Bölüm 563: Joan

avatar
2701 36

Release That Witch - Bölüm 563: Joan




Çevirmen: Lodos

Dönen Deniz, Fjord Adaları


Denizin üzerinde bir sis yükselmeye başlamış ve bulutların arasında yüzüyorlarmış gibi hissetmelerini sağlamıştı. Kardalgası Adası'ndan ayrıldıktan kısa bir süre sonra ada, uçsuz bucaksız bir beyazlık dışında görüşlerinden çıkmıştı. Sanki hiç var olmamış gibiydi. Şu anda konumlarını belirleyemiyordu Margaret, sadece ileri gittiklerini söyleyebilirdi.


Denizciler puslu havalarda yelken açmayı bir tabu olarak görürlerdi.


Genelde eğer bir kaptan onlardan bunu yapmasını isterse onu bağlayıp denize atarlardı.


Ancak Yıldırım’ın emirlerini her zaman takip ederlerdi. Çünkü o sadece ‘Kovalamaca’ isimli geminin kaptanı değildi. Aynı zamanda Fjordlar’ın da en ünlü kâşifi idi.


Yıldırım ister dipsiz bir çukura gitsin, isterse de bir yanardağın derinliklerine… Her zaman onla beraber gitmek isteyen işçiler bulabilirdi.


“Kaptan! Karanlık resif bölgesi tam önümüzde!” diye bağırdı buraların su altına aşina olan bir denizci.


“Yelkenleri indirin ve yavaşlayın!” diyen Yıldırım, ellerini çırptı: “Herkesin dikkatine! Varış yerimiz orası! Etrafımızdaki suyu gözlemlemek için hem kulaklarınızı hem de gözlerinizi dört açın!”


“Emredersin!” diye koro halinde cevap gelmişti.


Yıldırım, Gökhisar Şehri’nde Majesteleri Roland ile görüşüp onun desteğini aldığı günden beri bir saniye bile boş geçirmemiş ve gece gündüz Gölge Adaları’na yapılacak üçüncü yolculuğa hazırlanmıştı. Gizli Sealine ve gelgitleri keşfetmek için uygun bir gemiye, seçkin kâşiflere ve daha da önemlisi; denizin altındaki gelgitleri gözlemleyebilecek bir cadıya ihtiyacı vardı.


İstediği cadı Margaret'in çocukluk arkadaşı olan Joan idi.


“Onu gerçekten burada mı bulacağız?” diye soran Molly büyülü hizmetçisinin başının üzerine oturmuştu ve etrafa bakıyordu: “Ben hiçbir şey görmüyorum.”


“Joan sadece başımız belada olduğunda ortaya çıkar. Tehlikeli bölgeye giden bir gemiye göz yummaz.” dedi Margaret düşük bir sesle.


“Şimdi bir balığa mı dönüştü?”


“Onu en son gördüğümde sadece bacakları değişerek bir balık kuyruğuna dönüşmüştü. Ama bu 10 yıl önceydi. Şimdi nasıl göründüğünden emin değilim.” diye yanıtladı Margaret başını sallayarak.


“Bu bir tür çağırma yeteneği. Denizdeki herhangi bir hayvana dönüşebiliyor. Dediğiniz gibi bunca yıl denizde yaşadıysa uyanış gününü sorunsuz geçirmiş olmalı. Ama yıllar geçmiş… Hala bu denizde midir?” diye soran kişi Uyku Adası’nın baş kâhyası olan Camilla Dary idi.


“Leydim… Lütfen bize güvenin. Onun bir cadı olduğunu bildiğim için bu denizi hep gözettim. Onun şarkı söyleyen sesi Kardalgası Adası'nın sembolü… Bazı tüccarların onun cazibesine kapılıp onu yakalamak istediğini bile duydum.” diyen Yıldırım, gülümsüyordu.


“Onları durdurdun mu?” diye soran Camilla kaşlarını kaldırmıştı.


“Bir gemi enkazı onları durdurdu. Kimse de bunu tekrar yapmaya cesaret edemez. Söz veriyorum.” diyen Yıldırım, göz kırptı.


“Anlıyorum... Cadılara yardım ettiğiniz için teşekkür ederim.”


“Teşekkür ederim Amca!” diye arkasına eklemişti Molly.


“Hah-hah… Sana o kadar yaşlı mı görünüyorum?” diyen Yıldırım sakalını sıvazladı ve: “Bak, o kadar uzun değil.” dedi.


Bunu gören Margaret, Yıldırım’ın kızlar arasında hala popüler olduğu gerçeğini düşünerek başını salladı. Tüm Fjord adalarındaki en popüler adamdı. Bu yüzden Margaret’in sevgisini kazanabilmişti.


“Şimşek diye bir kızı olduğu için başka bir evlilik yapmayı düşünmüyor olması çok yazık…” diye düşündü Margaret.


Aniden geminin kıç tarafından bağırmıştı birisi: “Patron! Şarkı söyleyen bir ses duyuyorum! Kuzeybatıda!”


“Herkes sessiz olsun!” diyen Yıldırım ve cadılar aynı anda geminin kıç tarafına koşmuşlardı. Margaret de peşlerindeydi.


Herkes nefesini tutmuş dikkatle dinliyordu. Belli belirsiz başlayan ses, giderek daha da netleşmişti. Etraflarında dolanmaktansa ‘Kovalamaca’ gemisini güvenli bir yöne götürmek adına tek bir noktadan geliyordu ses.


“Yelkenleri katlayın ve çapayı bırakın! İniş mekiğini de deniz indirin!” diye emir verdi Yıldırım.


Joan bir cadı olarak uyandığından beri yakalanmamak için hep gizli kalmıştı. Başı dertte olan gemileri sadece sesiyle yönlendirdiği için çok az insan onu daha önce görmüştü. Ortada böyle bir durum olduğundan dolayı Yıldırım, Joan'ı çekmek için Kovalamaca’nın demir atmasını planlamıştı. O esnada da Margaret ve cadıları alarak sesi takip etmek için küçük bir tekneye gitmişti.


Büyülü Hizmetçi, iniş mekiğini ileriye taşımak için suya dalmıştı. Kürek çekme zahmetinden kurtulmuşlardı.


Kalın sisin içinde ilerleyeli 10 dakika olmamıştı ki Margaret aniden denizde yeşil bir figür görmüştü.


Kendini tutamayarak yüksek sesle: “Joan!” diye bağırdı.


Şarkı söyleyen ses aniden durmuştu.


Suda yüzen bir kız görmüşlerdi. Sadece üst bedenini yüzeyin üzerine çıkararak teknedeki insanlara baktı. Kaybolmuş gibi görünüyordu. Gözlerini şaşkınlıktan dört açmıştı. Cildi hiç güneş ışığı görmemiş gibi soluk beyaz renkteydi. Saçları kabarık deniz yosunlarına benziyordu. Aşağı sarkmış şekilde yüzünün yarısını kapatıyordu. Ama yine de boynunda ve yanağında pullara benzer şekiller görebiliyorlardı.


“Ben Margaret, benim! Beni hatırlıyor musun?”


“Yih-yih-yeh.” diye aralıklı sesler çıkarmıştı kız.


“Yararı yok. Uzun zamandır insanlarla konuşmuyor. Şimdi birden konuşamaz.” diye araya giren Yıldırım, kendisinden emin konuşuyordu: “Bu iletişim problemini size bırakalım Leydi Camilla…”


Başını sallayan Camilla, elini Margaret'in omzuna koydu.


Margaret anında Joan'ın söylediklerini kafasının içinde duymaya başlamıştı.


“Onları buraya beni yakalamak için mi getirdin?”


“Hayır, buraya…”


“Kalbinden konuş. Seni bu şekilde duyabilir. Ayrıca kalbinle iletişim kurarsan daha samimi olur.” diye araya girmişti Camilla.


Margaret sakinleşmek için yutkundu. Ne söylemesi gerektiğini düşünüyordu.


“Bir keresinde hayatımı kurtarmıştın Joan… Hatırlıyor musun? Ben buraya yardımını istemek için geldim.”


Uzun bir süre sonra Margaret, Joan'ı bir kez daha duymuştu.


“Seni hatırlıyorum Margaret. Geçmişte sık sık birlikte oynardık.”


Neler olup bittiğine hayret eden Margaret, düşüncelerinde kaybolmuştu: “Bu cadının yeteneği gerçekten inanılmaz… Neyse ki Yıldırım, yola çıkmadan önce Camilla Dary’i katılmaya ikna etmiş. Bu sayede kalpten kalbe konuşabiliyoruz.”


“Camilla Dary kim?”


“Tüh… Tüm düşüncelerimin duyulabileceğini unutmuşum…” diye düşünen Margaret, hızlı bir şekilde konsantre oldu ve meseleyi açıklamaya girişti: “Camilla Dary, kalplerimizle iletişim kurmamıza yardımcı olan hanımefendi. O da senin gibi bir cadı.”


“Denizciler cadıları yakalamıyor mu artık?”


“Elbette! Kilise tamamen yıkıldı. Şimdi cadılar Fjordlar’a yerleştiler. Uyku Adası cadıların baştan inşa ettiği bir şehir… Eğer oraya gitmek istersen sana yolu gösteririm.”


“Öyle mi?” diyen Joan’ın heyecanı hissedilebiliyordu. Daha fazla konuştu: “Son zamanlarda ne oldu biliyor musun? Birisi bana zıpkın attı. Kilise’nin başıma koyduğu ödül için burada olduklarını düşündüm.”


“Böyle bir şey tekrar olmayacak. Lord Yıldırım o sorunu çözdü.”


“Yıldırım mı? En seçkin kâşiften mi bahsediyorsun?”


“Evet, tam arkamda… Sen bilmiyorsun. Ama balıkçı köyünden ayrıldıktan kısa bir süre sonra onun keşif birliğine katıldım.”


“Gerçekten mi? Bana biraz daha anlat.”


...


Uzun bir süre sonra Joan: “Evet!” dedi ve denize geri daldı. Su yüzeyinde sadece dalgalar kalmıştı.


“Nasıl gidiyor?” diye sordu Yıldırım.


Başını çeviren Margaret, gülümsedi: “İsteğimizi kabul etti.”

 

...

Bu sayede Camilla’nın yeteneğini de öğrenmiş olduk. Joan ile düzgün bir iletişim kurulmuş olması ve olumlu cevap alınması da güzel oldu. Bakalım işler nereye gidecek?

Takipte kalın! Yorumlarınızı bizimle paylaşmayı ve serimizi beğenmeyi de unutmayın lütfen! Görüşmek üzere!










Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 44344 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr