Bölüm 411: İmparatoriçe Finas'ın Gözü

avatar
3179 68

Rebirth of the Thief Who Roamed the World - Bölüm 411: İmparatoriçe Finas'ın Gözü


Nie Yan Kana Susamış Kılıçların elinde sadece birkaç tane Zırhlı Mancınık olduğunu düşünüyordu. Bu makinelerin üretimi oldukça pahalıydı, hem yüksek oranda güç hem de yüksek oranda maliyet gerektiriyordu. Her ne kadar bu makinelerden çok sayıda bulunduğu zaman Karataş Kalesinin duvarını yok edebilecek olsalar da, yine de ellerinde bu makineden bir tane bile bulunması yine de tehdit oluşturuyordu.

 

Zırhlı Mancınıklar sadece yüksek sayıda oldukları zaman gerçek bir ölümcül tehdit oluşturuyordu. Tek bir bombardıman bile çok sayıda oyuncuyu öldürebilirdi. Seviye 100 üzeri ve ful set ekipmana sahip oyuncular hariç, oyuncuların tamamı patlayıcı mermilerin yanıcı etkisiyle ölürdü.

 

Belki de Goblin Büyü Topları bu mancınıklar henüz Karataş Kalesine yaklaşamadan onları yok edebilirdi. Fakat elbette bu sadece Niuren Birliğinin bu topları zamanında yetiştirebilmesiyle mümkündü.

 

Bu sadece kuşatmanın başlangıcıydı. Tarafların her ikisi de ellerindeki en güçlü silahlarla gelmişti.

 

Niuren Birliği sadece kuşatma silahları yapmakla almamış, aynı zamanda kuşatmalar esnasında savunma gücünü artıran işler de yapmıştı. Kana Susamış Kılıçlar, Büyücü İttifakı, İlahi Muhafızlar ve Melek Müfrezesi kışkırtılınca, geleceklerinde savaştan başka bir seçenek kalmıyordu.

 

Savaş hızla yaklaşıyordu. Nie Yan şu anda mali meselelerin Niuren Birliği için ne kadar büyük bir önem arz ettiğinin farkındaydı.

 

Önümüzdeki iki gün dayanmaya çalışın,dedi Nie Yan. Nie Yan yeryüzüne geri döndüğünde Niuren Birliğinin elinde en azından, fazladan 1,000,000 altın olacaktı.

 

İki gün dayanmak problem olmaz. Birliğin beş alt şubesini harekete geçiririm. Her ne kadar düşman kuvvetlerini yenemeyecek olsalar da en azından onları birkaç saat süre boyunca sabit tutabilirler,diye cevapladı Guo Huai. Seyahat süresi hariç, bir kaleyi ele geçirmek yaklaşık olarak bir günden az sürüyordu, bu da Nie Yan henüz yeryüzüne dönemeden Kana Susamış Kılıçların kaleyi ele geçirebileceği anlamına geliyordu. Eğer durum bu hale gelirse Niuren birliği kayıplarını azaltacak yönde hamle yapabilirdi. Sonuçta, kale olduğu yerde kalacaktı. Bir başka savaştan sonra kaleyi tekrar ele geçirebilirlerdi. Asıl kayıp sadece başlangıçta yaptıkları yatırım maliyeti olacaktı.

 

Niuren Birliği elbette son savaşı vermek için Nie Yan'ın geri dönüşünü bekleyecekti.

 

Kale savunmasının nasıl yapılacağı konusunun dışında, Nie Yan Guo Huai'ye daha fazla sayıda Mühendis, Tamirci, Demirci ve Madenci işe almasını da söyledi. Savaşın bitmesini bekledikten sonra bu işlerle uğraşırsa çok geç kalmış olabileceğinden korkuyordu. Madem Kana Susamış Kılıçlar Zırhlı Mancınık üretmişti, bu durumda Niuren Birliğinin de birkaç adım daha ileri atması gerekiyordu, aksi halde teknolojik ve bilimsel gelişmeleri takip etmeyip büyük risk almış olurlardı.

 

Niuren Birliğinin şu anda eksiklik yaşamadığı tek alan Simyacılardı. Zümrüt İmparatorluğunun her köşesinde Yıldızlı Gece İksir Dükkanının şubeleri mevcuttu. 600'ün üzerinde Simyacı işe alınmıştı, 13 tanesinin rütbesi Gelişmişti, bu Simyacılar rakipsizdi ve birliğin bütün ihtiyaçlarını karşılayabilir durumdaydılar. Fakat diğer üretim alanlarına gelince, gerekli gelişmişliğin altındalardı.

 

Guo Huai derhal işe koyuldu. Böyle çeşitli üretim alanları için oyuncuları geliştirmek en azından 100,000 altına mâl olurdu. Yetenekli Tamirciler ve Mühendisleri bulmak ise diğerlerine göre daha zordu. Neyse ki, Nie Yan Guo Huai'ye bir isim listesi vermişti ve seçeceği kişileri bu listeyi baz alarak seçmesini söylemişti. Madencilere gelince, en kolay görev buydu. Kaşla göz arasında 400-600 civarı Madenci işe alabilirdi. Fakat savaş esnasında Madencilerin işlerine ağırlık verememeleri dezavantajlı bir durumdu.

 

Genellikle Madencilerin çalışabilmesi için bir haritanın baştan sona silinip süpürülmesi gerekiyordu.

 

Her iş için altın gerekliydi. Özellikle de savaşlar oldukça yüksek maliyetli durumlardı. Nie Yan'ın maliyet konusunda Karanlık Portalı kullanabiliyor olması oldukça avantajlı bir hamleydi.

 

Yeraltında işini bitirdikten sonra acele etmelisin. Ayrıca, benden istediğin Mücevher Ustasını da buldum,

 

Pekâlâ.Nie Yan Guo Huai'den kendisi için bir Gelişmiş Mücevher Ustası bulmasını istemişti, bunun sebebi Parlak Taşları kullanarak özel eşyalarını geliştirmek istemesiydi.

 

İkili bir süre daha konuştuktan sonra telefonu kapattı. Oyun kapsülünün bir diğer avantajı ise gerçek hayattaki iletişimle sanal gerçeklikteki iletişimi koordine edebilmesiydi. Eğer Guo Huai'nin önemli bir meseleyi rapor etmesi gerekirse oyundan çıkarak Nie Yan'a telefon etmesi ile bu iş halledilebiliyordu. Bu şekilde oyuncuların farklı bölgelerde oluşundaki iletişim kısıtlamasını ortadan kaldırabiliyorlardı, Nie Yan artık Niuren Birliği ile her daim iletişim halinde olabilecekti.

 

Nie Yan dikkatini önünde duran Lav Devlerine çevirdi. Devlerin davranışlarını inceleyerek bir rutin içerisinde hareket edip etmediklerini öğrenmek istiyordu. Fakat uzun süre boyunca gözlem yapmasına rağmen bir şey keşfedemedi. Sütunun tepesine ulaşmam için gerçekten de hepsini öldürmem gerekiyor mu ki?

 

Nie Yan aniden bir su damlama sesi duydu. Dikkatli şekilde baktığında ise zeminin altında gizlenmiş bir göl olduğunu fark etti. İnanç içerisindeki haritalar her daim sürprizlerle doluydu. Zemindeki bir çatlağın içine doğru yöneldi ve aşağı doğru ilerlemeye başladı, sonunda parmağının suya değdiğini hissedebilmişti. Şaşırtıcı bir şekilde, buradaki su hiç de sıcak değildi. Öncelikle kafasını suyun içine soktu ve suyun altında gizli, harika bir başka dünyanın olduğunu gördü, sadece kayaların arasından sızan ışıklarla aydınlanan bu ortam oldukça hoştu.

 

Nie Yan zeminin altındaki çatlaklardan ilerlerken zeminin üstünde ise Lav Devlerinin devriye gezdiğini görebiliyordu. Yaklaşık 150 metre kadar yüzdükten sonra artık sütuna ulaşmıştı.

 

Yine bir çatlak vasıtasıyla yeryüzüne çıkan Nie Yan yakınlardaki Lav Devlerinin hala devriye gezdiğini gördü. Anında Kayboluş'u aktif etti ve Gizlenme statüsünü artırarak sütuna yaklaşmaya başladı.

 

Birkaç saniye sonrasında ise Nie Yan artık sütunun tepesine ulaşmıştı. Burada ise havada süzülen, göze benzeyen bir şey gördü. Bu göze benzeyen bu şey yeşil renkle parıldıyordu. Bu parça sanki hayattaymış gibi bazen hareketleniyordu.

 

Bu, İmparatoriçe Finas'ın Gözü'ydü!

 

Görevin ikinci Gizemli Eşyasıydı! Nie Yan daha evvel İmparatoriçe Finas'ın Dişi görevinde yaşadıklarını hatırlayınca envanterindeki Zehir Giderici Bilyeyi aksesuar kısmına çekerek kuşandı, sonrasında ise gözü almak için uzandı. Göz aniden titremeye başladı ve Nie Yan'a kilitlendi.

 

Nie Yan güçlü bir kuvvet ile sersemledi, vücudundaki her bir sinir hücresi sanki ateş almış gibiydi, teni kül rengine dönmüştü.

 

Bu etki, bir Gelişmiş Zehir etkisiydi!

 

Nie Yan vücudunun uyuşmaya başladığını, felç olmaya doğru ilerlediğini hissedebiliyordu. Parmaklarını oynatmakta bile zorlanıyordu.

 

−342

 

 

−387

 

 

−403...

 

Nie Yan derhal Zehir Giderici Bilye'yi aktif etti ve vücudunda dolaşan enerjinin zehri dışarı attığını fark etti.

 

Sonunda vücudunun kontrolünü tekrar kazanabilmişti. Bilyenin etkisi hala devam ederken İmparatoriçe Finas'ın Gözü'nü aldı. Göz vahşi şekilde direniyordu, Nie Yan'ın avucundan çıkmak için çabalıyordu. Fakat Nie Yan avucunu iyice sıkmıştı. Göz sonunda direnmeyi bıraktı ve normal bir küre gibi davranmaya başladı.

 

Nie Yan İmparatoriçe Finas'ın Gözü'nün özelliklerine baktı.

 

İmparatoriçe Finas'ın Gözü (Görev Eşyası): Gizemli Eşya

Tanım: Saldırılar düşmanın içine nüfuz eder ve zehirler, rakibin hareket hızını %30 azaltır.

 

 

Bu eşya Gizemli Eşyaların ikincisiydi ve özellikleri ise oldukça iyiydi. Nie Yan görev çubuğunu kontrol etti.

 

Görev İlerlemesi: İmparatoriçe Finas'ın Zehir Kesesini elde et, Gizemli Eşya (2/3).

 

Kaldı bir tane... Nie Yan bu görevi tamamladığında nasıl bir ödül alacağını merak ediyordu. Bu işi tamamladığında görev burada bitecek miydi yoksa başka görevler de mi çıkacaktı, kendisi de bilmiyordu.

 

İmparatoriçe Finas'ın Gözü'nü çantasına attı. Nie Yan gözü almış olmasına rağmen Bennet'in Ruhunun hala durmadığını fark etti. Nie Yan'ın etrafında dans ederek onu başka bir yere daha yönlendirmeye çalışıyordu.

 

Etrafını gözlemleyen Nie Yan sütunun altında bir çatlak daha olduğunu fark etti. Tekrar yere inerek zemindeki çatlaktan içeri girdi ve suya giriş yaptı. Bennet'in Ruhunu yüzerek takibe başlamıştı.

 

Gölün sakin derinliklerini izlerken tek gördüğü şey karanlıktı, ara sıra lavların parlaklığı göze çarpıyordu. Bazı zamanlar ise geniş çapta gazlar ortaya çıkıyor ve bulutsu bir şekil alarak görüşünü zayıflatıyordu.

 

Nie Yan bir süre daha yüzdükten sonra su altında oluşmuş bir tepelik alana geldi. Bu tepeliğin etrafında dolaşırken bir başka mağara daha keşfetti.

 

Hala yeterince nefesim olsa gerek. Nie Yan mağaraya giriş yaptı. Mağaranın derinliklerine ilerlerken duvarlarda insan yapımı olduğu belli olan karalamalar fark etti. Acaba burada birileri mi yaşıyor?

 

Aklındaki düşünceleri bir kenara iterek ilerlemeye devam etti. İlerlemesine devam ederken duvarlarda bu sefer damarlı yapıda tasarlanmış, duvarlara kazınmış rünler olduğunu gördü. Bu rünler siyah bir maddeden yapılmıştı ve mağaranın derinliklerine doğru ilerliyordu.

 

Nie Yan sonunda taştan yapılmış bir odaya girdi ve burada bir figürün hareketlendiğini gördü. Burada yaşayan herhangi bir NPC ya da yaratık en azından Seviye 80 olmalıydı!

 

Nie Yan endişelenmişti. Hareketlerini yavaşlatarak gizlilik moduna geçti. Taş oda 50x50 metre boyutlarındaydı, merkezinde ise yırtık kıyafetler giyinmiş bir NPC duruyordu. siyah renkli ip benzeri şeylerle etrafı çevrilmişti ve bu ipler duvarlara ve zemine uzanıyordu.

 

Bu bir mühürleme formasyonuydu!

 

Nie Yan NPC'nin yüzüne baktı ve beyaz bir kafatası ile beraber, göz yuvalarından çıkan kırmızı alevleri gördü.

 

Bu bir Hortlak NPC'ydi.

 

Nie Yan'ın kalbi sıkıştı. Bu esnada NPC kafasını kaldırarak Nie Yan'ın olduğu yöne baktı. Nie Yan NPC'nin bakışları altındaydı.

 

"İnsan, burada ne yapıyorsun?" NPC Kadim Ortak Dilde konuşarak sordu.

 

Zümrüt İmparatorluğunda Kadim Ortak Dilin yerini, yüzlerce yıl önce Modern Ortak Dil almıştı. Bu da demek oluyordu ki bu NPC Ortak Yönetim Dönemi ya da daha eskiden kalmaydı.






Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 44344 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr