Bölüm 331: Anahtar

avatar
3054 15

Release That Witch - Bölüm 331: Anahtar


Çevirmen: Lodos

 

Sanki Kilise hiç yoktan mı ortaya çıkmıştı?

 

Roland ofisine dönerken aklından sürekli bu cümleyi tekrar ediyordu.

 

Gözlerini kapattı ve Dördüncü Prens’in anılarını inceledi. Ancak yine de bu konuyla ilgili herhangi bir bilgi bulamadı. Kilise’nin anlayışı, diğer sıradan soylularla aynıydı. Saraydaki hayatı boyunca Dördüncü Prens yararlı bir şey öğrenmemişti. Doğal olarak bu konuda da hiçbir bilgisi yoktu. Ama Tilly'nin söylediği doğruysa Kilise’nin bu stratejisi epey garipti.

 

Önceki dünyasındaki dini efsaneleri aklına getirmeye çalıştı. Dünyanın başlangıcından beri her zaman tanrılar var olmuştu ve her inanca göre de dünyanın yaratıcısı onlardı. Yedi gün içinde yaratmak, karma, reenkarnasyon vb. gibi bir sürü hikâye vardı… Bunlar Tanrıların gücünü tanımlamak için kullanılan efsanelerdi ve her dinde muhakkak bir ya da birkaç tane olurdu.

 

Onlara nazaran bu dünyadaki Kilise… Biraz eksikti.

 

Ancak Roland'ın elinde çok fazla ipucu yoktu. Bu yüzden başını salladı ve bu düşünceleri kafasından atmaya karar verdi.

 

Belki de Gizli Orman’daki harabeleri keşfetmeye gittiklerinde sorularına cevap bulabilirdi.

 

Pencereye gitti. Etrafa bir göz attı. Karla kaplı araziler çok güzel görünüyordu.

 

O sırada Soraya daha büyük bir balon yapmakla uğraşıyordu. Yeni sıcak hava balonunun hacmi çok daha büyük olacaktı. Böylece daha fazla insan taşıyabilecekti. Bu, harabelere gittiklerinde kadını kurtaramayıp yine de yanlarına büyülü taşlardan falan alabilmeleri için bir tür hazırlıktı.

 

İki gün içinde yola çıkacaklardı.

 

Gidecek olanlar çoktan kararlaştırılmıştı. Uyku Adası’ndan; Tilly, Sylvie, Shavi, Ashes ve Andrea. Cadı Birliği’nden de; Anna, Wendy, Bülbül, Nana, Şimşek ve Maggie. Gerçekten çok güçlü bir birlik olmuşlardı. Pek çok açıdan mükemmellerdi. Tanrı Gözü’nün İntikamı kullanılmadığı sürece şeytanları çok rahat alt edebileceklerdi.

 

Kişisel muhafızlardan biri kapıdan: “Majesteleri! Baş Simyacı Kyle Sichi sizi görmek istiyor.” dedi.

 

“İçeri alın.”

 

Kyle yalnız değildi. Bu kez meslektaşı Chavez de yanındaydı: “Majesteleri, talep ettiğiniz büyük ölçekli nitrik asit üretimi için hazırlanan taslak tamamlandı.”

 

“Gerçekten mi?" diyen Roland epey sevinmişti. Bu muhtemelen son birkaç gün içinde duyduğu en iyi haberdi. Heyecan içinde ayağa kalktı ve o iki kimyagere bizzat çay doldurdu: “Söyle bakalım. Nasıl başardın bunu?”

 

Kyle, gülerek: “Övgünün sahibi Chavez’dir.” dedi: “O açıklasın.”

 

“Yüce Majesteleri!” diye söze girdi genç adam: “Simyasal… Hayır. Laboratuvarda nitrik asit üretmek için kullanılan kimyasal reaksiyon temelde şu: Seyreltilmiş nitrik asit elde etmek için güherçileyi damıttık. Daha sonra yoğunlaştırılmış sülfürik asit ile saflaştırdık. Isı paylaşımı için yoğunlaştırılmış sülfürik asit içine doğrudan güherçile koydum. Böylece de nitrik asidi başarıyla elde ettim. Dahası saflığı da öyle yüksekti ki ‘Temel Kimya’ kitabında bahsedilen dumanlanma tepkimesini görebildik.”

 

"Isı paylaşımı mı?” diye soran Roland, şaşırmıştı: “Ama kuru damıtma için kullanılan sıcaklık ısı paylaşımı için kullanılan sıcaklıktan çok daha yüksek değil mi? Kuru damıtmadan üretilen gaz azot oksit olmalıdır. Sadece su ile köpürtülerek seyreltilmiş nitrik asit haline gelecektir.” diyen Roland bir süre düşündükten sonra: “Aferin.” diyerek genç adamın sırtını sıvazladı.

 

Kyle Sichi: “Bundan daha haberiniz yok. Ancak Chavez bu yöntemi Kızıl Su Şehri’nde iken bulmuştu. Her ne kadar simya tamamen şansa dayanan bir şey olsa da yirmili yaşlarının başlarında bu çocuk zaten çift asit hazırlama yöntemini keşfetmiş ve atölyedeki en genç simyacı olmuştu. Diğer 30-40 yaşına gelmiş ama daha doğru düzgün hiçbir şey bulamamış simyacılar çok kıskanıyorlardı…” dedi.

 

“Her neyse… Bu kasaba için iyi bir haber. Biraz üretim yapın. Yanınıza bir de cadı vereceğim. Eğer çıkan ürünler yeterli ise üretimi arttırmamız lazım."

 

“Emredersiniz efendim.”

 

“Senin için bir başka görevim daha var.” diyen Roland, gülümsemeyi bırakarak ciddileşmişti: “Bundan böyle güvenilir bir nitrik asit kaynağına sahip olacağız. Çok tehlikeli bir şey üretmeniz gerekecek: nitrogliserin.”

 

“Ne kadar tehlikeli?" diye sordu Kyle.

 

“Hammaddelerin kullanılması aslında çok zor bir şey de değil. Yani yapmanız gereken şu: Yoğunlaştırılmış nitrik asidi gliserol ile reaksiyona sokacaksınız. Yoğunlaştırılmış sülfürik asidi de katalizör olarak kullanacaksınız. Ama bu işlemler esnasında sıcaklığı ve havalandırmayı kesinlikle kontrol etmelisiniz. Nitrifikasyon tepkimesi çok fazla ısı üretir. Deney yapacağınız, tepkimeyi gerçekleştireceğiniz kabı buzlu suya koymanız en mantıklısı olacaktır. Sıcak ve soğuk arasındaki değişimin, titreşimlerin, darbelerin veya sürtünmenin patlamaya neden olabileceğini unutmayın." diyen Roland aklında kalan bu bilgilerin ne kadar güvenilir ya da doğru olduğunu bilmiyordu. Bu yüzden bir tehlike olması muhtemeldi: "Deney sırasında çok az malzeme kullanın. Patlama olursa bile küçük olsun ve Nana sizi kolaylıkla iyileştirebilsin.”

 

“Bu…” diyen Chavez cevap vermek için ağzını açmıştı. Ama Kyle, yanlış bir şey söylemesine fırsat vermeden konuyu değiştirdi: “Anlıyorum Majesteleri. Peki gücü kar tozu ile karşılaştırılabilir bir şey mi?”

 

“Tamamen farklı.”

 

“İlginç bir deney gibi görünüyor.” diyen Baş Simyacı güldü. Patlama kelimesini duymak onu bir hayli sevindirmişti.

 

“Kimyagerler harbiden biraz çatlak oluyorlar.” diye düşündü Roland.

 

Nitrik asit pek çok endüstriyel gelişimin anahtarı olabilecek bir maddeydi. Ve şimdi o anahtar, Roland’ın elindeydi.










Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 44246 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr