Bölüm 300: Cadı Evi

avatar
3073 7

Release That Witch - Bölüm 300: Cadı Evi


 

Çevirmen: Lodos 

Kalenin arka bahçesinde Maggie herkesin şaşkın bakışları arasında oradan oraya uçuyordu.

 

Roland, cadılardan her ne kadar duysa da kendi gözleriyle Maggie’nin canavar formunu görünce daha da şaşırmıştı.

 

Bu devasa kahverengi şekilde Maggie başından kuyruğun sonuna kadar 10 metre idi. Kanat genişliği de 15 metreyi buluyordu. Kanatları yarasa kanatlarına benziyordu. Güneşin altındayken Roland, kan damarlarını ve iskeletini görebiliyordu.

 

En dikkat çekici kısım ise başıydı. Üç gözü vardı. Üçgen şeklinde dizilmişti bu gözler. Dahası kafasının geri kalanının hepsi ağzıydı. Bir tencere kadar açılıyordu. Normal bir kuşun gagasından çok farklıydı. Konuşmak için ağzını her açtığında keskin dişleri ve uzun dili görünüyordu ve diğer cadılar korkuyla çığlık atıyorlardı.

 

“Bu mu Şeytan’ın uçan bineği?” diye heyecanla sordu Yaprak: “Neyse ki yaban arazilerde yaşadığımız zamanlarda bunlarla karşılaşmamışız. Yoksa halimiz harap olurdu…”

 

“Eğer Maggie evrilip beni kurtarmasaydı şu anda burada olmazdık.” diyen Bülbül, Maggie’nin boynunu okşuyordu: “Sana özel her gün kurutulmuş balık paketleri hazırlayacağım. Üstüne biraz sos da dökerim.”

 

Bu sözü duyan Maggie, neşeyle kuyruklarını sallamaya başladı.

 

“O balıkların hepsi benim malım.” diye düşünen Roland hiç çekti: “İzinsiz mutfaktan bir şeyler alıyor ve onları sanki kendisi ödül veriyormuş gibi millete dağıtıyor!”

 

“O halde yeni yeteneklerini test edelim.”

 

“Oluuur!”

 

 

Ertesi sabahın hepsi antrenmanlarla geçmişti. Ve sonunda Roland, Maggie’nin bütün yeteneklerine hâkim olmuştu.

 

Maggie’nin vücudu normal bir bineğe göre daha büyüktü. Kaldırma kapasitesi iki katına çıkmıştı, aynı anda iki cadıyı taşıyabilirlerdi. Ama uçuş hızı biraz yavaştı. Saatte en fazla 80 km hıza çıkabiliyordu. Şimşek’e kıyasla epey yavaştı.

 

Ama Maggie’nin iyi bir özelliği de vardı. Şimşek’in aksine taşıdığı ağırlık arttıkça yükseltisi azalmıyordu. Ama bu yeni yöntem de çok büyü tüketiyordu. Evrimden sonra Maggie’nin büyü gücü de artmıştı. Cadı Birliği’nde büyü sıralaması olarak ortalara yükselmişti. Bu, günde 7-8 kez form değiştirebileceği anlamına geliyordu.

 

Bu bilginin gün yüzüne çıkması sonucu da Roland, bazı teorilerini doğrulayabilmişti.

 

Öğle yemeğinden sonra bahçede büyük bir etkinlik vardı.

 

Dört aylık inşaatın ve dekorasyonun sonucunda işte o gün Cadı Evi kullanıma sokulacaktı.

 

Üç katlı ve 50 odadan az binaya bakan Roland iç çekti. Gelecekte bu tür evler çok ilkel sayılacaktı. Ama şimdi anakaradaki en gelişmiş yapı sayılıyordu. Büyüklüğünden dolayı değildi bu… Yapılırken kullanılan teknolojiden dolayıydı. Bambu çimentosunun ve tuğlanın birleşimiyle yapılmış ilk bina idi.

 

Cadı Evi, kalenin hemen solundaydı. Kaleyle birleşerek bir L şekli oluşturuyordu. Bahçenin genişletilmiş olması sayesinde de Cadı Evi inşa edilmiş olsa dahi Yaprak’ın yeni bitkiler, ekinler yetiştirecek alanı vardı.

 

*

 

Evelyn, garip bir korku ve çekinceyle Cadı Evi’ne girdi.

 

Sınır Kasabası’na geldi geleli bir ay geçmişti. Ama Majesteleri’nin verdiği şarapları tatmaktan başka bir şey yapmamıştı. Son sınavda da en fazla 50 almıştı. En alttaydı yani.

 

Bütün gün kuşlarla konuşan Honey bile 70 almıştı!

 

Kendisinin bir salak olduğunu düşünüyordu.

 

Öyle olsa bile Majesteleri’nin ona karşı olan tutumuyla diğerlerine karşı olan tutumu arasında hiçbir fark sezememişti. Zaman zaman şaraplardan konuşmak için onun yanına gidiyor zaman zaman yeni şarapları tattırıyordu. Ayrıca Evelyn bir de aylık 1 kraliyet altını alıyordu. Bu kendisini daha da kötü hissettiriyordu. Sanki boşa para alıyormuş gibiydi.

 

“Oturma odasının hemen yanında bir şeyler pişirmek için bir mutfak var. Bir tane beyaza boyadıkları küçük bir oda da var. Çabuk gel de bak!” dedi Candle. Odanın kapısını açar açmaz heyecanla konuşmaya başlamıştı.

 

“Hmm…” diye zayıf bir şekilde cevap verdi Evelyn.

 

“Ne oldu? Kendini iyi hissetmiyor musun?” diye endişeyle sordu Candle. Diz çöktü ve alnını kontrol etti: “Ateşin yok gibi…” Sonra birden güldü ve: “Yoksa diğer cadılarla aynı odada kalmak mı istiyordun?”

 

Biraz sessizlikten sonra Evelyn fısıldadı: “Bir aydan fazladır buradayız. Değil mi?”

 

“Aşağı yukarı.”

 

“Lotus yeni surun inşaatından sorumlu, yakında da bitirecek. Honey yeni haberci hayvanlar eğitiyor. Sylvie, direk Majesteleri ile beraber göreve çıkıyor. Bir tek benim yapacak bir şeyim yok. Bir antrenman planı bile hazırlamadılar bana. Sınav sonuçlarında en kötü benim… Majesteleri’nin beni niye çağırdığını anlayamıyorum.”

 

“Ee...” diyen Candle bir süre düşündükten sonra: “Neden gidip ona sormuyorsun bu soruyu?” dedi.

 

“Ne?”

 

“Majesteleri Roland, Leydi Tilly’nin kardeşi. Bize şimdiye kadar nasıl iyi davrandığını gördün. En başından beri Prens’e karşı dikkatli olmamızı, Prens’ten uzak durmamızı söyleyen Sylvie bile dün onun hakkında güzel sözler söyledi. Onunla konuşsan ne olur ki? Seni yiyecek değil ya…”

 

Bu fikir aklına yatmıştı Evelyn’in. Bunu deneyecekti…

 

 

 

 






Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 44312 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr