Bölüm 135: Temelden Başlamak

avatar
3572 12

Release That Witch - Bölüm 135: Temelden Başlamak


 

 Çevirmen: Lodos

“Şeytanların sayısı her geçen gün artıyor ama biz azalıyoruz.”

 

“Kutsal Şehir Taqila çoktan düşmanların eline düştü. Bize kalan tek seçenek kaçmak.”

 

“Dağlardan ve nehirlerden giderek mümkün olduğunca Cehennem Kapılarından kaçtık.”

 

“Ama bir dahaki sefere, nereye kaçacağız?”

 

“Bunun hakkında ne düşünüyorsun?diyen Roland ofisine çoktan geri dönmüştü. Antik kitabın illüzyonunu kapatarak Scroll’un fikrini almak için ona doğru döndü.

 

“Şövalye’nin hatırladığı şey doğruysa bu gerçekten inanılmaz bir tesadüf.” diyen Scroll cümlesinin devamı için bir an düşündü: “Hazine haritasının içeriğiyle antik kitabın içeriği aynı. Kilise bir zamanlar vahşi araziye gitmiş, orada şeytanlara karşı bir direniş noktası inşa etmiş olmalı. Buna ek olarak, haritada işaretlenen noktalar belki de savunma kuleleri, depo ya da oraya inşa ettikleri herhangi bir şeydir.”

 

“Demek istediğin... Bu aslında bir hazine haritası değil mi?”

 

“Tabii ki. Ne de olsa Kilise haydutlardan ya da korsanlardan oluşan bir grup değil. Hazinelerini gizlemek zorunda değiller. Ama gelecekteki kuşaklara yardım etmek için bir çizim bırakmışlardır belki.

 

Roland başını salladı: Peki... Bu bir tür harita mı?”

 

“Kilise’nin tarih kitaplarında neden bu bölümü yazmadığını anlamasam da doğu ormanına gömülmüş kalıntıların, türünün tek örneği olmadığını düşünüyorum.” diye durumu analiz etti Scroll: Haritada işaretlenen yerler sadece bazı tesisleri ise bu kadar yüzyıl geçtikten sonra bir şeyler bulma şansımız çok yüksek değil. Ama tabii yerin altında bir depoları falan varsa muhtemelen bazı ipuçlarını ortaya çıkarabiliriz.”

 

“Ne gibi bir ipucu?”

 

“Kilisenin şeytanların varlığını gizlemesinin nedeni gibi... Şeytanlara karşı direnmelerine rağmen yine de onları bu kadar dikkatle gizlemeleri gibi.” Bir an duraklasa da sonra devam etti: “Neden biz cadılara, Şeytanın elçileri dediklerini ve neden bizi öldürmek istedikleri gibi.

 

Roland onu nasıl teselli edeceğini bilemiyordu. Bu yüzden bir süre sessizce düşünmüş ama doğru kelimeleri bulamamıştı. Ardından bir süre sonra yavaş yavaş konuşmaya başlayarak: “Ne yazık ki haritanın ne kadar doğru olduğunu bilmiyoruz. Açıklamasına göre, orijinal harita elle çizilmemiş.” dedi.

 

“Bülbül’ü şövalyenin evine mi göndermek istiyorsun?”

 

“Bu iyi bir plan değil. diye reddeden Roland devam etti: “Hazine haritası yüzlerce yıldır saklanıyor. Bu yüzden deponun birden fazla Tanrı Gözü’nün İntikamı ile veya diğer tuzaklarla dolu olma ihtimali yüksek.Üçgen sembolünü işaret etti ve: “Şimdilik, buraya ne olursa olsun zaten gidemeyeceğiz. Burası Kuzey Yamaç Maden ise altıgen yıldızın yeri bizden en az 50 kilometre uzakta. Bu neredeyse Sınır Kasabası ile Uzun Şarkı arasındaki mesafe kadar. Bu mesafeyi bir günde gidebilen Şimşek’in haricinde geri kalanlarımız 2-3 gün boyunca yürümek zorunda. Yolculuk sırasında birkaç Şeytan ile karşılaşırsak ne yapacağız? Herhangi bir aksilik yaşamak istemiyorum.”

 

“Şimşek’in ormanı havadan incelemesine ne dersiniz. Belki bir şeyler bulur.” diye bir öneri sundu Scroll.

 

“Bu iyi bir fikir.” diyen Roland hemen ayağa kalktı: “Geri döndüğünde ona yeni görevini vereceğim. Ama şimdi sıradaki dersi anlatmaya hazırsan ben Kuzey Yamaç Madenine gitmek istiyorum. Kitapların kopyasına ihtiyacınız varsa Soraya’yı bul. İhtiyacın olan kitapları o halleder. Bu akşamki derse de devam etmeyi unutma.” dedi

 

Roland çoktan ilkokulda öğrendiği bilgilerle sarayda öğrendiği bilgileri birleştirerek Scroll’a öğretmişti. Fonetik okuma, yazma ve yeteneğine sahipti Scroll. Yani bir kere duyduğu ya da okuduğu her şeyi aklından tekrar edebilmesi sayesinde Roland onun iyi bir öğretmen olmak için gereken her şeye sahip olduğuna inanıyordu.

 

“Emredersiniz Majesteleri. diyen Scroll selam verdikten sonra ayrıldı.

 

Kuzey Yamaç Madeni’nin arkasındaki fırın alanı, şimdiye kadar olduğundan iki kat daha büyümüştü ve 12 kiloluk topların üretimi için gereken iki delik yerden bakıldığında halen görülebiliyordu. Roland oraya gittiğinde Anna’nın yeni yeteneğiyle pratik yaptığını görmüştü. Masada iki bitmiş ürün vardı. Çelik borulara benziyordu.

 

Hemen bunları yakından incelemek için eline aldı. Çelik borular mükemmel bir şekilde yuvarlaktı. Gözeneksiz ve tamamen pürüzsüz bir yüzeye sahipti. Ortadaki delik her iki tarafta da aynı genişlikteydi ve güneş ışığı borudaki delikten sıkıntısızca geçebiliyordu. Boruların kalınlığını karşılaştırmak için parmağını deliğe soktu. Böylece, tam olarak aynı boyutta olduğunu anladı.

 

Roland, Anna’nın çalışmasına hayranlıkla bakmayı engelleyemiyordu: “Bunu nasıl başarabildin?”

 

Şuna bir bak. diyen Anna yeni kesilmiş çelik bir çubuk aldı ve eline düz bir şekilde yerleştirdi. Sonra siyah ateşi bir ucundan sokup tüm çelik çubuğu yaktı. Daha sonra siyah ipi çubuğun merkezinin çevresinde döndürdü ve kısa süre sonra bir delik ortaya çıkmıştı.

 

Sahip olduğu ateş büyüsünün evrildiği şey ne kadar da inanılmazdı. Sıcak siyah bir iple nesneleri kesebildiği gibi kontrolü ve keskinliği de eşsizdi. Sınır Kasabası’nın endüstriyel üretimini yeni bir seviyeye çıkarmak için tek başına Anna yeterli olacaktı. Heyecanını dizgilemeye çalışan Roland: “Önce bazı temel testler yapalım.” diye cevap verdi.

 

Temel yetenek testi, yeteneğin barındırabileceği gücün ve büyünün yapılma süresinin test edilmesini sağlıyordu.

 

Ayrıca Bülbül’de bu testte yer alıyordu. Bu yüzden sisin içinden çıkmıştı. Testteki rolü Anna’nın bedenindeki büyüde herhangi bir değişiklik olup olmadığını gözlemlemekti.

 

Sonuçların gösterdiğine göre yeteneğinin gücüyle, büyüsünü yapma süresi önemli derecede artmıştı. Ama alevini kullanabildiği mesafe 5 metre olsa da iyi bir şekilde kontrol edebildiği mesafe 3 metreydi.

 

Dahası büyüsü hala çağırma kategorisindendi ve Tanrı Gözü’nün İntikamı ile engellenebilirdi. Anna kara alevini taşın menziline soktuğunda alev birden bire yok oluyordu.

 

Büyüsü başka bir evrim geçirmediği sürece bu engeli geçemezdi.

 

Yine de Anna’nın bu sarsıcı yeteneği Dünya’yı tepe taklak edebilirdi. Siyah aleviyle endüstriyel makineleri, her türlü makine aletlerini ve makine işleme kalitesini hızla geliştirebilirdi.

 

Aynı zamanda büyük ölçekli endüstriyel üretim, bir kişinin kendi başına yapabileceği bir şey de değildi. Örneğin Karl, Kuzey Yamaç Madeni’nin yakınlarında inşa ettiği fırınlardan birini çoktan bitirmişti. Ama kil tuğlalardan çimento üretmek için test yaptıkları sırasında sıcaklık toleransı, ihtiyaç duydukları düzeyde değildi. Sonuç olarak, çimento üretmek için yine Anna’ya güvenmek zorundalardı. Neyse ki yetişkinlik gününden beri kalsinasyon işlemini yapmak için tozlu odaya girmesi gerekmiyordu.

 

Sıcaklık problemi Roland’ın çözüm bulamadığı bir sıkıntı değildi. Örneğin fırının sıcaklığını geliştirmek için buhar motorunu rüzgar yapması için kullanabilir daha sonraysa ısı kaybını en aza indirgemek için ısıtılmış havanın dolaşımını sağlayabilirlerdi. Ama Anna olmadan, başka bir buhar motoru yapamazlardı. Ana bileşenlerin kaynağını yalnızca Anna yapabiliyordu.

 

Endüstri makinelerinin yapımının tamamiyle Anna’nın omuzlarında olduğu söylenebilirdi. Onu kaybettiği an endüstriyel devrimi de son bulurdu.

 

Roland, Şeytan Ayları’nda hayatta kalmak için elinden geleni yapmıştı. Şimdi ise şeytani canavarların tehdidi artık var olmadığından ve Uzun Şarkı’dan ona yetecek nüfus ve sermayeyi sağladığından dolayı doğal olarak mevcut durumunu geliştirmek istiyordu.

 

“Önce, temellerden başlayalım.”

 

Anna’nın iki parmak genişliğinde ve bir milimetre kalınlığında çelik bir levha kesmesini istedi. Sonra her santimetreyi ölçüp işaretlemeye başladı ve on santimetrelik bir cetvel olana kadar buna devam etti. Daha sonra Anna siyah alevleri kullanarak, eşit aralıklarda dikey çizgiler oluşturdu. İyi kontrolü sayesinde her dikey çizgi arasındaki mesafe neredeyse tamamen aynıydı.

 

Roland’a göre bu cetvel sadece bir başlangıçtı. Daha sonra eşit ağırlık ve ölçüleri yapabilmek için çeşitli ölçüm aletleri yapmak istiyordu. Bu standart birimler daha sonra kitaplarda bir kural olarak yazıldığında, eğitimin ayrılmaz bir parçası haline gelecekti.

 

 






Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 44329 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr