Bölüm 534: Cadıların Değeri

avatar
2548 22

Release That Witch - Bölüm 534: Cadıların Değeri



Çevirmen: Lodos 

“Ne yapıyorsun?”

 

“Bırak onu!”

 

Çok fazla tepki geldikten sonra Iffy’nin dudakları seğirmiş ve sağ eli havaya kalkmıştı. Kafes yok olmuş Maggie de yere düşmüştü.

 

“Lanet olsun!” diyen hızlı ve uçan bir altın figür Iffy’ye fırlamıştı. Şimşek idi bu!

 

Ancak Şimşek yumruğunu kaldırdığı anda büyülü kafes anında onun da etrafını sarmıştı. Aralarında sadece bir kol boyu kadar bir uzaklık kalmış olmasına rağmen Iffy’ye hiçbir türlü dokunamıyordu.

 

“Def ol buradan! Bu seni ilgilendirmez!” diyen Iffy, öfkeyle büyülü kafesi yere fırlattı. Şimşek, Iffy’nin etki alanından çıkana dek yerde yuvarlanan kafesin içerisinde bir sağa bir sola çarpmıştı.

 

Yüzündeki tozu silen Şimşek, tekrardan hücuma geçmek üzereydi ki Roland’ın elini kaldırmış bir şekilde kendisine doğru geldiğini gördü.

 

ŞLAAK!

 

Bu gürültülü tokat herkesi şaşkına döndürmüştü.

 

Kızarmış yanağını örtmek için uğraşmamıştı Iffy. Güvensizlik içinde Roland’a bakıyordu. Bir süre geçtikten sonra yavaş yavaş tek dizinin üstüne çöktü ve: “Terbiyesizliğimi affedin, Majesteleri…” dedi.

 

Roland da bu yaptığına şaşırmıştı doğrusu… Bir kızı tokatlayabileceğini hiç düşünmezdi. Ama Maggie’nin yere düştüğünü görünce öfkelenmiş ve sanki kendi evladının kötü ve yaramaz bir çocuktan zorbalık gördüğü hissine kapılmıştı.

 

“Neden bunu yaptın?” diye bağırdı Iffy’ye.

 

“Majesteleri… Potansiyel, bir kriz sırasında patlar ve cadıya daha fazla güç kazandırır. Ben sadece doğru ve isabetli test sonuçlarına sahip olmanızı istemiştim.” diyen Iffy bunlar sanki önemsiz şeylermiş gibiymişçesine soğuk bir sesle konuşuyordu: “Savaş dışı bir cadı evrimleşmiş olsa da yine de sıradan bir savaş cadısıyla rekabet edemez gibi görünüyor.”

 

Roland şoktan dolayı suskun kalmıştı. Nasıl oluyordu da Iffy sadece doğru test sonuçlarına ulaşmak için kendi türünü incitebiliyordu? Ne tür bir ortamda yaşıyordu bu cadı şimdiye dek?

 

Sonrasında başını çeviren Roland, kollarında beyaz saçlı kızı taşıyan Wendy’ye baktı: “Durumu nasıl?”

 

“İyi. Bazı kızarıklık izleri ve şişlikler dışında ağır bir yarası yok.” diye yanıtladı Wendy. Maggie'nin kolunu hafifçe kaldırarak Roland’a kafesten dolayı oluşmuş kırmızı çürükleri gösterdi.

 

Mırıldanan Maggie başını Wendy'nin kollarına gömdü, epey üzgün görünüyordu.

 

“Endişelenmeyin Majesteleri…” dedi Iffy: “Ne kadar güç kullandığımın her zaman farkında olurum. Bu kızarıklıklar iki üç günde geçecektir. Hatta…”

 

Öfkeyle araya giren Roland, haykırmıştı: “Ondan özür dile!”

 

Iffy şaşkınlıkla ağzını açmış ve utanç içerisinde kızarmıştı: “Özür dilerim Majesteleri…”

 

“Benden değil… Maggie’den özür dile!”

 

Dudağını ısıran Iffy, tek kelime etmeden başını indirmişti. Maggie’den özür dilememekte ısrar eden Iffy’ye bakan Roland’ın sinirden gülesi geliyordu.

 

Uyku Adası’ndaki durum hayal ettiğinden daha da kötüydü demek ki… Bloodfang Derneği’nin cadıları bir Lord'un topraklarında böyle davranmaya cesaret edebiliyorlarsa Uyku Adası’nda çok daha kibirli davranıyor olmalıydılar…

 

Roland kendisini garip bir durumun içinde bulmuştu. Iffy'nin savaş dışı cadılara karşı tutumunu değiştiremez ya da onu Uyku Adası’na geri gönderemezdi. Iffy'yi ne kadar cezalandırırsa cezalandırsın yaptıklarının yanlış olduğunu asla anlayamayacağını düşünüyordu Roland. Iffy’yi cezalandırıp geri yollaması halinde de Tilly'nin güvenini kaybederdi. Çünkü Uyku Adası’nın bir sorununu çözmekte başarısız kalmış sayılırdı. Tilly’ye her zaman ve her konuda ona yardım edeceğine söz vermişti.

 

Iffy’nin kendi hatalarını anlaması için Roland tarafından gururunun kırılması gerekiyordu.

 

“Savaş dışı cadılardan daha güçlü olduğunu düşünüyorsun. Bu yüzden mi onları hor görüyorsun?” diye soran Roland soğuk ve sert bir sesle konuşuyordu: “O kadar da güçlü değilsin.”

 

Bunu duyan Iffy meydan okurcasına Roland’a bakmaya başlamıştı.

 

“Savaş cadılarının yardımcı cadılardan daha üstün olduğunu düşünüyorsun. Çünkü türünü koruyabilen cadılar yalnızca sizsiniz, değil mi?” diye devam etti Roland: “Bu çok saçma! Tek başınıza bir savaş kazanamazsınız!”

 

Kaşlarını çatmış Iffy, epey kızgın görünüyordu: “Majesteleri… Savaş dışı bir cadının beni yenebileceğini mi söylüyorsunuz?”

 

“Evet. İnanmıyor musun?” diye soran Roland sırıttı ve: “Cadı Birliği'ndeki cadıların çoğu güçlerini bir savaşta hiç kullanmamış olsalar bile seni kolayca yenebilir.” dedikten sonra yanında duran Şimşek’e baktı. Şimşek de başta şaşırsa da sonradan durumu anlamış ve başını sallamıştı.

 

“Bu sadece sizin hayal gücünüz…”

 

“Pekâlâ… Maggie ile aranda bir düelloya ne dersin?” diye sordu Roland, kalın bir sesle: “Yardımcı cadıları neden küçük görmemen gerektiğini sana gösterecektir.”

 

“Ne?” diyen Iffy, şaşkınlıkla gözlerini dört açmıştı: “Benimle o aptal güvercin arasında bir kavga mı?”

 

“Yarın düello var o halde…” diye zamanı belirlemişti Roland: “Düşündüğün kadar güçlü olmadığını anlayacaksın.”

 

*******************

 

Evlerine döndüklerinde oturma odasındaki masada duran öğle yemeğini gördüler.

 

Et çorbası, ekmek, mantar ve haşlanmış sebzeler vardı.

 

Anlaşılan öğle yemeği için ana salona gitmelerine gerek yoktu.

 

“Vay canına! Et ve ekmek mi?” diye soran Softfeathers, şaşırmıştı: “Ben sadece soğuk su bekliyordum.”

 

“Bunlar düello için mi? Aç acına savaşmamı istemiyor mu acaba?” diyen Iffy güldü: “O aptal kuşa fazla inanıyor.”

 

“Belki de yemeklerde müshil gibi şeyler vardır.” diye önerdi Softfeathers.

 

Diğer cadının sözlerini tamamen görmezden gelen Iffy, bir parça ekmek alarak ağzına attı: “Böyle düşünürsen hiçbir şey yiyemezsin ki…”

 

“Çok da umurumdaydı... Düelloya giden ben değilim.” diyen Softfeathers, gözlerini yuvarladı. Bir tabureye oturmak için tırmandı ve bir tabak kavrulmuş mantar aldı: “Hey, bunu yapmak zorunda mısın? Leydi Heidi buradaki durumları tespit etmemizi istedi evet ama sana Lord’u kızdırmanı söylemedi.”

 

“Bu heyecan verici bir fırsat…” dedi Iffy.

 

“Gerçekten mi?” diye büyük bir ilgiyle sordu Softfeathers: “Bu yüzden mi yapıyorsun bunu?”

 

Iffy başını çevirdi ve küçük kız başını önüne eğip: “Tamam, boş ver…” diyene kadar ona sert sert baktı.

 

Bir grup Uyku Adası cadısı Batı Bölgesi’nden geri döndüğünden beri ortam Bloodfang Derneği için pek iyi değildi. Geri dönen cadılara göre Leydi Tilly’nin ağabeyi cadıların sıradan insanlar gibi yaşayabileceği ve hatta yardımcı cadılara bile iyi davranıldığı bir bölge inşa etmişti. Bu hikâye Uyku Adası’ndaki işe yaramaz yardımcı cadıları çok heyecanlandırmıştı. Leydi Heidi, bu hikâyenin yardımcı cadıların desteğini kazanmak için Tilly tarafından uydurulduğunu düşünmüştü. Bir Lord doğal olarak kendisine topraklar ve bölgeler fetheden savaş cadılarına daha fazla değer verirdi.

 

Ancak bugünkü test sırasında Iffy, bu Lord’un tüm cadılara gerçekten eşit davrandığını fark edince epey şaşırmıştı.

 

Ama onu en çok şaşırtan şey bu değildi.


Onu en çok şaşırtan Maggie olmuştu.

 

Iffy, doğru düzgün konuşamayan bu aptal kuşun buradaki cadılar arasında nasıl bu kadar popüler olduğuna, Lord tarafından nasıl bu kadar çok sevildiğine inanamıyordu. Uyku Adası’nda Maggie yalnızca bir evcil hayvandı.

 

Onu görmek bile içini kıskançlık ve öfkeyle dolduruyordu.

 

Maggie’nin Uyku Adası’ndan çıkıp buraya yerleşmesi başlı başına bir ihanetti zaten…

 

Zaten Iffy’nin, Maggie’yi hedef almasının asıl sebebi de buydu.

 

Ancak işler gerçekten kontrolünden çıkmıştı.

 

Majesteleri’nin bu kadar saçma bir öneride bulunarak kendisiyle bir güvercin arasında düello düzenlediğine inanmak hala zordu.

 

Ama bunu kabul etmek zorundaydı. Ne de olsa Batı Bölgesi hakkında bilgi toplamak buradaki görevlerinden biriydi. Bir başka görevi de yeteneğini ve ne kadar değerli olduğunu göstererek Lord’un dikkatini çekmekti.

 

Majesteleri’ne savaş cadıları ve zayıf yardımcı cadılar arasındaki uçurum farkını gösterebileceğinden emindi Iffy…



...

Roland tokat mı attı? Bizim Roland… Tokat attı…Ay ben şokkk!!!? Yani Iffy’nin hareketi için tokat gerekirdi evet… Ama Roland’dan hiç beklemezdim doğrusu… Her neyse…

Ondan da önemlisi şu düello meselesi… Bakalım Roland’ın Maggie’ye bu kadar güvenmesini sağlayan şey ne?

Takipte kalın! Yorumlarınızı bizimle paylaşmayı ve serimizi beğenmeyi de unutmayın lütfen! Görüşmek üzere!










Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 43991 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr