Bölüm 488: Kötülüğün Yuvası

avatar
2700 14

Release That Witch - Bölüm 488: Kötülüğün Yuvası




Çevirmen: Lodos

“Tüm suçluları yakalayacağız ve Neverwinter Şehri’nde suç işlemelerini durduracağız!” diyen Bülbül, Summer’ın omzuna tutunarak konuşuyordu.


“Ah, evet Leydi Bülbül…” diyen Summer, geriye doğru yaslanıyordu: “Ama şu anda uyku zamanı…”


“Vakit hala erken… Yarınki önlemler hakkında konuşalım.” diyen Bülbül’ün gözleri parlıyordu: “Hiç kimse bizden kaçamaz! En kurnaz fare bile! Bir de Leydi yerine bana ‘abla’ diyebilirsin.”


“Peki… Bülbül Abla…”


Summer meseleyi tam anlamamıştı. Neden sıradan bir insan olan onun suçluları yakalaması gerekiyordu? Devriyeler yok muydu o kadar? Ayrıca Leydi Bülbül… Hayır… Bülbül Abla, Prens’in ofisinden döndüğünden beri çok heyecanlıydı… Dur durak bilmeden ‘suçluları yakalamak’ hakkında konuşuyordu.


“O kendi düşmanlarından nefret ettiği gibi suçlulardan nefret eden bir cadı…” diye düşündü Summer: “Ama ben ona gerçekten yardım edebilir miyim ki?”


Bu düşüncelerle dikkatli bir şekilde sordu: “Ne yapacağız? Ben daha önce hiç suçlu yakalamadım.”


“Suçluları yakalamak benim işim!” diyen Bülbül, gururla göğsünü okşadı: “Senin sadece katili görmemiz için yeteneğini kullanman ve sahneyi tekrar canlandırman gerekiyor.”


“Tam cinayetin yaşandığı andan mı bahsediyorsun?” diye soran Summer, tereddütte idi: “Ama katilin tam olarak ne zaman öldürdüğünü nasıl bilebilirim?”


“Hmm…” diyen Bülbül bir an duraksamıştı: “Haklısın. Yeteneğini ne sıklıkla kullanabiliyorsun?”


“Bir hafta boyunca Wendy Abla ile çalıştım. Şu anda dört kez kullanabiliyorum haftada… Sanırım yapabileceğimin en iyisi de bu... Büyülü gücüm çok sınırlı… Yanılsamanın süresi uzarsa toplam kullanım hakkım da azalabilir… İki gün önceki bir sahneyi tekrardan ortaya çıkaramam bir de… O zaman çok hızlı tükeniyor büyülü gücüm…”


“Ne kadar sürebiliyor peki yanılsama?”


“Çeyrek saatin yarısı kadar…”


“Bu biraz kısaymış…” diyen Bülbül, yatağın başucunda ileri geri geri yürüyordu: “Yanılsama suçluyu göstermezse işimiz çok zor olur.” dedikten sonra biraz düşünerek söze girdi: “Peki yanılsamaların ne kadar süreceğini azaltabilirsen birkaç hakkımız daha olur mu?”


“Belki… Ama emin değilim…” diye mırıldandı Summer: “Wendy Abla büyülü gücü doğru bir şekilde kontrol etmem halinde zamanın uzunluğunu da kontrol edebileceğimi söyledi. Ama gücümü her çağırdığımda büyüm hızla azalıyor.”


“Kontes Spear’ın burada olmaması üzücü…” diyen Bülbül, pişman görünüyordu: “Her neyse… Zamanı azaltarak deneyelim bundan sonra…”


“Denemek mi?”


“Evet!” diyen Bülbül gülüyordu: “Benim şansım hep yaver gitmiştir… Aksi takdirde Prens Roland ile tanışamazdım hiç…” dedikten hemen sonra bu sözlerinden dolayı üzülmüştü: “Keşke birkaç gün daha önce tanışmış olsaydım ama…”


“Bu nasıl şans sayılabilir ki?” diye düşünen Summer, söze girdi: “Suçluları yarın yakalayamaz mıyız ya?”


“Eh, tamam… Uyu bakalım…” diyen Bülbül mumlara üfledi. Odayı karanlık kaplamıştı.


“Peki…” diye cevap veren Summer, büyük yatağa çıktı. Yumuşak yatak anında kaplamıştı onu…


“Tanrım! Bu bir soylu yatağı mı? Çok rahatmış…” diyen Summer başını temiz yastığa koydu ve vücudunun yatağa gömüldüğünü hissetti. Rahat bir pozisyon aldıktan sonra uyumaya çalıştı.


Tam o esnada Bülbül’ün mırıldanmalarını duyuyordu: “Ben, Roland’ın kalkanıyım… Ben Roland’ın kalkanıyım…”


Bu sesler eşliğinde de uykuya dalmıştı Summer…



Ertesi sabah Bülbül onu uyandırmıştı.


“Acele et… Gitmemiz gerekiyor.” diyen Bülbül, bir hayli enerjikti.


“Peki…” diyen Summer, yataktan kalkmak için biraz mücadele ettikten sonra paltosunu aldı ve Bülbül’ü merdivenlerden aşağı doğru takip etti. Lobide, ileri geri yürüyen kahverengi saçlı uzun boylu bir adam onları bekliyordu. Geldiklerini görerek öne çıktı ve eğilerek selam verdi: “Günaydın! Ben Elk Ailesi’nin Kontu Rene Medde… Sizi bekliyordum. Siz Leydi Bülbül olmalısınız… Siz de-“


“Summer. O benim asistanım.” diyen Bülbül başını kaldırdı: “O da bir cadı.”


“Öyle mi?” diyen Rene, biraz şaşırmış görünüyordu. Summer’a doğru da hızla bir selam vererek söze girdi: “Bu harika! Yardımınızla birlikte suçluların gidecek hiçbir yeri olmayacak!”


“Personeller nerede?”


“Kalenin dışında bekliyorlar.”


“Çok iyi. Biraz daha beklemelerini söyle. Daha kahvaltımı yapmadım.”


“Elbette! Lütfen acele etmeyin…”


Bülbül yemek odasına dönene kadar Summer onlara bakıyordu. Ardından acele ederek Bülbül’e yetişti. “Tanrım! Bu Bülbül Abla mı?” diye düşünüyordu Summer. Bülbül’ü hiç böyle görmemişti… Sanki bir soyluymuş gibi davranıyordu. Bu kesinlikle bir sivilden beklenecek bir şey değildi…


Ayrıca adam da bir Kont idi… Valencia'da bu genç kont her kadının gözünde mükemmel bir sevgili adayı olarak görülürdü: “Ben Bülbül Abla’nın yerinde olsaydım hiçbir şey söyleyemezdim gerginlikten…” diye düşündü. Ama Bülbül’ün umurunda değil gibiydi bunlar… Adamı bile bekletmişti.


“Her şey yolunda mı?” diye sordu Summer.


“Merak etme… Majesteleri kendi topraklarındaki soyluların yalnızca unvanları olduğunu söyledi bana… Kont sana bir şey yapamaz yani istese bile…” diyen Bülbül, gülümsedi: “Ayrıca Güvenlik Bürosu, Belediye Binası’ndan daha üstün… Ben o adamın patronuyum yani… Neden bekletmeyeyim ki?”


Summer aniden Bülbül’ün erişilmez bir kadın olduğunu düşünmeye başlamıştı.


Kahvaltılarını yaptıktan sonra cinayet mahallini araştırmak için kaleden ayrıldılar. Dün gece başka bir evde birisi daha ölmüştü. Ama bu sefer ev, Kuzey sokağı ile Batı sokağının köşesinde kalıyordu.


“Bu dördüncü…” diyen Bülbül kaşlarını çattı: “Katil batıya doğru geçiyor bir de…”


“Katil, sadece belirli bir blokta işlediği suçların yeterince yayılmadığını düşünüyor demek ki…” dedi Rene: “Ne de olsa artık eskisi gibi haber yayan fare organizasyonları yok.”


Çok uzakta olmayan çamurlu bir sokakta yürürken öndeki polis memurlarından birisi köhne bir kulübede durarak seslendi: “Efendim! Yer burası!”


Bülbül’ün arkasından kulübeye giren Summer’ın kalp atışları hızlanmıştı bir anda…


Boğazı kesilmiş ve etrafı kan gölüne dönmüş bir adam yatıyordu yerde… Kapıya bakan duvarda bir haç ve bir taç çiziliydi. Odayı dolduran kan kokusu iğrençleşmişti artık…


Summer, kusmasını önlemek için ağzını kapatmak zorunda kalmıştı…









Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 44330 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr