Bölüm 502: Benim Tarafımdan Birini Öldürmek mi İstiyorsun? Senin kaleni yok edeceğim!

avatar
2615 48

Rebirth of the Thief Who Roamed the World - Bölüm 502: Benim Tarafımdan Birini Öldürmek mi İstiyorsun? Senin kaleni yok edeceğim!



 

Nie Yan, Kılıç Parıltısı, Güneş ve diğerleri önlerine çıkan her şeyi silip süpürüyordu. Keşif kolunun öncülüğünü yapıyorlardı, hemen arkalarında ise Niuren Birliği oyuncuları vardı. Bir takımın bir okçu kulesini ele geçirmesi beş dakikadan daha az sürüyordu.

 

Niuren Birliği hazırlıklı gelmişti. Sonsuzluk oyuncuları henüz hamle yapma fırsatını bile yakalayamadan ya Hırsızlar tarafından tuzağa düşürülüyor ya da Büyücüler tarafından yüksek hasara maruz kalıyorlardı.

 

Çok geçmeden, bütün okçu kuleleri düştü.

 

Sonsuzluk oyuncularının çoğu hala duvarlardaydı. Kalenin iç tarafında neler olduğuna dair bir fikirleri yoktu. Okçu kuleleri ele geçirildikten sonra Niuren Birliği oyuncuları arbaletleri düşman oyunculara çevirmişti.

 

"Neler oluyor? Neden kendi okçu kulelerimiz bize saldırıyor?"

 

"Bu Nirvana Alevi!"

 

"Niuren Birliği kalenin içine sızmış bile!"

 

Duvardaki oyuncular arasında büyük bir panik yayıldı. Oyuncular kafası kesilmiş ve ne yöne gideceğini bilemeyen bir tavuk edasıyla sağa sola koşturuyorlardı. Okçu kulelerinin kendilerine ateş etmeye başlamasıyla, resmen birer antrenman hedefi haline gelmişlerdi.

 

Duvarların sadece tek bir girişi vardı. Bu girişe tek seferde 10 oyuncu sığabiliyordu. Fakat bu bölgede bekleyen oyuncular Niuren Birliğine aitti.

 

Sonsuzluk oyuncuları duvarlarda kapana kısılmıştı.

 

Bu esnada Büyü Hapsi Kalesinin içerisindeki 1,000 oyuncu çoktan ölmüştü. Sadece duvarları savunan 4,000 oyuncu ayakta kalabilmişti. Normalde, bir mancınık ya da destekleyici nitelikte okçu kulesi olmadığı takdirde bu kuvvet kendinin iki ya da üç katı büyüklüğünde bir kuvveti savunabilirdi.

 

Fakat kimse Nie Yan'ın böylesine bir yöntem kullanarak Büyü Hapsi Kalesine girebileceğini tahmin edememişti. Bu resmen içeriden kurulmuş bir tuzaktı! Sonsuzluk'un savunması işe yaramaz hale gelmişti. Kendilerine ait olan okçu kuleleri bile Niuren Birliği tarafından ele geçirilmişti.

 

Vınnn! Okçu kulelerinden bir ok yağmuru başladı ve duvarlardaki oyuncuları şişledi.

 

"Kahretsin! Okçu kulelerini geri almamız lazım!"

 

"Alamayız ki! Bu duvarlarda kapana kısılıp kaldık!"

 

Oyuncular kendi aralarında bağırarak konuşurken bir başka ok yığını daha üzerlerine geldi. Sonsuzluk oyuncuları şu anda biçilmeye hazır buğday gibi duruyordu.

 

Nie Yan, Güneş ve diğerleri savaşı bir okçu kulesinden izliyordu. Ok yağmurundan sonra, duvarlar toplu mezarlık haline dönüşmüştü. Cesetlere saplanmış oklar bir pirinç tarlası görüntüsü oluşturmuştu.

 

Güneş ve diğerleri ne diyeceğini bilemez haldeydi. Bu zamana kadar şahit oldukları en zalim savaştı, resmen tek taraflı bir kıyım olmuştu.

 

Üç ok yağmurundan sonra 4,000 oyuncudan sadece 1,000 tanesi hayatta kalmıştı. Üç posta daha ok fırlatıldıktan sonra sadece birkaç kişi ayakta kalabilmişti.

 

Niuren Birliği oyuncuları duvarlara hücum etti, önlerine çıkan her şeyi ezip geçtiler.

 

Niuren Birliğinin kaleyi ele geçirmesi 10 dakikadan sadece birazcık fazla sürmüştü. Karşılaştıkları direnç neredeyse sıfır derecesindeydi.

 

"Bu kaleyle ne yapacağız?" diye sordu Kılıç Parıltısı. Niuren Birliği şu anda Kalor'da merkezlenmiş haldeydi. Kavodin'deki nüfuzları çok azdı. Bu kaleyi uzun süre boyunca ellerinde tutmaları mantıksız olurdu. Fakat, böylece vaz geçip geri dönerlerse Sonsuzluk Loncasının eline kaleyi tekrar vermiş olurlardı.

 

"Madem bu kale bir işimize yaramayacak, o halde yok edelim," dedi Nie Yan. Xie Yao'yu öldürdükleri için Sonsuzluk Loncasının bir kalesindeki oyuncuları öldürmek Nie Yan için yeterli gelmiyordu. Bu meselenin üstü hala kapanmamıştı.

 

Nie Yan'ın emirlerini aldıktan sonra, Niuren Birliğinin oyuncuları önlerine çıkan her şeyi parçalamaya başladı. Her tarafa dökülen barut sonrasında seri şekilde patlama sesleri yükselmeye başlamıştı, çok sayıda bina yerle bir olmuştu. Büyü Hapsi Kalesinin tamamı bir harabeye dönüşmüştü.

 

Niuren Birliği oyuncuları hala coşku içindeydi. Bu zamana kadar sergiledikleri en baskı kurucu performans bu olmuştu. Sadece 109 kayıp vermişlerdi, 5,000'in üzerinde düşman oyuncuyu öldürdükleri gibi bir de kale ele geçirmişlerdi. Bu savaş tarih sayfalarında yer almalıydı.

 

"Patron, hadi Sonsuzluk'un ana kalesini de yerle bir edelim!"

 

"Sonsuzluk'u tarihten silelim!"

 

Nie Yan kazandıkları zafer sonucu rehavete düşmekten çekiniyordu. Bu yaptıklarının Xie Yao'nun ölümü için yeterli olduğunu düşünüyordu. Bu loncanın tamamını silmek yersiz olurdu. Sonsuzluk'un çökmesi zaten Niuren Birliğinin işine yaramazdı. Zaten şu an aldıkları yenilgiyle beraber kaybettikleri prestij fenaydı. Kavodin'in en güçlüsü olma unvanına artık sahip değillerdi. Bu yaşananlar yeterli bir ceza olmuştu.

 

Sonsuzluk'un şu anda iki seçeneği vardı, ya bağışlanmak için yalvaracak ya da Büyücü İttifakı ve İlahi Muhafızlarla müttefik olacaktı. Şimdiye kadar bunca sıkıntı yaşamış olan Sonsuzluk'un üst düzey oyuncuları müttefik olmanın güvenilir bir şey olmadığını anlamıştı. Niuren Birliğine düşman birliklerle ittifak kurmak Niuren Birliğini sinirlendirmekten başka bir işe yaramazdı. Eğer azıcık akılları varsa çarelerinin barış yapmaktan yana olması gerektiğini anlayabilirlerdi.

 

"Gidiyoruz!” dedi Nie Yan. Öncelikle Sonsuzluk'un cevabını almak istiyordu.

 

Niuren Birliği oyuncuları Dönüş Parşömenlerini kullanarak Kavodin'e ışınlandılar.

 

Etraftakiler ise bu esnada tekrar Kavodin'de beliren Niuren Birliği oyuncularını görmüş ve şaşırmışlardı. Bildikleri tek şey Büyü Hapsi Kalesinin bir moloz yığınına dönüştüğüydü.

 

Gök Ateşi Çılgın Ejderha, Gök Ateşi Kanadı ve diğerleri tam da 10,000 kişilik bir kuvvetle yakınlardaki bir kasabaya geldiklerinde Büyü Hapsi Kalesinin yerle bir olduğu haberini aldılar. Oldukları yere sabitlenmiş şekilde sersemleyip kaldılar. Niuren Birliğinin bu kadar hızlı davranacağını aralarından hiçbiri tahmin edememişti. Bunun anlamı 5,000 kişinin koruduğu bir kalenin 20 dakika bile dayanamıyor olduğuydu.

 

Sonsuzluk'un kuvvetleri Büyü Hapsi Kalesinin yakınlarına geldi. Vakti zamanında ışıl ışıl parıldayan kalenin iç tarafı şimdi enkazdan başka bir şey değildi. Duvarlar tamiri imkansız bir derecede hasar almış ve yıkılmıştı.

 

Büyü Hapsi Kalesi artık yoktu.

 

Oyuncuların hiçbiri önlerinde gün gibi duran gerçeği kabullenmek istemiyordu. Yalnızca 20 dakika evvel burada sağlam bir kale vardı.

 

Niuren Birliği bir doğal afet gibiydi, önüne çıkan her şeyi yerle bir etmişti.

 

"Niuren Birliği, acımasızlar..." Gök Ateşi Çılgın Ejderha derin bir nefes aldı. Şu anda aklında sinir ya da intikam yoktu, sadece neler yaşandığını kavramaya çalışıyordu. Eğer Niuren Birliği 20,000 kişilik bir kuvvetle gelip birkaç gün boyunca uğraşıp bu kaleyi ele geçirmiş olsaydı tereddüt etmeden bu durumu kabullenirdi. Fakat Niuren Birliği sadece 3,000 oyuncuyla gelmiş ve 10 dakika gibi kısacık bir süre içinde bunları başarmıştı. Nie Yan düşmanına tepki vermesi için gerekli süreyi bile tanımamıştı. Niuren Birliği burası yerine Keloyi Kalesini veya Ruh Garnizonu Kalesini ele geçirmeye kalksa kim bilir neler yaşanırdı. Gök Ateşi Çılgın Ejderha soğuk soğuk terlemeye başladı.

 

"Niuren Birliği, sizi gidi hergeleler...! İntikamımızı almalıyız!" Gök Ateşi Kanadı'nın öfkesi Büyü Hapsi Kalesinin harap halini görünce tavan yapmıştı.

 

"İntikam mı? Geriye kalan kalelerimizi de mi kaybetmek istiyorsun yoksa? Niuren Birliğinin Keloyi Kalesi yerine neden burayı tercih ettiğini biliyor musun?" diye sordu Gök Ateşi Çılgın Ejderha, konuşurken bakışlarını Gök Ateşi Kanadı'na kilitlemişti.

 

"Ne... Neden...?"

 

"Bu durum, Nirvana Alevinin bizi uyarma şekli. Eğer Keloyi Kalesini kaybedersek birliğimizin Kavodin'de yeri kalmaz. Niuren Birliğinin bunu yapmaya gücü vardı, fakat bilerek daha avantajsız bir kaleyi ele geçirdiler. Eğer şimdi geri çekilmezsek ve bu savaşı sürdürmeyi seçersek sonraki sefer bu kadar şanslı olamayabiliriz. Sence onların karşısında bizim bir şansımız mı var?"

 

"O halde ne yapacağız?"

 

"Başka ne yapabiliriz ki? Onların bizi affetmeleri için yalvaracağız. Nirvana Alevi bizim bunu yapmamızı bekliyor." dedi Gök Ateşi Çılgın Ejderha, konuşurken yüzünde çaresiz bir ifade vardı. İşin gerçekten de bu boyutlara gelmesini istemiyordu fakat başka çaresi kalmamıştı.

 

Çok geçmeden, Büyü Hapsi Kalesinin düştüğü haberi yayıldı. Kavodin'de kaos hakimdi.

 

Kavodin'deki oyuncular Niuren Birliğinin neden hala Sonsuzluk'a saldırmadığını merak ediyorlardı. Korkuyor olabilirler miydi? Fakat, aniden Büyü Hapsi Kalesinin düştüğü haberleri yayıldı, hem de kalenin düşmesi sadece 10 dakika civarı sürmüştü!

 

Bütün olaylar internette paylaşılmıştı. Savaş toplamda sadece 13 dakika sürmüştü. Bir kaleyi bu kadar kısa süre içerisinde yerle bir etmek daha evvel duyulmamış bir  şeydi. İçeri sızma, grup ışınlanması ve transfer kapısı, bu üç şey ustaca planlanmıştı. Bu durum kesinlikle tarih kitaplarında yer alacaktı! Elbette, Niuren Birliğinin 3,000 kişilik kuvvetinin kalitesi şok edici derecedeydi.

 

Forumlar tartışmalarla dolup taşmıştı. İnanç'ta bu tarz savaşların da olduğu artık öğrenilmişti!

 

Nie Yan forumlarda bir gönderi paylaştı. Başlıkta, "Benim Tarafımdan Birini mi Öldürdünüz? O Halde Sizin Kalenizi Yok Ederim!" Alt tarafında ise Sonsuzluk'a bir mesaj vardı. Eğer Xie Yao'yu öldürdükleri için özür dilemezlerse, Niuren Birliği Keloyi Kalesini de yok edecekti.

 

Bu gönderi forumların en tepesinde yer almıştı. Herkes Sonsuzluk'un cevabını merakla bekliyordu.

 

Sonsuzluk sonuna kadar savaşacak mıydı yoksa özür mü dileyecekti?

 

Sonsuzluk eğer savaşmaya devam etme kararı alırsa kesinlikle yenilirdi. Fakat, eğer özür dilerlerse büyük oranda prestij kaybedeceklerdi. Her türlü kayıp yaşayacakları bir durum içerisindeydiler.

 

Bu esnada Büyücü İttifakı ve İlahi Muhafızlar Sonsuzluk'u kendi taraflarına çekme çabalarına başlamıştı, beraber bir savunma stratejisi geliştirme planı yapıyorlardı, bu şekilde Niuren Birliğine direnebilirlerdi. Fakat bu teklifleri reddedilmişti. Sonsuzluk, forumlarda bir gönderi paylaşarak Niuren Birliğinden samimi bir özür diledi.

 

Gök Ateşi Çılgın Ejderha ve diğerleri Nie Yan'ın paylaştığı gönderiden korkmuştu. Eğer savaşa devam ederlerse Niuren Birliğinin tüm gücüyle karşı karşıya kaldıklarında ezilirlerdi.

 

Sonsuzluk'un özür metnini gören Niuren Birliği oyuncularının öfkesi artık dinmişti. Madem karşı taraf bir kaleyi kaybetmiş ve özür dilemişti, mesele kapanmış sayılırdı.






Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 44343 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr