Bölüm 174: Sanayi Alanı

avatar
3384 10

Release That Witch - Bölüm 174: Sanayi Alanı


 

 

 

Çevirmen:Lodos

Ashes ayrıldıktan iki gün sonra Maggie beklenmedik bir şekilde Sınır Kasabası’na geri dönmüş ve birden herkesin karşısına çıkıvermişti.

 

Geri gelme nedenlerini sorduktan sonra onu sıcak bir şekilde karşılamışlar ve Cadı Birliği’nin yeni üyesi haline getirmişlerdi.

 

Kalenin arka bahçesinde düzenlenen hoş geldin partisi onu epey heyecanlandırmıştı. Parti alanındaki uzun demir raflarda mangal için kullanılabilecek her türden et vardı. Baharatları da çok fazlaydı. Tuz, yağ, pul biber ve Roland’ın yapmış olduğu barbekü sosundan vardı. Maggie karnı şişene kadar yemeyi durdurmadı.

 

Öğleden sonra Roland onun yeteneğini test etti.

 

Bülbül’e göre, Maggie’nin büyü gücü cadılar arasında ortalama bir seviyedeydi. Yeteneği, çeşitli kuşlara dönüşebilmek idi. Tabii daha önce dönüşeceği türden bir kuş görmüş olması gerekiyordu. Dönüştüğünde büyü gücü tüketimi oldukça fazla oluyordu. Bir günde 4-5 kez dönüşebilirdi. Ve şeklini koruduğu sürece büyülü güç tüketimi oldukça az oluyordu. Bu yüzden de yeteneği çağırma türüne giriyordu. Tanrı Gözü’nün İntikamı’ndan etkilenebiliyordu. En sevdiği kuş güvercindi. Roland ne tür bir kuş olursa olsun dönüştüğü halin çok büyük olduğunu fark etmişti. Örneğin serçe olursa görünüşü sıradan bir güvercin kadar büyük olurken güvercine dönüştüğünde de görünüşü bir deniz kartalı kadar büyük oluyordu.

 

Maggie uçan canavarlara dönüşemiyordu. Anka kuşu, Griffin akbabası veya Kunpeng kuşuna. Ayrıca da Roland bunları onun için çizmişti. Bu da Roland’ın biraz hayal kırıklığına uğramasına neden olmuştu.

 

Aynı zamanda Ashes’ın asıl niyetinden dolayı hala endişeli olsa da asıl soru şuydu. Tilly tarafından toplanan cadıların sahip oldukları yetenekler nelerdi? Tarım konusunda aşırı yetenekli bir cadı ile elindeki teknolojilerden bazılarını takas edebilirdi belki.

 

Bu nedenlerden dolayı Roland, Tilly’ye uzun bir mektup yazmaya karar verdi. İlk olarak, müttefiklerin doğal ilişkisini belirtikten sonra Kilise’nin amacının Anakıtayı birleştirmek olduğunu ekleyerek onları uyardı. En sonundaysa karşılıklı işbirliği ve ortak ilerleme isteğini ifaed ederek bir zeytin dalı uzattı kendince. Bir sonraki ay Maggie Fjordlar’a gittiğinde ondan bu mektubu da götürmesini isteyecekti.

 

Ertesi gün Prens başka güzel bir haber almıştı.

 

Sonunda buhar motorunu üreten fabrika inşa edilmişti. Fabrika, Kırmızısu Nehri’nin diğer tarafında Yaprak’ın deney alanının yanındaydı. Tüm alan ahşap bir çit ile çevrelenmişti. Roland’ın planında burası daha sonra kasabadaki sanayi alanı olacaktı.

 

Yapının alanını olabildiğince genişletmek için fabrika hafif ahşaptan inşa edilmişti ve yaklaşık 1.000 metrekarelik bir alanı kaplıyordu. Anna tarafından üretilen makine tezgahları içine taşınmıştı. İki tane buharlı delme makinesi, iki tane manuel freze makinesi, bir tane manuel bileme makinesi, bir tane manuel torna tezgahı vardı. Bu makine tezgahları prensip olarak basit olsa da işçilik birinci sınıftı. Ahşaptan yapılmış temel kısmı ve pedalları hariç, diğer kısımlar demirden veya çektirilmiş çelikten yapılmıştı. Çağın elverdiği malzemelere göre ürünler en yüksek kalitede idi.

 

Şimdilik fabrikada yaklaşık 10 işçi vardı. Ve bunlar da aslında kasabadaki demirciler ve onların çıraklarıydı. Üst düzey takım tezgahlarının nasıl kullanılacağını öğrenmek için Roland tarafından 50 kraliyet gümüş maaşı ile işe alınmışlardı. Demircilerin aletleri de fabrikanın dışındaki tuğla eve taşınmıştı. Bazı önemsiz parçaların yapımı haricinde buhar motorunun üretimi artık tamamen burada yapılacaktı.

 

Roland fabrikanın önünde kurdele kesme töreni düzenledi. Bu popülariteyi daha da artırmak için Belediye binasının yetkililerini çağırdı ve kısa konuşmalar yaptırdı. Echo bir tür marş seslendirirken Roland da Gökhisar Krallığı’nın sanayi şirketinin kuruluşunu resmen duyurdu.

 

Birkaç gün içinde epey bir boş zamana kavuştuğunda Roland şirketin başkanı olarak, makinelerin çalışmasının yanı sıra buhar makinesinin üretim sürecini görmek için de fabrikaya gidiyordu. Okuma-yazması olmayan bir demircinin işleri nasıl yapacağını ve parçaları nasıl birleştireceğini kavraması için Roland’ın yapabileceği en mantıklı seçim bir plan hazırlamaktı. Bu planda işlem süreci resimlerle gösteriliyordu. Parçaların montaj talimatları da benzer şekildeydi. Kurulum ve bağlama yöntemlerini resimlerle göstermeden önce parçaların adlarını, numaralarını ve boyutlarını birer birer resimlendirmişti. Soraya bu konuda ona çok yardımcı olmuştu.

 

Beklediği gibi ilk günlerdeki üretimlerde tamamen birleştirilmiş buhar motoru bir yana nerdeyse yapılan hiçbir düzenek bir makineyi andırmıyordu. Ama Roland defolu malların oranını umursamıyordu. Anna’nın elinde, bu hatalı ürünler göz açıp kapayıncaya dek yeni levhalara dönüşebiliyordu. Sürekli yapılan denemeler sonucu Roland bu demircilerin ustalaşacağına inanıyordu.

 

Sanayi fabrikasının yanı sıra Prens Roland, Kuzey Yamaç Madeni alanını ve arka bahçesini bir ordu fabrikasına dönüştürmüştü. Ana üretim altıpatlar tüfekler ve mermileri üzerine idi. Karl’ın önerdiği Fırın Uzmanı Lesya’nın Sınır Kasabası’na gelmesiyle hava yastığının ısısı büyük ölçüde geliştirilmişti. Hatta çimentonun kalsinasyonu bile bağımsız bir şekilde yapılabildiğinden dolayı artık eski kalsin odasına gerek kalmayacaktı.

 

Ancak teknoloji sınırlı olduğundan, altıpatlar tüfekler ve mermilerin üretimi hala Anna tarafından tamamlanıyordu. Roland mermileri baskılamak için buhar baskı makinesi üzerinde çalışıyordu. Bu makinenin verimliliği Anna’dan az olsa bile onun yükünü azaltmasında yardımcı olacaktı.

 

Roland, Anna’nın yaklaşık yarım ay boyunca sıkı bir şekilde çalışmasına teşekkür etmek için ona bir hediye vermeye karar vermişti.

 

 *******************

 

“Bir hediye mi?” diye soran Anna elindeki kesik parçaları bıraktı. Saçlarını geriye attıktan sonra sonra alnını sildi ve parlak bir gülümsemeyle: “Çok sevindim.” dedi.

 

“Ne tür bir hediye olduğunu sormayacak mısın?” dedi Roland.

 

“Eh... diye bir an düşündü Anna ve ardından: Bana ne verirsen ver, beğeneceğim.” diye cevapladı.

 

Yarım yıllık bir toparlanmadan sonra Anna artık o zindanda tanıştığı kız değildi. O ince ve zayıf kız, şimdi narin bir güzelliğe dönüşmüştü. Mavi gözleri duygularla doluydu. Sade elbisesiyle bile oldukça güzel ve zarif gözüküyordu ve vücudu gençliğin getirdiği canlılıkla doluydu.

 

18 yaşındaki bir kızın tam da böyle görünmesi gerekirdi.

 

Roland, onun gülümseyen yüzünü gördüğünde bir hayli mutlu hissetmişti.

 

Hediye, kalenin avlusundaydı ve Anna’ya sürpriz olması için üzeri örtülmüştü. Ashbringer yapılırken aklına bu fikir gelmişti. Prens olduğu için hediye özel olmalıydı ve mücevherler de ona pek samimi gelmiyordu. Bu fikre varması epey uzun sürmüştü.

 

Roland keten örtüyü açtığında hint kamışından bir sepet ortaya çıkmıştı. Sepetin üstü çok sayıda kenevir ipiyle bağlanmıştı ve kenevir ipinin diğer ucundaysa büyük bir bez vardı.

 

Bu da ne?” diyen Anna ilerledi. Sepetin etrafında meraklı gözlerle dönüyordu.

 

“Sıcak hava balonu. diye gülümsemeyle cevapladı Roland: Seni gökyüzüne çıkaracak.

 

“Gökyüzünde uçmak mı?” diyen Anna arkasını dönmüştü. Gözleri heyecandan parlıyordu: “Gerçekten mi?”

 

Gökyüzüne yükselmek insanlığın geçmişten beri rüyasıydı. Süzülen kanatlardan sıcak hava balonlarına, zeplinlerden uçaklara, insanlar gökyüzünde uçmak için büyük fedakarlıklarla keşifler yapmıştı. Bu dünyada cadılar olsa da uçabilen hala birkaç insan vardı. Manzarayı yüksekten görmek kesinlikle onda derin bir yankı uyandıracaktı.

 

“Elbette. Tek yapılması gereken balonun sıcak havayla doldurulması.”

 

Roland, Bülbül’den Şimşek ve Maggie’nin Roland’a yardımcı olup olmayacaklarını öğrenmesini istedi. Herhangi bir kaza olsaydı büyük bir deniz kartalına dönüşebilen Maggie ve uçabilen Şimşek, onları güvenli bir şekilde yere indirebilirlerdi. Diğer cadıları da şimdilik bundan haberdar etmemeye karar verdi. Özellikle de Wendy ve Scroll’u. O ikisi Roland’a herhangi bir şey olacak endişesi ile maceralarına kesinlikle engel olurlardı.

 

 

 

 

 






Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 44752 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr