Bölüm 246: Yeni Barut Projesi

avatar
2978 9

Release That Witch - Bölüm 246: Yeni Barut Projesi


 

Çevirmen : Lodos

 

Sanayi çağının bir sembolü olarak Roland, hep buharlı trenleri düşünmüştü.

 

İlk buharlı trenler denince de Roland’ın aklına şunlar geliyordu: Yağla kaplı dökme demir silindirler, sağlam ve kalın krank milleri, büyük demir tekerlekler, aşırı yüksek bir gümbürdeme ve titreşim sesi ve son olarak da gökyüzüne kadar uzanan buharlar…

 

Aynı zamanda her yere demir raylar da döşeyerek genel olarak nakliye işlemlerini ve insanların batı bölgesini gezmelerini sağlamayı da düşünüyordu. Çok güzel bir hayal olsa da sonuçta hala hayaldi. Bir buharlı tren o kadar da imkânsız bir şey değildi belki… Ama o kadar rayı döşemek için gereken demir ve çeliğin üretilebilmesi biraz zordu doğrusu.

 

Bu yüzden de en iyi ikinci seçeneği olan bisiklet fikrine yönelmesi gerekiyordu. Bölgesindeki yollar ne kadar düzgün yapılırsa bisikletler de o kadar kullanışlı olacaktı. Ayrıca buharlı trenlere kıyasla bisikletin o kadar fazla bir bakımı yoktu. Arada bir zincirleri yağlamak yeterli olurdu.

 

Eğer Roland, bisiklet konusunda seri üretime geçmek istiyorsa bütün işi Anna’nın sırtına yükleyemezdi. Bir grup daha eğitip onları fabrikada çalıştırması gerekirdi. Krallık yolu en erken sonraki bahara bitecekti. O yüzden şimdilik bisiklet fabrikaları konusunda acele etmesine gerek yoktu. Bu sebeple ilk ay çalışacak işçilerin Anna tarafından eğitilmesi ve en fazla bir düzine bisiklet üretilmesi yeterli olacaktı. En çok teknik isteyen kısım zincirlerdi. Çünkü her bir halkanın sağlam olması ve insanların elleriyle söküp takabilmesi gerekiyordu.

 

Ama fren ve tekerlekler gibi kauçuk kısımların üretiminde tamamen Soraya’ya dayanması gerekecekti. Ama diğer kısımlar tamamen hazır olduğu sürece Soraya kolayca büyülü kalemleriyle bu kısımlardan yapabilirdi.

 

İlk bisikletler satılığa çıktığında yalnızca soylular karşılayabileceklerdi. Ama Roland, bisikletleri genele yaymak ve bir heyecan uyandırmak istiyordu. Bunun için de halkın yükünü azaltmak adına bir taksit sistemi getirmek istiyordu. Tabii ki yalnızca kimlik kartına sahip olanlar bu taksit sisteminden faydalanabilecekti.

 

Dördü de bütün öğleden sonrayı bahçede geçirmişti. Carter Lannis bisikleti başarıyla süren ilk kişiydi. Onu Demir Balta takip etmişti. Ama Barov kaç kez denerse denesin hep başaramamış ve yere düşmüştü. Yine de Roland, Barov’un bisiklet üzerinde sorunsuz bir şekilde gidebilen halini çizmesini istemişti Soraya.

 

“Posterler nasıl?” diye soran cadı o sırada dördüncü bisiklet reklamı posterini bitirmişti.

 

“Neredeyse. Sadece birkaç cafcaflı kelime daha eklemen lazım.” diyen Roland bir süre düşündükten sonra: “Yukarı şöyle yaz: Yeni binek çağı. Ben bir tane alabiliyorsam siz de bir tane alabilirsiniz. Alta da şey yaz: Yeni bisiklet fabrikası eleman alıyor. Cömert bir maaşın yanında size ait olacak ücretsiz bir bisiklet de kazanabilirsiniz. Yalnızca ilkokulu bitirmiş kişiler başvurabilir.”

 

 

Roland, bisiklet reklamlarıyla ilgilendikten sonra ofisine döndü ve yemeğe kadar olan vakti kullanmak adına muhafızlarına Kyle’ı çağırttı.

 

Cıva asidi sonunda üretilmişti. Artık daha yeni nesil silahlara geçebilmeleri gerekiyordu.

 

Baş Simyacı odaya girince Roland konuşmaya başladı: “Sana vereceğim yeni bir görev var.”

 

“Buyrun. Başka bir törene daha katılmam gerekmediği sürece ne olursa hazırım.”

 

“Daha çok asit lazım. Ama şu andaki laboratuvar yetersiz kalıyor. Bu yüzden verimli çalışabilen ve kolayca asit üretebilen kimyasal bir üretim sistemi kurman gerekli.”

 

Bu yabancı kelimeleri duyan Kyle şaşırmıştı: “Kimyasal üretim… Sistemi mi?”

 

“Evet. Maddeleri karıştıracak bir araç üretmen lazım. Sen içine hammaddeyi koyacaksın. O da sana bitmiş karışımı verecek. Pek bir fikrim yok nasıl yapılacağı konusunda. Bu yüzden sana güveniyorum.”

 

Prens, bunun epey zor bir görev olduğunun farkında idi. Kimyagerler birkaç yıllık çalışmalarının sonunda bile başarıya ulaşamıyorlardı önceki dünyasında. Bir de Kyle’ın bilgisi yalnızca Temel Kimya kitabındaki bilgiler kadardı.

 

“Anlıyorum.” diye iç çekti Kyle: “Bu yeni fikirleriniz… Epey şaşırtıyor beni.”

 

“Yapıp yapamaman sorun değil. Ama o iki aside aşırı ihtiyacım var.” diyen Roland bir an duraksadıktan sonra devam etti: “Bu yüzden önümüzdeki ay laboratuvarı genişleteceğim. Üç yeni alan daha eklenecek. Vatandaşlardan sana yeni çıraklar bulacağım. Senin bizzat onları eğitmeye vaktinin olmaması halinde de kendi öğrencilerine verebilirsin eğitim işini. Bu sanayi asidi üretme işi epey uzun soluklu olacak.”

 

“Emredersiniz Majesteleri.”

 

Kyle çıktıktan sonra, Roland yavaşça iç çekti.

 

Sanayi asidini üretme konusunda sıkıntı yaşamaları halinde Lucia’ya asidi nasıl arıtacağını öğretmesi gerekecekti. Gelecek savaşlara karşı Sınır Kasabası’na zafer kazandırmak adına yeni silahlar icat etmesi gerekecekti.

 

Roland çekmecesini açtı. Sıkkınlığını atmak için biraz kurutulmuş balık yemeyi umuyordu. Ama çekmecesi bomboştu.

 

Şaşıran Roland, kafasını çevirdiğinde ağzına doğru gelen kurutulmuş balığı gördü.

 

“Buna mı bakıyordun?” diye gülümseyerek sordu sarışın, uzun saçlı kadın.

 

Balığı ısıran Roland, gülümsemeden edemedi: “Hayatının geri kalanını siste geçireceğini sanmıştım ben de.”

 

“Öyle bir hayat da güzel olurdu. Sen beni göremezdin ama ben seni hep görürdüm.” diyen Bülbül, dudaklarını kıvırdı.

 

 Eee… Şey demişsin… Yüzüme nasıl bakacağını bilmiyorum falan…”

 

“Evet?”

 

“Bence şu an gayet güzel bakıyorsun...”

 

 

 






Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 43988 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr