Bölüm 247: Mezuniyet Töreni

avatar
2866 8

Release That Witch - Bölüm 247: Mezuniyet Töreni


 

Çevirmen : Lodos 

 

“Bak. Scroll Hanım.” diyen Piper yavaşça dirseğiyle Jilly’yi dürttü: “Eğitim Bakanlığı’nın başında o varmış diye duydum.”

 

“Eğitim Bakanlığı… Bakanlık mı? O da ne?” diye merakla sordu Jilly.

 

“Öğretmenleri yöneten kişi. Hani şu çok sevdiğin Ferlin öğretmen ya da nefret ettiğin Harben öğretmen var ya… Hepsini o idare ediyor işte.”

 

“Nerden duydun bunu?” diyen Jilly, şaşkınlıkla gözlerini kırpıştırıyordu: “Şu daha önce bahsettiğin önemli insandan mı duydun yoksa?”

 

“Hıh, ne sandın?” diye gururla gülümsedi küçük çocuk: “Bu hiçbir şey. Fazlasını da biliyorum. Bugün mezuniyete yalnızca Belediye Binası’nın görevlileri gelmeyecek. Bizzat Lord Majesteleri de gelecek!”

 

“Gerçekten mi?” diyen küçük kızın gözleri parlamıştı: “Majesteleri bizle konuşmaya mı gelecek?”

 

“Eee… Onu tam bilmiyorum.” diyen Piper, ensesine dokundu: “Muhtemelen…”

 

En nihayetinde bütün bunları artık önemli birisi sayılan abisi Vaner’dan duymuştu. En başta sadece bir işçi iken askere katıldıktan sonra ekip lideri olmuştu ve şimdi emrinde birkaç tane adam vardı. Birinci Ordu’da bir topçu subayıydı. Aylık 25 gümüş maaş alıyordu üstüne üstlük Majesteleri ile konuşmuş ve hatta elini bile sıkmıştı.

 

Zamanının çoğunu kışlada geçiriyor olsa da arada bir ziyarete geldiğinde bir sürü ilginç hikayesi ve haberi olurdu. Ve her geldiğinde de Piper onun yanına giderek doğudan batıya kadar ne olup bittiğini önceden haber alırdı.

 

Örneğin ona Majesteleri’nin bizzat mezuniyet törenine katılacağını bir hafta önce söylemişti. Bu yüzden de askerler önceden okulun yakınına gelerek çevreyi korumaya almışlardı.

 

Ve gerçekten de bir süre sonra resmi üniformalı askerler ortalarında Baş Şövalye ve Prens’i taşıyarak içeri girmişlerdi.

 

Gelişlerini gören kalabalık çıldırmaya başlamıştı.

 

Askerler okulun girişini tamamen kapattıktan sonra Roland, ortaya doğru ilerleyerek el sallamış ve konuşmaya başlamıştı: “Halkım! Nasılsınız? Ben Sınır Kasabası’nın ve Batı Bölgesi’nin Lordu Roland Wimbledon. İlkokulu bitirerek Sınır Kasabası’nın ilk mezunlarından olduğunuz için sizleri tebrik ediyorum!”

 

Kalabalık birden sessizleşmişti. Prens’i beğenmediklerinden değildi bu… Sadece bir anda nasıl cevap vereceklerini bilememişlerdi.

 

Jilly Piper’ın kolunu tuttu ve: “Majesteleri bizimle konuşuyor!” dedi.

 

Piper çok gururlanmıştı. Hem abisi hem de artık kendisi Majesteleri’ne yakın insanlardandı!

 

“Bütün bu eğitimi bu kadar hızlı tamamlamanızın sebebi daha önceden Karl van Bate’den bir şeyler öğrenmiş ve onun okulunda eğitim almış olmanız. Ama bundan dolayı kibirlenmeyin. Dünyada daha öğrenilecek çok şey var.” Bir süre duraksayan Roland devam etti: “Yine de bu gün kutlamaya değer bir gün! Bundan sonra hayatınızda gireceğiniz yollar çok farklı olacak. Kendinizi neye adarsanız adayın, sıkı çalıştığınız sürece karşılığını alacaksınız. Sizleri bir kez daha tebrik ediyorum!”

 

“Çok yaşa… Majesteleri!” İlk bağıran Piper olsa da sonrasında devamı gelmişti: “Majesteleri çok yaşa! Majesteleri çok yaşa!”

 

Tezahüratların azalmasını bekleyen Roland konuşmaya başladı: “Şimdi çalışmalarınızın somut bir karşılığı olarak size diplomalar vereceğim.” Elindeki listeye baktı ve: “Piper!” diye haykırdı.

 

Piper’ın tek hissedebildiği şey bütün vücudunun titremesiydi. Ağzı açık bir halde hiçbir şey söyleyemeden Majesteleri’ne bakakalmıştı.

 

Onun donup kaldığını gören Ferlin, elini salladı: “Korkma. Majesteleri’ne git haydi.”

 

Sabit bir şekilde öğrencilerin arasından sıyrıldı ve Majesteleri’ne doğru yürümeye başladı. Kalbi öyle güçlü atıyordu ki kendisi bile duyabiliyordu. O sırada Majesteleri’nin askerlere öğrettiği bir selamlamayı kendisinin de Vaner’den öğrendiğini hatırladı. Bir soylu selamı değildi belki. Ama yine de sadakat ve bağlılığı göstermeye yarıyordu. Tam nasıl olduğunu hatırlamasa da tüm cesaretini topladı ve elini düz bir şekilde alnının önüne götürdü.

 

Bu hareketi gören Majesteleri güldü, başını salladı ve diplomayı Piper’a verdi: “Eğer gelecekte bunu tekrar yaparsan elini biraz kaydır. Kulağınla aynı hizada olsun. Mezuniyetinden dolayı seni tebrik ediyorum.”

 

“T-Teşekkür ederim!” diyen Piper diplomasını aldı ve geri öğrencilerin arasına döndü. Ancak Majesteleri, diğer öğrencilere de diplomalarını vermeye başladıktan sonra kendine gelebilmişti.

 

“Ne yazıyor üstünde?” diye merakla sordu Jilly.

 

“Sen de bir tane alacaksın. Endişelenme.” diye mırıldanan Piper titreyen elleriyle diplomayı açtı ve üstünde birçok güzel mühür olduğunu gördü. Sol üst köşede kendi kafasının resmi vardı. Ortada da kraliyet sembolü ve birkaç yazı vardı. Altı ay önce olsaydı bütün bunlar, öğretmen Karl’a gidip yazan şeylerin anlamını sorardı. Ama artık temel okuma yazma öğrenmiş birisiydi. Zihninden hafifçe okudu yazıları.

 

Sınır Kasabası Okulu. İlk Mezunlardan: Piper

 

Hoca: Scroll

 

Onaylayan: Sınır Kasabası Lordu Roland Wimbledon

 

 

Bütün diplomaları dağıtan Roland ellerini çırptı ve kalabalığın dikkatini topladı: “Şu andan itibaren hepiniz Belediye Binası’nda sıradan insanların yapamayacağı işleri yapabilir ve maaş alabilirsiniz. En az aylık 10 gümüş. İlerleyen zamanlarda Bayan Scroll sizleri bu işler hakkında bilgilendirecek. Hemen bir seçim yapmanız şart değil. Eve gidip ailelerinizle konuşabilirsiniz. Kararınızı verdikten sonra tek yapmanız gereken diplomanız ve kimlik kartınızı alarak Belediye Binası’na gelmeniz.”

 

Hazır Bayan Scroll, öğrencilere işleri tanıtırken Jilly, Piper’a yaklaştı ve sordu: “Ne yapmak istediğine dair bir fikrin var mı? Ben bisiklet fabrikasına gitmek istiyorum! Oranın maaşı babamın maaşından fazla! Üstelik bir de ücretsiz bisiklet veriyorlar!”

 

“Gerçekten harika!” diye cevapladı Piper. Son zamanlarda şehir meydanına tahta bir pano dikilmiş ve Majesteleri’nin, diğer bakanların ya da şövalyelerin garip demir bir şey üzerinde oturdukları fotoğraflar asılmıştı. Herkes bunların hakkında konuşuyordu. Aylık 15 gümüşlük bir maaşın herkesi oraya yığmasından korkuyordu Piper.

 

Ama gidecek daha iyi bir yeri de yoktu.

 

Ödül ve Onur Töreni’nden beri Piper sürekli önceki sınıf arkadaşı Nana’nın durduğu yerde kendisinin durduğunu hayal ediyordu. Bir gün zafere ulaşacak ve orada binlerce insanın önünde Majesteleri’nin elinden ödül alacaktı.

 

Majesteleri’ne göre onurlanmak isteyenlerin kasabaya büyük katkılar sağlaması gerekecekti. Bisiklet fabrikasında işe başladığı takdirde de hayatı boyunca öyle bir fırsat yakalayamayacağından korkuyordu. Ama ne Demir Balta gibi savaş yeteneği vardı ne de Nana’nın sahip olduğu büyü yeteneklerine sahipti. Onun için en mantıklı yol simyacı Kyle Sichi’nin yolundan gitmekti.

 

Kimyasal bir şeyler üreterek kasabaya para kazandırdığı takdirde başarıya ulaşabileceğine dair şeyler dinlemişti daha önceden. Tek ihtiyacı olan birazcık şanstı.

 

Böylece bir süre düşünen Piper, kararını vermişti.

 

Her kelimesine basa basa: “Ben gidip kimya laboratuvarında işe başvuracağım.” dedi.

 

 

 

 






Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 43991 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr