Bölüm 521: Yıldız Gözcüsü

avatar
2598 22

Release That Witch - Bölüm 521: Yıldız Gözcüsü




Çevirmen: Lodos

Astrologların bulgularının çoğu modern dünyada sadece hissiyat olsa da; Roland yine de astrologların, yıldızların yörünge hareketlerini herhangi bir modern gözlem tekniği olmadan söyleyebilecekleri gerçeğine hayret etmişti.


“Yokoluş Yıldızı da belirli bir yol boyunca hareket eder. Her 400 ila 500 yılda bir ortaya çıkıyor. Bu, uzayda olup bize yakın olan Güneş ve Ay'dan çok daha geniş bir yörüngede dönmesi gerektiğini, bir de bir gün ve bir gecede etrafımızda bir daire çizebileceği anlamına gelir.” diyen Dağılış Yıldızı, derin bir nefes alarak devam etti: “Bir nesne uzakta olduğunda küçük, yakında olduğunda büyük olur. Gökyüzündeki Yokoluş Yıldızı, bize yaklaştıkça karanlıktan aydınlığa dönüşecek ve hilal şeklini alacak.”


“Buldunuz mu onu yoksa?”


Dağılış Yıldızı başını salladı: “Gizli görev yüzlerce yıldır devrediliyor. Ancak Yokoluş Yıldızı’nın ne zaman geleceği hala tam olarak belirtilmiş değil. Belki de hala gözlemleyemediğimiz uzak bir konumdadır.”


“Yıllardır… Kendinizi bu işe mi gömdünüz?”


“Evet Majesteleri…” diyen yaşlı adamın sesi çok yorgun geliyordu: “40 yıl önce Astroloji Derneği'nde çıraktım. O zamandan beri, her gece ufak ufak değişen yıldızlı gökyüzünü izliyorum. Ancak baş astrolog olana kadar bu gizli görev hakkında hiçbir fikrim yoktu. Yıldızları gözlemlemenin ve zaman ile mevsimleri kaydetmenin yanı sıra astrologlar festivallerde ve kutlamalarda falcı olarak da görev yaparlar. Ancak geleceği gerçekten tahmin etmek yerine sadece kralın bize emrettiklerini söyleriz. Bu, kralla aramızda bir sır. Derneğimizin daha fazla çırak alabilmesi için astrologlara saygı duyulması gerekir çünkü.”


“Bundan pişman mısın?"


Dağılış Yıldızı başını salladı: “On yıl önce pişman olurdum… Ama baş astrolog olduğumdan ve bu gizli görevi önceki şef Göktaşı Astrologu’ndan aldığımdan beri yaptığım şeyin anlamlı olduğunu ve gerçekten astroloji ve geleceği tahmin etmekle ilgili olduğunu anladım. Bu işin önemi kıyaslanamaz derecede fazla… Ama ne yazık ki benim fazla zamanım kalmadı.”


Gri saçlarına, epeyce buruşmuş yüzüne ve alnındaki sayısız kahverengi lekeye bakan Roland, onunla aynı fikirde olmak zorundaydı. İçinden: “En fazla 2-3 sene yaşar gerçekten…” diye geçirdi.


“Senden öncekiler tarafından yıkıcı felakete karşı savaşmak veya kaçmak konusunda verilmiş herhangi bir tavsiye var mı?”


“Hayır. Bu sizin probleminiz Majesteleri.” diyen Dağılış Yıldızı, Roland'a hafifçe gülümsedi: “İnsanları zor zamanlarda yöneten sizsiniz… Astroloji Derneği sizin sadece gözünüz konumunda ve sizi gelecek tehlikelere karşı uyararak halkın hayatta kalma ihtimalini arttırır. Durum böyleyken de… Burayı kapatamazsınız.”


Baş Astrolog’un görevine olan ilgisi Roland'ın saygısını kazanmıştı. Çoğu insan için bu kadar sıkıcı bir işe sebat etmek zor olurdu. Ama bu yaşlı adam, on yıllardır en ufak bir vazgeçme olmadan geceleri gökyüzünde Yokoluş Yıldızı’nı aramıştı. O anda Roland, Wimbledon Ailesi’nin atalarının bu sırrın neden yeni kral 30 yaşına basmadan söylenmemesi gerektiğini anlamıştı. Genç krallar bu sırrı öğrenmeleri halinde şımararak hayatlarının geri kalanını zevkle geçirmek için her şeyi yaparlardı.


Uzun bir sessizlikten sonra Roland son sorusunu sordu: “Ya diğer üç krallığın Astroloji Dernekleri? Onlar da mı Yokoluş Yıldızı’nı arıyorlar?”


“Hiçbir fikrim yok. Ben Kral Şehri'nden hiç ayrılmadım. Onlar da bizimle hiç iletişime geçmediler.”


“Anlıyorum… Bugünlük bu kadar yeter.”


“Yani siz… Astroloji İstasyonu’nu kapatmamaya mı karar verdiniz?”


“Evet… Devam edelim.” diye cevap veren Roland ayağa kalkarak dışarıdaki salona doğru yürüdü. Odadan çıkmadan önce dönerek baş astroloğa baktı: “Size yıldızları gözlemlemek için daha iyi ekipmanlar göndereceğim ve size yıldız görüntüsünün gerçek bilgisini anlatacağım.”


“Ne?” diye soran baş astrolog şok olmuştu.


“Ayrıca Kanlı Ay geldiğinde bile bizim sonumuz olmayacak bu…” diyen Roland, derin bir nefes aldıktan sonra devam etti: “Biz, hayatta kalacağız!”


...


Hidrojen balonu havalanmıştı. Roland ve cadılar sepete girerek saraya doğru yol almaya başlamışlardı.


“Ne hakkında konuşuyordunuz?” diyen Şimşek, sepete dışarıdan tutunmuştu.


“Ben de öğrenmek istiyorum!” diye atlamıştı hemen arkasına Maggie.


“İşini yarım bırakan bir adamın hikâyesi…” diyen Bülbül, omuzlarını silkmişti.


“Durum buyken; kapatmak konusunda nasıl ısrar edebilirim?” diye söze giren Roland gözlerini yuvarladı ve salonda neler olduğunu anlattı: “Onları batıya yollamayı planlamıştım… Ancak şu anda Astroloji İstasyonu’nda yapmakta oldukları şeyi bitirmelerine izin verdim. On yıllardır görevlerine sadakatle bağlılar çünkü...”


“Siz gerçekten merhametli bir kralsınız…” diyen Wendy, gülümsüyordu.


“Ne kadar nazik bir adam!” diyen Maggie kanatlarını çırptı ve boynunu ileri uzatarak öttü.


İki kez öksüren Roland konuyu hızla değiştirmişti: “Aradıkları o Yokoluş Yıldızı, Agatha'nın bahsettiği Kanlı Ay olmalı… Ortaya çıktığında dünyanın sonu gelecek. Bu kehanetin cadılarla bir ilgisi olmalı...”


“Ben de öyle düşünüyorum.” diyen Sylvie, bir süre düşünmüştü: “Ortada bariz bir kanıt da var. Buraya ‘Vahşi Araziler’ denirmiş. Sadece köyler varmış ve hiç şehir yokmuş. Buradaki insanlar nasıl öyle mantıksız bir şeyin peşinden koşmaya başlarlar ki? Asıl kişiler, Kutsal Birlik’ten sonra hayatta kalanlar olmalı... Yeniden ev kurmak için buraya geldiklerinde Kanlı Ay hakkındaki bilgileri de getirerek görevi en eski astrologlara teslim etmişler.”


“Ve onlardan biri de Majesteleri Roland'ın atası mı ?” diyen Şimşek, heyecanlanmıştı: “Ne harika bir macera!”


“Bir macera mı? Tehlike nerede?” diye sordu Maggie.


“Şapşal... Her macera tehlikeli olmaz. Bir sırrı bulmak bir kâşife yeter de artar.”


“Ama sen bir kâşifin sonuçtan çok sürece ve tecrübelere odaklanması gerektiğini söylemiştin…” diyen Maggie masum bir şekilde gözlerini kırpıştırdı.


“Ah... Büyük bir kâşif isterse sürece ve tecrübelere odaklanır, isterse de sonuçlara… Her bir keşfi ancak bu şekilde eğlenceli kılabiliriz.” diyen Şimşek, hafif bir sesle mırıldandı: “Daha bir kâşif olmak için çok yolun var!”


Bunları duyan güvercin, morali bozulmuş bir şekilde Roland’ın kafasına indi: “Bu doğru mu?”


Cadılar kahkahalara boğulmuştu.


Saraya geri döndükten sonra Roland hemen Wimbledon Ailesi’nin tarihiyle ilgili kayıtlara gömülmüştü. Bir süre sonra da kaşlarını çatmıştı.


“Ne oldu?” diye sordu Bülbül.


“Aile tarihinde astrologlar hakkında hiçbir kayıt ya da bilgi yok.” diyen Roland, sararmış sayfayı işaret etti: “İlk ata, Monde Wimbledon. İlk kral da Taraq Wimbledon. Ama Astroloji İstasyonu ya da başkomutan hakkında hiçbir şey yok. Kayıtları silinmiş.”


“Kim yapmış ki bunu?” diye soran Bülbül, şaşırmıştı: “Bu kitabın yazarları eski krallar değil mi?”


“Evet. Her kral tarafından yazılan kayıtlar aile tarihine eklenir. Hiçbir şey göz ardı edilmemelidir.” diyen Roland, yavaş bir şekilde konuşuyordu: “Ve insanlar burada şehirler inşa etmeye başladıklarında kadın ya da erkek olan atamız emirleri altından sayfalara oymak gibi bir imkâna sahipmiş. Ama neden onun hakkında hiçbir bilgi yok?”


Birisi bir şeyi gizlemeye mi çalışmıştı? Ama neden bu kişi Astroloji Derneği'nde bir dizi ipucu bırakmıştı? Wimbledon Ailesi’nin her bir kralı veya kraliçesi Astrolojik İstasyon’un gerçek amacını bilmeliydi… 400 yıl önce, aileye ne olmuştu?



...

Vay be… Astroloji Derneği’nin tarihi epey eskiye dayanıyor demek ki… Bakalım ne zaman ortaya çıkacak şu Yokoluş Yıldızı?

Şu 400 sene önce Wimbledon Ailesi’ne neler olduğu da epey ilginç bir mesele, okumaya devam!

Takipte kalın! Yorumlarınızı bizimle paylaşmayı ve serimizi beğenmeyi de unutmayın lütfen! Görüşmek üzere!










Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 44333 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr