Bölüm 516: İyileşme Müziği

avatar
2972 23

Release That Witch - Bölüm 516: İyileşme Müziği




Çevirmen: Lodos

Soraya'nın yaptığı şey, kesilmiş bakır teli sert bir korozyon ve bozulma önleyici tabaka ile kaplamaktı. Bu sayede Neverwinter Şehri’nin Üç Tedarik Projesi için kullanılabilecekti.


Bu işlem iç teli kaplamaktan daha kolaydı. Çünkü kaplama ne kadar kalın olursa işçilik de o kadar zahmetsiz oluyordu.


Renk kartını seçen Soraya büyülü kalemi yuvarlak bir boruya dönüştürdü. Yukarıdan aşağıya doğru tarandıktan sonra ‘pigment’ metal yüzeyde katılaşacaktı. Bu, Anna'dan öğrendiği bir numaraydı. Şekil değiştirerek büyülü gücü daha rahat kullanmak…


Ancak aralarında hala büyük bir uçurum vardı. Çünkü Anna'nın büyüyü kontrol etme yeteneği neredeyse mükemmeldi. Soraya, metalleri kesen siyah alevlerin nasıl hareket ettiğini izleyebilmişti. Bir görevden ziyade bir gösteri gibiydi… Siyah alevlerin üç tipi de farklı şekillerdeydi. Metalleri farklı açılardan keserek birbirinin tıpatıp aynısı bir sürü parça ortaya çıkarıyordu. Siyah alevlerin farklı uzunluklardaki özelliklerini hatırlamak kolaydı. Bununla birlikte, birçok tipi kontrol etmek ve her bir tipin farklı büyülü güç seviyelerini koruyarak çalışmak epey zordu. Bunu yapmak için büyülü gücün, insanın bir organı gibi hareket etmesi şarttı. Hatta belki daha bile esnek olması gerekebilirdi.


“Bu bir… Asma mı?” diye soran Lucia, büyülü kalemle boyanmış renklere merakla bakıyordu.


“Aynen öyle. Bu 10 yaşındaki bir üzüm asması…” dedi Soraya: “Sert ve kırılması zor. Tıpkı Majesteleri’nin istediği gibi...”


“10 yaşında mı… Bu gerekli mi ki?”


“Elbette…” diyen Soraya, kendini tutamayarak gülmüştü: “Genç sarmaşıklar daha yumuşak, korozyona ve ısıya karşı daha az dayanıklı oluyorlar. Bu sadece yaşlarıyla ilgili de değil. Ahşap, kâğıt ve kumaş gibi malzemeler ıslak ve kuru hallerde farklı özelliklere sahip. Bu yüzden onları ezberlemek için renkli kartlar kullanmam gerekiyor.”


“O zaman metal formüllerde daha fazla renk kartı olacaktır!” diye haykırdı Lucia.


“Tam öyle değil…” diyen Soraya bir süre düşündükten sonra: “Temel Kimya, bir malzemenin ufak değişme kabiliyeti olsa da özelliklerinin büyük değişikliklere uğrayabileceğini söylüyor. Ancak, ahşabın renk kartında %10 veya %15 su ile karıştırıldığında gözle görülür bir değişiklik olmuyor.”


“Vay canına! Tüm dünyayı sadece bir kalemle kaydediyorsun.” diyen Lucia şaşkındı: “Bu gerçekten kıskanılacak bir yetenek.”


Soraya, gülümsemiş ama bu soruya cevap vermemeyi tercih etmişti. Gerçekten kıskanılacak bir yeteneği olan kişinin Anna olduğunu düşünüyordu. Eğer büyülü kalem dünyayı kaydediyorsa Anna’nın siyah alevleri dünyayı sil baştan yaratıyordu. Kasabadaki değişikliklerin çoğu Anna ile alakalıydı. Bahçenin köşesindeki makinelerden bazıları da bunun kanıtıydı. Buhar motoruna bağlı oldukları sürece sağlam güç patlamaları üretebiliyorlardı. İşçiler bir makine aracılığıyla siyah alevleri kullanabiliyorlardı. Bir anlamda Anna, yaratıcılığı sayesinde sıradan insanların cadılara yakın güçleri olmasını sağlamıştı.


Bugünün işi beş bakır tel demeti kaplandıktan sonra tamam sayılırdı. Soraya'nın çalışma süresi biraz sınırlıydı. Her gün belli kaplamalar yapmak için farklı farklı yerlere gidiyordu. Boyama hızı da arttığı için neredeyse gün ortasına kadar büyüsünün yarısı tükenmiş oluyordu.


Bir cadı tüm büyülü gücünü tükettiğinde yorgun hatta baygın hissederdi. Bu nedenle genellikle günlük pratikler sırasında güçlerinin %30'unu korurlardı. Eğer Soraya daha fazla büyülü güç pratiği yapmak isterse renk kartları toplamaya devam ederdi. Ama Majesteleri ve Wendy’nin yokluğunda Soraya biraz daha az üretken olmuştu. Bu nedenle işini bitirdikten sonra Gizemli Ay ve diğerlerine katılarak ‘Lord ile Savaş’ oyununu oynamaya karar vermişti.


Bunun asla kaytarmak olduğunu düşünmüyordu. Sadece ufak ve geçici bir eğlenceydi.


...


Zaman oyun oynarken uçup gidiyordu her seferinde… Bütün öğleden sonrası göz açıp kapayıncaya kadar geçmişti. Akşam yemeğinden sonra Scroll beklenmedik bir haber vermişti.


“Bugünkü akşam dersi iptal… Onun yerine Yankı’nın yetenek testi olacak.”


“O daha önce yapmamış mıydı yetenek testi?” diye soran Lily, merak etmişti: “Neden tekrar yapmak zorunda ki?”


“Bu harika!” diyen Gizemli Ay, eliyle Lily’nin ağzını kapattı: “Ben hiç bir başkasının yeteneklerini test etmemiştim.”


Lily, ağzını kapatmayı bırakana kadar Gizemli Ay’a öfkeyle bakmıştı. Gizemli Ay da: “Bugünkü ders iptal işte… Neden mutlu olmuyorsun ki?” dedi.


“Scroll Öğretmenim, biz ne yapmalıyız?” diye soran kişi salondaki tek cadı olmayan Ring idi.


“Sizin sadece odaklanmanız ve dinlemeniz gerekiyor.” diye yanıtlayan Scroll gülümsedi.


“Herkesin teste katılması gerekmediğini düşünüyorum.” diyen Agatha ayağa kalkmıştı: “O yüzden ben odama döneyim…”


“Maalesef olmaz.” diyen Scroll başını salladı: “Testin sebeplerinden birisi de sensin.”


“Ben mi?” diye soran Agatha, kaşlarını çatmıştı.


Soraya da dâhil olmak üzere tüm cadılar Agatha'ya bakıyordu.


“Evet. Çok streslisin. Her gün çalışarak tüm büyülü gücünü harcarsan vücudun buna dayanmaz.”


“Taquila'da, kıdemli cadılar da aynı şeyi yapardı.” dedi Agatha: “Tanrı İradesi Savaşı’nın ne kadar acımasız olduğunun farkında değil misiniz? Rakip yenilene kadar savaş asla bitmez. Zamanında Kutsal Birlik, savaşı kazanmak için her bir cadısını feda etmeye hazırdı.”


“Ama Majesteleri daha önce de söyledi: Kendini zorlamak verimliliğini azaltır. Dinlenmek ister çalışmak isterse de iş yapmak olsun; ikisini de yapmak için gerekli.” dedi Scroll, yumuşak bir şekilde: “Majesteleri’ne senin durumunu sordum. ‘Test de bir çalışmadır.’ dedi.”


“Ne testi peki bu?”


“Yankı’nın iyileştirme yeteneği.”


Bu ifade cadıları şaşırtmıştı.


“O da Nana gibi yaralıları iyileştirebiliyor mu?” diye soran Soraya bundan şüphe ediyordu. Yankı’nın yeteneği yalnızca her türlü sesi taklit etmekti. Cadı Birliği’nin dağlarda olduğu zamanlar işe yaramaz olan bir yetenekti. Zaten başkalarını iyileştirebiliyor olsa Cara tarafından hor görülmezdi.


Scroll, bir süre bekledikten sonra: “Tam olarak bilmiyorum. Bu Majesteleri’nin fikri.” dedi ve dışarı baktı: “Hazırsanız başlayalım.”


Salona giren Yankı, podyuma çıktı. Biraz gergindi. Etrafındaki herkes nefesini tutmuş, onun yeteneklerini sergilemesini bekliyordu.


Müzik herkesin kulağında bir bahar zili gibi yavaş ve yumuşak bir şekilde yükselmeye başlamıştı.


Taklit yerine kendi sesiyle melodik bir şarkı söylüyordu Yankı.


Aniden Soraya etrafındaki her şeyin değiştiğini hissetmişti. Taş kale yavaş yavaş karanlığa karışmış ve Soraya’nın vücudu sıcak bir canlılık ile sarılmıştı. Sanki beyaz bir sis kaplamıştı etrafını ve üzerinde de yıldızlarla dolu bir gökyüzü vardı. Serin esintiler sıcak vücudundan geçiyordu. Yüksek sesle mırıldanmasına engel olamamıştı. Tamamen rahatlamış ve bu sıcak bahar esintisinin içinde kaybolmuştu.


Şarkının bitiminde Soraya, uzun bir süre geçtikten sonra gözlerini yavaşça açabilmişti. Herhangi bir açıklama olmadan ‘iyileşmenin’ ne demek olduğunu anlamıştı. Büyülü gücünde bir artış olmamıştı ancak günün bütün yorgunluğu üzerinden kayıp gitmişti. Vücudu tekrardan aktif ve güçlü bir hal almıştı...



...

Bakır telleri kaplamak bile ne kadar detaylı yahu… Bu arada sanırım Cadı Birliği’nde Anna’yı yer yer kıskanmayan, kıskanmak değil de gıpta etmeyen kimse yok. Elbette Anna daha güçlü ama onlar da kendilerinin ne kadar önemli olduğunu fark etseler daha da rahatlayacaklar…

Bu Yankı’nın yeni yeteneği çok büyük işler yapacak buraya yazıyorum, sizce de çok faydalı bir yetenek değil mi?

Takipte kalın! Yorumlarınızı bizimle paylaşmayı ve serimizi beğenmeyi de unutmayın lütfen! Görüşmek üzere!









Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 43991 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr