünülmüştü. İlk yöntem, askerlerin mümkün olduğunca sıcak ve lezzetli yemek yiyebilmeleri için havadan atılan yiyecek desteğiydi. İkinci yöntem orduyla beraber gidecek bir komiser ya da bir papaz ayarlamaktı. Ancak bu yöntemler Roland’a göre kullanışsız yöntemlerdi. İlk yöntem muhteşem bir lojistik sistemine ihtiyaç duyuyordu. İkincisi ise bu kadar kısa sürede insanları teşvik edecek, güçlü bir inanca sahip olan üyeler yetiştirmenin zorluğundan dolayı kullanışsız idi.


Ama Yankı’nın yeteneği Roland’ın, moralleri yükseltmek için bir kısa yol görmesini sağlamıştı.


Biraz saçma gelebilirdi belki… Ancak diğer yöntemlere kıyasla daha güvenilirdi.


Roland bunları düşünürken ofisin kapısı çaldı. İçeri giren Barov idi: “Majesteleri… Son zamanlardaki ev satın alma istatistikleri çıktı.”


“Sonuç nedir?”


“Tıpkı beklediğiniz gibi…” diyen Barov, maun masanın üstüne heyecanla bir liste açtı: “Yeni oyunun ilk gecesinden beri ev kiralama ve satın alma başvurusu için Belediye Binası’na gelen insanların sayısı önemli ölçüde arttı. Aynı şekilde evlilik kaydı için başvuranlar da…”


“Gerçekten mi?” diyen Roland, Barov'un istatistiklerine bakmak için masaya geri döndü. ‘Aşk Şehri’ öylesine anlamsız bir eğlence değildi. Emeğin görkemli ve inşaatın harika bir şey olduğunu savunmanın yanı sıra; evliliğin de istikrarlı bir evle alakalı olduğu mesajını iletiyordu. Yabancıların yavaş yavaş aidiyet duygusu geliştirmelerine ve yerlilerin de bu yabancıları günlük temas sayesinde adım adım kabul etmelerine müsaade etmektense Roland halkın kaynaşmasını hızlandırmak için bir standart çekmişti.


Bu standart konutlandırmaydı.


‘Bizim yerimizde bir evin varsa bizden birisin.’ Bu söz biraz kaba görünebilirdi göze… Ama bu özel dönemde epey vakit kazandırmıştı.


Yabancıların tanınmak ve kendi ailelerini kurmak için bir eve ihtiyaçları vardı. Ve burada bir gayrimenkul sahibi oldukları anda da burayı içlerinden gelerek savunacaklardı. Elbette bu politikaları açık açık söylemek uygun olmazdı. Ancak oyunlardaki hikâyeleri seyreden izleyicilerin içinde doğal olarak oluşacaklardı bu duygular…


Tıpkı elmaslar gibiydi.

Klasik elmas reklamı şuydu: ‘Elmaslar sonsuza kadar dayanır.’ Ve bu da elmasları mücevherlerin kralı yapmıştı. Her evlenen, elmasların asıl kökenine bakıp da onların nadir ya da kıymetli olup olmadığını düşünmeksizin, muhakkak bir tane alıyordu.


Elmaslara kıyasla konut, en azından çok daha pratik ve kullanışlı idi.


Ve aynı zamanda bütün o hedefleri gerçekleştirmek için çok yüksek bir standart belirlememişti Roland. Bu sayede insanlar o hedeflerin ulaşılamaz şeyler olduğunu düşünmüyordu. Roland’ın şehrinde insanlar bir kraliyet altını ile ev kiralamak için başvurabilirlerdi. Sonrasında her sene sadece bir kraliyet altını ödeyerek kiralarını verebiliyorlardı. Ödedikleri kira miktarı ev fiyatına eşit olduğunda da ev direkt olarak kiracının oluyordu.


Hedeflere ulaşmak imkânsız değildi evet… Ama kolay da değildi. En ucuz tek kişilik oda bile 20 kraliyet altına mal oluyordu. Yani tüm işçilerin 15 metrekareden küçük, sadece bir yatak, bir masa ve bir banyo sığabilen bu evlerden birini almaları 20 sene sürüyordu. Eğer Roland bunu geldiği çağda yapsaydı insanlar onu taş kalpli bir emlak simsarı olarak görürlerdi.


Sonuç olarak Barov'un istatistiklerine göre; ‘Aşk Şehri’ hiç şüphesiz Roland’ın fikrini teşvik etmede başarılı olmuştu.


Kira başvurularının çoğu ta en başta Sınır Bölgesi’ne gelen birkaç mülteci ve çiftçi grubundan gelmişti. Satın alma başvuruları ise çoğunlukla daha yüksek maaşlı ustalar ve mülklerini yanlarında taşıyan güçten düşmüş soylulardan geliyordu. Bir kere buraya yerleştikleri an sonsuza dek Neverwinter Şehri’nin bir parçası olacaklardı.


Bu başarılı deneyime dayanan Roland, çoktan konusu evlenmek ve çalışarak daha büyük bir ev almak olan yeni oyunun planını aklında canlandırmıştı.


“Aferim!” diyerek listeyi topladı ve Barov'a verdi: “Ayrıca… Son zamanlardaki mülteci çekme hareketleri menzilini genişletmeli… Bol nüfus Neverwinter Şehri’ndeki gelişmeler için temel olacak. Diğer görevler bunun için bir kenara bırakılabilir.”


“Emredersiniz Majesteleri…” diyen Barov bıyığı kıvrılana kadar gülmüştü.


“Git ve Scroll’u getir bir de… Ona söylemem gereken bir şey var.”


...


“Majesteleri… Beni mi görmek istediniz?” diyen Scroll ofise siyah bir etek ve beyaz bir bluzla girdi. Onu çok… Yetenekli gösteriyordu bu kıyafet.


“Eğitim kapsamını Neverwinter Şehri’ne yeni gelen mültecileri de kapsayacak şekilde genişletmek istiyorum.” diyen Roland, Scrolla’a bir fincan çay koydu: “Eğitim sadece resmi vatandaşları hedeflerse mültecilerin ilköğretim eğitimi için en az bir sene daha beklemeleri gerekecek.”


Birkaç dakika düşünen Scroll, söze girdi: “Korkarım ki bunu yapamayız Majesteleri… Çok fazlalar mülteciler… Mevcut öğretmenler hepsiyle ilgilenemez ve sınıflarımız da yeterli değil. Eğer istediğinizi yapacaksak Eğitim Bakanlığı'nın personel sayısının iki veya üç katına çıkarılması gerek.”


“Öğretmenlerin üstündeki baskıyı azaltabilecek bir yöntemim var.” diyen Roland, bir an duraksadıktan sonra devam etti: “Kendi başlarına çalışmalarını sağlamak…”


“Kendi başlarına çalışmak mı?”


“Evet. Her hafta onlara sadece temel okuma ve yazmayı öğretecek bir halka açık ders vereceğiz. Zamanın geri kalanında da kendi başlarına bazı alıştırmalar yapmaları için resimli ve telaffuzlu kitapçıkları kullanmalarını sağlayacağız. Hiçbir başarı testi veya bir zorunluluk yok. Kendi özgür iradeleri doğrultusunda öğrenecekler.”


“Bu…” diyen Scroll, elinde olmadan parmaklarını yağmurdan ıslanmış saçlarının arasında gezdirdi: “Bir etkisinin olması pek olası değil Majesteleri… Herhangi bir gözetim olmadan on kişiden dokuzu iyi öğrenemez.”


“Bu, önemli değil. Ben sadece onlara bir fırsat sunmak istiyorum.” diyen Roland güldü.


Her zaman sıkıcı, düşük ücretli işlerden memnun olmayan ve hedeflerine hızlı bir şekilde ulaşmak için istekli olan birileri olurdu. O insanların kıyıda köşede kalmalarını önlemek ve kendi yollarını bulmalarını sağlamak için Roland onlara rehberlik etmeliydi.


Gelecekte gittikçe daha da fazla iş okuryazarlık isteyecekti. O işlerin maaşları da tamircilerden çok daha yüksek olacaktı haliyle… Bunların ışığında; bir ev satın almak ve kendi fakir, yorucu hayatlarından kurtulmak isteyenler için okuma yazma öğrenmek iyi bir seçenek olacaktı.


Bu yöntemle o çalışkan insanlar şehrin kurulumuna ve inşasına hızlı bir şekilde katılabileceklerdi.


Yeni rejimin canlılığını korumak için gereken en önemli şey; asla ama asla alt tabakanın terfi yolunu engellememekti.


Roland’ın inandığı şey buydu.


...

Roland hükmetmek konusunda gerçekten bir deha… Bir tiyatro oyunuyla bile hangi sonuçlara ulaşıyor, bravo! Bu arada hiç de durmuyor. Sürekli bir işten başka bir işe koşuyor. Şimdi de eğitim genişlemesi işte… Helal olsun!

Takipte kalın! Yorumlarınızı bizimle paylaşmayı ve serimizi beğenmeyi de unutmayın lütfen! Görüşmek üzere!









Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 44344 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr