Bölüm 512: Bir Eski Bir Yeni Dost

avatar
2957 19

Release That Witch - Bölüm 512: Bir Eski Bir Yeni Dost




Çevirmen: Lodos

Kral Şehri’nin büyük bir hazine olduğuna hiç şüphe yoktu.


Nispeten geri kalmış bir şehir olmasına rağmen, bu görkemli binaların da Roland'ın gözünde hiçbir şey ifade etmemesine rağmen yine de burası Gökhisar Krallığı’ndaki en parlak inciydi.


Nüfus bakımından; buradaki soyluların sayısı diğer şehirlerdeki sayıyı çok aşıyordu. Çünkü unvanını ve topraklarını kaybeden herkesin yapacağı ilk şey, yeni fırsatlar aramak için Kral Şehri’ne gelmek oluyordu. Toprağı olmayan soylular ve kraliyet tarafından atanan şövalyeler sayılınca nüfus daha da büyüyordu. Örneğin; iç şehirdeki vatandaşların yaklaşık %20'si soylu idi. Çoğu ilköğretim eğitimi almıştı ve okuryazarlıkları vardı. Roland’ın gözünde bu eğitim, onların eğitilecek iyi öğrenciler oldukları anlamına geliyordu. Ne de olsa arazileri ve mülkleri olmadan yeni politikalara çok direnemeyeceklerdi. Ve mükemmel içgüdüleri de yeni şeyleri daha çabuk kavramalarını sağlayacaktı.


Sanayiler ve endüstriler bakımından; Kral Şehri tüm sektörlerdeki en iyi adamlara sahipti. Tüccarlar ve zanaatkârlar sendikalarının yanı sıra aynı zamanda en büyük Simya Atölyesi ve tek olan Astrologlar Loncası da buradaydı. Derneği ve tek astrolog Derneği vardı. Roland bu yetenekleri çok beğeniyordu. Bu nedenle Barov ve Kyle’a bu adamları mümkün olduğunca fazla şekilde kullanmalarını emretmişti.


Zenginlik bakımından; saraydaki tüm koleksiyonların değeri Dük Ryan'ın elindekilerin on katıydı. Kraliyet altınları, mücevherler ve altından yapılma eşyalar birden fazla depo dolduracak kadar çoktu. Timothy ile birlikte iktidardan düşen diğer bakanların malları ile birleştiğinde ortaya çıkan miktar gerçekten inanılmazdı. Tüm mülklere el koyulması halinde Neverwinter Şehri önlerindeki iki ya da üç yılı çok rahat bir şekilde geçirebilirdi. Ancak Roland’ın tüm hazineleri almak gibi zaman harcatıcı bir işe girişesi de yoktu. Ayrıca zaten Kral Şehri’ni devralmak ve istikrarını korumak için epey bir zenginliğe ihtiyacı vardı. Parayı depolarda saklamak da özgürce harcamak da mantıksızdı yani… Bu yüzden en iyisi parayı sirkülasyona sokmaktı.


Mümkünse Roland tüm bu kaynakları işlemek için yarım yıl harcamak istiyordu. Ancak orta bölgede kalan Kral Şehri’ne kıyasla batının hemen yakınındaki Mağlup Ejder Sırtı’nı ve aşırı güneyi almak daha mantıklıydı.


Demir Balta çıktıktan kısa bir süre sonra bir muhafız şöyle dedi: “Majesteleri… Sarayın dışında Margaret isimli bir işkadını sizi görmek istiyor.”


Roland'ın gözleri aydınlanmıştı: “Getirin…”


Margaret’in salona girdiğini gören Roland, gülümsedi ve ayağa kalktı: “Sonunda tekrar buluştuk.”


“Bu sefer Gökhisar Krallığı'nın sarayında buluşmayı beklemiyordum açıkçası…” diyen Margaret eteğini hafifçe kaldırarak Roland'a reverans yaptı: “Beni her zaman şaşırtıyorsunuz Lordum… Hayır… Artık size Majesteleri demeliyim…”


“Önemli değil… Tahta çıkma töreni henüz yapılmadı… Şu anda Kral değilim yani…” diyen Roland, ellerini salladı.


“Bu konuda endişeli görünmüyorsunuz… İşte bu tam olarak bir krala yaraşır bir davranış…” diyen Margaret, ağzını kapatarak gülümsedi:“Şu andan itibaren Kral Şehri’nde her yerde iş fırsatları olacak. Eski bir dostunuz olduğum için benimle daha çok ilgilenmelisiniz sanki…” 


“Elbette… Sen bana gelmeseydin bile ben seni bulurdum.” diyen Roland, açıkça güldü: “Bunu bilmiyor olabilirsiniz: Ancak Sınır Kasabası ve Uzun Şarkı birleşerek büyük bir şehir oldu. Buhar motoru şirketi birkaç üretim hattı daha açtı ve üretim üç katına çıkacak. Söz veriyorum; dört krallıkta eşi benzeri olmayan şeyler olacak…”


“Ne kadar yaratıcı olabildiğinizi ben gördüm zaten… Bunlar hakkında ileride daha detaylı konuşuruz.” diyen Margaret başını salladı: “Bugün burada olmamın sebebi bu değil. Sizden başka bir iyilik isteyeceğim.”


“Öyle mi?” diye büyük bir ilgiyle sordu Roland: “Nedir?”


Gözleriyle odayı tarayan Margaret sessizce: “Acaba… Başka bir yere geçebilir miyiz konuşmak için?” dedi.


“Ticaret Odası'nın finansal kaynakları bu sorunu çözemiyor… Ve gizli de bir konu… Çok büyük bir sorun mu ki?” diye düşünen Roland, derin bir nefes alarak: “O halde çalışma odama gidelim…” dedi.


...


Taç Kulesi'nin en üst katında bulunan çalışma odası en başta Kral Wimbledon III'e aitti. Aynı zamanda burası Prens Roland'ın çocukken en çok bulunmak istediği yerdi. Çünkü burası suskun babasını görebileceği tek yerdi. Ancak Roland’ın burayı seçmesinin asıl sebebi gizli geçitlere yer vermeyecek şekilde çok yüksek olmasıydı ve kulenin tepesine yalnızca bir tane döner merdiven çıkıyordu. Saldırması zordu ama savunması da kolaydı.


“Şimdi nasıl?”


Odada sadece Roland ve Margaret vardı. Bir de kendisini gizlemiş olan Bülbül…


“Bunu sadece size söyleyeceğime yemin etmiştim Majesteleri…” diyen Margaret, saygıyla eğildi: “Yıldırım sizi görmek istiyor.”


“Yıldırım mı?” diye soran Roland şok olmuştu: “Fjordlar’ın en ünlü kâşifinden bahsediyorsun değil mi? O bir gemi kazasında… Ölmemiş miydi?”


“Gerçek bir kâşif Üç Tanrı’ya inanır. Ama onların yanına o kadar kolay gitmez…” diyen Margaret başını salladı: “O kadar zamandır nerede olduğunun öğrenilmesini istemiyor. Özellikle de Şimşek’in öğrenmesini… Bu yüzden size gizli olarak söylemem gerekti. Yıldırım, Leydi Tilly aracılığıyla sizinle iletişime geçmeyi planlıyordu. Ama bu kadar çabuk Kral Şehri’ni almanızı beklemiyordu. Bu sebeple planını son anda değiştirmek durumunda kaldı.” diyen Margaret, bir an duraksadıktan sonra devam etti: “Gölge Adaları'nın doğusunda kesinlikle ilgileneceğiniz bazı inanılmaz şeyler bulduğunu ve yüzlerce yıl önceki kalıntılarla bir ilgisi olabileceğini de söyledi.”


“Bir saniye… O şu anda Kral Şehri’nde mi yoksa?”


“Evet. Dün geldi buraya. Benimle görüştükten sonra bu kararı verdi.”


“Ölümden dönmüş olması seni şaşırtmamış gibi…” dedi Roland: “Uzun zamandır haberin var mıydı bundan?”


Margaret başını salladı.


“Yani Sınır Kasabası’na ilk kez iş yapmak için gelmenin nedeni Şimşek’i bulmak mıydı?”


Elini göğsüne koyan Margaret, söze girdi: “Bunu size en başında söylemediğim için özür dilerim. Şimşek bir büyülü taş takıyordu. Bu sayede Yıldırım nerede olduğunu belirleyebiliyordu. Güvende olduğundan emin olmak için gönderdi beni... Şimşek’in sizin bölgenize yerleştiğini öğrendikten sonra da kızının bir kâşif olmasının önüne geçmek için kendi bilgilerini gizledi.”


“Demek öyle…” diyen Roland, anında anlamıştı olan biteni: “Ben o zaman Yıldırım’ın ölümü hakkında ayrıntı sormamıştım. Margaret de kendince gerçekleri söylemişti. Demek ki bu yüzden Bülbül, hiç yalan tespit edememiş. Sadece cadılar hakkında kötü niyetleri olmadığını anlayabilmişti… İyi bir tesadüf olmuş… Şimşek olmasaydı buhar motoru satışlarım bu kadar kolay ilerlemezdi.”


Bunları düşünen Roland, bir süre daha aklında değerlendirmeler yaptıktan sonra söze girdi: “Şu anda Kral Şehri hala epey karmaşık durumda… Saraydan ayrılamam yani… Eğer Yıldırım benimle görüşmek istiyorsa senin onu buraya getirmen lazım. Söz veriyorum Şimşek’in hiçbir şeyden haberi olmayacak.”


“Nezaketiniz için teşekkür ederim Majesteleri.” diyen Margaret’ın minneti yüzünden okunuyordu. Tekrardan eğilerek selam verdi: “Cevabınızı en kısa sürede ona ileteceğim.”


Hizmetçiler, işkadınını gönderdikten kısa bir süre sonra Roland salona döndü. Muhafız tekrardan bir haber getirmişti: “Majesteleri… Sarayın dışında bir soylu eski bir dostunuz olduğunu iddia ediyor ve içeri girmek için yaygara çıkarıyor.”


Roland biraz şaşırmıştı. Bahar saldırısından etkilenmeyen düşük seviye soyluların buraya gelip olan biteni kontrol etmek isteyeceklerinden emindi. Sadece bu kadar çabuk beklemiyordu. Mantık olarak politikaların işleyişini görmek için beklerlerdi ve Timothy’nin başı kesilmeden de ortaya çıkmazlardı. Ne de olsa Roland, eski bir Prens idi. Düşük seviyeli bir soylu ile ne işi olurdu ki? Bunları düşünen Roland sordu: “Adı neymiş?”


“Bay Yorko, Majesteleri…”



...

E savaş bitti artık. Yeni işlere bakmak lazım… Şu Yıldırım neler söyleyecek aşırı merak ediyorum, serinin o tarafında olaylar nasıl şekillenecek hep beraber göreceğiz…

Bay Yorko da kimin nesi? Bir de Roland’ın eski dostu imiş… Acaba yalakalık yapmaya falan mı gelecek ki? Göreceğiz…

Takipte kalın! Yorumlarınızı bizimle paylaşmayı ve serimizi beğenmeyi de unutmayın lütfen! Görüşmek üzere!










Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 43989 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr