Koridordan geçtikten sonra, Nie Yan bir döner merdivenden geçerek Altın Şehir kalesinin üst katlarına geçti.

Üç kat çıktıktan sonra Seviye 90 Demirciler tarafından korunan bir koridora geldi. Neyse ki, devriyelerini ekip şeklinde değil tek başlarına yapıyorlardı.

Nie Yan bir tanesinin kendine yaklaştığını görünce dikkatli şekilde yaratığın arkasından dolaşarak saldırıya geçti ve Boğucu Vuruş ile hamlesini yaptı, ardından Hain Bıçak ve Bağırsak Dökücü ile devam etti. Demirci tam da sersemletilmiş halden çıkacaktı ki Nie Yan saldırısına Şok Darbesi ve Gırtlak Kesiği ile devam etti. Ardından hemen geri çekilerek kanama hasarının rakibini bitirmesini bekledi.

Nie Yan her vuruşunda birkaç yüz hasar veriyordu, en yüksek hasarı 600 değerindeydi. Fakat üst üste binen kanama hasarı sayesinde Demircinin ölümü kesin hale gelmişti.

Nie Yan 600 metre uzunluğundaki koridorda ilerlerken yaklaşık 30 civarı Demirci öldürdü ve sonunda karanlık yapıdaki başka bir koridora daha girdi. Etrafta kötücül yaratıkları, canavarları ve şeytanları tasvir eden altın heykeller vardı. Altlarında ise uzun boylu ve hantal görünümlü siluetlerin devriye gezdiği görülüyordu.

Koridorun sonunda ise döner bir merdivenin altında konuşlanmış, altından yapılmış altı kola sahip bir dev heykeli vardı. Beş metre uzunluğundaki buy heykel kutsal bir figüre benziyordu. Her elinde farklı bir ütr silah vardı, çekiç, orak, kürek, asa, büyük bir balta ve topuz.

Nie Yan'ın kalbi sıkıştı. Bu Maden Kölesi Igrin'di!

Normalde Maden Kölesi Igrin sadece bir heykeldi. Fakat yanına bir oyuncu yaklaştığında uyanarak güçlü bir Seviye 90 Lord oluyordu.

Maden Kölesi Igrin'i alt etmek için Seviye 200'ün üzerinde 80 adet oyuncu gerekiyordu. Üstelik yüksek sağlık, savunma ve dirence sahip bir Dövüşçü gerekliliği de şarttı.

Nie Yan etrafı kolaçan etti. Yaklaşık 30 adet Demirci etrafta geziniyordu. Bu Demirciler öncekilere oranla çok daha iri yapılıydı, görünümleri ise daha kötücüldü.

Nie Yan Üstün Sezi ile Demircilerden birini inceledi.

Şeytan Demircilerle uğraşmak oldukça zor olacaktı. Nie Yan bu yaratıklara fark ettirmeden gizlice geçip geçemeyeceğini merak ediyordu. Bu Elitlerin dikkatini üzerine çekmezse harika olurdu.

Nie Yan heykellerin arkasına saklanarak onları koruma olarak kullanıp ilerlemeye başladı.

Arka taraftaki koridorda ise 6 adet Hırsız hala Nie Yan'ın izlerini takip ediyordu. Hırsız grubu ilerlerken ara sıra yere serilmiş Demirci cesetleriyle karşılaşıyordu. Gördükleri ceset sayısı arttıkça kalplerindeki endişe de artıyordu.

"Gökten Düşen, bu cesetlerin hepsi Nirvana Alevinin eseri mi? Bu çok korkutucu! Bizim tek yaptığımız şey onun izini takip etmekken o ise mobları keserek ilerliyor. Henüz onun gölgesini bile yakalayamadık!" Hepsi de aynı sınıf olan Hırsız sınıfı oyunculardı. Buna rağmen Nirvana Alevinin oyunu onlara imkansız görünüyordu.

"Acele edelim ve ona yetişelim. Belli ki Nirvana Alevi ile kıyaslanamayacak oyuncularız. Birazdan Çarpıcı destek kuvvetlerle beraber gelir. Birlik liderimiz bu olayı Nirvana Alevi'ni tuzağa düşürmek için bir fırsata çevirmemizi istiyor. Belki de şansımız yaver gider ve onu öldürürüz. Unutmayın, kimliğinizi açık etmeyin. Eğer fark edilirseniz Büyücü İttifakından olduğunuzu söyleyin. Bunlar birlik liderimizden gelen direkt emirler," dedi Gökten Düşen. Bu grup geçici olarak birliklerinden çıkış yapmışlar ve kendilerini siyah renkli cübbelerle gizlemişlerdi, elbette bu hamlelerinin amacı açığa çıkmaktan kaçınmalarıydı.

Nie Yan'ı hedef almış olan kişilerin sayısı oldukça fazlaydı. Onu öldürdüklerinde elde edecekleri ekipmanların değeri bir yana dursun, sırf Büyücü İttifakı İlahi Muhafızlar ve Melek Müfrezesinden alınacak olan ödül bile 30,000 altın ediyordu. Bu tarz bir ödül çoğu kişinin kalbinin titremesine sebep oluyordu. Çok sayıda oyuncu Nie Yan'a suikast düzenleme isteğindeydi. Fakat halk arasına çok nadir çıktığından dolayı hiç kimse bu fırsatı kolay kolay yakalayamıyordu. Bu sefer koşullar farklıydı. Herkes Nie Yan'ın Altın Şehir'e tek başına girdiğini görmüştü. Elbette bazı cesur kişiler şanslarını denemek isteyeceklerdi.

Bu grubun kimliklerini gizleyerek hareket etmelerinin sebebi Niuren Birliğinin şu anda kendi birliklerini çok kolay şekilde ezebileceğinden dolayıydı.

İlk başta böyle bir hamle yapmak istemelerinin sebebi açgözlülüktü. Nie Yan'ın izini bir süre takip ettikten sonra sinirleri gerildiğinden ve korktuklarından dolayı destek kuvvet istemek zorunda kalmışlardı.

Gökten Düşen'in bilmediği şey ise kendilerinden sonra Altın Şehir'e daha fazla oyuncunun girdiğiydi, hepsi de Hırsız sınıfı oyunculardı. Büyücü İttifakı ve İlahi Muhafızlar da gelmişti.

Bütün bu Hırsızların tek bir hedefi vardı, Nie Yan!

Hiçbiri de Nie Yan'ın neden Altın Şehir'e girdiğini bilmiyordu. Saldırmak için mükemmel zamanı bekliyorlardı, moblarla savaşırken Nie Yan'ın dikkatinin dağıldığı bir zamanı ya da bir tür tehlike içinde olduğu zamanı bekliyorlardı.

Nie Yan hala koridorda gizlice ilerliyordu. İleri baktığında çok sayıda gölgenin hareket halinde olduğunu gördü. Görünüşe göre burada da birkaç Şeytan Demirci vardı. Bunları geçmek biraz zorlayıcı olabilirdi. Menzilli saldırı yapabildiklerinden dolayı duvarlara yapışarak gitmek ya da tavanda ilerlemek de yetersiz olacaktı.

"Canı cehenneme be!" Nie Yan dişlerini gıcırdattı. Sakin bir köşeye çekilerek Küçük Altın'ı ve Seviye 10 Şövalye Lemonte'yi çağırdı. Dullahan Arbaletini çıkararak zeminde boş bir noktaya ateş etti ve bir Şeytan Demirci'yi bu noktaya çekti.

"Bir tanesiyle uğraşmak kolay olacaktır..." Nie Yan Şeytan Demirci'nin arkasını dolaşarak kafasının arka tarafına Boğucu Vuruşla saldırdı.

「Bum!」 Küçük Altın da bu esnada Şeytan Demirciye Ejderha Nefesi ile saldırmıştı. Şövalye Lemonte Sarsılmaz İradeyi aktif ederek ileri atıldı.

Nie Yan, Küçük Altın ve Şövalye Lemonte'nin eş zamanlı saldırısının etkisiyle Şeytan Demircinin can değeri hızlıca düşmüştü. Sersemletilme süresi bittiğinde gürültülü bir ses çıkararak yoldaşlarını çağırdı.

Şok Darbesi!

Nie Yan rakibinin alnına tekrar saldırarak onu tekrar sersemletti.

Hortlak Ayini!

Şeytan Demirciler karanlık yaratıklardı, bundan dolayı becerisini kullanarak onları kontrol altına alabilmeliydi.

Hortlak Ayini başarısız oldu!

Hortlak Ayini başarısız oldu!

…

Şeytan Demirci sersemletme süresi bittiğinde elindeki çekici savurarak Küçük Altın'a vurdu ve onu birkaç adım geri püskürttü.

−3,273

Neyse ki Küçük Altın'ın canı ve savunma gücü oldukça fazlaydı. Sıradan bir hayvan bu saldırı karşısında dayanamazdı.

Nie Yan tekrar Hortlak Ayini kullandı.

Hortlak Ayini başarısız oldu!

Şeytan Demirci tekrar yoldaşlarını çağırmaya çalıştı. Nie Yan zaten şu anda bir Şeytan Demirciyle bile uğraşırken zorlanıyordu. İki tanesi daha karşısına dikilirse ne yapacağını bilemiyordu.

Nie Yan acele şekilde bir ayağını kaldırarak Şeytan Demircinin karnına güçlü bir tekme savurdu, yoldaşlarını çağırmak için açtığı ağzı acı ile kapanmıştı.

Küçük Altın ise bu esnada rakibe birkaç defa daha Ejderha Nefesi ile saldırmıştı, Şeytan Demircinin kafasının üzerinde hasar değerleri yükseliyordu.

Şövalye Lemonte Arındırma kullanarak Şeytan Demirciyi hedef aldı ve kutsal ışığı parlattı.

Şeytan Demirci bu esnada elindeki çekiçle sürekli olarak Küçük Altın'a saldırıyordu. Bu esnada, Nie Yan Şövalye Lemonte'yi arka tarafa çekerek iyileştirme görevi vermişti, bu şekilde Küçük Altın'ın canını doldurmayı planlıyordu. Şeytan Demirci ne zaman yoldaşlarını çağırmak için hamle yapsa Nie Yan bir tekme daha savurarak bağırışını kesiyordu. Zaten Tekme becerisi oldukça kısa bir bekleme süresine sahipti.

Bir süre sonra Şeytan Demircinin cansız bedeni yere serildi.

Küçük Altın'ın sadece %20 canının kaldığını gören Nie Yan rahat bir nefes aldı.

Bu esnada Zenard'ın Kılıcı parlak bir ışık yaymaya başlamıştı. Sanki bir şey serbest kalmış gibi, güçlü bir enerji yaymaya başlamıştı. Nie Yan'ın kalbi sıkıştı. Aceleyle Zenard'ın Kılıcı'nın statülerini kontrol etti.

Statüleri oldukça büyük oranda ilerlemişti. Artık Seviye 90 Kara Altın Kademe bir silahla bile kıyaslanabilecek durumdaydı. Kabus Lanetinin statü cezası %50'den %30'a düşmüştü, Cehennem İnfazı ve Fesih de gelişmişti.

Uzun süre sonra sonunda Zenard'ın Kılıcındaki mühürlerden biri kalkmıştı. Nie Yan bu kılıcın en son halini çok merak ediyordu.

Zenard'ın Kılıcından yayılan siyah alevler daha da vahşi bir görünüm almıştı. Titreşen alevler gerçekten de göz kamaştırıcıydı.

Nie Yan Şeytan Demircinin düşürdüğü ganimetleri topladı. Sonrasında iyileşmek için sakin bir köşeye çekildi. Şövalye Lemonte iyileştirme büyülerini yaparken kendisi de Küçük Altın'a Bandaj uyguluyordu. Çok geçmeden, Küçük Altın eski canına kavuşmuştu.