Çevirmen: Lodos 

Sur işlerinin kayıtlarına göre, nitrifikasyon gliserolünün büyük ölçekli üretiminde püf nokta anahtardı. Çünkü ekzotermik reaksiyonların aşırı ısısı hassas dinamitlerin patlamasına neden olmaya son derece yatkındı. Büyük reaksiyon kabının sıcaklığı sabit tutulabildiği sürece, nitratlama gliserin grupları halinde güvenli bir şekilde üretilebilirdi.

Bununla birlikte, buzlu su karışımı, özellikle büyük miktarda ısı salındığında, ısı emiliminde sınırlı performansa sahipti. Kendi tüketimi hızlı iken soğutma hızı yavaştı. Ayrıca, buz küplerini üretmek çok zahmetli oluyordu. Kısaca buz küpleri laboratuvar testleri için uygundu. Ancak seri üretim için uygun değildi. Agatha'nın buzdan tabutu, kabı soğutmanın harika bir yoluydu.

Roland, haberin güvenilir olup olmadığını bilmiyordu. Ancak bu denemesini engellemiyordu. Bir kaza durumunda Nana her zaman hayatını kurtarabilirdi.

Ofisinde bir referans mektubu yazdı ve Agatha'yı kimyasal laboratuvara götürecek ve mektubu Kyle Sichi'ye iletecek muhafızına verdi.

Agatha'nın yeteneklerini tanıtmanın yanı sıra, simyacıyı yumuşatmak için mektubunda onun için üst sınıf bir kimlik de oluşturmuştu. Böylece kimya deneylerine büyük yardım sağlayabilecek bu cadıya iyi bakacaktı. Roland muhafız gittikten sonra hala endişeliydi. Agatha kibirli iken Kyle daha düz bir insandı. Birbirleriyle büyük bir kavgaya girmemelerini umuyordu.

Laboratuvara gidip gitmemesi gerektiğini düşünürken Scroll, ofisin kapısını açıp içeri girdi.

“İkinci sınavın sonuçları Majesteleri...” diyen Scroll, gülümsüyordu: “Bu sefer 762 öğrenci sınavı geçti. Yarısı da yetişkin…”

"Bu kadar çok mu?” diye soran Roland memnun olmuştu. Karl’ın verdiği eğitimi alan 50'den fazla çocukla karşılaştırıldığında bu sefer yetişkinlerin yarısı mezun olmuştu. Bu da gece okulu eğitiminin işe yaradığını kanıtladı. Ayrıca Eğitim Bakanlığı tarafından verilen farklı eğitim programları ve süreye dayalı olarak formüle edilen bir dizi eğitim programı da işe yarıyordu.

"Evet… Neredeyse altı aydır evrensel eğitimi uyguluyorsunuz ve bu öğrenciler genellikle 25 yaşın altındalar. Temel okuma ve yazma becerilerini öğrenmek çok da zor değil.”

“Muhtemelen alfabeyle ilgisi vardır, Çin’de olsaydık asla bu kadar hızlı olmazdı." diye düşündü Roland.

Evrensel eğitimin ilk uygulandığı zaman ne kadar ileri gidebilecekleri hakkında hiçbir fikri yoktu. Sonuçta bu sistem, Gökhisar Krallığı için tamamen yeniydi. Ödül ve ceza ilkesine uygun olarak, Scroll ile uzun süre düşünerek kurdukları bu sistem, iyi çıkmıştı gerçekten.

“Sıkı çalışman için teşekkürler.”

“Hizmetinizde olmak benim için bir zevk Majesteleri…” diyen Scroll, eğilerek selam verdi.

Birlikteki en büyük cadı olduğu için Roland'ın onu Anna ve Şimşek gibi genç kızlarla karşılaştırması zordu. Scroll, şimdiye dek her zaman ona istikrar ve olgunluk gibi şeyler hissettirirdi. Bir şeyleri tartışırken, hem sessizce düşüncelerini dinler hem de sonrasında hatalarını acımasızca söylerdi. Roland’ın kendisini Scroll karşısında çocuk gibi hissettiği çok zaman olurdu.

Muhtemelen Scroll… Öğretmen olmak için doğmuştu.

Roland gülümsedi ve başını sallayarak bu düşünceleri bir kenara koydu.

Şu anda asıl mesele; uzun süredir yapımı devam eden fabrikaların artık kullanıma girebileceği idi.

“Lütfen Barov'u çağır.” dedi heyecanla.

...

Barov hızla kaleye koşmuştu. Şehri inşa etmeye başladığından beri iş yükü artmış, kafasındaki keli ve alnındaki kırışıklıkları iyice göze batar olmuştu. Ama yüzünde herhangi bir yorgunluk yoktu. Bunun yerine gün geçtikçe daha da enerjik görünüyordu.

“Majesteleri, beni işe alım meselesi için mi görmek istemiştiniz?”

Barov, muhtemelen şehirdeki yeni mezun grubun haberini almıştı.

“Kesinlikle.” diye cevap veren Roland başını salladı: “Bu yıl Şeytan Ayları daha erken geldi. Yani Timothy Batı bölgesini rahatsız edemez. Gelecek yıl savaşla başa çıkabilmek için Sınır Kasabası’nın ordusunu genişletmek istiyorum. Bir de fabrika işçilerinin sayısını artırmamız lazım.”

“Ve Belediye Binası’nın da…” diye ekledi Barov: “Şehre dönüşmemizden sonra bölgeniz beş ila altı kat daha büyük olacak. Belediye Binası da bu kadar geniş bir araziyi yönetmek için haliyle daha fazla memura ihtiyaç duyacak."

“Endişelenme... Seni unutmuyorum.” diyen Prens gülümsedi ve bir parça kâğıt çıkardı ve yazarken konuşmaya başladı: “Yeni 700 kişilik mezun grubunun %20’sini Belediye Binası, %40’ını da asit laboratuvarları alacak. Geri kalanlar, Buhar Motoru Fabrikası’na ve Bisiklet Fabrikası’na dağıtılacak. Bisiklet Fabrikası’nda en az 100 kişi istiyorum. Maaşları önceki standartlara göre ayarlayabilirsin. Asit laboratuvarlarında çalışanlar için biraz daha yüksek olabilir. Tüm boş yerleri hızlı bir şekilde doldurmaya çalış.”

Sabun ve parfüm konusunda da zaten asıl iş cadılar tarafından halledilmişti. Sıradan insanların sadece birkaç basit işlemi tekrarlaması gerekecekti. Oradaki işçilerin okuryazar olması gerekmiyordu. Bu yüzden onlar için mezunlardan işe almaya gerek yoktu.

Roland eğitimin, yalnızca kişinin bilgi ve vizyonunu geliştirmekle kalmayıp aynı zamanda aydınlanmanın püf noktası olan sorumluluk ve sosyallik duygusunu da geliştirebileceğine inanıyordu. Bu nedenle gelişmiş fabrikalar, sosyal niteliklerin, işbirliğinin, fedakârlığın ve öz disiplinin önemini sıradan halktan daha çok bilen mezun ve eğitimli insanlara ihtiyaç duyuyordu.

“Emredersiniz Majesteleri… Ordunun kaç kişiye ihtiyacı var?”

“En az 1000. Yeni terfi edilen sivillerden ve Doğu bölgesinden gelen mültecilerden işe başlayın.” diye emretti Roland: “Geçmişte olduğu gibi duyuruyu Belediye Binası yapacak. İşe alımlar Birinci Ordu tarafından yürütülecek.”

“1000 mi?” diye soran Barov biraz şaşırmıştı: “Birinci Ordu zaten 1000 kişi Majesteleri. Bu yeni gelenleri de iyi ekipmanlarla donatırsak maliyet az olmaz. Biraz pahalıya patlayabilir.”

“Ben hepsini düşündüm. Sen dediklerimi yap.”

Şeytanların istilası gibi bir tehdit vardı önlerinde, eskisi kadar yavaş davranamazdı. Tüm Batı bölgesini yönetmenin yanı sıra, bir sonraki ilkbaharda yapılacak ilk iş, Timothy'yi tamamen yenmekti. Onu ortadan kaldırdığı sürece diğer bölgeler ele geçirilmese bile Batı bölgesinin yeni Kral Şehri olacaktı. O zamana dek işleri hızlandırması şarttı.  Ancak Prens, şimdilik Barov’un her şeyi bilmesi gerekmediğini düşünüyordu.

Belediye Başkanı çıktıktan sonra muhafızlar yeni bir mesaj getirmişti.

Margaret'in kervanı gelmişti.