Bölüm 526: Simya Atölyesi

avatar
2833 25

Release That Witch - Bölüm 526: Simya Atölyesi




Çevirmen: Lodos

Şehrin doğusunda bulunan Arıtma Salonu, Retnin'in kalmayı en çok sevdiği yerdi.


Her zaman canlılık dolu olan bir yerdi, sürekli malzemeleri ileri geri taşıyıp bir şeylerle uğraşan öğrenci ve çıraklarla doluydu. Çeşitli tanklardan yükselen buharı görebiliyor, kükürt ve asit suyunun kokularını alabiliyordu. Arada kırılan cam seslerinin ardından simyacıların azarlamaları geliyordu.


İki yıl önce üç baş simyacılık makamından birine terfi etmesine ve kendi simya odasına sahip olmasına rağmen ilhamlı kalabilmek için yoğun ve kalabalık Artıma Salonu’nu tercih etmişti. Tıpkı farklı türden birçok insanın toplandığı Arıtma Salonu gibi simya da bir nevi çeşitli konuları karıştırma süreciydi. Bunlarla birlikte kristal cam ve kar tozu gibi sadece birkaç ürün, kendilerini sıradan olan diğer ürünlerden ayırt edebiliyorlardı.


Simyanın asıl cazibesi, bu grimsi beyaz renkli kum ve siyah kömürlerin hiç kimsenin öngörmediği bir ihtişama dönüşmesini sağlayan rafine etme sürecinde yatıyordu. Aynı durum insanlar için de geçerliydi. Simya Atölyesi her yıl çok sayıda yeni çırak kabul alıyordu. Ancak sadece çok azı sürecin sonunda diğerlerinden ayrışarak birinci sınıf simyacılar oluyordu. Retnin o ayrışan çok az kişiden birisi olmuştu. Çıraklıktan şefliğe geçmek 34 yılını almıştı. Şimdi yaklaşık 50 yaşında olmasına ve bir ayağı çukurda olmasına rağmen bilgelerden aktarılan estetiği öğrendiği için hayatı konusunda kendisini memnun hissediyordu.


Onu rahatsız eden tek şey Kral Şehri’ndeki son yaşanan olaylardı.


En büyük olay tabii ki kralın değişmesiydi. Prens Roland, Timothy'yi astıktan sonra kaçınılmaz olarak tahtın varisi olmuştu. Bu haberlerin Simya Atölyesi ile hiçbir ilgisi olmamalıydı. Kral kim olursa olsun onların tek işinin simya üretimi olması gerekiyordu. Ancak Prens Roland’ın; Simya Atölyesi’nin Timothy'ye bir savaş malzemesi olarak kar tozu sağladığını öğrenmesi halinde birtakım sıkıntılar yaşanabilirdi.


Kral Şehri yavaş yavaş eski huzurunu geri kazansa da yine de Prens’in Simya Atölyesi yerine Astroloji İstasyonu’nu ziyaret etmesi Retnin’i biraz huzursuz ediyordu.


“Hala Astroloji Derneği hakkında mı endişeleniyorsunuz?” diye bir ses gelmişti hemen Retnin’in yanından: “Sizin burada şaşkın ve kaşlarınız çatık bir şekilde oturduğunuz pek görülmemiştir.”


Bu tedbirsiz ses tonuna bakılırsa Retnin soruyu soran kişinin başka bir baş simyacı olduğunu anlamıştı. Başını çevirince saçları kendi saçları kadar ağarmış olan Rayleigh’i yanında otururken gördü: “Sizce Majesteleri ne planlıyor?”


“Sadece yıldızları umursayan o adamların parayı çarçur ettiğini düşünüyor olmalı... Başka ne olabilir ki?” diye dikkatsizce bir cevap vermişti Rayleigh: “Ama bu fikrine bağlı kalmamış olması üzücü… O astrologların alim olarak tanınmaları yanlış… Uzun zaman önce işten çıkarılmaları gerekirdi.”


Krallığın iki büyük akademisinden biri olan Simya Atölyesi diğer bir tanesi olan Astroloji Derneği hakkında bilgi toplamak için casuslar görevlendirmişti. Simya Atölyesi, Roland'ın Astrolojik İstasyon ziyaretinin amacını biraz biliyordu. Ancak baş Astroloğun Prens Roland'a gizlice ne söylediğini tam olarak bilmiyorlardı. Ki o gizli konuşulan laflar da Astroloji İstasyonu’nun kapanmamasına neden olmuştu anlaşılan…


“Simya Atölyesinin de kapanmasından mı endişe duyuyorsunuz?” diye soran Rayleigh, içten bir şekilde Retnin’in sırtını sıvazladı: “Kral Şehri’ne getirdiğimiz karı unutma! Kristal cam ve parfüm üretimlerindeki limit kalktığı anda kazanacağımız kraliyet altınları Prens’in tüm yatak odasını dolduracaktır. Böyle karlı bir işi nasıl geri çevirir de burayı kapatır?”


“Ama Timothy için kar tozu üretiyorduk.”


“Ne olmuş yani? Kralın emrine karşı gelebilir miydik ki?” diye homurdandı Rayleigh:“Herhangi mantıklı bir kişi kar tozu ürettiğimiz için bizi suçlu bulmaz. Ayrıca kendisi de kar tozu kullanan bir sürü silah üretti. Bahse girerim formülü hain Boer'dan almıştır. Bu sayede aslında onun zaferine katkıda bulunmuş bile sayılırız. Belki de ilerlemiş formülü verirsek bizi ödüllendirir.”


“Umarım…” diyen Retnin başını salladı. Biraz rahatlamıştı. Rayleigh'in de dediği gibi Simya Atölyesi en büyük altın getiren organizasyondu. Belki de Prens işlerin arasında boğulduğu için onları ziyarete gelememişti, kötü düşünmeye gerek yoktu.


Retnin bir grup simyacıya talimat vermek üzereyken bir öğrenci salona girerek nefes nefese bir şekilde bağırdı: “Bay Baş Simyacı! Majesteleri burada!”


“Ne? Nerede?”


Retnin'in bağırmasını duyan salondaki herkes sessiz bir şekilde haberi getiren öğrenciye bakıyordu.


“Bahçenin üstünde… Havada...” diyen öğrenci sertçe yutkundu: “Majesteleri gökten indi!”


Retnin ve Rayleigh şaşkın bir bakış atmışlardı birbirlerine: “Baş Simyacı Archer'ı buraya getir! Geri kalanlar da Majesteleri’ni selamlamak için beni takip etsin!”


“Emredersiniz efendim!”


...


Gökyüzünün neredeyse yarısını kaplayan dev bir balon Simya Atölyesi’nin hemen dışında, havada süzülüyordu. Kar tozu silahlarıyla donanmış askerler avluyu kuşatmıştı. Atölye’yi iyice aradıktan ve güvenli olduğundan emin olunduktan sonra ancak alçalmaya başlamıştı balon…


Rayleigh, Retnin'in kulağına eğilerek: “Bu, Prens’in cadılarla birlikte Astroloji İstasyonu’nu ziyaret etmek için kullandığı araç olmalı... Bir insanın gerçekten uçabilmesini hiç beklemezdim…” dedi.


“Neyse ne, o burada.” diyen Retnin rahatlamıştı. Rayleigh'in omzunu kavradı: “Ona aramızdaki konuşmalarda nasıl hitap ettiğimiz önemli değil. Ancak resmi bir toplantıda saygılar göstermeliyiz. Taç giyme töreni olmasa bile o Gökhisar Kralı. Ciddi ol.”


“Merak etme… Nasıl düzgün davranacağımı biliyorum.” diyen Rayleigh, güven verircesine gülümsemişti.


Balon sepeti güvenli bir şekilde indikten sonra gülümseyen gri saçlı bir adam muhafızların da eşliğinde onlara doğru yürümüştü. Başı açıktı, görkemli bir kıyafeti yoktu ve elinde bir asa da tutmuyordu. Söylentilerde anlatıldığı gibi şaşaalı değildi ama her hareketinden bir ihtişam ve soyluluk fışkırıyordu. Hemen onun yanında da Retnin'e şaşırtıcı bir şekilde tanıdık gelen yaşlı bir adam vardı.


“Majesteleri… Simya Atölyesi’ne hoş geldiniz.” diyen üç baş simyacı aynı anda eğilmiş, ardından diğer tüm simyacılar onları izlemişti.


Roland gülümseyerek söze girdi: “Babam ben hala Kral Şehri’ndeyken sizden sık sık bahsederdi. Hem kristal cam hem de parfümün oldukça popüler simya ürünleri olduğunu; hatta Fjord Adaları’na satıldığını söylemişti. Bu ürünler saraya büyük karlar getirdi. Hatta babam beni Sınır Kasabası’na gönderdikten sonra da ben kendim bir simya atölyesi inşa ettim.”


“Pff…” diyen Rayleigh neredeyse kahkaha atacak olmuştu. Retnin ise kendini tutarak gülmesini bastırmıştı: “Kolay bir iş olmamıştır Majesteleri… Her simya atölyesinin işlemesi için büyük miktarlarda kraliyet altını gerekir.”


“Gerçekten mi? Oysa ben çok bir para da harcamadım. Sınır Kasabası’nda kaynakların ne kadar yetersiz olduğunu biliyorsunuz... Başta deneyleri sadece birkaç ahşap kulübede yapabiliyordum. Ama şimdi kristal cam ve parfüm de dâhil olmak üzere çeşitli ürünler üretebiliyorum.” diyen Roland dikkatsizce devam etti: “Bu yüzden onca kraliyet altınının nereye gittiğini çok merak ediyorum doğrusu…”


“Majesteleri… N-Ne demek istiyorsunuz yani?” diye soran Retnin’in morali yerle bir olmuştu.


“Bu benim baş simyacım Bay Kyle Sichi.” diye cevap veren Roland, yanındaki yaşlı adamı işaret etti: “Ürünlerinizi inceleyecek ve değerlendirecek. Son yıllarda herhangi bir yenilik olmadıysa Simya Atölyesi’ni kapatmamda bir sakınca yok. Ne de olsa Kral Şehri savaş sonrasında perişan durumda ve yeniden yapılanma için tonlarca kraliyet altını gerekecek…”


Simyacılar, Prens’in söylediklerinden sonra öfkelenmişlerdi.


“Majesteleri, bunu kabul edemem!” diye haykıran Rayleigh o kadar öfkeliydi ki dayanamamış ve Roland’a meydan okumaya karar vermişti.



...

Bu Roland da her yere havadan inmeyi seviyor doğrusu… Ama cidden krallara yaraşır bir hava katıyor gibi, ne dersiniz?

Şu Rayleigh’e sahip çıkın, gerçekten sahip çıkın! Kendisini öldürtecek illa!

Takipte kalın! Yorumlarınızı bizimle paylaşmayı ve serimizi beğenmeyi de unutmayın lütfen! Görüşmek üzere!









Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 43988 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr