Çevirmen: Lodos 

Ertesi sabah erken saatlerde, Agatha Roland'dan bir parşömen aldı.

“Bu nedir?”

"Sözleşme. Üzerinde parmak izini bıraktıktan sonra resmi olarak Cadı Birliği'ne üye olacaksın.”

Agatha, parşömeni yaydı. İçindekileri dikkatlice okudu ve şaşırmış bir şekilde sordu: “Hepsi bu kadar mı?”

“Evet… Neden sordun ki?”

Agatha, ‘Hizmetler’ kısmını işaret ederek devam etti: “Her iki taraf arasındaki karşılıklı anlaşma ihlal edilmedikçe cadıların Sınır Kasabası’na ihanet edemeyeceği yazıyor. Ancak herhangi bir kısıtlayıcı önlem yok. Eğer bir cadı sözleşmeyi bozmak istiyorsa hiç baskı olmaz üstünde yani, istediği gibi hareket edebilir. Ayrıca ifadeler çok gevşek. Bu gerçek bir sözleşme mi?”

“Eh öylesine yazdım işte. Bu sadece bir formalite.” diye cevaplayan Prens şaşırmış görünmüyordu. Bu sözleşmedeki boşluklar dikkatini çeken tek kişi Agatha olmamıştı anlaşılan…

“Boşluklarla dolu bir formalite.” diye düşünen Agatha, sözleşmeyi zihninde eleştirdi. Daha sonra mürekkebe dokundu ve parmak izini bastı. Cadı Birliği sözleşmesinde her iki taraf için de çok az gereklilik vardı. Şu andaki haliyle Cadı Birliği’ne katıldıktan sonraki hali arasında herhangi bir fark varmış gibi hissetmiyordu. Ama en azından biraz da olsa rahatlamıştı.

Ölümlülerle çalışacağını söylemişti. Gri saçlı adamın Kutsal Birlik’in gerçek lideri olduğunun da farkındaydı. Kutsal Birlik’e ya da üç şehrin liderlerine hizmet ettiği gibi bu adama hizmet etmesi gerekseydi muhtemelen bunları kabul etmezdi. Ama şu anda daha özgürmüş gibi hissediyordu.

Roland sözleşmeyi kenara koydu ve merakla sordu: “Taquila sözleşmesinde ne gibi kısıtlamalar vardı?”

"Sözleşmeler sadece ölümlüleri işe almak için kullanılırdı. Ve cezalar fiziksel ve zihinsel işkence içeriyordu. Biz cadıların bu tür sözleşmelere ihtiyacı olmazdı. Kutsal Birlik’e girdikten sonra ömür boyu hizmet etmeliydin. Hainlerin cezası ise ölümdü.”

“Pekâlâ…” diyen Roland, derin bir nefes aldı ve: “Cadı Birliği'ne hoş geldin. Kahvaltıdan sonra kale bahçesine gelmeyi unutma. Yeteneğini kapsamlı bir şekilde test etmeliyim.” dedi.

...

Yetenek testi Agatha'nın düşündüğünden çok daha kolaydı. Tek yapması gereken, yeteneğinin her özelliğini bir kez Prens’in önünde göstermek ve bazı soruları cevaplamaktı.

Roland bazı sorular sorduktan sonra kısa bir özet geçti: “Büyülü gücün şekli gök mavisi beşgen bir prizma, orta seviyede… Çağırma kategorisine ait. Bir kez evrim yaşamış. İlk başta sıcaklığı düşürebiliyormuş, evrimden sonra da dondurabilmeye başlamış. Bu da çok uygun bir yetenek. Öhöm… Peki nasıl evrim yaşadın?”

“Sürekli pratik ve ani bir aydınlanma…” diye gururla cevap verdi Agatha. En genç yüksek uyanış yaşayan o olduğunda Kutsal Birlik’in tüm üyeleri tarafından "Taquila dehası" olarak adlandırılmıştı: “Her gün suyu anında dondurmak için çalışmalar yapıyordum. Bir gün, bir kurşun parçasını eritmek için alev kullanan bir cadı gördüm. Kurşun erirken kaynıyordu da… Bunu görmek bana maddenin üç hale sahip olabileceğini göstermişti: Katı, sıvı ve gaz. Kurşun oda sıcaklığında katıydı. Ancak sıcaklık yeterince yükseldiğinde gaza dönüşebiliyordu. Su da oda sıcaklığında sıvıydı ama sıcaklık yeterince düştüğünde buza dönebiliyordu. Yani kurşuna olan şeyi ben de yapabilirdim. Bu fikirle, vücudumdaki sihirli gücün tamamen değiştiğini hissettim ve sonunda kıdemli bir cadıya dönüştüm. Bu aydınlanma da Genel İlkeler’de kayıtlıdır.”

O, kitapta kaydedilen en genç cadıydı. O zaman üç şef bile onu övmüştü. Çünkü böyle bir aydınlanma cadıların evrimleşmesinde ve pratik araştırmalarda çok çok önemliydi. Ama Roland, sakin kalmıştı.

“Anlıyorum.” dedikten sonra başını salladı: “Peki Genel ilkeler nedir?”

“Ne? Hiç şaşırmadın mı yani?” diye sordu Agatha: “Bunları açıklamam şaşırtmadı mı seni? Mesela dünyanın her yeri gaz dolu. Her yerde ve herhangi bir ağırlık yapmadan barınabilir ve sıvıya ya da katıya dönüşebilir.”

“Bunlar çok normal olaylar. Her biri farklı kaynama ve erime noktasına sahip birçok gaz türü var.” diyen Roland omuz silkti: “Neden şaşırmalıyım ki? Bunlar Doğa Bilimleri kitabının normal kurallarından…”

"..."

Agatha şok olmuştu: “Peki o halde… Dikkatli bir şekilde okuyacağım o kitabı.”

"Genel İlkeler peki…”

“Yüksek uyanış yaşayanların uyanış esnasında yaşadıkları duyguları ve deneyimleri kaydeder.” diye hevessizce cevap verdi: “Ama cadıların yetenekleri birbirlerinden çok farklılar. Kitabı taklit ederek uyanış yaşamak pek mümkün değil. Asla senin Doğa Bilimleri kitabın kadar mükemmel olamaz ama tabii…”

"Yanlış bir şey mi söyledim?” diye soran Prens’in kafası karışmıştı.

"Hayır, ben çok kibirliyim sadece…” diyen Agatha, biraz trip atıyor gibiydi.

"İyi…” diyen Roland, meseleyi anlamış gibi görünüyordu. Bu yüzden hızla konuyu değiştirdi: “Cadıların yeteneklerinin birbirinden farklı olduğunu söyledin... Yani sence Kutsal Birlik’teki binlerce cadı arasında hiç aynı yeteneğe sahip olan yok muydu?”

"Hayır.” diye cevap veren Agatha, hiç düşünmemişti: “Keşif Topluluğu büyülü güç şeklinin yeteneği belirlediğine inanıyor. Aynı büyülü güç şekline sahip cadı yok yani…”

"Ama Anna'yı ilk gördüğünde alev kontrol edebildiğini direkt anlamıştın..."

"Bu sadece anlaşılması kolay olan gayri resmi bir kategorizasyon. Işık ve ısı üretme yetenekleri alev kontrolünün anlaşılmasında rol oynayabilir. Ancak büyülü güç, evrimle veya yüksek uyanış ile büyük ölçüde değişecektir. Alev kontrolünün ilk aşamasında bile, bazı cadılar sıcaklığı kontrol etmekte, bazıları daha fazla ateş üretmekte ve bazıları da ateşi fırlatmakta iyidir. Belirgin bir farklılık olmasa bile dikkatle gözlendiğinde anlaşılabilir.” dedi Agatha: “Keşif Topluluğu’nun kategorizasyon yöntemi çok daha resmiydi ve temelde sizinkiyle aynıydı.”

“Aynı şekilde üç kategori mi?” diye sordu Roland.

"Dört. Temel fark çağırma türüdür. Keşif Topluluğu onu da iki kategoriye ayırmıştı: Büyü Gücü ve Şekillendirme. Az çok isimlerinden de anlaşılıyor zaten…”

"Birincisi yeteneğin çağrılmasına yani tıpkı Anna'nın yaptığı gibi, her zaman sihirli güce mal olduğu anlamına gelir. Sihirli güç bittiğinde yetenek de duracaktır. Şekillendirme de Soraya'nın çizdiği kaplama gibi, çok uzun süre var olabiliyor. Doğru mu?”

"Soraya'nın yeteneğini tam bilmememe rağmen; hemen hemen evet doğru…”

"Anlıyorum.” diyen Roland bu bilgileri de not almıştı: “Bugünlük bu kadar. Zaten başka test de olmayacak. Benden görev almadığın vakitlerde yeteneğini istediğin gibi kullanmakta özgürsün. Ancak şu anda birisinin acilen yardımına ihtiyacı olabilir.”

"Kim?”

"Kyle Sichi. Sınır Kasabası’nın baş simyacısı.”