Isıtma sistemi çok karmaşık değildi. Esasen sadece suyun kaynatılmasını ve çıkan ısının borulardan ve peteklerden odalara dağılmasını içeriyordu. Isı, su ya da buharla taşınabilirdi. Roland ikincisini tercih etmişti. Çünkü yüksek bir sıcaklığa daha uygundu. Kazan çalışmaya devam ettiği sürece, buhar basıncı boruları bir pompa yardımı olmadan sıcak su damlacıkları ile dolduracaktı.
Tabii ki, bir buhar ısıtma sisteminde de eksiklikler vardı. Borular her zaman çok yüksek basınç altında olurlardı. Bu yüzden zayıf altyapı kurulması halinde sızıntılar ve hatta patlamalar bile yaşanabilirdi. Buhar, 200 ila 300 santigrat derece sıcaklıklara ulaşacaktı. Bu da insan etine son derece zarar verebilecek bir sıcaklıktı. Bu sebeple buhar ısıtma sistemlerinde güvenliğe çok dikkat edilmesi şarttı. Anna’nın kaynak yapması ve Soraya’nın kaplamaları sayesinde bu risk en aza düşmüştü.
Roland ayrıca, kazan üzerine bir buhar motorundaki regülatörle aynı prensibe sahip olan bir de vana takmıştı. Basınç çok yükseldiğinde kazanın kolunu yukarı doğru çekecek ve buharı serbest bırakarak basıncı düşürecekti.
Son güvenlik önlemi ise kazanın ve iki ana ısıtma borusunun arasında bulunuyordu. Roland, Anna'dan teneke kutuların tasarımında olduğu gibi gücü azaltmak için bağlantı borusunun etrafında birkaç oluk açmasını istemişti. Basınç valfi açılmamış olsa bile, patlama kazanın içinde yaşanacaktı ve asla dışarı taşmayacaktı.
Kale, ısıtma sistemi çalıştıktan sonra tamamen değişmişti.
Cadılar kalın kış giysilerini çizgisiz sonbahar giysileri ile değiştirmişlerdi. Renkli kıyafetleriyle gülüşerek etrafta dolanan kızları görmek Roland’ın motivasyonunu artırıyordu.
Tabii ki bu sistemler ve tesisler sadece yaşam kalitesini artırıp daha iyi bir çalışma ortamı oluşturma konusunda yardımcı olabilirdi.
Bir sonraki görevi çok daha önemliydi. Batı bölgesinin geleceği o göreve bağlı idi.
Sentetik amonyak üretmenin ve nitrat bağımlılığını azaltmanın bir yolunu bulmak zorundaydı. Yalnızca bu sayede kimyasal patlayıcılar ve otomatik silahlar üretebilecekti.
Bunu kışın sonuna kadar başarabilseydi, şüphesiz baharda planlanan taarruzda işi çok kolaylaşırdı.
Roland, Kyle Sichi ve Agatha'yı ofisine çağırdı.
“Son birkaç gündür birlikte çalışıyorsunuz. Nasıl gidiyor?” diye yüzünde bir gülümseme ile sordu Roland.
Kyle Sichi, Sınır Kasabası’nın baş simyacısıydı. Ancak simyaya olan sevgisinin on katı kadar da insanların duygularını veya fikirlerini pek önemsemezdi. Diğer tarafta ise dört yüz yıl önceki Cadı Krallığı’ndan gelen ve tarihin en prestijli araştırma kurumlarından birinde çalışan Agatha vardı. Her ikisi de dobra insanlardı ve biraz geri kafalı sayılabilirlerdi. Roland sık sık tartışabileceklerinden endişeliydi. Ancak amonyak üretmek için birlikte çalışmaları şarttı. Bu sebeple ara sıra onları bizzat kontrol etmesi ve herhangi bir sorun varsa ortadan kaldırması gerekecekti.
"Çok iyi.” diye cevap verdi Kyle. Roland şok olmuştu ki Kyle konuşmasına devam etti: “Bayan Agatha'nın yetenekleri benim deneylerime çok yardımcı oluyor. Nitrifikasyon gliserolünün kararlı sentez sıcaklığını buldum. Laboratuvarda hazırlığı ile ilgili herhangi bir sorun olmadı. Bu yüzden şu anda seri endüstriyel üretim olasılığını test ediyoruz. Buz küpleri olmadan bunların hiçbiri mümkün olmazdı... Ah, bağışlayın… O kadar meşguldüm ki bunları size anlatmayı unuttum.” diyen Kyle bir an duraksadıktan sonra: “Sanırım bu kadar. Beni buraya bu bilgiler için çağırdıysanız geri dönebilir miyim? Epey işim var.”
“Demek öyle…” diyen Roland, Agatha'ya baktı ve başını salladı.
“Bay Kyle, özellikle Keşif Topluluğu’na benzer meseleler hakkında büyük bilgi sahibi. Çok iyi bir işbirliğimiz var. Kendisi zamanında Taquila’da olsaydı kesinlikle Kutsal Birlik’e kabul edilirdi."
“Bu kadar kolay anlaşabiliyorlar mı yani? Anlaşılan boş yere endişelenmişim… Ama bu Kyle neden cadıya karşı benden daha saygılı? Bu biraz üzüyor.” diye düşünen Roland boğazını temizleyerek: “O halde rahatladım. Seni buraya yeni bir araştırma yapmak için çağırdım.” dedi.
“Lütfen!” diyen Kyle, ‘araştırma’ kelimesini duyar duymaz neşelenmişti.
"Daha önce de söylediğim gibi… Havada birçok farklı gaz var ve artık bunları kullanmaya başlama zamanı. Temel Kimya’ya göre, oksijen ve nitrojen havanın %99'unu oluşturuyor. Ve benim bu iki gazı kimyasal üretim için ayırmam gerekiyor.”
Kyle bir an için düşündü: “Yani onları kaynama noktaları ve erime noktaları gibi belirleyici özellikleri kullanarak mı ayırmamız gerekiyor?”
“Aynen öyle.” diyen Roland başını salladı: “Yoğunlaştırın ve sonra gazları tekrar ısıtın. Nitrojenin kaynama noktası oksijenden daha düşük. Önce sıvıdan damıtılabilir o yüzden. Gerekli sıcaklık su için donma noktasının çok altında. Deneyin geleneksel yöntemlerle yapılması biraz zor. Bu nedenle Agatha'nın yetenekleri çok önemli.”
"Havayı sıvıya çevirmek…” dedi Kyle sakalını okşayarak: “Kulağa çok ilginç geliyor."
Roland gülümsedi: “Sıcaklık yeterince düşürülebilirse donarak katı bile olabilirler.”
Simyacı muhtemelen gazın bir kişinin elinde tutulabileceğini hayal etmemişti.
“Ben de aynı kitaba biraz baktım. Ama havanın katılaşmasıyla ilgili hiçbir şey görmedim.” dedi Agatha.
“Onları çıplak gözle ayırt etmek zor çünkü karışmış haldeler.” dedi Roland: “İlk adım, en yüksek donma noktasına sahip olan karbondioksiti ortadan kaldırmak. Ancak karbondioksit havanın çok küçük bir kısmını oluşturur. Bu yüzden katı formunu bile fark etmezsiniz. Daha sonrasında oksijen ve nitrojen, açık mavi bir renk vererek bir araya gelir. Onu ayırmazsanız, saf bir madde gibi görünür. Ancak sıvı nitrojen aslında renksizdir.”
“Ne yapmalıyız?”
“Önce damıtma kabını hazırlayın.” diyen Prens sırıttı: “Bu çok önemli bir proje.”
Tek başına Agatha'ya bağlı kalmak yeterli olmayacaktı. Cam sürekli sıcaklık değişimleri altında kolayca kırılabilirdi. Bu nedenle sıvı hava için kaplar çelikten yapılacaktı. Bu Anna için zor bir şey değildi. Kolaylıkla çelik kap üretebilirdi. Ancak çelikten dolayı da işlem sırasında sıvılaştırılmış havanın değiştiğini görmek imkânsız olacaktı. Bu nedenle Sylvie'nin büyülü gözü, kabın içindeki durumu gözlemlemek için şarttı. Daha sonra, Agatha nitrojenin kaynama noktasında ve üretim sürecindeki büyü tüketimlerini kontrol edecekti.
Hazırlık tek başına üç gün sürmüştü.
Çelik kap tamamlandığında Roland, kasabanın ilk oksijen-nitrojen ayırma deneyini şahsen denetlemek için kimya laboratuvarına gitti.
Epik Novel © 2017 | Tüm hakları saklıdır..