Bölüm 386: Farklı Bir Hikâye

avatar
3310 17

Release That Witch - Bölüm 386: Farklı Bir Hikâye



Çevirmen: Lodos 

Yoğun bir haftanın ardından Roland, Kızıl Su Nehri'nin yanında yeni bir kimyasal fabrika kurdurmuştu. Nitrojen oksidin zehir oranı göz önüne alınarak bu fabrika, boşluklu bir duvar, ahşap bir çatı, ortada uzun bir boşluk ve devasa bir havalandırma kullanılarak ucuzluk pazarına benzer bir yapıda inşa edilmişti. İçerinin sıcaklığı dışarı ile hemen hemen aynıydı.

 

Yeni oksijen ve nitrojen sentezleme sistemi zaten kullanılıyordu. Anna’nın siyah ateşi tarafından anında üretilen ısı bir elektrik arkıyla aynı seviyedeydi ve çok daha verimliydi. Hammaddeler reaktöre yerleştirildikten sonra Anna 8 dakika içinde bütün işlemi halledebiliyordu.

 

Amonyağı nitrojen ve hidrojenden sentezleyen sistem de tüm hızıyla çalışmaya devam ediyordu. Soğutmadan çözünen sıvı nitrojen miktarı sıvı oksijen miktarından çok daha fazlaydı. Bu nedenle nitrojen artık amonyak üretmek için kullanılacaktı. Roland ayrıca nitrik asidin düzenli endüstriyel üretimini de durdurmamıştı. Arka planda o da devam ediyordu. Böylece tüm fabrikalar bir şekilde işlemiş oluyordu. Her yeni nitrik asit üretimi patlayıcı silahlar için büyük yatırımdı.

 

Paper’ın yeteneklerine yapılan testler sonucunda Roland, küçük kızın ısıtılmış bir nitrojen ve hidrojen reaksiyonunu anlık olarak aşırı şekilde hızlandırabildiğini fark etmişti. Tek sorun, yaşının küçüklüğünden dolayı büyü kapasitesinin az olması ve büyü kontrolünü tam olarak sağlayamamasıydı.

 

Ancak, bu pratiklerle düzelecek bir sorundu. Wendy’ye göre bir haftaya kalmadan küçük kız daha da güçlenecekti.

 

Roland, bunları düşünürken odasına bir muhafız girdi ve: “Sör Ferlin Eltek ve babası Dük Eltek sizi görmek için buradalar. Lobide bekliyorlar Majesteleri.” dedi.

 

“Ferlin mi?” diye soran Roland, bir süre düşündü: “Neden burada olduklarını söylediler mi?”

 

“Sör Ferlin, bunun cadılarla bir ilgisi olduğunu söyledi ve bunu siz vermemi söyledi efendim.” diyen muhafız, Roland’a daha önce Ferlin’in de verdiği gibi bir harita verdi. Önceki kabataslak çizime kıyasla bu harita, matbaada basılmış gibiydi.

 

Roland aniden Ferlin'in bir keresinde bu haritanın 400 yıldır ailesinde olduğunu söylediğini ve Şimşek’in de bu haritayı Agatha'nın tutulduğu taş kuleyi bulmak için kullandığını hatırladı.

 

Birden dank etmişti: “Git Agatha'yı çağır. Kimya laboratuvarında olmalı. Ben de Ferlin ve babasının yanına geçiyorum şimdi.”

 

“Emredersiniz Majesteleri.”

 

Muhafız çıktıktan sonra Roland, haritayı kapatarak lobiye gitti.

 

Ferlin ve yaşlı bir adam hemen ayağa kalkarak saygıyla eğildiler.

 

Prens, her iki adamın da ter izleri görünen kalın deri paltolar giydiklerini ve yaşlı adamın alnının da terle dolduğunu fark etti. Gülümsedi ve: “Eğer çok sıcaksa, paltolarınızı çıkarabilirsiniz. Kalede ısıtma sistemi var. Bu yüzden burası dışarıdan çok daha sıcak, kendinizi hasta etmeyin sonra…” dedi.

 

“Isıtma sistemi mi?” diye soran Ferlin, epey şaşkındı.

 

"Bir şömineden çok daha iyi olan yeni bir ısıtma türü.” diye ufak bir açıklama yapan Roland, konuyu ziyaret sebeplerine getirdi: “Cadılarla alakalı bir durumdan dolayı burada olduğunuzu duydum.”

 

“Evet Majesteleri.” diyen Günışığı, başını salladı: “Pazarda mavi saçlı bir kadın gördüm…” diyerek son birkaç günde yaşananları kısaca özetledi: “Eve gittiğimde de babam bana ailemin geçmişini anlattı ve o mavi saçlı kadının bir cadı olabileceğini düşündüm.”

 

“Anladım.” diyen Roland biraz şoktaydı açıkçası. Agatha'nın ailesinin şimdiye kadar hayatta kalan herhangi bir ölümlü olduğunu hiç düşünmemişti: “Sınır Kasabası’nda böyle bir cadı var ve onun adı gerçekten Agatha.”

 

Dük Eltek heyecan içinde sandalyesinden fırladı ve: “O zaman Majesteleri… Ee…”

 

"Onunla tanışmanıza izin mi vereyim?” diyen Roland bir gülümseme ile başını salladı: “Tabii, tabi… Şu an yolda olmalı, buraya geliyor. Ha bir de kendisi bir cadı olduğu için Tanrı Gözü’nün İntikamı taşını çıkarma nezaketini göstermelisin.”

 

“Ah… Haklısınız.” diyen Dük aceleyle taşı gömleğinden çıkardı ve masaya koydu.

 

Bülbül kulağına fısıldadı: “400 yıl önce Taquila'da böyle bir nezaket yoktu.”

 

Roland, gülümsemesini gizleyerek: “Bu sayede doğruyu söyleyip söylemediklerini anlayabilesin diye yaptım.” dedi.

 

Boynunda hafif bir çimdik hissetti Roland: “Yalancı.”

 

...

 

“Beni neden geri çağırıyorsun?” diyen Agatha lobi kapısından içeri girmişti: “Tanrı İradesi Savaşı yakın ve benim her anımı silah üretmek için kullanmam şart. Çok önemli bir şey değilse keşke bir haberci falan yollasaydın…”

 

Uzun süre baş simyacı ile çalışan Agatha, gitgide ona benzemeye başlamıştı. Bu tavır da yine Roland’ın biraz suçlu hissetmesine neden olmuştu. Boğazını temizleyerek konuşmaya başladı Roland: “Öhöm… Bu konu epey önemli aslında… 400 yıl önce Kutsal Taquila Şehri çöküşün eşiğindeyken bir grup hizmetçi senden ayrılmıştı. Hatırlıyor musun?”

 

“Evet…” diyen Agatha karla kaplı şapkasını çıkardı ve mavi saçlarını saldı: “Bu ne tür bir önemli mesele? Üzerinden asırlar geçti.”

 

Agatha saçlarını da açıp tüm halini gösterince Ferlin ve Dük Eltek, saygıyla diz çöktüler: “Siz gerçekten Leydi Agatha’sınız!”

 

“Ve siz kimsiniz…” diye soran Agatha, biraz şaşırmıştı.

 

"Ben Kagar soyundanım. O ismi hala hatırlıyor musunuz?” diye soran Dük, beklenti içindeydi.

 

"Kagar mı… Tabii ki hatırlıyorum, ona bu ismi ben verdim.” diyen Agatha, omuzlarını silkti: “İki ölümlü hizmetçim vardı. Biri muhafızlarımın başı olan Kaff, diğeri de kâhyam olan Kagar idi.” Bir an duraksadıktan sonra: “Yoksa siz o büyülü taşlarım ve deney notlarımla beraber gizlice kaçan o kâhyanın mı torunlarısınız?”

 

“Gizlice kaçmak mı…” diyen Dük, şoka uğramıştı: “Hayır, o...”

 

“Def olun!” diyen Agatha’nın yüzü kararmıştı: “Sizi bir daha görmek istemiyorum. Def olun!”






 






Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 44254 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr