Bölüm 501: Bir Kalenin Düşüşü

avatar
2479 45

Rebirth of the Thief Who Roamed the World - Bölüm 501: Bir Kalenin Düşüşü



 

Nie Yan Büyü Hapsi Kalesinde ücra bir yere geçtiğinde önünde 20 siluet belirdi. Bunlar Esrarlı Büyücülerdi. Buraya ışınlanabilmek için Nie Yan'ı kullanmışlardı.

 

Esrarlı Büyücüler aceleyle Nie Yan'ı karşılamak için hareketlendiler.

 

"Patron, geldik!"

 

"Patron!"

 

Yüzleri heyecandan parıldıyordu. Nie Yan bu operasyonu çok gizli tutuyordu. Sadece İzmarit, Kılıç Parıltısı ve diğerleri gibi çekirdek üyeler biliyordu. Bu Esrarlı Büyücüleri buraya ışınlanırken bile neler olduğundan habersizdi. Artık hafiften durumu anlamaya başlamışlardı.

 

Demek Nie Yan'ın planı buydu!

 

Nie Yan'ın planına göre kendisi, Güneş ve Dünyanın Kralı öncelikle Büyü Hapsi Kalesine sızacak ve sonrasında Grup Işınlanma Parşömenlerini kullanarak Esrarlı Büyücüleri buraya getirecekti. Sonrasında, Esrarlı Büyücüler bir Transfer Kapısı oluşturarak Kavodin'deki oyuncuları buraya getirecekti. Bu şekilde Niuren Birliğinin 3,000 oyuncusu fark edilmeden içeri sızabilecekti.

 

Büyü Hapsi Kalesi içeriden fethedilebilirdi!

 

Bu esnada Kavodin'deki Niuren Birliği oyuncuları hareketlenmeye başlamıştı. Şehrin her tarafındaki NPC dükkanlarına giriş yapıyorlardı. İçeriye girip kaybolduklarında arkalarında iz bırakmıyorlardı.

 

Hanlardaki odalar sayesinde etraftaki meraklı gözlerden kurtulabiliyorlardı. En ucuz han bile 1 altına mâl oluyordu. Oda sahibinin bizzat izni olmadan, dışarıdan kimse giriş yapamıyordu. Bundan dolayı, Sonsuzluk Loncası ne kadar gözetleme yaparsa yapsın Niuren Birliği oyuncularının içeride ne yaptığını bilemiyordu. Dışarıya bilgi sızmadığı sürece bu plan başarılı olacaktı.

 

Sonsuzluk'un görüşüne göre Niuren Birliği oyuncuları sanki yer yarılmış da içine girmişler gibiydi.

 

Niuren Birliği oyuncularının ortadan kaybolması haberi Sonsuzluk Loncasının üst kademesindeki kişilere ulaştı.

 

"Niuren Birliğinin neyin peşinde olduğunu kim anladı?" Gök Ateşi Çılgın Ejderha toplantı salonundaki kişilere sordu.

 

Sorusu cevapsız kalmıştı. Niuren Birliğinin ne planladığını nasıl bilebilirlerdi ki? Şu ana kadar yaptıkları hamleler çok garipti. Şu anda yapabilecekleri tek şey tahmin yürütmek olurdu.

 

Sonsuzluk Loncasının beyin gücünden biri olan Gök Ateşi Havarisi derin düşüncelere daldı. Bir fikir üretebileceğini düşünüyordu fakat zihni bulanıktı.

 

Sonsuzluk Loncası sadece orta dereceli bir birlikti. Bırakın Niuren Birliği oyuncularına rüşvet vererek bilgi alabilmeyi, kendi istihbarat ağlarını oluşturabilmek için yeterli finans durumuna bile sahip değillerdi. Bu yüzden hala bir bilgi elde edememişlerdi.

 

İlk bilgi edinebilen taraf asıl Büyücü İttifakı olmuştu.

 

"Patron, Niuren Birliğinin içindeki köstebeklerimizden haber aldık. 3,000 oyuncuları çoktan Büyü Hapsi Kalesine girmiş bile." bir Esrarlı Büyücü aldığı bilgileri Çılgın Büyüye sundu.

 

"Ne? Bu kadar çabuk mu? Nasıl üstesinden geldiler?” Çılgın Büyü duyduklarına inanamıyordu.

 

Ağır şekilde korunana bir kaleye 3,000 kişiyi fark edilmeden sokabilmenin ne kadar zor olduğunu herkes biliyordu.

 

"İlk başta Nirvana Alevi ve iki Hırsız daha içeri sızarak Grup Işınlanma Parşömenlerini kullanıp Esrarlı Büyücüleri yanlarına almışlar. Sonrasında Esrarlı Büyücüler bir Transfer Kapısı açmış ve diğer oyuncuları da içeri almışlar. Hepsi de içeride şu anda." diye açıkladı Esrarlı Büyücü. Bu durum bizzat muhbirlerin gözüyle gördüğü bir şeydi.

 

Çılgın Büyünün elinde tuttuğu bardak titremeye başladı. Nirvana Alevi gerçekten de çok yaratıcı düşünebilen birisiydi. Bu tarz bir sonucu elde etmek için birçok şartı yerine getirmek gerekiyordu. İlk şart üst düzey bir Hırsızın düşmana fark ettirmeden kaleye sızmasıydı. İkincisi Grup Işınlanma Parşömenleriydi. Bu parşömenler oldukça nadirdi ve elde etmesi zordu. Seviye 50 Uzman zindanlardan düşüyordu ve bu zindanları temizlemek çok zordu. Görünüşe göre bu tarz bir zindanı temizlemek şimdiye kadar sadece Niuren Birliğinin başarısı olabilmişti.

 

Nirvana Alevi bu tarz bir yöntem izleyerek ne kadar acımasız birisi olduğunu kanıtlamıştı. Böylesine sinsi bir saldırı karşısında savunma yapabilmek çok zordu. Görünüşe göre Büyü Hapsi Kalesi düşecekti.

 

"Neden bu bilgiyi şimdiye kadar elde edemediniz?" Çılgın Büyü kaşlarını çattı. Bilgi ağının işleme tarzından memnun kalmamıştı. Eğer bu bilgiye daha evvel erişebilselerdi Sonsuzluk Loncasına erken haber verebilir ve onların kendisine bir iyilik borcu olmasını sağlayabilirdi.

 

"Nirvana Alevi hazırlıklarını sağlam yapmış. Operasyonu başlatmadan önce sadece bir düzine kadar oyuncu biliyormuş. Oyuncuların çoğu hareketlenme başladıktan sonra ne yapacaklarına dair bilgi alabilmişler. Bilgiyi alır almaz raporu sunduk," Esrarlı Büyücü gergin şekilde durumu açıkladı. Eğer Çılgın Büyü şu anda kötü bir ruh halindeyse işi bitmişti.

 

"Unut gitsin." Çılgın Büyü elini sallayarak konuştu. Nirvana Alevi muhtemelen bu tarz bilgilerin dışarı sızmaması için zaten önlem alıyordu.

 

"Sonsuzluk Loncasını uyarsak mı?" diye sordu Esrarlı Büyücü.

 

"Sonsuzluk'u uyarmak mı? Bu ne işe yarar ki? Nirvana Alevi çoktan içeriye 3,000 oyuncu sokmuş bile. Transfer noktasının alan etkili büyülerle bombardımana tutulması durumunda kim içeri girmeye cesaret edebilir ki? Madem Nirvana Alevi bunu ince şekilde planlamış, muhtemelen 3,000 oyuncunun içinde casuslarımızın olduğunu da biliyordur. Sonsuzluk'un hamle yapabilmesi için yeterli zamanı onlara tanımaz. Sonsuzluk'u uyardığımızda zaten Büyü Hapsi Kalesi çoktan düşmüş olur. Üstelik Sonsuzluk'un destek kuvvet göndermesi en azından 20 dakika alır. Büyü Hapsi Kalesini savunan zayıf oyuncular zaten Niuren Birliğinin elit oyuncuları karşısında dayanamaz. Bu iş resmen bir tilkinin bahçeye sızması gibi!" Çılgın Büyü bağırarak konuşuyordu. Bu işin nasıl sonlanacağını hafiften kestirebiliyordu. Büyü Hapsi Kalesinin Niuren Birliğine bir faydası yoktu. Bu kaleyi tekrar Sonsuzluk'a vermektense onu yok ederlerdi.

 

...

 

Sonsuzluk Loncası tarafında, üst düzey üyeler bir toplantı salonunda toplanmıştı, düşmanın bir sonraki hareketinin ne olacağını çözmeye çalışırken ter döküyorlardı. Niuren Birliğinin tarzı düşünüldüğünde, yapacakları ilk saldırı acımasız ve kararlı olacaktı.

 

Fakat Niuren Birliği hala bir hareketlilik göstermemişti.

 

"Sizce çoktan kalelerimizin birine gelmişler midir?" diye sordu Gök Ateşi Kanadı. Şu anda sadece tahmin yürütebiliyorlardı.

 

Gök Ateşi Kanadının sözleri ortamdaki herkesin kalbini sarstı.

 

"Bu çok kötü! Acele edin ve kontrol edin bakalım kalelerimize başka bir oyuncu daha giriş yapmış mı!" Gök Ateşi Havarisi oturduğu koltuktan fırlayarak konuştu.

 

"Sen şey mi diyorsun yoksa..." dedi Gök Ateşi Çılgın Ejderha. Bu esnada astlarından bir haber aldı ve suratının rengi soldu.

 

Niuren Birliği oyuncuları Büyü Hapsi Kalesinde görülmüştü!

 

Niuren Birliği oyuncularının Kavodin'de bir anda nasıl ortadan kayboldukları hatırlandığında, bir aptal bile şu anda yaşananların arkasından daha kötüsünün geleceğini tahmin edebilirdi!

 

Niuren Birliğinden 3,000 oyuncu çoktan Büyü Hapsi Kalesine girmişti!

 

Bu esnada Niuren Birliğinin savaş borusu çoktan ötmeye başlamıştı ile. 3,000 oyuncu Büyü Hapsi Kalesinin içindeki her türlü stratejik noktaya yayılmış durumdaydı. Hırsızlar okçu kulelerine yerleşmişti ve yakınlarından geçen düşman oyunculara tuzak kuruyorlardı. Kaleye şu anda tamamen kaos hakimdi. Sonsuzluk oyuncularının hiçbirinin buna direnecek gücü yoktu. Niuren Birliğinin kalan oyuncuları da geride kalmıyordu, Hırsızları takip ederek okçu kulelerine akın ediyorlardı. Yoğun ateş altında kalan Sonsuzluk oyuncuları tam bir baskı altında kalmıştı.

 

Kısa zamanda, Büyü Hapsi Kalesi bir kan banyosu yapmıştı.

 

Tang Yao emrindeki 20 Büyücüyle beraber transfer noktasının kontrolünü ele geçirdi.

 

Bu transfer noktası basit bir yapıdaydı. 3x3 metrelik bir alana sahipti. Bir ışık huzmesi eşliğinde, Sonsuzluktan gelen ilk oyuncu grubu transfer noktasında belirdi. Grup yaklaşık 30 kişiden oluşuyordu.

 

Transfer noktasından çıktıkları an itibariyle kendilerine sinsi şekilde gülümseyen 20 adet Niuren Birliği Büyücüsüyle karşılaştılar.

 

"Uzun zamandır sizi bekliyorduk!" dedi Tang Yao gülerek.

 

Sonsuzluk oyuncuları tam da hareketlenmeye başladıklarında atmosferde garip bir akım hissettiler. Gökten alevler yağıyordu, oyuncuları kavurucu bir azgın alev denizi sarmıştı. Acı çığlıklar eşliğinde kendileri de birer ışık huzmesine çevrildiler.

 

20 Büyücünün aynı anda transfer noktasına alan etkili büyülerle saldırmasının sonucunda Sonsuzluk oyuncuları çaresiz kalmıştı. Işınlandıkları an itibariyle ölüm fermanları imzalanmıştı. 200 oyuncu öldükten sonra artık gelenlerin arkası kesilmişti. Kaç kişiyle gelirlerse gelsinler fark etmediğini, sadece Tang Yao ve arkadaşlarının ekmeğine yağ sürdüklerini anlamışlardı.

 

Transfer noktasının da kapanmış olmasıyla beraber, artık Büyü Hapsi Kalesi izole hale gelmişti.

 

Niuren Birliği aslında 3/5 oranında Sonsuzluk oyuncularının sayısından daha az oyuncuya sahipti. Fakat Sonsuzluk oyuncularından katlarca daha güçlü olmalarından dolayı düşman şu anda Niuren Birliğinden bir farenin kediden kaçtığı gibi kaçıyordu. Niuren Birliği bütün kaleyi baştan sonra taramıştı.

 

Nie Yan, Güneş ve Dünyanın Kralı liderliğinde, okçu kulelerinin birinden çıkıp diğerine giriyorlardı, yollarına çıkan bütün düşmanları yerle bir ediyorlardı.

 

Nie Yan Zenard'ın Kılıcının kara alevlerine kaç kişinin kurban gittiğini sayamamıştı bile. Bildiği tek şey bu kılıcın gücüne kimsenin karşı koyamadığıydı. Bu kılıçtan kimse canlı kurtulamazdı. Kumaş ve deriden yapılmış zırhları tercih eden düşmanlar anında, tek vuruşla canlarından oluyordu. Bazı plaka zırhlı Savaşçılar ilk darbeden sağ çıkabiliyorlardı, fakat yine de Nie Yan'dan kaçış yoktu. Gözlerini diktiği her düşmanı öldürüyordu.

 

Büyü Hapsi Kalesi şu anda bir mezbahane gibiydi. Niuren Birliği oyuncuları okçu kulelerini ele geçirdikten sonra içerideki arbaletleri de Sonsuzluk oyuncularını hedef alacak şekilde ayarlıyorlardı.






Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 44344 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr