Nie Yan oyunun resmi sayfasından Benet ve İmparatoriçe Finas kelimeleriyle arama yapıp,

İmparatoriçe hakkında bir sayfa bilgiye ulaştı. Kadim kabilelerden örümceğe tapanların lideri olan Finas, Yeraltı Dünyasında yaşıyordu. Kabile diğer ırklara aralarında fark gözetmeksizin sık sık saldıran kötü niyetli bir kabileydi. İnsanları, hatta Yeraltının Karanlık Elf, Günahkar gibi sakinlerini bile yiyecek olarak görüyorlardı. Keskin çenelerinden ötürü Arakne olarak adlandırılmışlardı.

Nie Yan kabilenin kısa tanıtımını hızla okudu.

Kristal Araknit Muhafızlar birer birer düşüyorlardı.

Grubun takım çalışması kusursuzdu.

20 dakika sonra yaratıklardan geriye bir tane kalmıştı. Doğal olarak o da Seviye 50 Elit sınıf bir yaratıktı. Ancak rengi yeşile çalan diğerlerinin aksine onun kabuğu kırmızıydı.

"Bu diğerlerinden farklı görünüyor. Görevle alakalı olabilir!" Kılıç Parıltısı kalkanıyla yaratığın üzerine yüklendi. Ardından Cesaret Kırıcı Çığlık ile aggroyu üzerine aldı.

Büyücüler yağmur gibi büyü yağdırırlarken, Nie Yan Kristal Araknit Muhafızın arkasına geçip Zenard'ın Kılıcıyla yaratığı kesti.

−534

Büyüler yaratığın üzerinde patlarken etrafa kıvılcımlar saçılıyordu.

Kılıç Parıltısı yaratığı açık bir bölgeye çekti. Grup üyeleri etrafa yayıldılar. 7 Savaşçı, 1 Şövalye, 3 Hırsız, 6 Büyücü ve 2 de Rahip olmak üzere 19 kişilerdi. Savaşçı sayısı fazlaydı, ama takım genel olarak dengeli dağılmıştı. Hem, ön saflarda savaşan oyuncuların sayıca fazla olmasının kendince avantajları vardı.

Kristal Araknit Muhafız kendini sağa sola savurarak kaçmaya çalışıyordu. Ancak yerlerini sıkı sıkıya koruyan Savaşçılar yüzünden hareket edemiyordu.

Canı %20'nin altına düştüğünde bütün öfkesiyle kükredi. Vücudu büyürken, kabuğunun rengi kıpkırmızı olmuştu.

Kargısını şiddetle yere vurduğunda Sismik Çarpmanın etkisiyle bütün Savaşçıları geri savurdu.

Nie Yan son anda Rüzgar Adımı ile saldırıdan kurtulmuştu.

Kuşatmayı yaran yaratığın hedefinde Büyücüler vardı.

Nie Yan birdenbire ortaya çıkıp Orta Parıltı Tozunu havaya fırlattı. Göz kamaştıran bir ışık bölgeyi sardığında Kristal Araknit Muhafız acı içinde bağırdı. Yaratığın gözleri Kristal Mağaraların loş ışığına alıştığından Parıltı Tozunun etkisi çok daha belirgindi. Deli dana gibi etrafta koşuşturuyordu.

Nie Yan Parıltı Tozunu tam zamanında kullanmıştı. Hızlı tepkisi olmasa arka saflardaki Büyücüler, Kristal Araknit Muhafızın saldırısıyla yüzleşmek zorunda kalacaklardı.

Bu yaratık çetin cevizdi. Diğer Elitlere kıyasla çok daha zorluydu. Büyücüler hızla geri çekildiler.

Işık dinmek üzereyken bir Parıltı Tozu torbası daha yaratığın gözleri önünde patladı. Sınır iki torbaydı. Üçüncü torbadan itibaren Parıltı Tozunun etkisi kaybolacaktı.

Başta saldırıyı hiç kesmeyen Tang Yao olmak üzere bütün Büyücüler var güçleriyle saldırıyorlardı. Tedbiri tamamen terk etmişlerdi. Aggroyu umursamıyorlardı.

Kılıç Parıltısı ve diğer Savaşçılar sersemlik etkisinden yeni çıkmışlardı. Hızla Kristal Araknit Muhafızın etrafını sarmaya gittiler.

Kristal Araknit Muhafızın canı hızla eriyordu. Geriye azıcık bir şey kalmıştı.

"Öldü ölecek! Ha gayret!"

Nie Yan bağırdığında herkes hızını artırdı. Tang Yao son darbeyi indirirken yaratık acı bir çığlık attı. Cansız bedeni, yükselen duman eşliğinde balon gibi şişmeye başlamıştı.

"Uzaklaşın!" Nie Yan sezgilerine güvenip arkadaşlarını uyardı.

Takım mümkün olan en hızlı şekilde yaratığın bedeninden uzaklaştı.

Yaratık kritik bir noktaya ulaşana kadar şişmeyi sürdürdü. Ardından şiddetle patladığında kan ve vücut parçaları takımdakilerin üzerine saçıldı.

Uzaklardaki Büyücüler bile patlamanın etkisini hissetmişlerdi.

Kristal Araknit Muhafızın bedeninden iblis benzeri minik bir yaratık çıktı. Elleri pençe gibi, kolları fırça gibi kıllarla kaplı yaratığın yanaklarından diş gibi iki tane uzantı fırlamıştı. Bu özellikleri dışında sıradan bir insana benziyordu.

Kristal Araknit Muhafızın içinde yaşıyor olması şaşırtıcıydı! Patlamaya yakalanmayan Nie Yan şu anda bu yaratığa en yakın kişiydi. Oyalanmadan yaratığın yanına gitti.

Yaratığın pençeleri en keskin silahlar kadar keskindi.

İmparatoriçe Finas'ı anlatan sayfada bahsi geçen Arakne işte tam olarak buydu!

Müthiş hızıyla bir anda Nie Yan'ın önünde belirdi!

Nie Yan Gölge Valsi ile ortadan kayboldu.

Büyücüler dikkatini çekmek için Arakneyi bombalamaya başladılar.

Gölgelerde saklanan Nie Yan da bir taraftan Üstün Sezi ile yaratığı inceledi.

2.200 canı göz önünde bulundurulduğunda pek dayanıklı olmadığı söylenebilirdi. Lakin her zayıflık, güçlü bir yönle dengelenirdi. Yaratık hedef değiştirmek üzereyken Yalnız Gölge Kalkan Darbesiyle geldi.

Arakne çarpışmanın etkisiyle havaya savruldu. Fakat yere düştüğü anda Büyücülerin üzerine doğru fırladı.

Pençe gibi ellerini Büyücülerden birine sapladığında verdiği 900 hasarla, Büyücüyü anında öldürdü. Büyücü ne olduğunu anlayamadan yere yığıldı.

Arakne sıradaki hedefine yönelecekken Nie Yan bir torba daha Orta Parıltı Tozu fırlattı. Yaratık yoğun ışıktan ötürü kör olmuştu.

Nie Yan yaratığın arkasına geçip Gırtlak Kesiği ile saldırdığında ortalık kan gölüne döndü.

−502!

−86

−93…

Ardından Hain Bıçak ve Bağırsak Dökücü ile saldırısını sürdürdü. Bu sırada Büyücüler saldırılarını sürdürüyorlardı. Araknenin canı aniden yarının altına düşmüştü.

Arakne arkasını dönüp pençesini Nie Yan'a savurdu. Ancak Nie Yan Gölge Dansçısının ayak oyunlarını kullanarak saldırıyı atlatıp ve Kayboluş ile gözden kayboldu.

Arakne Fini'nin üzerinden hasar değerleri fırlıyordu. Hırlayarak etrafına bakındı. Nie Yan'ın siluetini gördüğünde hemen saldırıya geçti.

Kahretsin! Yerimi buldu! Nie Yan kaçmaya başlamıştı. Kaçtığı her saniye takım arkadaşları yaratığa saldırıyor, yanma ve kanama hasarları da yaratığın canını eritiyordu.

Araknenin canı durmadan azalıyordu.

Nie Yan'a yetiştiğinde sağ eliyle hedefinin sırtını delmeye çalıştı.

500 kadar canı kalmıştı. Saldırısı yerini bulmak üzereyken Nie Yan keskin bir dönüşle saldırıyı atlatıp karşı saldırı yaptı.

Hayati Vuruş!

Nie Yan'ın hançeri Araknenin boğazını kesmişti. Hareketleri keskin ve kararlıydı.

Arakne gerek hareket hızı, gerek de saldırı hızı bakımından Nie Yan'ın üstündeydi. Fakat Nie Yan onun hamlelerini tahmin ederek saldırılarından kurtulmuş ve başarılı bir karşı saldırı yapmıştı. Sıradan oyuncuların bunu başarmasına imkan yoktu.

Nie Yan'ın Hayati Vuruşu 300'ü geçkin hasar vermişti.

Zenard'ın Kılıcındaki Seviye İhmali özelliği sayesinde Seviye 50 Elitlere bile muazzam miktarda hasar verebilirdi. Seviye 40 takım arkadaşlarını bile bu konuda geride bırakıyordu.

Altı büyü Araknenin vücudunda patladığında kalan canını da eritti. Yaratık sonunda ölmüştü.

"Bu da amma zor çıktı." Nie Yan sonunda rahat bir nefes almıştı.

Araknenin cansız bedeninin yere yığılmasıyla diken üstündeki takım rahata erdi.

Arakne Nie Yan'ı kovalarken herkesin sinirleri gerilmişti. Savaşçılar yardımcı olamıyorlardı. Defalarca kez öleceklerini düşünmüşlerdi. Ancak Nie Yan bir şekilde hayatta kalmıştı. Üstüne üstlük yaratığın canının yarısını o almıştı.

Genç Yedi ve Boyalı Tülbent olay yerine geldiler.

Nie Yan yerde yatan yoldaşlarına baktı. "Ölenleri diriltin."

Takım tekrar eski gücüne kavuşmadan mağarada ilerleyemezlerdi.

"Arakneyi öldürmek kolay olmadı. Umarım iyi bir şey düşürmüştür." Böylesi güçlü bir yaratıktan yüksek kaliteli eşyalar beklemeleri normaldi. Görev eşyası düşmesi de ihtimaller arasındaydı.

Nie Yan Araknenin yanında üç parça eşya gördü. Eğilip düşenleri topladı.

Eşyalardan biri oyundaki aksesuarlardan bir kolyeydi.

Yalnız kolye biraz garipti. Gri renkli bir metalden yapılmıştı ve üzerinde üç keskin diş sallanıyordu. Son derece basit ve sadeydi.

Nie Yan kolyeyi inceledi.

Nie Yan kolyenin özelliklerini gördüğünde afalladı. Son derece kullanışlı olduğu aşikardı. Böyle bir eşyanın değerini en iyi o anlardı.