Bölüm 517: Gerçek Simya

avatar
2751 27

Release That Witch - Bölüm 517: Gerçek Simya




Çevirmen: Lodos

Kyle Sichi eve döndüğünde yemek masasında kara bir zarf görmüştü.


“Bu nedir?” diye sorarak mutfakta iş yapan eşi Cerra'ya baktı.


“Bu öğleden sonra belediye görevlileri geldi.” diyen Cerra, ellerini sildi ve masaya iştah açıcı bir kâse et suyu koydu: “Majesteleri, Kral Şehri'ne gitmeni istiyor. İki gün içinde seni almak için bir tekne gelecekmiş.”


“Kardeşiyle yüzleşmek için oraya gitmemiş miydi o? Beni neden orada istesin ki? Tam bir zaman kaybı.” diyen Kyle, kaşlarını çatmıştı: “Yolculuk en az bir hafta sürer. İstekleri de iyice artmaya başladı…”


“O senin Prens’in, Neverwinter Şehri’nin Lordu canım…” diyen eşi, gülümseyerek başını salladı: “Ayrıca görevliler bu gezinin ne kadar önemli olduğunu anlatmak için sana kişisel bir mektup da yazdığını söyledi. Bu büyük bir onur, değil mi? Okumayı bitirdikten sonra sakla bu mektubu… Aile yadigârı olarak miras bırakırız.”


“Aile yadigârı mı? İleri Kimya’nın tam baskısı olsaydı belki…” diyen Kyle dudaklarını kıvırmıştı: “Bunu yemekten sonra konuşalım. Majesteleri’nin iyi bir sebebi olsa iyi olur…”


Basit bir yemekten sonra çalışma odasına dalan Kyle, zarfı açtı.


Bir parmak uzunluğunda küçük bir kâğıt yere düşmüştü. Belli ki bu bir güvercin ile yollanan gizli bir mektuptu. Sonrasımda belediye görevlileri tarafından zarfa konulmuştu.


Kyle bir eliyle kâğıdı tutarken diğer eli de masanın üstünde tek camlı gözlüğü aramakla meşguldü. Gözlüğü burun kemiğine yerleştirdi. Uzun bir süre boyunca zayıf mum ışığında okuma yaptığından dolayı görüşü her geçen gün daha da kötüleşiyordu. Neyse ki; kasabadaki hayat çok gelişmişti de ofisinde aynı anda beş altı mum yakabiliyordu. Ancak kimya tesisini aydınlatan o parlak ışıkların evine ne zaman gelebileceğini bilmiyordu.


Kâğıtta kısa bir cümle yazıyordu: “Kral Şehri’nin Simya Atölyesi’ni hatırlıyor musun? Şimdi onlara gerçek simyanın ne olduğunu gösterme zamanın…”


Kyle yutkundu.


Kral Şehri’nin Simya Atölyesi, ‘her şeyin gerçeğini’ arayan tüm simyacıların hayaliydi. Aynı şekilde zamanında genç Kyle’ın da hayaliydi.


Bir zamanlar Kral Şehri’nin Simya Atölyesi’ne başvurduğunu sadece karısı biliyordu. 20 yaşında kendi başına icat ettiği ‘altın çözücü sıvı’ ile kabul edilmeyi planlamıştı. Ama Kyle'ın formülü deneme sürecinde beklenmedik bir şekilde başarısız olmuştu. İki denemeden sonra bile duman tüten kahverengi asit likörünü üretememişti. Deneme sürecini kontrol eden Simyacı Retnin öfkelenmiş ve Kyle'ı atölyenin değerli malzemelerini kasıtlı olarak israf etmekle suçlamıştı. Kyle’ın üçüncü kez deneme yapmasını reddetmiş, muhafızlara da çantasına el koymalarını ve onu kovmalarını emretmişti.


Atölyenin dışında Retnin soğuk bir şekilde çantadan Kyle'a beş gümüş atmış ve Kızıl Su biletini almasını söylemişti. Çantanın içinde kalan paraları da atölyeye tazminat olarak almıştı. Kyle’ı da reddedilme ve utanç duygusuyla terk edip gitmişti. Bu, Kyle’ın kalbinde bir yara açmıştı. Bu yüzden de karısından başkasına söyleyememişti.


Kyle öfke dolu bir şekilde Kızıl Su’ya dönmüş ancak simya çalışmaya devam etmişti. Tüm zamanını atölyesinde geçiriyor, Kral Şehri Simya Atölyesi’nin yanıldığını kanıtlamak için yeni bir formül bulmaya çalışıyordu. Nihayet on yıl sonra 30 yaşındayken, ikinci bir formül geliştirmişti. Bu nedenle Kızıl Su Şehri’nde simyacılığa terfi etmiş, altı yıl sonunda da başkan olmuştu.


Kısaca Kyle her zaman Kral Şehri’nin Simya Atölyesi’ni en büyük düşmanı olarak görmüştü. Çalışmaları esnasında onlarla birkaç kez temasta bulunmuştu. Oranın simyacıları her zaman son derece kibirli insanlar olmuşlardı, kendileri dışında başka hiçbir simya organizasyonunu tanımıyorlardı. Kızıl Su Şehri’nin simyacılarının ancak çırakları ve öğrencileri kadar iyi olduğunu ve bir simyacı unvanını hak etmediğini düşünüyorlardı. Sözde yeni buldukları simya formülleri bir düzine yıl önce Kral Şehri’nin Simya Atölyesi tarafından bulunmuştu.


Atölye Başkanı, diğer şehirlerin simya atölyeleri inşa etmeleri gerekmediğini bile söylemişti. Çünkü ona göre; bu sektör sıradan Lordların karşılayamayacakları miktarda para ve insan gücü gerektiriyordu. İnsanların simyacıların yardımına ihtiyaç duymaları halinde doğrudan Kral Şehri’ne gelmeleri gerekiyordu. Lordlar on binlerce kraliyet altınını kendi atölyelerine yatırmış olsalardı muhtemelen bir grup işe yaramaz adamla sonuçlanacaklardı girişimleri…


Utandırıcı bir şekilde Kyle, sadece Kızıl Su Simya Atölyesi’nin Kral Şehri Simya Atölyesi’ni bir rakip olarak gördüğünü biliyordu. Ama Kral Şehri, onları hiç umursamıyordu. Kyle ise çift asit üretme yöntemindeki ve kristal cam üretimindeki başarısından çok memnun kalmıştı. Çünkü çift asit üretimi sayesinde büyük miktarda değerli asit üretebiliyordu. Kristal cam ise piyasada en çok rağbet gören simyevi üründü. O kibirli Simya Atölyesi bile bu başarıları görmezden gelemezdi.


Beklenmedik ve dramatik olaylar örgüsü sonucu Sınır Kasabası’ndan Roland Wimbledon onu bulmuştu ve ‘Temel Kimya’ sayesinde gözlerini tamamen yeni bir dünyaya açmıştı.


O andan itibaren Kyle öğrendiği her şeyin anlamsız olduğunu fark etmişti. Simyanın kendisi ilkel bir sistemdi ve yok olmaya mahkûmdu. Önünde yepyeni bir keşif yolu yatıyordu. Ve bu yoldaki hiçbir şeyin arasındaki ilişki artık belirsiz değildi. Açık seçikti ve organizeydi. Geçmişteki kavgaları da anlamsızdı yani… Bu yüzden Kyle, Kral Şehri Simya Atölyesi’ni ve onlarla olan ‘formüllü kan davasını’ arkasında bırakmıştı.


Zaten mantıklı olan da bunu yapmaktı.


Ancak Majesteleri bu meseleden tekrardan bahsettiğinde Kyle’ın kalbi yerinden sıçramış ve tarif edilemez bir heyecan kalbine geri dönmüştü.


Zihninde o soğuk davranışlı Retnin, çamura bulanmış gümüşler, kapanan kapı ve Kral Şehri Simya Atölyesi’nin başka simyacılara nasıl çirkince baktığı tekrar canlanmıştı.


“Şimdi onlara gerçek simyanın ne olduğunu gösterme zamanın…”


Kyle son bir kez kâğıda göz attıktan sonra çalışma odasından çıktı: “Cerra…”


Tam devam edecekti ki eşinin kıyafetlerini bir çantaya koyduğunu gördü.


“Bu ne?”


“Kral Şehri’ne yolculuğun için… Majesteleri sana bir mektup yazmasa bile de gideceğini biliyordum.” diyen Cerra, gülümsedi: “Bana anlattığın hikâyeleri hala hatırlıyor musun? O şehirde kapatman gereken bazı borçlar var…”


Kyle bir süre eşine baktıktan sonra bir kahkaha attı: “Evimize iyi bak… Benim Kral Şehri’ne bir ziyaret yapmam lazım…”

 


...

İşte Majesteleri, Kyle’ı çağırıyor Kral Şehri’ne… Gidip orayı bir kasıp kavursun bakalım…

Bu Retnin de ne kadar iğrenç bir adammış. Hadi tamam reddediyorsun da parasını niye alıyorsun adamın? Git de onlara göster Kyle gerçek simyanın ne olduğunu!

Takipte kalın! Yorumlarınızı bizimle paylaşmayı ve serimizi beğenmeyi de unutmayın lütfen! Görüşmek üzere!









Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 44344 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr