Bölüm 208: Ben Tam Bir Aptalım

avatar
3762 7

Release That Witch - Bölüm 208: Ben Tam Bir Aptalım


  

Çevirmen: Lodos

 

Islak saçlarını havluya saran Lily odasına gitti.,

 

Daha önce Prens’i zevk peşinde koşmakla suçlasa da itiraf etmeliydi ki bu banyo olayı gerçekten harikaydı. Duşun altında durup akan soğuk suyun altında yakıcı güneşin verdiği yorgunluğu ve sıcaklığı atıyordu. Her seferinde yeniden doğmuş gibi oluyordu.

 

Hiçbir zaman sözlerini kimseden esirgemezdi. Ama şimdi Majesteleri’ne gidip özür dilemesi gerektiğini düşünüyordu.

 

Hain!

 

Ne?” diyen Lily yüzüne yapışmış saçları kaldırmaya çalışıyordu.

 

O top teorisine inanmıyorsun. Ama ilk senin yeteneğin gelişti.” diyen Gizemli Ay yatağa diz çökmüş bir şekilde eliyle Lily’yi işaret ederek: “Sen kocaman bir yalancısın!” dedi.

 

Lily gözlerini devirdi: “Hala o teoriye inanmıyorum... Nasıl olabilir ki böyle bir şey?

 

Ama Bülbül senin büyünün evrildiğini söylemişti...

 

Bunun toplarla hiçbir ilgisi yok.” diyen Lily, omuzlarını silkti ve Gizemli Ay’ın elini tutarak yatağa

tırmandı.

 

Majesteleri büyünün evrilmesinin tek yolunun bu teoriyi anlamak olmadığını ve kişinin kendi büyüsünü anladığı takdirde de büyüsünün evrileceğini söyledi.

 

Gerçekten mi?” diyen Gizemli Ay bir an duraksamıştı.

 

O öyle söyledi.

 

Cadı Birliği’ndeyken Gizemli Ay hiç bir zaman ciddiye alınmazdı. “Bu onun özgüvenini kırmış olmalı.” diye düşündü Lily.

 

Lily bu aralar sürekli kasabadan kovulmaktan korkuyordu. Ancak yaşananlar endişelerinin haksız olduğunu gösteriyordu. Majesteleri, ona hiçbir ek görev vermemiş olmasına rağmen, ona ve diğer cadılara karşı sergilediği tavır pek farklı değildi.

 

Eee...” diyen Gizemli Ay kaşlarını çatmıştı: “Peki ben yeteneğimi nasıl anlayabileceğim? Majesteleri manyetik alanların görünmez olduğunu hatta bunun için mikroskopun bile yardım edemeyeceğini söylemişti.

 

Bana hiç bakma. Ben de benimkini anlamıyorum.” dedi Lily. “Aslında yeteneğimin nasıl göründüğünü biliyorum. Ama Majesteleri’nin söylediği onca şey bakteri, virüs falan... Hiçbirini anlamıyorum. Majesteleri benim hakkımda bir ders kitabı yazacağını da söyledi. Kusura bakma, benim istediğim bir şey değil. Ben daha doğru düzgün o kelimeleri bile okuyamıyorum.

 

 

Ben de daha güçlü olmak istiyorum.” diyen Mystery Moon yatağın üzerinde yuvarlandı: “Aynı zamanda Majesteleri için daha çok şey yapmak istiyorum!

 

Lily iç çekti.

 

Belki de Anna’ya sormalısın.

 

 Gizemli Ay aniden yuvarlanmayı bıraktı ve: “Ona sormak mı?” dedi.

 

Evet. Majesteleri’nin zamanını çalmak istemiyorsun madem. E o zaman Anna’ya sor.” dedi Lily: “Roland dışında bu kasabada en çok bilgili olan o.

 

Gizemli Ay tereddüt ederek: “Ama Anna da çok meşgul, Kasabadaki tüm makinelerin onun tarafından üretildiğini duydum.” dedi.

 

O zaman boş bir anını yakalamaya çalış.

 

 “Mantıklı aslında.” diyen Gizemli Ay’ın gözleri parladı.

 

Hadi biraz uyuyalım artık. Yarın erken kalkmak zorundayız.” diyen Lily sonunda saçlarını açtı ve başını yastığın üzerine koydu.

 

Mumu söndürsene.

 

 “Tamam.” diyen Gizemli Ay, mumu söndürdü ve: “İyi geceler.” dedi.

 

...

 

 Ertesi gün Lily, masanın başına geçti ve mikroskobun nasıl kullanılacağını öğrenmeye başladı.

 

Bu ona Majesteleri’nin verdiği yeni görevdi. Ders kitabının yazılmasından önce çeşitli hücre ve mantar türlerini ve onların şekillerini tam olarak anlaması ve farklılıklarını iyice öğrenmesi gerekiyordu.

 

Majesteleri’ne göre Anna da bir yandan 400 kat büyütme etkisi elde edebilmek için mikroskopun üzerinde çalışıyordu. Eğer bu yapılabilirse Lily hayal ettiğinden çok daha fazlasını görebilecekti.

  

Ne oldu?” diye sordu Lily: “Anna ne dedi?

 

Çok şey dedi.” diyen Gizemli Ay kendini yatağa attı: “Ama hiçbir şey anlamadım. Manyetik alan prensipleri ve yüklü toplar ile manyetik kuvvetler arasındaki ilişkilerden falan bahsetti. Bütün bunlar, top teorisini anlayamazsam büyümün evrilmeyeceği anlamına mı geliyor? Ben aptal mıyım?

 

Biraz.” diyen Lily, epey açık konuşmuştu.

 

Hain!

 

 ...

 

Wendy, Cadı Birliği’nden başka birisinin büyüsünün daha evrildiğine sevinmişti. Ve Lily’nin yaşadığı bu evrim diğer cadıları da heyecanlandırmıştı. O akşamki dersten sonra herkes Scroll’u soru yağmuruna tutmaya başlamıştı. Maggie bile, büyüsünün bir şeyler öğrenerek evrilebileceğini duyduktan sonra avizenin üstüne konmuş ve dikkatle Scroll’u dinlemeye başlamıştı.

 

İstisna olan sadece bir kişi vardı.

 

Odanın arkalarına doğru giden Wendy, koltuğunun altına ‘Doğa Bilimi’ kitabını sıkıştıran Bülbül’ü gördü. Masaya uzanmıştı ve kitaptan başka bir şeyle ilgileniyordu.

 

Wendy Bülbül’ün ilgilendiği her ne ise, çok da faydalı bir şey olmadığını anlamıştı.

 

Bu yüzden sordu: “Napıyorsun?

 

Balık dağıtıyorum. Sen de ister misin?” diyen Bülbül ağzına bir parça balık daha attı ve: “Mutfaktan aldım.” dedi.

 

Ne kadar çok...” diyen Wendy tabağa yığılmış ızgara balıkları görünce duraksamıştı. Muhteşem balık kokuları burnuna saldırı düzenliyordu sanki.

 

Eee... Şef benim her gün balık almak için mutfağa gittiğimi gördü ve en sonunda dayanamayıp hepsini pişirdi ve bana verdi.” diyen Bülbül küçük bir torba aldı ve içine biraz balık koydu. Masanın üstünde bu torbaya benzer beş altı tane daha vardı ve hepsi de epey şişkindi.

 

Wendy birden Bülbül’ün ne yaptığını anlamıştı: Azık hazırlıyordu. Cadı Birliği’ndeyken de yaparlardı bunu. Böyle torbalarla yanlarında azık taşırlardı. Herkeste bir torba olurdu. Yol boyunca da sadece kendi haklarını yiyebilirlerdi. Ama Sınır Kasabası’na vardıklarından beri bu alışkanlıklarını bırakmışlardı. Çünkü burada istedikleri zaman düzenli olarak yemek yiyebiliyorlardı.


Yani Bülbül’ün bu yaptığı aslında azık hazırlamak değil, abur cubur hazırlamak idi.

 

Kitabı okumuyor musun?

 

Ne yapsam anlayamıyorum. Bütün o teori ve prensipleri duymak bile beni serseme çeviriyor.” diyen Bülbül ağzına bir parça daha balık attı ve gülerek: “Üstelik benim yeteneğim epey iyi. Daha geliştirmek pek de umrumda değil.

 

Durum buydu yani...

 

Önceki haline kıyasla şimdi Bülbül’ün gözleri parlıyordu. Gözlerinde herhangi bir isteksizlik ya da tereddüt yoktu.


“Hissiz insanlar böyle görünemez. Demek ki Bülbül kendisine hayatta bir amaç buldu.” diye düşünüyordu Wendy.

Bülbül kendine bir amaç edindiğinde asil geçmişinden kalma sert tarafı ortaya çıkardı. Cara ile yüzleştiği zaman da böyle olmuştu.


Ama Wendy bu meseleyi daha sormamaya karar verdi. Bir gün cevabı kendi gözleri ile göreceğine inanıyordu çünkü.

 

 






Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 44312 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr