Çevirmen: Lodos 

Son sınavın günü gelmişti.

Cadılar, Scroll Öğretmen’in kâğıtları dağıtmasını bekleyerek düzenli bir şekilde salonda oturmuşlardı.

O esnada Andrea tırnaklarını bir makasla zarif bir şekilde kırpıyordu. Aklında akşam yemeği vardı. Majesteleri’ne göre bu sınav sonrasında ilk dönem bitecek ve kutlama olarak da akşam yemeğinde herkese dondurmalı sandviç verilecekti. Bu da demek oluyordu ki Andrea birden fazla dondurmalı sandviç alacaktı.

Son günlerde boş zamanlarında Ashes ve Shavi ile ‘Lord ile Savaş’ oyununu oynuyordu. Bu taktiksel oyun soylular arasında yaygın olan satranç oyununa çok benziyordu. Her iki oyunda da püf nokta kişinin avantajlarından faydalanmak, zayıf yönlerini gizlemek ve iyi planlar yapabilmekti. Sık sık Leydi Tilly’ye nasıl bu oyunda hiç yenilmediğini anlatıp övünüyordu. Birden fazla dondurmalı sandviç almasının sebebi de buydu. Ashes’ın ona dört, Shavi’nin ise iki dondurmalı sandviç borcu vardı.

Andrea için bereketli bir hasat olacaktı. O akşam yemeğinde üç tane dondurmalı sandviç yiyecekti, bunu düşündükçe mutlu oluyordu.

Doğal olarak sınavdan da emindi.

Bir sınav olacağını duyar duymaz, Sylvie'ye önceki sınavı sormuş ve kendi başına çözmeyi denemişti. Testin çok basit olduğunu ve soyluların temel eğitimleriyle eşdeğer olduğunu fark etmişti. Sınav, esas olarak kelimeleri ve cümleleri tanımakla ilgiliydi. Birkaç tane de çok zor olmayan muhasebe ve aritmetik soruları vardı. Bu alanda ailesinin dâhisi olarak bilinirdi. Daha 15 yaşındayken ailesinin hesabını kitabını o tutardı.

Çok geçmeden kâğıtlar dağıtılmıştı.

Andrea kâğıda hızlı bir bakış attı ve başını kaldırdı. Sınav ‘Krallık Dili’, ‘Temel Aritmetik’ ve ‘Temel Doğa Bilimleri’ olmak üzere üç bölümden oluşuyordu.

“Harika! Tıpkı geçen seferki gibi…” diye geçirdi içinden.

‘Krallık Dili’ sayfasını açınca elinde olmadan sırıttı ve hemen kalemiyle yazmaya başladı.

15 dakika içinde ilk sayfadaki soruları tamamlamıştı. Sınavda daha fazla kelime dağarcığı bilgisi isteniyor olmasına rağmen çok zorlanmamıştı. ‘Okuduğunu anlama’ ve ‘boşluk doldurma’ gibi beklemediği bölümler olsa da pek sıkmamıştı onu: “Paragrafı okuyup anlamam yetiyor. Biraz kafa karıştırıcı gibi görünüyor ama aslında oldukça basit.”  diye geçirdi içinden.

Bir sonraki sayfa ‘Temel Aritmetik’ idi.

Ön bölüm, basit kar ve zarar hesaplamalarından oluşuyordu. Ancak yavaş yavaş Andrea'nın ilerlemesi yavaşlamıştı.

“…Üstlerinde birkaç nokta bulunan iki çizgiyi kesiştirmek için kullanılan denklemi yazın.’ da ne demek yahu?”

Kalbi daralmıştı birden. Temel Doğa Bilimleri’ne geçtiğinde de içinden şöyle demişti:  “Neden kelimeleri ayrı ayrı anlayabiliyorum ama bir araya gelince hiçbir manaya gelmiyor?”

Bu aynı zamanda sonraki sorular için de geçerliydi.

Andrea bolca terlemeye başladı.

Derin bir nefes aldı. Hemen arkasında oturan Bülbül’e baktı. Kendisine ipucu vermesini umuyordu.

Ama Bülbül'ün yüz ifadesi Andrea'yı daha da şok etmişti.

Bülbül de elindeki kalem hiç hareket etmeden sınav kâğıdına boş gözlerle bakakalmıştı. Öylece bakıyordu sadece…

Sorular onun için de mi zordu yani?

Leydi Tilly sınava katılmamıştı. Efsanevi yetenekli Bayan Anna da yoktu. Andrea, diğer cadıların çoğunun hala ilk sayfada sıkışıp kaldıklarını fark etmişti.

15 dakika sonra herkes ikinci soru kâğıdına geçmişti. Andrea'ya göre çok yavaş kalmış olsalar dahi en azından ikinci sayfada bir şeyler yazabiliyorlardı.

Andrea tamamen çaresiz hissetmişti kendisini. Temel Aritmetik kısmını tamamen geçerek Temel Doğa Bilimleri’ne yöneldi.

Önceki testin basit soru-cevap formatına kıyasla, bu sefer bazı sayılar ve anlaşılmaz semboller vardı.

Hiçbir şey istediği gibi gitmiyordu. Tek rahatlaması Ashes’ın yazmayı kendisinden çok çok önce bırakmış olmasıydı. Anlaşılan sorular onu da aşırı derecede şaşırtmıştı.

“Amaan…” diye düşündü: “Ashes’ı geçsem ne olur, geçemesem ne olur?”

O bunları düşünürken Scroll Öğretmen’in sınavı bitirdiğini duydu. Sandalyesine geri yaslanarak öğretmenin test kâğıdını götürmesini izledi. Akşam yemeğindeki üç dondurmalı sandviç için o kadar da sabırsızlanmıyordu artık.

*******************

“Majesteleri, işte tüm sınav kâğıtları.” diyen Scroll, Roland’ın ofisindeki masaya bir yığın kâğıt koymuştu: “Kendiniz okumak istediğinizden emin misiniz?”

“Evet, evet.” diyen Roland gülümsedi: “Sınav kâğıtlarını okumak zevkli olabilir.”

Tuhaf bütün cevapları görebilecekti. Hatta yazdıkları cümlelerden nerelerde zorlandıklarını bile anlayabilecekti.

“Sayfaları sizin için düzenleyeyim mi?”

“Zahmet olmazsa harika olur.” diyen Roland başını salladı ve sonra bağırdı: “Bülbül! Gözetleme yook!”

Bülbül, kanepede otururken ortaya çıktı ve gülümseyerek konuşmaya başladı: “Anna neden girmedi? Dönem bitmiyor mu şimdi? Cadı Birliği’ndeki tüm kız kardeşlerim sınava girmek zorunda olmalıydı.”

Roland bir kahkaha patlattı: “Çünkü bu testi hazırlayanlar Scroll ve Anna.”

Bülbül biraz sessizlikten sonra: “Ya kız kardeşin, Leydi Tilly?” diye sordu.

"Leydi Tilly mi?” diyen Roland, gülerek ellerini iki yana açtı: “O, sınavı incelemeye yardımcı oldu ve hataları kontrol etmek için sınava önden girdi. Bu arada, tam not aldı.”

Bülbül'ün yüzü düşmüştü.

Roland başını salladı ve kâğıtları okumaya başladı.

...

Tüm puanlar düzenlendikten sonra Roland halsiz bir şekilde uzandı. Uyku Adası cadıları bu kez önemli bir gelişme göstermişti. Candle, Evelyn ve Sylvie sınavı geçmişti. En iyileri ise Evelyn olmuştu. Önceki sınavda üçlü arasında en düşük puana sahip olmasına rağmen, bu sefer 50 puandan 62 puana yükselmişti. Çok çaba gösterdiği aşikârdı.

Ama bunun aksine yakın zamanda gelmiş olan üç savaş cadısının üçü de 50nin altında kalmıştı. Bu anlaşılabilir bir şeydi. Çünkü sınıfta çok fazla zaman geçirmemişlerdi. Ve soylu bir geçmişleri olduğu için ‘Krallık Dili’ bölümü için herkes kadar fazla puan alamamışlardı.

Ancak, en kötü durumda olan Bülbüldü. Herkes gibi derslere katılmasına rağmen aldığı puan bir önceki sınavdan daha azdı. Roland gülse mi ağlasa mı bilemiyordu. Öğrenmenin doğuştan gelen bir yetenek olduğunu düşünmeye başlamıştı.

Onu şaşırtan tek kişi Maggie idi.

Temel Aritmetik ve Temel Doğa Bilimleri bölümlerinde bir avuç hesaplama probleminden fazlasını çözemese de çoktan seçmeli ve doğru-yanlış sorularının çoğunu doğru bir şekilde yanıtlamış ve 63 almıştı.

“Bunu nasıl becerdi?” diye geçirdi içinden Roland. Ama aklına bir şey gelmemişti.

ÇN: Arkadaşlar elimizde olmayan bazı sebeplerden ötürü birtakım problemler yaşadık. Umarız kusurumuza bakmazsınız. Bundan sonra günlük sabit bir şekilde iki bölüm ilerleyecektir serimiz. Tekrardan özür dileriz, keyifli okumalar…