Bölüm 359: Farklı Seçimler

avatar
3179 21

Release That Witch - Bölüm 359: Farklı Seçimler



Çevirmen: Lodos 

Şöminedeki yangın hafifçe titredikten sonra sönüvermişti. Bülbül ortaya çıkıp biraz odun atınca tekrardan yükseldi alevler…

 

Roland, fincanın gölgesine baktı ve derin bir nefes aldı. Tilly gideli biraz olmuştu. Bütün diyalogu hatırlayarak bir yerde hata yapıp yapmadığını bulmaya çalışıyordu. Ama boşunaydı. Öyle bir güvenin kurulması için zaman gerekliydi…

 

“Görünüşe göre her şeyi yapabilecek durumda değilsin.” dedi Bülbül. Elindeki tozu çırptı ve her zamanki yerine oturdu: “O gün ona ne dedin?"

 

"Beyaz bir yalan.” diye yanıtlayan Roland sandalyeye yaslandı: “Buna inanmaması çok normal. Sen de küçük bir erkek kardeşin olduğunu söylemiştin. Aniden eskisinden çok farklı olsaydı ama yine de kendisi olduğunu söylemeye devam etseydi ona inanır mıydın?”

 

“Masum görünen ama sonra bana ihanet eden kardeşimden mi bahsediyorsun?” diyen Bülbül’ün gözü seğirmişti: “Onun yaşadığı şey mutasyondan farklı değildi.”

 

"Bundan bahsetmemeliydim, kusura bakma…”

 

"Önemli değil. Her neyse… Artık Gelan ailesinin bir üyesi değilim ve onlar benim için sadece yabancı.”

 

“Tilly ve ben de bir zamanlar yabancılar gibiydik.” diyen Roland, iç çekti ve devam etti: “Sadece o değil, saraydaki kimseyle iyi geçinmezdim.”

 

“Eğer sıkılmış hissediyorsan benimle konuşabilirsin.” diyen Bülbül gülümsüyordu: “Kraliyet hayatını hep çok merak etmişimdir. Ama aynı zamanda senin de o zaman ne kadar kötü olduğunu bilmek istiyorum. Nasıl bu kadar kötü olabildin ki meşhur ünün Gümüş Şehre bile yayıldı?”

 

"Dürüst olmak gerekirse o zamanlar hakikaten çok kötüydüm.” diyen Roland, dudaklarını kıvırmıştı. Anılarından bazı hikayeler aklına geldi. Kısaca şöyle dedi: “Muhtemelen onu cam parçalarına attığımdan beri benden nefret ediyor…”

 

"Gerçekten de… Korkunç.” dedi Bülbül: “Ama bence şimdi senden nefret etmiyor.”

 

“Öyle mi?” diyen Roland kaşlarını kaldırdı ve sordu: “Bunu nasıl bilebilirsin?”

 

"Elbette biliyorum. O kendisi demedi mi ‘Kişisel çıkarlarım göz önüne alınırsa, ilginç bilgileri öğrenmek için burada kalmak isterim’ diye... Bir teselli gibi gelmiş olabilir ama gerçek şu ki; yalan söylemiyordu bunları söylerken. Eğer geçmişte olduğu kadar senden nefret ediyor olsaydı asla burada kalmak istemezdi..."

 

“Beni teselli mi ediyorsun?” diyen Roland gülümsedi.

 

"Ben sadece doğruyu söylüyorum.” diyen Bülbül, omuz silkti: “Şu andaki durumu korumanın da iyi olduğunu düşünüyorum."

 

"Neden?”

 

“Şeytanlara karşı bizi desteklemek için cadı getirmeye söz verdi. Burada kalıp kalmamasının bir farkı yok. Uyku Adası’ndaki cadıların hepsi aynı anda şehre gelirse Ashes gibi bir sürü cadı olur ve ben de çok meşgul olabilirim.” diyen Bülbül ağzına kurutulmuş bir balık attı ve mırıldandı: “Herkes Maggie kadar itaatkâr olacak değil…”

 

Roland güldü: “Ashes ile bazı sorunlar falan mı oldu?”

 

“Ne? Tabii ki hayır, nasıl olabilir?” diyen Bülbül ellerini salladı ve: “Ben sadece Cadı Birliği’ne ihanet etmesin diye gözümü onun üzerinde tutuyorum.”

 

"Gerçekten mi?”

 

Bülbül ‘Hem de nasıl…’  manasında uzunca bir ıslık çaldı.

 

“Yanlış mı hissediyorum emin değilim ama…” diyen Roland, gülümsedi ve ona baktı: "Ben reddedildiğimde neden bu kadar mutlu hissediyorsun?”

 

“Yanlış hissediyorsun.” diye onayladı Bülbül. Kapıya baktı ve: “Birisi geliyor.” der demez sise karıştı.

 

Roland onun kaçmak için bahane ürettiğini düşünüyordu ki tam o anda kapısı çalmıştı.

 

Roland çok şaşırmıştı, neredeyse gece yarısı olmuştu… Kim gecenin bu vaktinde gelirdi ki? Şamdanın mumunu değiştirdi ve: “İçeri gel.” diye seslendi.

 

Gelen Agatha idi.

 

Prens bir an için şok olarak sordu: “Sorun nedir?”

 

Agatha cevap vermeden geçip bir sandalyeye oturdu: “Bayan Wendy inanılmaz silah fikirlerinden bahsetti. Bunlar doğru mu? Ve bu şeylerin arkasındaki teoriler ve bunların üretim yöntemleri, yazdığın kitaplarda mı geçiyor?”

 

“Doğa Bilimleri ve Temel Kimya kitaplarını mı kastediyorsun? Onlarda konuya ilişkin bazı teoriler var. Ancak üretim yöntemleri uzunluk nedeniyle yazılmıyorlar.” dedi Roland: “O kitaplar yalnızca teori ve ders kitapları. Sadece bunun için mi beni görmeye geldin?”

 

"Sadece Cadı Birliği üyeleri bu bilgiyi öğrenebilir, değil mi?” diye sordu Agatha.

 

Roland başını salladı. Nereye varmak istediğini anlamıştı.

 

“O zaman Cadı Birliği'ne katılmak istiyorum.”

 

"Ama Cadı Birliği Sınır Kasabası’na ait bir organizasyon. Kasaba için çalışmak istediğinize emin misin?” diye soran Roland devam etti: “Kasabanın Lordu yalnızca sıradan bir ölümlü… Bir aşkın falan değil…”

 

“Şeytanları mahvedebilecek silahlar icat edebilecek herhangi bir ölümlü hiç de sıradan değildir. Eskiden olsaydı bile senin muhakkak Keşif Topluluğu’nda bir yerin olurdu…” diyen Agatha biraz duraksadı ve sonra: “Zarar vermediği ve Kutsal Birlik’e ve ondan kurtulanlara karşı olmadığı sürece bir ölümlü ile işbirliği yapmak benim için sorun değil.”

 

Muhtemelen şimdilik bunu ‘bir ölümlü için çalışmak’ olarak nitelendirmek biraz zordu. Ama Agatha'nın yeni şeyleri kabul etme yeteneği Roland'ı çok etkilemişti. Belki de araştırma yapan biri her zaman yeni şeyleri hızlı bir şekilde kabul edebiliyordu. Roland gülümsedi ve: “Ben senin Uyku Adası tamamen cadılar tarafından inşa edilen bir bölge olduğu için Tilly’nin peşinden gideceğini düşünmüştüm.” dedi.

 

“Orası sadece Kilise’den saklanmak için bir sığınak.” diyen Agatha, başını salladı: “Bu kararı vermeden önce onlardan her şeyi öğrendim. Buza girmeden önce cadılar tarafından yönetilen çok şehir gördüm, hepsi de iz bırakmadan ortadan kayboldu. Burada da bir zafer umudu göremiyorum maalesef…”

 

“Göreceksin.” diyen Rolland başını salladı: “Kutsal Birlik’e karşı olmamak konusunda da… Söz veremem. Çünkü onlar yok olmadılar. Muhtemelen isim değiştirerek kendilerini örtbas ettiler.”

 

"Ne?” diye soran Agatha şok olmuştu.

 

"Söylediklerini dikkatlice düşündüm. Yenildikten sonra Taquila'dan kaçmış olsan bile Kutsal Birlik’te hala olağanüstüler ve birçok kutsanmış savaşçı vardı. Bence bunu yapmak istemedikçe tamamen soyları tükenmiş olamaz.” diyen Roland derin bir ses tonuyla konuşuyordu: “Kilise muhtemelen Kutsal Birlik’in dönüşmüş hali. Tanrı'nın Cezalandırma Ordusu’nu cadılardan yaratma gücünü ve yöntemlerini ortadan kaldıran ölümlüler değildi. Cadıların kendileri bunu yaptı ve Kutsal Birlik’i cadıları avlayan bir organizasyona dönüştürdü. Tanrı’nın Cezalandırma Ordusu’nun sayısının artması bu şekilde daha kolay oluyor.”

 

Agatha şaşkındı: “Cadıların ezildikleri ve avlandıkları bu trajik olaylara yol açanların Kutsal Birlik olduğunu mu söylüyorsun?”

 

“Daha emin değilim. Bu sadece bir tahmin.” diyen Roland ayağa kalktı ve kitaplığa gitti. Birkaç kalın siyah kitap çıkardı ve ona verdi: “Kilise’nin kendisi tarafından yazılan tarihleri ve astrologlar tarafından yazılan Dört Krallık’ın tarihleri… İnceleyebilirsin. Her durumda Kilise artık gelecekte ortadan kaldırmamız gereken düşmanımız.”

 

“Cadıların yanında durmaya ve benimle Şeytanlara karşı savaşmaya karar verirsen Cadı Birliği'ne hoş geldin, sefa geldin demektir…”










Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 44239 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr