Bölüm 520: Yokoluş Yıldızı

avatar
2626 27

Release That Witch - Bölüm 520: Yokoluş Yıldızı




Çevirmen: Lodos

''Ata mı?'' diye patlayan Roland: “O da ne be?” dedikten sonra herkesin ona hayretle baktığını fark etti. Boğazını temizleyerek derin bir nefes aldı ve: “Hayır. Yani… Doğru olduğunu kim bilecek?”


Hemen ardından da sol omzunun hafifçe sıkıldığını hissetmişti.


“Majesteleri, bu doğru… Bunu kanıtlayabilirim.” diyen şef başını indirdi: “Ama bunu görebilecek tek kişi sizsiniz.”


Astrologların geri kalanı şefin söylediklerini duydukları anda ayağa kalkarak odayı terk etmişlerdi. Roland bir an düşündükten sonra cadılara ve muhafızlara dönerek başını salladı: “Ben iyiyim. Siz de çıkın…”


Acil bir durum için Bülbül’ü son savunması olarak yanında tutacaktı.


Baş astrolog Dağılış Yıldızı, salonun yanındaki bir odaya girdi. Uzun bir süre sonra elinde bir demir kutu ile geri döndü. Kutuyu saygıyla Roland’ın önüne koydu.


“Bu ne?”


“Bu bize atanız tarafından bırakılan talimat… Böyle bir şeyin olacağını beklemiş olmalı…”


“Astroloji istasyonunu kapatmaktan mı bahsediyorsun?” diye soran Roland, şaşkındı.


“Evet Majesteleri… Böyle bir şey daha önce de olmuştu.” dedi şef: “Astroloji ve simyanın her ikisi de bilge işi sanılıyor. Ama aslında çok farklı şeyler. Simyacılar krallığa çok fazla kar getirebilirken bizim çok az katkımız oluyor. Katkının ötesinde de her sene çok fazla kraliyet altını harcamamız gerekiyor. Çünkü yüksek kaliteli kristaller almamız gerekiyor ve çok sayıda da zanaatkâr işe almak durumunda kalıyoruz. Gelecek nesillerdeki tutumlu yöneticilerin Astroloji Derneği’ni dağıtmasını önlemek için atanız bu talimatı kazımış ve kimsenin karışmamasını emretmiştir.”


Roland kutuyu açtı. Gördüğü şey bir yığın altın kâğıttı, bunu beklemiyordu. Wimbledon Ailesi’nin bu talimatı korumak için yoğun harcamalar yaptığı aşikârdı.


Bu altın sayfaları masaya yaydı ve saydı. 8 tane vardı. Her biri yaklaşık 3 milimetre kalınlığında ve 2 avuç genişliğindeydi. Epey ağırdı.


Baş Astrolog’un az önce söylediği şey ilk kâğıda kazınmıştı: “Hiç kimse, dünyanın kaderini gösterebilecek gizemleri içinde barındıran gece gökyüzünü inceleyen Astroloji Derneği üyelerine müdahale etmemelidir.”


Cümlenin ‘kader’ ile alakalı olan ilk kısmı Roland'ın dikkatini çekmiş ve düşüncelere dalmasını sağlamıştı.


Aslında bu derneğin bizzat kendisi çok garipti. Daha şimdi Dağılış Yıldızı bile Astroloji Derneği’nin çok katkısı olmadığını söylememişti. Bu onun kehanetleri bir ‘katkı’ olarak görmediği anlamına geliyordu. Ama şu anda tam olarak çaresiz görünüyordu. Roland’ın onunla ilk tanıştığındaki gibi bir ‘Kilise adamına’ benzemiyordu.


Böyle bir organizasyonu kurmak ve altın sayfalara talimatlar kazımak için devasa para ve insan gücü harcayan atasına gelince de; Roland ülke bu kadar gelişmemiş durumdayken onun çareyi gezegen dışında arayan bir astroloji manyağı olduğuna inanmıyordu. Belli ki astrologların kehanet ile bir ilgisi yoktu. Onlar sadece cümlenin ilk kısmındaki görevi yerine getirmeliydi.


Diğer altın sayfaları tekrar tekrar kontrol etti. Bulduğu tek şey temel yıldız gözlem yöntemleri ve Astroloji Derneği'nin tarihi ile alakalı kayıtlardı. Son sayfada kristal lensleri büyütme prensibi bile geçiyordu ve bir başkomutana atıfta bulunulmuştu. Demek ki zamanında Wimbledon Ailesi’nin atası da bu derneğe baş astrologluk yapmıştı. Roland, Wimbledon Ailesi’nin geçmişini hatırladı. Ancak bu sayfadaki açıklama ile alakalı hiçbir şey gelmemişti aklına…


İlk sayfayı tekrar aldı ve cümlenin ilk kısmını işaret etti: “Bu ne demek oluyor?”


“Bilmiyorum…” diyen şef, başını salladı.


Şef daha sözlerini bitirmemişken Roland, sağ omzundaki eli hissetmişti.


Kıkırdamasını tutamayan Roland, söze girdi: “Dinle… İnsanlar kurallardan daha esnektir. Bir ata tarafından bırakılan bu emir o zaman için muhtemelen doğru olabilir. Ama çağ değişmiş durumda ve ben yüzlerce yıl önceki bir kurala bağlı kalamam. Ben Gökhisar Kralıyım ve istediğimi yapabilirim. Anlıyor musun?”


“Ne? Hayır, siz…” diyen şef, Roland’a bakıyordu.


“Kendin de açıkça biliyorsun. Siz sadece para israfısınız. Dünyanın kaderi hakkındaki gizemler konusunda cahilsiniz. Ayrıca babam Kilise tarafından öldürüldüğünde ona bir uyarı bile veremedin. Yani gökyüzüne bakman için seni neden burada bırakayım? Yıldızlardan kraliyet altını çıkaramazsın ortaya… Yani, lütfen toplanın ve benimle batıya gelin.”


Roland'ın sözlerini duyan ve eskiden beridir de kötü şanı yayılmış Prens Roland’ı pek sevmeyen Dağılış Yıldızı’nın yüzünde sert bir ifade belirmişti.


Uzun bir sürenin sonunda şef isteksizce söze girdi: “Muhtemelen bu sırrı öğrenmekten dolayı pişman olacaksınız.”


“Bana söylemezsen nasıl öğrenebilirim?” diyen Roland gülümsedi. Bazen züppe Prens Roland gibi davranarak başkalarını korkutmak avantajlı olabiliyordu. Demir Balta’nın onları sorgulamasının haricinde bilgi alabilmesinin tek yolu buydu.


“Biz yüzlerce yıldır süren bir görev üstleniyoruz. İlk Lord Wimbledon bu bölgeye geldiğinde başlamıştık.” diyen şef sakinleşmişti: “Bu sır kraliyet ailesinin varisine ancak kral olduğunda ve 30 yaşına bastığında açıklanabilir.”


“Neden?”


“Çünkü sizin atanız, varislerin bu sırrı erken öğrenmeleri halinde panikleyebileceklerini ve krallığın çöküşüne yol açabileceklerini düşünüyordu.” diyen şef, bir an tereddüt ettikten sonra devam etti: “Aslında biz Yokoluş Yıldızı’nı arıyoruz.”


“O nedir?” diye soran Roland, şaşırmıştı.


“Kızıl bir yıldız ya da Kanlı Ay. O geldiğinde dünya kurtuluşun ötesinde bir felaketin içine düşecek.”


Prens aniden bir şok hissetmiş ve merak etmeye başlamıştı. Kanlı Ay’ın gelişi sadece kalıntılardaki eski kitapta değil; aynı zamanda Birlik’ten gelen Agatha tarafından da anlatılmıştı. Dünyevi bir örgüt buna neden dikkat etsindi ki? Acaba Astroloji Derneği’nin Kutsal Birlik ile bir bağı mı vardı? Bu düşünceler içinde Roland: “Lütfen biraz daha açıkla.” dedi.


“Benim bildiklerimin hepsi eski şeften geliyor.” diyen Dağılış Yıldızı, derin bir sesle konuşuyordu: “Gece gökyüzünde dolaşan kırmızı bir yıldız olduğu söyleniyor. Hilal şekliyle ortaya çıktığında dünya yok olacak. Bizim yapacağımız şey ise hilal halini almadan onu bulmak. Eğer yörüngesini bulabilirsek kıyamet gününü öncesinden tahmin edebiliriz. Burçların niyeti de aynı zamanda budur…”


“Hilal mi olacak?”


“Yıldız görüntüsünü bilmemeniz normal…” dedi şef: “Yıldızlar her zaman tıpkı güneş ve ay gibi sabit bir yol izlerler ve sabit zamanlarda görünürler. Ortadan kaybolduklarında bu onların tamamen gittikleri anlamına gelmez. Sadece geçici olarak göremediğimiz bir yere hareket ediyorlar. Biz bu yola yörünge diyoruz. Çoğu yıldızın da kendi yörüngesi vardır…”


...

Siz de şok olmadınız mı? Biz açıkçası bu sırrın sadece Kutsal Birlik tarafından bilindiğini düşünüyorduk. İşler karışıyor beyler bayanlar!

Takipte kalın! Yorumlarınızı bizimle paylaşmayı ve serimizi beğenmeyi de unutmayın lütfen! Görüşmek üzere!









Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 44344 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr