Bölüm 549: Agatha’nın Kararı

avatar
2570 24

Release That Witch - Bölüm 549: Agatha’nın Kararı




Çevirmen: Lodos

Şimşek, balonun alt kısmına kadar uçtu. Toz kesesinin hava yastığına yapıştırıldığını gördü ve fitili çıkardı. Toz torbasından çıkan beyaz dumanı gördükten sonra da hemen denize doğru yöneldi.


Bu, basit bir kendini imha cihazıydı. Düşmanlar balonu takip etmeye başladıklarında cadılar yerine balonla ilgilenmeleri için Farsight’ın yok edilmesi gerekiyordu.


Şimşek denize değdiği anda yüksek sesle bir patlama olmuş ve gökyüzü aydınlanmıştı.


Şimşek yukarı baktı ve hava yastığının şiştiğini gördü. Ortası parlak turuncu renkli, kenarları ise koyu kırmızı bir renk alan kocaman bir ateş topuna dönüşmüştü. Alevler adeta batan bir güneş gibi uzunca bir süre yanmaya devam etmişti.


Şeytanlardan birinin alevlere çok yaklaştığını gördü. Kendini yanlışlıkla ateşe vererek bineği ile denize düşmüştü.


Dumandan kaçan diğer dört şeytan ise Şimşek'e doğru fırladı.


Şimdiye kadar her şey planlandığı gibi gidiyordu.


Sonuçta şeytanlar o kadar da zeki değillerdi.


Sırıtan Şimşek, denize yakın bir şekilde ormana doğru uçmaya başladı.


Plan onları Yaprak’ın kontrolünde olan ormanın derinliklerine götürmekti.


Avlanma alanında her şey hazırdı ve Yaprak sessizce şeytanların tuzağa düşmesini bekliyordu.


Yoğun dallar, sarmaşıklar ve keskin çimler düşmanın kâbusu olacaktı.


...


Sylvie, pusu bölgesini aramak için büyülü gözünü kullandı. Yaprak’ın kontrolü altındaki orman yemyeşil parlıyordu. Başı dönse de her ağacın iç kısmını tarıyordu. Kafasında dolaşan sayısız detay felaket bir acı veriyordu. Sylvie nihayet bir ağaçta saklanan Agatha’yı bulmuştu.


Maggie yere düşerken gövde çatlamıştı. Başını çıkaran Agatha sordu: “Neden buraya geldin? Şeytanları çekemediniz mi yoksa?”


“Yok, yok. Plan işe yaradı. Beş şeytan takip etti.” diyen Sylvie, Maggie’nin sırtından yere atladı ve insan formuna geri dönen kızı yerden kaldırarak ağacın içine saklandı: “Ama üçü farklı!”


“Fark ne?”


Sylvie, gördüğü garip şeytanları tarif edince Agatha şok olmuştu. Bir anda morali bozulan Sylvie sordu: “Onları halletmek çok mu zor?”


Agatha'nın kendini toparlaması uzun zaman almıştı. Sonrasında endişeli bir bakışla şöyle dedi: “İpleri olan şeytanlar Korkunç Şeytanlar… Sıradan insanlar için korkunç katillerdir evet… Ama gözlerine bakmadığımız sürece biz cadıların onlardan korkmasına gerek yok. Kömürleşmiş yüzlerinin altında gerçek gözleri gizlidir.”


“Anladım…” diye mırıldandı Sylvie. Eski cadı hikâyelerinde, bu şeytanlar düşmanlarını dehşete düşürürler, kafalarını karıştırırlar ve çaresiz bırakırlardı. 100 kişilik bir birlik, 3-4 tanesi tarafından kolaylıkla bozguna uğratılabilirdi. Çoğu insan düşünemeyecek kadar korku içinde kalır ve diz çökerek titrek şekilde ölmeyi beklerlerdi. Tanrı Gözü’nün İntikamı Taşı bu tür duyguları büyük ölçüde hafifletse de asla tam olarak silemezdi. Şeytanlar insanların duygularını kontrol etme yeteneği ile doğmuş gibilerdi sanki…


“Ya Zırhlı Şeytan ne olacak? Tek başına uçabiliyor. O Cehennem Lordu mu yoksa?”


"Hayır!” diye çıkıştı Agatha: “Eğer tanımladıkların doğruysa o muhtemelen bir kıdemli şeytan. Başımız belada.”


“Kıdemli şeytan mı?” diye soran Sylvie şaşkına dönmüştü.


“Kutsal Birlik’in onlar hakkındaki bilgisi çok az. Yalnızca çok fazla yetenekleri var ve insanlara benziyorlar. Sadece çok daha büyükler. Hem güçleri hem de büyü yetenekleri oldukça yüksek.” diyen Agatha, sertçe yutkundu: “Sadece Aşkın olanların onlarla rekabet edebileceği söylenir.”


“Aşkın mı? Biz de olağanüstü bile yok.” diyen Sylvie gerilmişti: “Planı durdurması için Yaprak’a haber verelim. Geri çekilmeli ve Birinci Ordu ile buluşmalıyız.”


Agatha dudağını ısırdı: “O şeytan, Uçuş Taşı sayesinde tek başına uçabiliyor. Sadece Şimşek ve Maggie olsa uçabildikleri için problem olmaz. Ancak Yaprak’ın korumasından çıktığımız anda saldırılarından kaçmamızın imkânı yok. Daha önce hiç gerçek bir kıdemli şeytan görmemiş olsam da Alice, cadıların kıdemli şeytan ile savaşırken bütün güçlerini toplamalarını söylerdi. Yoksa en ufak bir hatanın sonu ölüm olurmuş…”


Aniden yukarıdan Yaprak’ın sesi gelmişti: “Dinliyorum. Ne oldu?”


Agatha kararlı bir şekilde söze girdi: “Plan değişti. A planından B planına geçtiğimizi tüm cadılara bildir. Bülbül, zırhlı şeytana odaklansın. Anna da fırsatını bulursa onu öldürmekten çekinmesin.”  


B planı, şeytanları ele geçirme hedefini es geçerek Tanrı İradesi Mührü’nü kullanmayı ve tüm şeytanları ezip geçmeyi söyleyen bir plandı.


“Gerçekten kıdemli şeytanla mı savaşacağız?” diye soran Sylvie, elinde olmadan Maggie’yi sıkı sıkıya kavramıştı.


“Kaçışın tek sonu ölüm olur. Ama savaşıp elimizden gelenin en iyisini yapmaya çalışırsak hayatta kalma şansımız olacaktır.” diyen Agatha, yavaş konuşuyordu: “Kıdemli bir şeytan her zaman bir dizi diğer şeytanla gelir. Ancak şu an sadece iki Korkunç Şeytan var yanında. Bu yüzden bir Aşkın olan olmadan bile kazanma ihtimalimiz var!”


“Şimşek’i görüyorum.” dedi Yaprak: “Geliyorlar.”


“Şşş…”


Sylvie nefesini tutmuştu. Ağacın tepesinden kükreyen sesler duymuş sonrasında da ağır nesnelerin hemen önlerinde yere konduğunu hissetmişti.


Şeytanların hızlı adımlarının sesleri ormanda yankılanmış ama kısa sürede kesilmişti. Sadece binek canavarlarının düşük sesli kükremeleri vardı.


“Şu anda durum ne?”


“Zırhlı Şeytan yere inmedi. Hala Şimşek'i takip ediyor. Diğer şeytanlar da bineklerini ormanın dışında bıraktılar ve Şimşek’i takip ediyorlar. Bi’ saniye! Bir şeytan kayıp…” diyen Sylvie çevreye dikkatle baktı: “Yakınımızda sadece üç binek canavarı var.”


“Güzel! Önce o aptal sürüngenleri öldüreyim. Böylece isteseler bile kaçamazlar.” diyen Agatha çatlağı açtı: “Sen bir savaş cadısı değilsin. Lütfen burada saklan.”


“Ama onlar uçabiliyorlar!” diyen Sylvie endişelenmişti: “Ya uçarak kaçarlarsa?”


“Sakin ol.” diyen Agatha, savaşa katılmak için yanıp tutuşan küçük kıza baktı: “Endişelenme. Maggie yanımızda…”


...


Bir binek canavarı üç canavarın hemen arkasında gökten yere inmiş, kuyruklarını döndürürken kanatlarını açarak yüksek sesle kükremişti.


Anında üç canavarın dikkati dağılmıştı.


Sylvie şaşırmıştı çünkü üç canavar da Maggie’yi taklit etmişti. Sanki dans ediyorlarmış gibi kanatlarını açıp kuyruklarını sallamaya başlamışlardı! Birbirlerini itiyorlar ve kendilerine daha fazla alan açmak istiyorlardı sanki…


Eğleniyorlar gibiydi…


O sırada diğer tarafta ise Agatha gizlice dışarı fırlamıştı. Yerde beyaz bir buz kristali tabakası oluşmuştu.



...

Planda değişiklik oldu işte! Kazasız belasız kurtulsalar şu şeytanlardan keşke!

Bu arada Maggie’yi arkadaş sanmaları da ayrı komik olmuş J

Bir de hazır olun: Agatha’nın savaşmasını göreceğiz…

Takipte kalın! Yorumlarınızı bizimle paylaşmayı ve serimizi beğenmeyi de unutmayın lütfen! Görüşmek üzere!









Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 44542 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr