Nie Yan Süngü için yakınlarda bir villa ayarlamıştı. Bu şekilde, eğer bir tehlike durumu gerçekleşirse bir telefonla onu yanına çağırabilirdi.

Süngü gibi bir uzman kişi, Nie Yan'ın ailesi için oldukça büyük bir avantaj sağlamıştı.

İkili sohbet ederken, Nie Yan Süngü'nün altı adet kardeşinin olduğunu ve işten işe giderken sürekli savaş alanlarında dolaştıklarını öğrendi. Her ne kadar hepsi de savaş esnasında yara almış kişiler olsalar da, arlarından iki tanesi kaptıkları enfeksiyonlar sebebiyle ağır ilaç tedavisi altınaydı. Tamamen iyileşmeleri için gerekli olan toplam para 500,000,000 Krediydi. Dahası, bu tedavi için gerekli olan ameliyatı yapması gereken kişi alanında uzmanlaşmış bir askeri doktor olmalıydı. Süngü paralı askerlik yaparken kazandığı bütün parayı bu tedavi için harcamak zorunda kalıyordu. Şimdi ise, tam tedavi için bir umut doğmuştu. Süngü artık daha iyi para kazanıyordu, yapması gereken tek şey tedavi sürecinin başarılı geçmesi için dua etmekti.

Nie Yan ise Süngü'nün kardeşlerinin iyileşmesi için ona yardım edip etmemesi gerektiğini düşünüyordu. Süngü'nün sahip olduğu karakter yapısı düşünülürse, böylesine bir iyiliği kesinlikle unutmayacaktı.

Süngü, güven ve dostluk gibi kavramlara çok büyük oranda önem veren birisiydi!

Böyle bir karakter yapısı elbette Nie Yan'ın da takdirini alan bir şeydi.

Nie Yan şirketteki işlerini bitirdikten sonra evinin yolunu tuttu. Odasına girdiğinde Xie Yao'nun bir şeylerle meşgul olduğunu gördü.

"Babama söyledim ve bana bir oyun kapsülü sipariş etti. Ne düşünüyorsun, nasıl görünüyor?" Xie Yao odadaki yepyeni oyun kapsülünü gösteriyordu.

Nie Yan zaten bu esnada odadaki ikinci oyun kapsülünü fark etmişti. Kendisininkiyle aynı modeldi, sadece renkleri farklıydı. Biri gümüş beyazı iken diğeri ise açık mavi renkliydi. İki kapsül birbirine paralel şekilde, duvara bitişik olarak ayarlanmıştı.

Birbirine yakında duran oyun kapsülleri aralarında bağlantı kurabiliyordu. Eğer yan kapsüldeki kişiye bir şey olursa, diğer kapsüldeki kişi direkt olarak iletişime geçebiliyordu.

"Güzel. İki oyun kapsülü olması çok daha uygun olmuş." Nie Yan güldü. Bu şekilde ikili her daim oyun içinde diğerinin ne yaptığından haberdar olacaktı.

Xie Yao güldü. "Şimdi ne zaman istersek birbirimizle konuşabiliriz."

Oyun kapsüllerinin birbirine bitişik şekilde yerleştirilmesi ile, oyun içerisinde iletişimi engelleyen bir bölgede bulunsalar bile birbirleri ile bağlantılarını koparmayacaklardı.

"Yaptığın görev nasıl gidiyor?" Nie Yan suçluluk hisseden bir tonda sordu. Son zamanlarda kendi işleriyle o kadar meşgul olmuştu ki bunu sormayı unutmuştu.

"Karsi'nin Kutsamasının üçüncü kısmı çok zor. Tekrar denemek için daha yüksek seviyeye ulaşmayı beklemem gerekli. Sözleşmeli üyelerle paylaştığın listeyi hatırlıyor musun, hani Alt Efsanevi ve Efsanevi Kademe ekipmanların olduğu listeyi? Biz o işlerle uğraşırken Azize Kristina Seti için bir görev daha açtık. Çoktan bu göreve başladım bile. Yarın bir başka şehre yolculuk etmem lazım," dedi Xie Yao. Xie Yao'nun aklında kendisini rahatsız eden soru ise Nie Yan'ın bu listeye nasıl eriştiğiydi. 300'den fazla görevin başlangıç yerini içeren bu liste internette bulunamıyordu. Eğer Niuren Birliğinin oyuncuları bu Alt Efsanevi ve Efsanevi Kademe ekipmanlara erişebilirse gerçekten de durdurulamaz güçler haline geleceklerdi, diğer birliklere ise sadece korku ve endişe kalacaktı. Böylesine ekipmanlar, bu birliğin zirveye uçmasını sağlayacaktı!

Nie Yan bu şeyleri hatırlayabilmek adına önceki hayatına dair hatıralarını düşünürken az kafa yormamıştı. Bazı hatıraları yavaştan yüzeye çıkmaya başlamış olsa bile bazıları hala donuktu. Bundan dolayı kesin bilgiler veremiyordu, bunun yerine genel lokasyonlar ve genel bilgiler paylaşarak, Niuren Birliğinin bölge konusunda noktasal yer tespitini yapabilmesini sağlıyordu.

Önceki hayatında, oyuncuların hakkında konuşmayı en çok sevdiği şeylerden birisi de şüphesiz ki ekipmanlardı, kimin daha iyi ekipmanlara sahip olduğu, bir oyuncunun ekipmanlarının değeri, hikayesi, nereden geldiği ve daha birçok konu... Nie Yan o zamanlar birçok iş peşinde koşmuştu. Farklı takımlar eşliğinde, birçok zindan görevi yapmıştı. Bundan dolayı birçok hikaye duymuştu. Ayrıca sürekli olarak forumlarda oyuncuların paylaştığı ekipmanları da takip etmişti. Alt Efsanevi ve hatta Efsanevi Kademe ekipmanların çoğu kullanıcısına bağlı olan ekipmanlar olduğu için oyuncuların bunları düşürme gibi bir korkusu yoktu ve doğal olarak bunu paylaşmak onlar için bir sorun olmuyordu. Bu parçaların her birinin statüleri çılgın gibiydi.

Nie Yan'ın o zamanlar yaptığı tek şey bu oyuncuların ekipmanlarını izlemek ve kıskanmaktı. Fakat bu hayatta işler artık farklıydı. Artık bu ekipmanları kendisi toplayabiliyordu!

Nie Yan elbette bu listedeki her ekipmanı ilk önce kendi üyeleri bulacak diye bir hayale kapılmıyordu. Fakat bu ekipmanların sadece onda birini bile ilk önce kendi üyeleri bulsa bile, Niuren Birliği uzaya fırlatılmış bir roket gibi yükselirdi.

Azize Kristina Seti önceki hayatından hatırladığı tanrısal bir ekipmandı. Sona kalan iki patron yaratığı yenmek için binlerce yüksek seviyeli oyuncu gerekiyordu. Elde edilmesi oldukça zorlu bir ekipman setiydi. Önceki zaman diliminde, Gece Güz Yeşimi isimli ünlü bir Kutsal Sihirbaz üç parçayı da toplamayı başarabilmişti. Fakat görevin ileri aşamaları bu kadının ilerlemesi için çok zorlayıcıydı. Fakat görevi ilerletmemesine rağmen bile zirveye oturabilmişti. Sonuçta üç parçalık Efsanevi Kademe ekipman kesinlikle küçümsenemeyecek bir şeydi. Eğer seti tamamlasaydı ne kadar büyük bir yıkıcı güce sahip olacağını hayal bile etmek imkansızdı. Bu kadın görevin detaylarını forumlarda paylaşmıştı. Bu tanrısal ekipmanın tamamını elde edememiş olmak bu kadının hayatı boyunca yaşayacağı bir  pişmanlıktı.

Nie Yan Xie Yao'nun bu görevin peşinden gideceğini tahmin edememişti. Muhtemelen bu görevin son aşamaları için Niuren Birliğinin üyelerine emir verecek ve Xie Yao'ya yardım etmelerini söyleyecekti. Zaten görevin ilk başlarında kendi başına ilerleyebiliyordu, dışarıdan yardım almasına gerek yoktu.

"İyi şanslar. Umarım Azize Kristina Setini tamamlarsın," dedi Nie Yan. Bu görevi tamamlamanın Xie Yao için oldukça zor olacağını hissediyordu.

"Hmm. Nie Yan, sen de sıkı çalışmalısın! Omzunda biraz fazla yük olduğunun farkındayım, Niuren Birliğindeki herkesin sana güvendiğinin farkındayım. Oyun içinde benim için fazla endişelenmemelisin. Ben kendi başımın çaresine bakabilirim. Keşke senin omuzlarındaki yükü paylaşabilsem, ama biliyorum ki benim yapabileceğim pek fazla şey yok," Xie Yao konuşurken sanki özür diler gibi bir ifade takınmıştı.

Xie Yao, Nie Yan'ın kendi gücünü artırmak için her gün farklı tip ekipman ve eşya aramak zorunda olduğunu biliyordu. Üstelik yaptığı çoğu işte kendi şahsi kârını değil, birliğinin elde edebileceği maksimum kârı düşünerek hareket ediyordu. Bu işlerin hiçbiri de kolay değildi elbette. Niuren Birliği her ne kadar geniş bir elit oyuncu grubuna sahip olsa da hala tam olarak olgunlaşamamış bir birlik sayılırdı. Büyücü İttifakı, İlahi Muhafızlar ve Melek Müfrezesi gibi birlikler çok fazla zorlukla karşılaşmadan gelişim göstermişlerdi. Hepsi de zaten beş yıldan daha fazladır var olan güçlerdi, bazıları on yıldan bile daha fazladır mevcuttu. Elbette bu güçler sanal gerçeklik dünyasına giriş yaptığında, sahip oldukları güç sayesinde büyük oranda gelişim gösterebilmişlerdi. İnanç çıktığında, bunların hepsi toplu şekilde hareket etmişlerdi. Bu sektöre girdiklerinde kendilerini ortaya çıkarmışlar ve çok sayıda oyuncuyu kendi taraflarına çekmişlerdi. Niuren Birliği ise İnanç'ın çıkışından birkaç hafta sonra ortaya çıkmıştı. Birliğin temelleri sağlam değildi ve savaştan savaşa koşmak zorunda kalmışlardı. Eğer Nie Yan sakin kalıp her zaman doğru kararları vermemiş olsaydı bu birlik çoktan çöküşe geçmişti. Ancak Kalor'un birleştirilmesinden sonra Niuren Birliği artık temelini sağlamlaştırabilmişti, ancak o vakitten sonra birliğin elit oyuncuları sabit bir gelişim hızına erişebilmişlerdi.

Nie Yan'ın tek başına Niuren Birliğini ayakta tutmuş olduğunu söylemek abartı olmazdı. Elbette Guo Huai ve diğer yönetici pozisyonundaki üyelerin ortaya koyduğu çaba da kayda değerdi. Fakat gerek Kiln Fırın Ormanlar gerek Cripps Kalesi kuşatması olayları olsun, Niuren Birliği eğer Nie Yan olmasaydı şu anda ayakta olamazdı. Nie Yan'ın birliğe yaptığı katkıların hesabı yapılamazdı.

"Çok da kötü değil aslında. Oyuna her giriş yaptığımda birkaç yaratık kesiyorum, birkaç ekipman topluyorum, bazen savaşlara giriyorum ve haftada bir defa Yeraltına yolculuk ediyorum." Nie Yan güldü. Her ne kadar bu söyledikleri doğru olsa da, aslında tüm istediklerini yapabilmek için gerçekten de yeterli vakti bulamıyordu, fakat gerçekten de Xie Yao'nun düşündüğü adar zor bir durumda değildi.

Xie Yao şüpheli bir bakış attı. Niuren Birliğinin her üyesi Nie Yan'ın birliğe yaptığı katkılara her gün şahit oluyordu. Nie Yan'ın kendisi çok meşgul olmadığını söylese bile inandırıcı olmuyordu.

Xie Yao'nun yüz ifadesini gören Nie Yan içinde bulunduğu durumu açıklamanın bir yolu olmadığının farkındaydı. Saate bir bakış attıktan sonra konuştu, "Oyuna giriş zamanı geldi."

"Hmm." Xie Yao kafasını salladı.

İkili oyun kapsüllerine girdi. Nie Yan oyuna girdiğinde bir bildirim aldı.

Yao Yao İnanç oynuyordu.

Nie Yan doğal olarak Xie Yao'nun oyuna giriş yaptığını görmüştü.

Nie Yan hafifçe gülümsedi. Xie Yao'nun yanı başında olduğunu bilmek, Nie Yan'ın kalbini sıcak bir hisle doldurdu.

Nie Yan Şahinci Atını çağırdı, sonrasında Hilton Kalesine doğru yola çıktı.

Yaklaşık 20 dakika sonra Guo Huai'den bir mesaj aldı ve Dünyanın Kralının Niuren Birliğine katılmak için başvuru yaptığını öğrendi. Bugünden sonra Niuren Birliği bir başka güçlü uzmana daha sahip olmuştu.

Nie Yan Dünyanın Kralını aradı.

「Vaktin olduğunda diğerleri ile zindan temizlemeye git. Seni bir takımla tanıştıracağım,」 Dünyanın Kralı birliğe henüz yeni katılmıştı, bundan dolayı birliğin oyuncularıyla tanışıklığı yoktu. Zamanla herkesi tanımak için uğraşacaktı.

「Benim başkalarıyla zindan temizlemek gibi bir niyetim yok,」dedi Dünyanın Kralı.

Nie Yan önceki hayatından da hatırlıyordu, Dünyanın Kralı tek başına hareket etmeyi seven birisiydi. Her ne kadar yanındaki kardeşleri de yetenekli olsa da, yine de onun yetenekleri ile kıyaslanamazlardı.

「Anlıyorum, dediğin gibi olsun. Peki beraber görev yapmaya ne dersin?」 Bu tarz insanlarla iletişim kurabilmenin en iyi yolu bir an evvel birliğe ait oldukları hissini içlerinde uyandırmaktı.

「Kardeşlerimin hepsi de senin ayarladığın villaya taşındılar... Teşekkür ederim,」Dünyanın Kralı bir süre sessiz kaldıktan sonra konuşmuştu.

Sesi biraz sert çıkıyor gibiydi. Daha evvel kimseye teşekkür etmemiş olmasıydı bunun sebebi. Teşekkür ettiği ilk kişi Nie Yan'dı.

「Bana teşekkür etmene gerek yok. Zaten sözleşmede anlaştığımız neyse onu yaptım, öyle değil mi?」

「Yaptığımız anlaşma gereği, kimliğim o esnada Dünyanın Kralı ya da Süngü olsun fark etmez, bugünden sonra senin gölgen olacağım ve gittiğin her yerde ben de olacağım. Eğer benden bir şey yapmamı istiyorsan, tereddüt etmeden iste, senin emrindeyim. Bir paralı asker olarak bu benim görevim,」 Sözleri açıktı. Nie Yan'ın cebinde para oldukça, onu takip etmeye devam edecekti.

"Gölge... Bir gölge..." Nie Yan mırıldandı. Şu anda kendisinin en çok ihtiyaç duyduğu şey tam olarak bir gölgeydi! Zamanı kısıtlı olduğundan dolayı yapmak isteyip de yapamadığı birçok şey vardı. Bir gölgeye sahip olmak bu şeyleri Nie Yan'ın yerine yapabilirdi, artık kirli işleri kendisinin yapmasına gerek kalmayacaktı!