Bölüm 192: Gece Perdesinin Altında

avatar
3232 9

Release That Witch - Bölüm 192: Gece Perdesinin Altında


 

 

Çevirmen:Lodos

 

Güneş ışıklarının altında 50 şövalyenin zırhları parıldıyordu.

 

Birliklerin taşıdığı 3 bayrakta Gökhisar Krallığı’nı simgeleyen uzun bir kule ve iki mızrak vardı. Diğer bayraktaysa uzun bir kule ve at kafası olan bir desen vardı. Petrov bir süre düşündükten sonra bunun Hawes ailesinin sembolü olduğunu hatırladı.

 

Bir adam birlikten çıktı ve bağırarak: Ben Kral Timothy’nin elçisi Lehmann Hawes’im. Kral’ın Şehrinin kararını getirdim. Lütfen asma köprüyü indirin.”

 

Petrov kafasını çıkararak bağırdı: “Vesikan nerede?”

 

Şövalye sırtındaki yayı aldı ve bir de ok çekti. Okun üzerine bir rulo kağıt bağladıktan sonra surun üst kısmına attı.

 

Petrov’un muhafızı oku alıp ona getirdi. Petrov parşömeni açtı ve belgenin alt kısmında iç içe geçmiş altın çizgilerle Wimbledon kraliyet mührünü gördü. O anda şövalyenin Yeni Kral’ın elçisi olduğundan emin olmuştu.

 

“Asma köprüyü indirin, kapıyı açın.” diyen Petrov derinden bir nefes aldı.

 

Kral’ın Şehri’nin kararını kabaca tahmin edebiliyordu. Muhtemelen Roland Wimbledon’la ilgili idi. Şövalye gerçekti. Yani Yeni Kral’ın elçisini geri çevirmek için hiçbir neden yokt. Öbür türlü Gökhisar Krallığı onu düşmanı olarak görecekti. Bu haber ortaya çıktığında da diğer büyük aileler Hanımeli Ailesi’ne karşı tereddüt etmeden taraf değiştireceklerdi ve Petrov’un şimdiye dek yaptığı baskılar kendisine geri dönecekti.

 

Ancak Timothy’nin durumu sorgulamak için 50 şövalyeden oluşan bir temsilci heyeti göndermesi sadece Prens Roland’ın söylediği şeyi kanıtlıyordu. Muhtemelen Yeni Kral’ın Batı Bölgesi’ni idare edecek vakti yoktu.

 

Majesteleri, Dük Ryan’ın 1,000’den fazla olan asker birliğini yenmiş olduğundan dolayı bu 50 şövalye muhtemelen elleri boş bir şekilde geri dönecekti.

 

Tabii ki Petrov bu bilgiyi Roland’a derhal iletmek durumundaydı.

 

Bunu düşünürken önceki şövalyeyi çağırdı: “Westeros yanına üç kısa kuyruklu at al. Böylece yorulduklarında değiştirebilirsin. Sınır Kasabası’na en kısa sürede ulaşmanı istiyorum. Majesteleri’ne Timothy’nin birliklerinin burada olduğunu söyle.”

 

Westeros başını sallayarak: Emredersiniz efendim. dedi.

 

Şövalyesinin gitmesini seyreden Petrov iç çekerek: Gidip yeni kralın elçisini karşılayayım bari ben de.” dedi.

 

 

Şehir kapısına çıkıp beklemeye başladı Petrov. Ön sırada yürüyen 10’dan fazla şövalye iyi halde olsa da diğerlerinin çoğu yorgun gibiydi. Her an oturdukları attan düşebilecek gibiydiler.

 

Hoş geldiniz Şövalye Lehmann.” diyen Petrov başıyla selam vererek: “Ben Uzun Şarkı’nın yöneticisi, Hanımeli Ailesinden Petrov Hull.” dedi.

 

“Uzun Şarkı’nın yöneticisi” biraz garip hissettiriyordu. Eğer Batı bölgesinin Lordu veya Uzun Şarkı’nın Dük’ü olsaydı elçiye selam vermek zorunda kalmazdı. Hatta şehir kapısında elçiyi karşılamaya bile gerek duymazdı. Tek yapması gereken şey elçiyle görüşmek için kalesinde beklemek olurdu.

 

“Soğuk Rüzgar Tepesinde isminizi duydum. Dük vekili olan bir Lord olarak.” diyen Lehmann atından indi ve Petrov’a doğru bir gülümsemeyle yürüdü: Batı Bölgesi gerçekten garip bir yer. Dük Ryan’ın küçük bir kasabayı ele geçirmek için topladığı büyük ordu başarısız oldu ve kendisi de hayatını kaybetti. Bu Gökhisar Krallığında oldukça nadirdir. Ama sanırım bu Hanımeli Ailesi için iyi olmuş. ”

 

Petrov, elçinin alaycılığını görmezden geldi ve: “Askerleriniz nasıl? Pek... İyi değil gibiler. dedi.

 

“Onları kafanıza takmayın.” diyen Lehmann arkasındaki adamlarına baktı ve: “Uzun bir yolculuk oldu. Havanın sıcaklığına da pek aşina değiller. Biraz dinlenirlerse kendilerine gelirler. Burası epey sıcak doğrusu. dedi.

 

“Kral’ın Şehri dururken Majestelerinin neden Soğuk Rüzgar Tepesinden bir elçi ekibi gönderdiğini çok merak ediyorum.”

 

“Majesteleri Timothy şu an Kuzey Bölgesi’nde. diyen şövalye açıklamaya başladı: “Dük Essie, Kuzey bölgesindeki sınır ordusunun zayıflığına güvenerek bir isyan çıkardı. Kral da onu etkisiz hale getirmek için ordusunu götürmek zorunda kaldı.”

 

“Bir isyan mı?” diye düşünen Petrov kaşlarını çatmıştı ve düşünmeye devam ediyordu: Bu pek de mantıklı değil ki. Sınır ordusu Gökhisar Krallığının çeşitli yerlerinden gelen şövalyeler ve paralı askerlerden oluşuyor. Ama askerlerin çoğu Dükün birliğinden. Askerleri ağır bir hasar aldığı halde nasıl isyan başlatabilir ki?Daha sonra Dük Ryan’ın Kuzey Bölgesi’ni ele geçirmeyi planladığından bahseden mektubu hatırladı. Biraz canı sıkılmıştı. Bir ihtimal Timothy Wimbledon’un da aynı planı yaptığını düşündü.

 

“Peki Kral’ın Şehrinin kararı nedir?”

 

“Geri çağırma emri. diye cevaplayan Lehmann devam etti: Majesteleri beni buraya gönderdi. Çünkü Batı Bölgesi’nde Kuzey Bölgesinde yaşandığı gibi savaşlar yaşanmasını istemiyor. Yanlış hatırlamıyorsam Şeytan Aylarının başlarında Majesteleri Roland Wimbledon’a da geri gelme emri göndermişti. Ancak Roland Wimbledon henüz Kral’ın Şehrine dönmedi.”

 

“Sanırım belge beş ay önce Uzun Şarkı’ya geldi. Ancak Majesteleri Roland, diğer lordlar gibi Şeytan Ayları başlamadan önce sığınmak için Uzun Şarkı’ya geri dönmedi.” diyen Petrov duraksadı ve sonra: “O sıralarda kendisi şeytani canavarların saldırılarını savunmak için halkına liderlik yapıyordu. Bu yüzden Kral’ın Şehrine geri dönemedi.”

 

“Şeytan Ayları üç ay önce sona erdi.” diyen Lehmann, Petrov’un söylediklerine dair herhangi bir yorum yapmadan: Kral, beni Roland’ı Kral’ın Şehrine götürmem üzere gönderdi.” dedi.

 

“Sınır Kasabasına ne zaman geçmeyi planlıyorsunuz?”

 

“Yarın sabah ayrılacağım.”

 

“Normal bir hızda Sınır Kasabasına gitmek üç gün sürer. Ama gece gündüz durmadan giden bir şövalye gönderirsem 24 saat sonra Majestelerine mesajı göndermiş olurum. Bu da hazırlık yapabilmeleri için yeterli zamanı sağlayacaktır. Maalesef Majesteleri için tek yapabileceğim şey bu. diye düşünüyordu Petrov.

 

Elçi heyetini kalenin kamp alanına götüren Petrov durdu ve: Burası eskiden Dükün şövalyeleri tarafından kullanılırdı. Umarım burada iyi bir şekilde dinlenebilirsiniz. Akşam yemeğini de buraya getirteceğim sayın elçi. Kalemize gelmenizin şerefine özel bir şölen hazırlayacağım. Lütfen bu şölende bize katılın.” dedi.

 

Elçi gülerek: Cömertliğinizden dolayı minnettarım Sör Petrov. dedi.

 

*******************

 

Şölenden sonra Lehmann kampa geri dönmüştü. Büyük çadıra girdiğinde, birkaç askeri aceleyle etrafını sardı.

 

Lehmann: “Durum nedir?” diye sordu.

 

“Adamları her yeri izliyor. Çıkışta yaklaşık 100 asker var. Birçoğu tam zırhlı değil. Bence şehir devriyesinden bir ekip. Lord zaten bizim hakkımızda endişeleniyormuş gibi görünüyordu.” diye rapor verdi askerlerden biri.

 

“En azından bu bilgi doğru. Çünkü şölende de buna benzer bir şeyler duydum.” diyen Lehmann kısık bir sesle konuşmaya başladı: Dükün yenilgisinden sonra şövalyelerin çoğu Sınır Kasabasına gönderilmiş. Uzun Şarkı’da askeri operasyon yapabilecek çok elit birlik kalmamış.

 

Lehmann, buraya gelmeden önce Uzun Şarkı’daki durumu iyice araştırmıştı. Majesteleri Timothy’nin verdiği görev oldukça basitti. Dük’ün yenilgisine neyin sebep olduğunu öğrenmek ve Batı bölgesindeki kontrolü ele geçirmek için gerekli tedbirleri almak.

 

“Hapları kullananlar... Onlar nasıllar?”

 

“Nerdeyse sınırlarındalar. diye cevap verdi bir muhafız: “Yalnızca hapları aldıkları sürece herhangi bir şey yapmak İçin istekliler.”

 

Elçilik heyeti sadece kamuflajdı. 50 kişilik birlikten sadece 13 tanesi gerçek şövalyeydi. Geriye kalanlarsa paralı askerlerdi. Yani hapın etkisiyle şeytani canavarlardan daha zalim hale gelen av köpekleriydiler. Şehir kapısının anahtarı onlardı. 1,500 asker bulunan birlikleri Uzun Şarkı’ya yaklaşıyordu. Kalenin kapısı açıldığında şehir, Lehmann’ın emri altında olacaktı.

 

Lehmann emir verdi: Hapları dağıtın. 10 asker devriye ekibiyle ilgilenecek. Geriye kalanlar da doğu kapısına gidecek.”

 

 

 

 






Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 44352 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr