Bölüm 125: Kasaba'nın Geliştirilmesi

avatar
3642 13

Release That Witch - Bölüm 125: Kasaba'nın Geliştirilmesi


 

 Çevirmen: Lodos

Roland: “Gönderdikleri insanlar hakkında neler söyleyebilirsin?”

 

Lütfen alt tarafa bakın.” dedi Bakan Yardımcısı parşömenin alt kısmına işaret ederek: “Şimdiye kadar 1.100 kişi Sınır Kasabasına gönderildi. Gönderilenlerin çoğu köle. Emirleriniz doğrultusunda hepsini kasabanın dışında topladık. 35 usta ise Karl’ın emri altında ve evleri ise Yeni Bölge’de yer alıyor. Barov olağandışı bir şekilde ona tuhaf gelen kelimleri kullanıyordu: “Ama Majesteleri, bu iyi bir şey mi? Bu alanı cadılar için hazırladığınızı düşünmüştüm.”

 

“Güvenli sığınak ile ilgili söylentileri yaymak için gönderdiğim adamlarım geri gelmedi. Gelişmeler tahmin ettiğimden de yavaş gerçekleşiyor. Bu yüzden, yapılan ilk evleri ustalarla aileleri kullanacak. Sonrasında çok daha fazlasını inşa edebiliriz.” Roland’ın planı Sınır Kasabası’nı komple yenilemekti. Ahşap evleri ve çamur kulübeleri tuğla evlere çevirecekti ve en fazla iki insanın yan yana geçebilmesine olanak sağlayan sokaklardansa geniş caddeler inşa edecekti.

 

“Anlaşıldı. diye başını sallayan Barov: “Majesteleri ayrıca gemiyle sığır ve koyun gönderileceğini duydum.” dedi.

 

“Ah bu doğru. Ama şimdi değil. Kasıtlı olarak birkaç gün sonra gelmelerini istedim. Ayrıca çobanlarıyla beraber gelecekler. Sisli Orman ve Geçilmez Dağ ile batı surlarının arasındaki çayır, otlatmak için iyi olmalı. Kasaba surlarının yıkılmış bölümünü tekrar açıp bir çıkış olarak kullanabiliriz. Sonuçta surlar sadece Şeytan Aylarında yarar sağlıyor.

 

Roland’ın sonunda hem yeterli nüfusu hem de parası vardı. Artık geçici bir süreliğine de olsa Sınır Kasabası’nın gelişimi yolunda önünde bir engel olmayacaktı.

 

Kapının dışındaki muhafıza seslendi ve içeri girdiğinde ona şu emri verdi: “Git Karl’ı idari ofisinden çağır. Eğer dediğim yerde yoksa kesinlikle şehrin dışındaki yeni alandadır.”

 

Bir saat sonra Karl geldi ve selam verdi: “Majesteleri.

 

Usta Loncası’nın bir üyesi olan Karl ile görüşmeyeli yarım yıl geçmişti. Onu kasaba surlarının inşaatını yönetmesi için Sınır Kasabası belediyesinde çalışmak üzere işe aldıktan sonra model evler yaptırmış ve ayrıca tahta kulubelerle geçici konut alanı oluşturmuştu. Kısacası en yoğun çalışan adamıydı. 35 yaşında olsa da saçlarına ak düşmüştü. Cildiyse hafiften bronzlaşmıştı ve ilk tanıştıklarından çok daha enerjik görünüyordu.

 

Ortamın bir insanı hızlıca değiştirmesi gerçekten de doğruydu. Altı ay önce, Usta Loncası’nda çalışan ve kimliğini dikkatle gizleyen bir mülteciydi. Şimdiyse güçlü kişiliği ve üstün jestleriyle deneyimli bir proje lideriydi. Tüm mühendislik projelerini de tek başına yönetiyordu. Ama Roland’ın en çok takdir ettiği özelliği, başkalarının düşüncelerini kabul etmek konusunda her zaman açık olması idi.

 

Roland gülümseyerek başını salladı: “Gel, otur. Karl’a yeni çizdiği çizimleri uzatarak: ”Bir göz at, bu yeni şeyleri inşa etmeni istiyorum.” dedi.

 

“Bu bir ambar. Uh, alt kısmı sütunlara dayandırılmış. Bu nem sorununu etkili bir şekilde önleyebilir.” diyen Karl, ikinci taslağa geçmeden önce ilk taslağın tamamına hızlıca göz atmayı bitirmiş ve sormadan önce de oldukça iyi incelemişti: “Bu bir fırın mı?”

 

“Aslında, çimentoyu yakıp kil tuğlaları pişirmek için Kuzey Yamaç Dağının sınırına beşten fazla fırın inşa etmemiz gerekli. Ulaşım yolları ve iskelenin pozisyonu da göz önüne alınmalı. Ayrıca açık alana da ihtiyacımız olacak. Çünkü büyüdüğümüzde daha büyük ölçekte fırınlara ihtiyacımız olacak.”

 

“Evet.” Krokinin son sayfasını açtıktan sonra kaşlarını çattı: “Bu.... Lağıma benziyor? E ama çatısı ve duvarları var... Ve arasındaki bölge de gölete benziyor. Majesteleri, bunu anlayamadım.”

 

Roland gülümseyerek: Bu bir tuvalet ve en yüksek önceliğin bu olacak.” dedi.

 

“Tuvalet?” Karl bir süre düşündükten sonra: “Majesteleri bunu nereye inşa etmeyi planlıyorsunuz? Kalenizde bölmeler var ve hizmetlileriniz onları düzenli olarak temizliyor. Köylüler içinse bu tür şeylere ihtiyaçları yok, işlerini evlerinin dışında halledebilirler. Çiftçiler de aynı şekilde işlerini Shishui nehrinde halledebiliyorlar. Nehir pisliği alıp götürür.

 

Roland bu yüzden nehre her gittiğinde bu güçlü pis kokuyu alıyordu demek. Hoş olmayan bazı şeyleri kafasından atmak için başını salladı ve: “Kesinlikle, bu kötü alışkanlığı değiştirmeliyiz.” dedi.

 

“Ah... Kötü alışkanlık mı?” diyen Karl tam olarak anlamamış gibiydi.

 

Herhangi bir yerde dışkısını yapmaya alışkın olan bir insanın Roland’ı anlaması doğal olarak zordu. Bir dışkıya basma korkusu olmadan etrafta rahatça dolaşabilmek ne kadar da güzel olurdu. Roland içinden böyle düşünüyordu. “Her neyse. Sadece taslaktakileri yapmalısın. Zaten boyutlarını kabaca belirledim. Bu yüzden benim ölçümlerimi kullanman yeterli olur. Ahşap kulübe bölgesinin yakınlarına en az dört tane tuvalet inşa edeceksin. Ve her zaman çifter çifter olacak. Buna ek olarak, duvarın ortasındaki su yolu tuğladan yapmalısın. Ve dış duvarla çatı ahşaptan yapılacak. Böylece çimentodan çokça tasarruf edeceksin.”

 

“Majesteleri, bunu çifter çifter yapmamızı istiyorsunuz... Bu...Karl açıkçası bu kirli konuyu konuşmanın Majesteleri gibi soylu bir insan karşısında garip olduğunu düşünüyordu. Bu yüzden çekinerek: Fakat ya bunları kullanmazlarsa ne yapacağız?” dedi.

 

“Kullanmaları için emir veririm. Sen işine devam et ve yapımı için personel ayarla.”

 

“Baş üstüne efendim.diyen Karl başını salladıktan sonra: Majesteleri, size bir şey daha bildirmeliyim.” dedi.

 

Söyle.

 

“Usta Loncası’nın dağılması istendiği için benim gibi Kral’ın Şehrini terk etmeyi seçen bir sürü kişi vardı. Tanıdığım Usta Loncasının üyelerini Sınır Kasabası’na davet eden birkaç mektup yazmayı düşünüyorum. Hepsinin kendi ustalık alanları var. Mesela bahsettiğiniz fırınlarda Lesya çok iyidir. Majesteleri, emin değilim ama...”

 

“Hiçbir problem yok.” diye hızlıca yanıtlayan Roland devam etti: “Hepsini buraya davet edip Usta Loncasını yeniden kurabilirsiniz. Ödemeleri Usta Loncasına ödenmesi gereken bedele göre hesaplarım. Tecrübeli olanlarsa Belediyeye girebilir.”

 

“Cömertliğiniz için teşekkür ederim.” diyen Karl şükranla eğildi.

 

Karl ayrıldıktan sonra Roland, köle yönetimi ve unvan kaldırma sistemini oluşturmaya başladı.

 

Sınır Kasabası’nın nüfusu yakında zirveye ulaşacaktı. Kasaba yiyecek ithalatına bağımlı olmaya devam ederse herhangi bir afet gerçekleştiğinde ya da ticaretleri kesildiğinde kasaba tehlikede olacaktı. Bu nedenle sanayi sektörü dışında, mümkün olan en kısa sürede yiyeceklerinin kendilerine yeterli olmasını sağlamak için tarım sektörünü geliştirmesi gerekliydi.

 

Prens Roland bir terfi olduğu sürece, kölelerin yakında çalışkan çiftçiler olacaklarını düşünüyordu. Yaprak’ın gelişmiş tohumlarıyla beraber yaz aylarında Shishui nehrinin yanındaki tarım arazileri, altın buğday denizleri gibi olacaktı.

 

Tuvalet yapımına öncelik verme isteği, bu tarımsal kalkınmanın düzenini hazırlanmaktı. Elinde insan gücü, arazi ve tohum olduğu sürece geriye kalan tek şey gübre idi.

 

Tabii ki Roland insanlarla, hayvanların gübrelerini kullanmanın çok zahmetli olduğunu biliyordu. Depolayacağı yerin düzenli olarak temizlenmesi gerekiyordu ve kimyasal gübreleme yapamayacağından dolayı da elle gübrelenmesi gereklecekti. Kimyasal gübreyi nasıl yapması gerektiğine dair de hiçbir fikri yoktu. Bu yüzden de sadece organik gübre kullanabilirdi. En azından insan ve hayvan gübresi uzun bir süredir kullanılıyordu. Ayrıca geleneksel gübreleme 20. yüzyılda bile halen bazı kırsal bölgelerde kullanılırdı.

 

Bu dünyadaki insanlarsa gübreleme hakkında çok az şey biliyordu. Birçoğu dışkıların pis bir şey olduğunu düşünüyordu. İğrenmeye neden olmaktan başka bir işe yaramadığını düşündüklerinden de kullanmıyorlardı.

 

 

 






Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 44263 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr