Bölüm 305: Kristal Mağaralar

avatar
4476 64

Rebirth of the Thief Who Roamed the World - Bölüm 305: Kristal Mağaralar


 

Sıradan oyuncular, elitlerle yüzleştiklerinde genelde olan buydu. Yani tek taraflı bir katliam... Genel anlayışa göre Savaşçılar en önde düşmanı tutarken, arkadaki Büyücüler düşmanlara toplu şekilde büyü saldırıları gönderirdi. Rahipler de şifa ile Savaşçıları hayatta tutardı. Bu tarz dizilimlerin kullanıldığı savaşlar uzun sürmeleriyle bilinirdi.

 

Kana Susamış Kılıçların amacı da buydu zaten. Savaşı olabildiğince uzatıp destek güçlerin gelmesi için zaman kazanacaklardı. Sonrasında Niuren Birliğini araya alacaklardı. Ancak Nie Yan'ın grubu bütün beklentilerini yok etmişti. Nie Yan, Güneş ve Tek Vuruş Yemini, olağanüstü yetenekleri sayesinde düşman saflarını aşıp en arkadaki savunmasız Rahiplere saldırmışlardı. Onlardan gelen şifa olmayınca ön saflar dağılmış, haliyle Büyücülerin önündeki koruma kalkanı yok olmuştu. Bu olaylar silsilesi sonucunda Kana Susamış Kılıçların 300 oyuncusu, yalnızca beş dakika gibi bir sürede mağlup edilmişti.

 

Nie Yan'ın grubunun gücü açıktı.

 

Kana Susamış Kılıçlar savaşma isteklerini yitirmişlerdi. Gerçi isteseler de savaşacak durumları kalmamıştı.

 

Cesetler dört bir yana dağılmıştı. Savaş meydanında yalnızca Nie Yan'ın grubu kalmıştı.

 

“Kaç kişi kaybettik?” Böyle bir savaşın ardından hiç kayıp vermediklerini düşünmek saflık olurdu.

 

"Üç ama ekipmanları topladık. Daha ağır ceza almamaları için kimseyi diriltmedik. Ayrıca bugün daha zorlu savaşlarla uğraşacak gibiyiz. Öyle olunca mezarlıkta dirilmeleri daha iyi olur diye düşündüm."

 

Nie Yan bu düşünceyi onaylıyordu. Neyse ki sadece üç kişi kaybetmişlerdi. Kayıplar kabul edilebilir boyutlardaydı.

 

"At binin. Gidiyoruz!" Aynı yerde uzun süre kalmaları tehlikeliydi.

 

Kana Susamış Kılıçlarla çarpışmayı sürdürmeleri halinde sayıları birer ikişer azalacak, en sonunda hepsi ölecekti! Nie Yan Dönüş Parşömeni ile Kalor'a dönebilirdi, fakat kırmızı isimlerle damgalanan diğer takım üyelerinin böyle bir lüksü yoktu. Onu kurtarmak için hayatlarını riske atan arkadaşlarını nasıl terk edebilirdi?

 

Herkes atına bindi ve güneye doğru dörtnala ilerlediler. Çok geçmeden çayırların sonlandığı yerdeki gür ormanla karşılaştılar. Nie Yan'ın gözleri parladı. Orman içinde gizlenerek kaçmaları çok daha kolay olurdu. Kana Susamış Kılıçların sayısı ne kadar fazla olursa olsun, orman içinde etraflarının kuşatılması çok zordu.

 

Nie Yan içinden sevinirken Guo Huai'den haber geldi. 「Sakın oraya girmeyin! Kana Susamış Kılıçlardan 6.000 kişi ormanda pusuda bekliyor. Gelişmiş Büyünüz olmadan onlarla başa çıkamazsınız! Doğudaki Kristal Mağaralarına kaçın. Seviye 50 haritaya kolay kolay giremezler. Sayı avantajları tamamen ortadan kaybolur. Orada bir süre saklanıp kırmızı isimlerinizden kurtulursunuz. Dikkatli olun. Kristal Mağaralar henüz keşfedilmediği için çok sayıda Elit ve Alt Elit barındırıyor olmalı.

 

Guo Huai'nin aktardığı bilgiler Nie Yan'ı bile şaşırtmıştı. Günah Geçidindeki olaylardan sonra Guo Huai var gücüyle çalışıp, Niuren Birliğinin istihbarat ağını genişletmişti. Yükselen Ejder Grubunun desteği sayesinde kaynak bulmada sıkıntı yaşamamıştı. Şimdi verdiği uğraşların meyvesini yiyordu.

 

Niuren Birliğinin bu haline gelebilmesi, nice kalifiye insanın çalışmalarıyla mümkün olmuştu.

 

Guo Huai'nin uyarısından sonra Nie Yan grubu ormandan uzaklaştırıp doğudaki Kristal Mağaralarına yöneltti.

 

...

 

Kızıl Nehir Kalesi

 

Kana Susamış Kılıçların lonca karargahında bulunan Çılgın Kılıcın yüzü asıktı. 300 kadar oyuncusunun Nie Yan'ın grubu tarafından öldürüldüğü haberi biraz önce ulaşmıştı. Ancak Nie Yan'ın güzergahında konuşlanmış çok sayıda oyuncusu hala pusuda bekliyordu. Derken yeni bir rapor daha geldi. Hedefleri aniden yön değiştirip doğuya yönelmişti.

 

Çılgın Kılıç, düşmanın niyetini anlamıştı. "Lanet olsun! Kristal Mağaralara kaçıyorlar! Hemen durdurun onları!" Kristal Mağaralar labirent gibiydi. Nie Yan'ın grubu mağaralara vardığında kovalamaca sona ererdi. Dolayısıyla Nie Yan'ı öldürme planları suya düşerdi!

 

Çılgın Kılıcın mağaraların içinde ne olduğunu öngörmesi imkansızdı. Bir Seviye 50 haritayı keşfetmek aşırı zordu. Lakin Nie Yan'ın grubu güçlüydü. Kendi adamlarının başaramayacağı şeyi onlar başarabilirdi. Kaçtıkları esnada bu keşfedilmemiş ganimet yuvasına sürüklenmeleri, Niuren Birliği tarafı için kesinlikle faydalı olacaktı. Kana Susamış Kılıçlar tarafınınsa yarasına tuz basılacaktı.

 

Kristal Mağaralarda Kristal Araknitler yaşardı. Forumlarda dolaşan söylentilere göre Seviye 50 Lord ve Elitler, mağaralarda kol geziyordu. Kana Susamış Kılıçlar bir keşif ekibiyle haritayı keşfetmek istemiş, fakat girişimleri hezimetle sonuçlanmıştı. Mağaralarda bir bölge tam yedi tane Seviye 50 Elit Kristal Araknit tarafından işgal edilmişti. Bu, Kana Susamış Kılıçların aşabileceği türden bir engel değildi.

 

Onların altmış oyuncudan oluşan keşif ekibi başarısız olmuşken Nie Yan'ın grubunun başarılı olma ihtimali Çılgın Kılıca göre düşüktü. Ancak başarılı olma ihtimalleri sıfır değildi.

 

Hal böyle olunca Çılgın Kılıç, Nie Yan'ın grubunu ne pahasına olursa olsun Kristal Mağaralara sokmamakta kararlıydı.

 

At sırtındaki Nie Yan'ın grubu, uzaklardaki dağın altındaki geniş mağarayı görmüştü. Girişin etrafındaki kristal kaplı büyük kayalar, güneş ışığının altında parlıyorlardı.

 

Kristal Mağaralar, cevher üretiminde bir numaralı noktaydı.

 

Mağara girişine 30 metre kalmışken Nie Yan huzursuzlanmaya başlamıştı. Hemen Hakikat Gözünü etkinleştirip etrafta gezinen birkaç grup tespit etti. Solda 30 kişi, sağda 50 kişi beklemede, arkalarından çok daha fazlası mağara girişine yaklaşmaktaydı. Tamamı Hırsız olan bu oyuncular gölgeler içinde gizleniyorlardı. Böyle bir kalabalığın pususuna düşenlerin neyle karşılaşacağı belliydi.

 

Nie Yan Yüz Hırsız Görev Gücünü kurma kararı aldığında, Hırsız sınıfının karakteristik özelliklerinin pusu kurmaya uygun olduğunun bilincindeydi. Kurt sürüsünün avlanmasını andıran taktiklerle saldırdıklarında başarılı sonuçlar elde edebiliyorlardı. Önceki hayatında da bu yöntemin pek çok defa başarıya ulaştığına bizzat şahit olmuştu. Bugün kendi silahıyla vurulmuş olması ne kadar da manidardı.

 

「Atlardan inin! Bütün gücünüzle Kristal Mağaralara koşun! Nie Yan'ın emriyle grup atlarını geri gönderdi.

 

Boyalı Tülbent ve Genç Yedi etrafa ışık topları fırlatıyordu. Göz alıcı ışık aşağıdaki bütün Hırsızları ortaya çıkarmıştı.

 

İzmarit ve Kılıç Parıltısı önderliğinde düşmana hücuma geçtiler.

 

Hortum Kesişi!

 

Kılıç ışınları dört bir yana dağılıyordu.

 

Hırsızlar küçük gruplara ayrılıp her bir Niuren Birliği üyesine 5-6 kişiyle saldırıyordu. Kalanlar ise bütün şiddetleriyle Büyücülere doğru atılmıştı.

 

Hırsızlar aç bir kurt sürüsü gibilerdi. Avlarından başka hiçbir şeyi gözleri görmüyordu.

 

Böyle bir düşmanla yüzleşmek can sıkıcıydı. Hırsızlardan bir tanesi bile rakibini sersemletebilirse iş biterdi. O andan sonra sersemleyen kişi bir daha kılını kıpırdatamazdı.

 

İtici!

 

İtici!

 

Tang Yao, Yaz Böceği ve diğer Büyücüler, Hırsızları uzak tutmak için ellerinden geleni yapıyorlardı. Hırsızlar itildiklerinde sayılarını artırarak geri geliyorlardı. Nie Yan'ın grubu kitle kontrol becerileriyle Hırsızları birer ikişer temizliyordu. Ancak bu işin sonu yoktu.

 

Büyücüler makine gibi büyü atarak Hırsızları geri savuruyorlardı.

 

"Kahretsin! Bunların sonu yok mu? Çok kalabalıklar!"

 

Nie Yan'ın grubu güçlükle Kristal Mağaralara doğru ilerlemeye devam ediyordu.

 

Kılıç Parıltısı altı Hırsızın içine dalıp hepsini darmadağın etti. Lakin yerlerini daha kalabalık bir grup doldurdu. Sonuç olarak bir Hırsız, Kılıç Parıltısının başına Boğucu Vuruşunu isabet ettirmeyi başardı. Bir anda bütün Hırsızlar onun üzerine çullanıp en güçlü saldırılarını saldılar. Kılıç Parıltısının canı müthiş bir hızla eriyordu.

 

Boyalı Tülbent bunu fark edip Şifa ile Kılıç Parıltısının canını kritik seviyeden kurtardı. Tang Yao İtici kullanarak Hırsızları geri püskürttü.

 

Kitle kontrolden serbest kalan Kılıç Parıltısı rahat bir nefes almıştı. Grubun kalanının durumu da ona benzerdi. Ön saflar Hırsızlarla göğüs göğse çarpıştığından bütün sersemletmelerden kaçmaları imkansızdı. İki kişi daha kaybetmişlerdi.

 

Yine de anbean mağaralara yaklaşıyorlardı. 10 metre... 5 metre...

 

Bu sırada düşman saldırıları iyice şiddetlenmişti. Hemen herkesin canı azalmıştı. Rahipler ellerinden gelenin en iyisini yapıp grubu hayatta tutuyordu. Lakin herkesi iyileştirmek inanılmaz zorlayıcı bir işti. Böyle devam ederse kayıpların sayısı ciddi anlamda artacaktı. Kristal Mağaralara giremeden herkesin ölme ihtimali vardı.

 

Derken etrafındaki üyelerin koruması altındaki Tang Yao büyüsünün sözlerini okumayı bitirdi.

 

Gizli İhraç!

 

Güçlü bir patlama Hırsızları vurup havaya uçurdu.

 

20 metre öteye kadar sürüklenmişler, Nie Yan'ın grubundan uzaklaşmışlardı.

 

Nie Yan'ın grubu Kristal Mağaralara giriş yaptı. İzmarit, Kılıç Parıltısı ve Yalnız Gölge, kalkanlarıyla girişe set kurdular.

 

"Ben Gizli Büyünün işe yaramaz bir şey olduğunu sanırdım. Meğer bayağı kullanışlıymış." Tang Yao kendi büyüsüne şaşırmıştı. Büyüsünün hazırlanması 3 saniye gibi kısa bir zaman almıştı. Fakat etkileri olağanüstüydü. Bütün düşmanlarını 20 metre öteye savurmuştu. Savaşlarda bu becerinin gücü daha da belirgin olabilirdi.

 

Kana Susamış Kılıçlar Hırsızları mağaraya giremiyorlardı. Nie Yan ve yanındakiler içeriye göz attılar. Mağara duvarlarından fırlayan büyüklü küçüklü kayalar göz alabildiğince uzanıyordu. Üzerlerindeki kristallerden soluk bir ışık yansıyordu. Kimse bu dolambaçlı yolların nereye çıkacağını bilmiyordu.

 






Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 44344 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr