Bölüm 574: Büyücüler, İleri!

avatar
1894 63

Rebirth of the Thief Who Roamed the World - Bölüm 574: Büyücüler, İleri!



Bölüm 574: Büyücüler, İleri!

 

Yüz binlerce Büyücü İttifakı oyuncusu azgın dalgalar gibi Niuren Birliğinin üzerine koşuyordu. En öndeki Savaşçılar çeşit çeşit zırhlarıyla yollarına çıkan her şeyi yutacak metal bir devi andırıyorlardı.

 

İzmarit düşmanın mesafesini tahmin ölçtü. 1.000 metre sınırına geldikleri anda emrini verdi. "Ateş!"

 

Zırhlı Buz Mancınıklarının başındaki oyuncular işe koyuldular. Kollar serbest kaldığında sayısız gülle düşmanın ön saflarına doğru uçtu.

 

Gülleler birer birer yere düşerlerken 100 metre çevrelerindeki her şeyi buzla kaplıyorlardı.

 

37 Zırhlı Buz Mancınığının atışı sonrası hücuma geçmiş olan 2.000 Savaşçının %90'ı imha edilmişti. Sadece birkaç şanslı kişi hayatta kalabilmişti. Böyle bir ateş gücü insanın kanını donduruyordu.

 

Sağ kalan Savaşçılar birbirlerine baktılar. Her taraf donmuş yoldaşlarıyla doluydu. Hepsi de ölmüştü.

 

Şimdi hücuma devam mı edecekler, yoksa geri mi çekileceklerdi?

 

Zırhlı Buz Mancınıkları bombardımanı sürdürüyordu. Yaklaşan düşmanlar anında yok ediliyordu. Kaleden çıkan 80.000 kişilik ordu kısa sürede 30.000 kayıp vermişti. Acı çığlıklar savaş meydanını sarmıştı.

 

Bu manzara Niuren Birliğinin moralini iyice yükseltiyordu. Zırhlı Buz Mancınıkları buradayken korkacak ne vardı? Birkaç defa atış yapsalar düşmanın çoğunu kırarlardı. Sağ kalanlar da kolaylıkla temizlenirdi.

 

"5 Zırhlı Buz Mancınığını batıya kaydırıp Kutsal İmparatorluk ordusunu destekleyin!" Dört bir yanda kaotik çatışmalar yaşanıyordu. İki tarafın ön safları da dağılma belirtisi gösteriyordu. Göz alabildiğinde insan dolu meydanda şiddetli bir savaş veriliyordu.

 

5 Zırhlı Buz Mancınığı batıya hareket ettiler.

 

Kılıç Parıltısı hızla durum analizi yaptı. Ona göre de mancınıkların yerlerini belirledi.

 

Savaş başladığından beri iki ordunun kayıplarında hızlı bir artış söz konusuydu. Niuren Birliği 6.000 kişi kaybetmişti. Büyücü İttifakı ise 45.000 oyuncu kaybı ile çok daha kötü bir durumdaydı.

 

Zırhlı Buz Mancınığı gibi savaş makineleri geniş çaplı savaşlarda asıl güçlerini gösterme imkanı buluyorlardı. Kuşatma mancınıkları da surları dövmek yerine düşman ordusunu bombalamaya başlamıştı. Menzilleri uzun, hedefleri ise boldu.

 

Düşman üzerine kaya yağdırıyorlardı. Yere düştükten sonra yuvarlanan kayalar, Büyücü İttifakı oyuncularının pestilini çıkarıyordu. Kayaların geçtiği yerlerde derin izler kalıyordu.

 

Manzara içler acısıydı. Büyücü İttifakı oyuncularının cesetleri her yana yayılmıştı. Ağır silahların saldırılarına karşı koyamıyorlardı.

 

Batıdaki Kutsal İmparatorluk ordusu, daha fazla elit oyuncuya sahip İlahi Muhafızlar tarafından bastırılıyordu. Sürekli geri çekilmek durumunda kalıyorlardı.

 

Havadan büyüler yağarken Kutsal İmparatorluk oyuncuları birer birer düşüyorlardı.

 

"Patron, daha fazla dayanamayacağız!" Oyuncular Miskin Tilki'nin yanına koştular.

 

"Patron, sen geri çekil. Biz onları oyalarız!"

 

"İlahi Muhafızların ordusu hatlarımızı yarmak üzere!"

 

"Lanet olsun! Yerinizde kalın! Hepimiz ölsek bile yerimizi koruyacağız!" Miskin Tilkinin kararı kesindi. "Diğer dost loncalarımız düşmanı eziyorlar. Kutsal İmparatorluğun geri kalmasına izin veremeyiz! Alan etkili büyümüzü kullanın!"

 

"Ama kendi Savaşçılarımız zarar görecekler!"

 

"Kes sesini! Alan etkili büyüyü kullanın! Dost ateşine ölen bütün kardeşlerimin kayıplarını bizzat ben telafi edeceğim! Savaşçılar, İleri! Büyücüleri koruyun!" Diye bağırdı Miskin Tilki.

 

"Patron, telafinin lafı olmaz! Emir verdiğin anda senin için seve seve ölürüz!"

 

Taarruz! Taarruz!

 

Kutsal İmparatorluk Savaşçıları karşı saldırıya başladırlar. Canlarını hiçe sayarak İlahi Muhafızların hatlarına dalıyorlardı. Daldıkları yerde düşmanların ortasında kalıyorlardı. Yaptıkları resmen intihardı.

 

Şiddetli taarruzları İlahi Muhafızları gafil avlamış ve çekilmelerine sebep olmuştu.

 

"Ne oluyor? Kafayı mı yedi bunlar?"

 

Meydandaki büyü enerjisi şiddetle sarsıldı.

 

"Lanet olsun, alan etkili büyü geliyor! Herkes geri çekilsin!"

 

"Kutsal İmparatorluk kafayı mı yedi? Kendi oyuncularını düşünmüyor mu bunlar?"

 

Kutsal İmparatorluk oyuncuları alan etkili büyünün etkisini görmezden gelip savaşmaya devam ediyorlardı.

 

Alan etkili büyüler yağmur gibi yağmaya başlamıştı. Buz, şimşek ve ateş bölgeyi kapladı. Karmaşaya yakalanan oyuncular oracıkta can verdiler. Hangi tarafta oldukları önemsizdi. Büyülere yakalanan herkes ölüyordu.

 

Her iki ordu da yok oluyordu.

 

Kutsal İmparatorluğun gözü pek hamlesi İlahi Muhafızların ağzını açık bırakmıştı. Onlara göre Kutsal İmparatorluk küçük bir loncaydı. 160.000 oyuncuları ve sadece 5 kaleleri vardı. Oysa İlahi Muhafızlar 700.000'den fazla üyeye ve 30'dan fazla kaleye sahiplerdi. İkisini karşılaştırmak bile hataydı. Üstelik Ayışığı Şehrine gelenler İlahi Muhafızların en elit oyuncularıydı. Kutsal İmparatorluktan çok daha güçlülerdi. Lakin bu şekilde iki taraf da eşit kayıplar veriyordu.

 

İlahi Muhafızların komutanlar kendi oyuncularında olmayan o eksikliği Kutsal İmparatorluk oyuncularında görmüşlerdi. Ölecekleri belliyken kaçmak yerine düşmanla birlikte ölebilme cesaretine sahiplerdi.

 

İlahi Muhafızlar geri çekilmeye zorlandı. Alan etkili büyüler dindiğinde Kutsal İmparatorluk Savaşçıları yeniden hücuma geçtiler. Düşmanı bir korku sarmıştı.

 

İşte o anda birisi heyecanla bağırdı. "Zırhlı Buz Mancınıkları geldi. Kardeşlerim, ileri!"

 

5 Zırhlı Buz Mancınığı ordunun gerisinde belirdi. Çok geçmeden gülleler fırlatıldı. İlahi Muhafızlar ordusu ağır kayıplar veriyordu.

 

Güçlü bombardıman hatlarını çökertmişti. Kutsal İmparatorluk da sağ kalanları temizliyordu. Zırhlı Buz Mancınıkları ilerlerken güllelerini fırlatıyorlardı. Kutsal İmparatorluk ordusu, mancınıkların gelişiyle şaha kalkmıştı.

 

İlahi Muhafızlar ise dağılmak üzereydi. Bazıları doğrudan Zırhlı Buz Mancınıklarına saldırmayı denemiş, ama Kutsal İmparatorluk tarafından durdurulmuştu. Düşmanın mancınıklara ulaşmasına izin vermiyorlardı. Savaş çıkmaza girmişti. Zırhlı Buz Mancınıkları İlahi Muhafızları toplu olarak katlediyordu.

 

Üst rütbeliler emir vermişlerdi. İlahi Muhafızlar geri çekilemezdi. Yerlerini korumak zorundalardı. Geri çekililerse Edgarton Kalesi ve dolayısıyla Büyücü İttifakı düşerdi. İki loncanın çıkarları ortaktı. Birinin düşmesi ötekinin de düşmesi anlamına geliyordu.

 

Lakin Zırhlı Buz Mancınıkları aşırı güçlülerdi. İlahi Muhafızlar, öldürdükleri her düşmana karşı altı oyuncu kaybediyorlardı. Bu gidişle yakında kaybedeceklerdi.

 

Çılgın Büyü son anlarını yaşıyordu. Durmadan Cao Xu ile temas kurmaya çalışıyordu. Destek isteyebileceği tek kişi oydu.

 

Ancak çağrılarına cevap alamıyordu.

 

Çılgın Büyü, Yüzyıl Mali Grubunun onları terk etmeyeceğini umuyordu.

 

Bu sırada Zırhlı Buz Mancınıklarının ağır bombardımanı sonucu Büyücü İttifakı ordusu sefil bir duruma düşmüştü.

 

Öyle ki artık onlara göre iş kalmadığından mancınıkları diğer cephelere kaydırmışlardı.

 

"Bizim sıramız geldi! Edgarton Kalesine kadar önümüze çıkanları ezip geçelim!" Ölümsüz Hergele yalvarır gibi İzmarite baktı. Savaşmak için can atıyordu.

 

İzmarit gülümseyerek başını salladı.

 

"Kardeşlerim, saldırın!"

 

Niuren Birliği ordusu savaş naralarıyla meydanı inletti. Elitler önde, diğerleri arkada Büyücü İttifakı ordusunun içine daldılar.

 

Monokrom, Kenarsız ve diğerleri durmadan ilerliyorlardı. Kılıçlarını savurarak yollarına çıkan Büyücü İttifakı oyuncularını birer birer biçiyorlardı.

 

"Büyücü İttifakının serserileri, yeni büyümün tadına bakın!" Ölümsüz Hergele Büyüsünü etkinleştirip düşman hatlarının içine daldı.

 

"O Büyücüyü öldürün!"

 

"Ne yapıyor bu?! Kendini Savaşçı mı sanıyor?"

 

Büyücü İttifakı oyuncuları, üzerlerine gelen Ölümsüz Hergeleye küfürler ediyorlardı. Altı oyuncu Ölümsüz Hergeleyi karşılamak için ileri çıktı.

 

Aralarında 30 metre mesafe kalmışken kavurucu bir sıcaklığın yüzlerine vurduğunu hissettiler. Gökyüzünde alev alev yanan bulutlar belirmişti.

 

Neler oluyordu böyle?

 

Ateş topları birdenbire sağanak halinde yağmaya başlamıştı. Toplar güdümlü füzeler gibi kaçan oyuncuları takip ediyorlardı. Tek bir ateş topu fazla hasar vermiyordu, ama gökyüzünden sayılamayacak kadar çok ateş topu yağıyordu. 5-6 tanesi en güçlü Dövüşçüyü bile öldürmeye yetiyordu.

 

Savaşçılar birer birer düşüyorlardı. Ölümsüz Hergele ise ilerleyişini sürdürüyordu. Geçtiği yerde kan donduran çığlıklar duyuluyordu. Ateş toplarından ötürü toprak bile yanıp kararmıştı.

 

Etrafta ne kadar çok düşman varsa bu büyünün etkisi o kadar artıyordu.

 

Düşmanlar Ölümsüz Hergeleye yaklaştıkları anda onun büyüleriyle etkisiz hale getiriliyorlardı.

 

Yaz Böceği ve diğerleri de küçük çaplı alan etkili büyülerle düşmanları temizliyordu. Büyülerini hazırlarken müthiş bir kontrol yeteneği sergiliyorlardı. Kendi arkadaşlarına zarar vermeleri imkansızdı.

 

Bütün Büyücüler içinde Tang Yao ve Xie Yao en güçlü olanlardı. Tek bir saldırılarıyla çoğu oyuncuyu öldürüyorlardı. Büyücü İttifakı elitleri ikisine defalarca saldırmış, fakat her seferinde havaya uçurulmuştu. İşte aradaki güç farkı bu kadar barizdi!

 








Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 44354 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr