Bölüm 393: Yeni Gemiler Suya İniyor

avatar
3213 17

Release That Witch - Bölüm 393: Yeni Gemiler Suya İniyor



Çevirmen: Lodos 

Kalabalık bir insan grubu Kızıl Su Nehri’nin yanındaki geçici tersaneyi çevrelemişti.

 

Herkes ahşap kulübenin içinde küvete benzer bazı garip gemiler inşa edildiğini biliyordu. Gemiler gri çimentodan yapılmıştı. Kayadan çok farklı olan bir madde değildi.

 

Burada çalışan ustalar şu ismi vermişlerdi: Küvet gemisi.

 

Bugün ilk iki gemi suya girecekti.

 

Kalabalıkta iki çeşit insan vardı. Birincisi, Sınır Kasabası’na yeni gelip neler olup bittiğini aşırı merak eden ve genelde doğudan ya da güneyden gelen mültecilerdi. İkincisi ise Majesteleri’nin çeşitli mucizelerine aşina olan yerli halktı. Önceki Küçük Kasaba’yı duymuşlardı. Şimdi yeni şeyleri ve Majesteleri’ni görebilmek içinde toplanmışlardı.

 

Kukasim birinci türe dâhildi.

 

Yeni gemi testlerini ve Majesteleri’nin işe alım yaptığını duyar duymaz gelip izlemek istemişti. Vader’in de Kukasim’e eşlik etmek için Carter’dan izin almaktan başka çaresi kalmamıştı. Kukasim bu bölgeyi pek bilmiyordu ve hava şartları da pek iç açıcı değildi. Bu yüzden kalabalık bir yere tek başına gitmesini istememişti Vader. Herhangi bir izdiham durumunda geri dönüşü olmayan sakatlanmalar ya da yaralanmalar yaşayabilirdi.

 

"Beni hafife alıyorsun çocuğum…” diyen yaşlı adam elini sallayarak Vader'in onu takip etmemesi gerektiğini söylemeye çalışıyordu: “Ben rüzgârlar yedim, dalgalarla boğuştum… Yaşlansam da senden kötü durumda değilim.”

 

“Muhakkak, muhakkak…” dedi Vader dikkatsizce: “Ben çoktan izin aldım. Artık reddetmek için çok geç… Sadece şunu anlamıyorum: Neden gelip bunu görmen gerekti ki? Altı üstü bir gemi…”

 

“Ama sen gri taştan yapıldığını söylemiştin.” diyen Kukasim başını salladı: “Taşlar ne zamandır suyun üzerinde yüzüyor?”

 

"Benim hatam…” diye düşündü Vader: “Meydandaki bildiriden bahsetmemeliydim.”  Sonra da derin bir nefes alarak: “Belki de Majesteleri sadece övünüyordur, muhtemelen birkaç parça ahşaptan yapılma biraz da çimento olan bir gemidir.” dedi.

 

“Bu pek olası değil.” diye ısrar etti yaşlı adam: “Bir düşün… Bu ahşap kulübe ne zaman inşa edildi?”

 

“Yaklaşık bir ay kadar önce…”

 

“Aynen öyle. Sen polis olarak işe alınmadan önceydi. Buraya ilk geldiğimizde burası hala boştu!” diyen adamın sakalı sallanmıştı: “Kulübeyi inşa etmek bir ay sürdü. Yani ilk gemiyi üretmek yaklaşık iki hafta sürmüş olmalı…”

 

"Bu normal değil mi?” diye soran Vader, şaşırmıştı biraz.

 

"Elbette değil!” diye haykırdı Kukasim: “Deniz Tanrısı adına! Ben iki hafta içinde yapılabilecek bir gemi ne gördüm ne duydum! Boyutla falan alakası da yok. Herhangi bir yelkenli geminin sadece omurgalarının işlenmesi bir aydan fazla sürer. Odunun kurumasını tamamen beklemen gerek. Bu karmaşık süreç asla bu kadar hızlı tamamlanamaz.”

 

Vader’in şaşkınlığı sürüyordu: “Nasıl oluyor da gemi yapımına bu kadar aşina olabiliyorsun?”

 

“Bir zamanlar kaptandım çocuğum.” diyen yaşlı adam iç çekti: “Gençliğimde Deniz Meltemi ve Berrak Su’dan mallar alıp Fjordlar’a ve Şafak Krallığı’na kadar giderdim. Sonra bir şey oldu ve… Şimdi buradayım.”

 

"Bana bunları hiç anlatmamıştın.” diyen Vader, şok üstüne şok yaşıyordu.

 

“Hiç sormadın ki…” diyen Kukasim, omuzlarını silkti.

 

"Pekâlâ.” diyen Vader dikkatini tersaneye kaydırdı: “Yani senin asıl merak ettiğin şey Majesteleri’nin yarım ay içinde bir yelkenli gemi inşa etmek için kullandığı tekniğin ne olduğu…”

 

"Herhangi bir kaptan bunu merak ederdi.” diyen Kukasim, sakalını sıvazladı: “Majesteleri eğer yalan söylemiyorsa bir ya da iki yıl içerisinde neler olabileceğini düşünüyor musun? Filosu Gökhisar’daki en ufak su birikintisine kadar kaplayabilir.”

 

Vader'ın kalbi sıçramıştı: “Senin ne gibi bir niyetin…”

 

Araya giren Kukasim gülümsedi: “Her zaman senin ekmeğinden yiyemem ya!”

 

O esnada yakınlarındaki biri söze girerek: “Majesteleri asla yalan söylemez. Ayrıca bu da bir yelkenli değil.” dedi.

 

Vader dönünce konuşanın genç bir adam olduğunu görmüştü. Aksanından batı bölgesinin yerlisi olduğu anlaşılıyordu. Vader sordu: “Yelkenli bir gemi değil mi?”

 

"Hayır. Rüzgâr olmadan da herhangi bir yelkenliden daha hızlı bir şekilde seyahat edebilir.” diyen genç adam gururla devam etti: “Madenlerdeki buhar motorlarını görmediniz mi? Bir sepet cevheri maden deliğinden kolayca çıkarabiliyor. Bu çimento gemiler bu buhar motorlarının gücüne dayanacak. Majesteleri’ne göre bunlar buharla çalışan gemiler!”

 

“Yelkensiz mi?” diye soran Kukasim, pek emin değildi: “Bu saçmalık çocuğum. Yelkenleri olmayan bir gemi yalnızca kürek çekilerek ilerler. Başka bir yöntemi yok, ayrıca bir yelkenliden de asla hızlı olamaz. Henüz suda bile değiller. Görmeden nasıl emin olabiliyorsun?”

 

“Elbette gördüm!” dedi genç adam: “Siz diğer bölgelerden gelmiş olmalısınız, anlamamanız normal. Diğer bölgelerden yeni gelenler olmalısınız, bu yüzden anlamamanız normal… Ben geçen yaz aylarında buharla çalışan bir gemiyi modifiye ettim. Gemi ahşaptı ve yine de çimentolar kadar dayanıklı değildi…”

 

Vader karşı çıkacaktı ki genç adamın birden gözleri parlamıştı. Tersaneyi işaret ederek: “Bakın! Majesteleri burada!” dedi.

 

Tüm insanlar Lordu selamlamak için ellerini kaldırmışlardı. Kalabalıktan alkışlar tezahüratlar yükseliyordu.

 

Prens Roland, tersanenin yanındaki geçici olarak kurulmuş ahşap platforma giderek birkaç kutlama sözü söyledi. Ardından da yeni gemilerin suya gireceğini açıkladı.

 

İşçiler ritmik hareketlerle ahşap kulübenin kapılarını Kızıl Su Nehri’ne doğru açmışlardı. 40 metre uzunlukta gri gövdeli bir gemi nehre doğru kayarken altındaki karları topladı ve suya dalıverdi.

 

Vader kalbi yerinden çıkacakmış gibi hissetmişti. Bu şeyin doğrudan nehrin dibine batacağını düşünse de gemi önce suya daldıktan sonra silkinerek kalktı. Dengesini bulabilmişti.

 

Kalabalıktan yine bir alkış kopmuştu.

 

“Gerçekten yüzüyor.” diyen Kukasim, şoktaydı: “Gerçekten taştan mı yapılmış?”

 

Vader'in de aklındaydı aynı soru... Küvet gemisinin yüzeyi, birbirine sorunsuz bir şekilde bağlanmış ince cilalı granit plakalardan yapılmıştı ve pürüzsüz görünüyordu. Geminin gövdesi tek parça gibiydi. Kabinler çok sığ idi ve güverte de yoktu. Mürettebatın uyuması için bir yer yoktu yani… Ama bütün bunlarla beraber tıpkı adında da anlaşıldığı gibi bir küvete benziyordu.

 

Her türlü Majesteleri gerçekten iki hafta içinde gemiyi üretmeyi başarmıştı.

 

Vader, Kukasim’e bakınca gözlerinin parladığını görmüştü.

 

“Kaptanlık için başvurmak istiyorum!” diye haykırdı yaşlı adam.










Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 44255 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr