Bölüm 263: Günah Geçidi

avatar
4699 40

Rebirth of the Thief Who Roamed the World - Bölüm 263: Günah Geçidi





Nie Yan derin düşüncelere daldı. Cao Xu’nun Kalordan çekilişi, meçhul bir geleceğin başlangıcıydı. Neleri değişeceği, nelerin aynı kalacağı bilinmiyordu. Cao Xu servetini nereye akıtacaktı? Hangi loncaları satın alacaktı? Niuren Birliği ve Savaş Tanrısı Kabilesine yine göz dikecek miydi?

 

Bunca bilinmez varken gücünü artırmak öncelikli işi olmalıydı. Niuren Birliği oyun içinde belirli bir güce ulaştığında Cao Xu’nun Yüzyıl Mali Grubundan korkmasına gerek kalmayacaktı.

 

Daha fazla bu konuya kafa yormak yerine önündeki savaşa odaklanmaya karar verdi.

 

“Günah Geçidine gidiyorum. Emrim olmadan kimse yerinden kıpırdamasın.” Böylece düşmanın kurduğu pusuları boşa çıkarmış oluyordu.

 

Nie Yan kasabadan ayrıldı. Şahinci Savaş Atını çağırıp dörtnala koşturdu.

 

Arkada kalanların gözleri fal taşı gibi açılmıştı.

 

Nie Yan’ın bineği mi vardı?

 

Daha önce bineği olan bir oyuncu görmek bir yana, binek gören bile olmamıştı! NPC ahırlarında satılanların fiyatları en azından 50 altındı. Bazılarının fiyatları yüzlerce altını buluyordu. Dahası hiçbiri Nie Yan’ın atı kadar üstün değildi.

 

Gümüş plaka zırhlarla kaplı Şahinci Savaş Atı gözü pek ve güçlüydü. Yolda yürüyen oyuncular onun hızından çekiniyorlardı. Şu bineğin hız bonusu ne kadar yüksek öyle!

 

“Patronun bineğine bak! Daha önce hiç göstermemişti!”

 

“At bayağı iyi görünüyor. Nereden buldu acaba? Satın mı aldı yoksa?”

 

“İmkanı yok! Loncanın bütün parasını kullansa bile o kalitede bir binek alamaz. Bir görevden falan almış olmalı.”

 

En uygun fiyatlı binek %50 hız bonusu vermesine rağmen çok yüksek meblağlara satılıyordu. %100 hız bonuslular yüzlerce altın ederindeydi. %200 bonus ile daha hızlı olanlar ise binlerce altından satışa sunulmuştu. Şahinci Savaş Atının hız bonusu %200’den bile daha yüksekti! Nie Yan lonca imkanlarıyla bu atı almış olsaydı, hazinede tek bir eşya kalmaması gerekirdi!-

 

Havada kıskançlık kokusu vardı. Nie Yan çeşit çeşit özel eşyalara sahip olduğu gibi eşsiz bir bineğe de sahipti!

 

Ana yol boyunca dörtnala koşarken etrafındaki yapılar yanından vızır vızır geçiyordu. Kısa süre içinde Günah Geçidinin girişine varmıştı. Kısa bir keşif gezisinin ardından Muzaffer Dönüş-Parlak Kutsal Alev ve Kutsal İmparatorluk-Safir Tapınak taraflarından oyuncular gördü. Herkes gözlem halindeydi.

 

Nie Yan ormanlık bir alandan geçerken Muzaffer Dönüş üyesi bir Hırsıza denk geldi.

 

Hırsızın bir anlık şaşkınlıkla donup kaldı.

 

Lanet olsun! Neden bu kadar şanssızım?! O kadar yer varken Çılgın Hırsız neden buraya gelmiş? Üstüne bir de bineği var!

 

Hırsız, Nie Yan’a on metre uzaklıkta olmasına rağmen onu tanımıştı. Nie Yan’ı bilmemesi garip olurdu zaten.

 

Bu sırada ağaçlar arasından bir gölge fırlayıp inanılmaz bir hızla Hırsızın üzerine gitti.

 

Hırsız, hançerini kaldırıp saldırıyı karşılayacakken başının arkasına rakibinin hançeri indi. Başında hissettiği keskin acı fazla uzun sürmedi. Zira ilk saldırıdan hemen sonra boğazı kesildi. Son gördüğü şey toprağa saçılan kanıydı.

 

Rakibi eğilip Hırsızın cesedinden ganimetini topladı.

 

Nie Yan da Şahinci Savaş Atını durdurmuş savaşı izliyordu. Fena değil. Acaba hangi loncadan? Gizemli Hırsız Seviye 23-24 civarında olmalıydı. Hançeri dışında bütün ekipmanları sıradandı. Belki de en kalitelisi Gümüş kademeydi.

 

Yakından baktığında Hırsızın Niuren Birliği üyesi olduğunu gördü. Adı Gaddardı ve Nie Yan bu ismi bildiği hissine kapılmıştı.

 

“Merhaba patron!” Gaddar yaklaşıp selam verdi. Nie Yan’ın buraya gelmesi onun için de şaşırtıcıydı.

 

“Merhaba.” Selamı aldıktan sonra yerdeki cesede baktı. “Tekniğin iyi.”

 

Muzaffer Dönüş oyuncusunun suikastı pürüzsüz gerçekleştirilmişti.

 

“Son zamanlarda senin görüntülerini izleyerek pratik yapıyordum. Anlaşılan çalışmalarım meyvesini vermiş!” Nie Yan’dan aldığı övgü Gaddarı ziyadesiyle mutlu etmişti. Çılgın Hırsızın onayı, ömrü boyunca unutamayacağı gururlu bir andı!

 

“Kasılıyor musun?” Nie Yan Gaddarın burada bulunma amacını merak etmişti.

 

“Yüz Hırsız takımının üyesiyim. Uyanık Salyangozun emriyle bölgede keşfe çıkmıştım.”

 

Nie Yan ve grubunun güvenliği için Guo Huai Yüz Hırsız Görev Gücünü önden bölgeye göndermişti. Keşif dışında düşman kaşiflerini de etkisiz hale getirmeleri emredilmişti. Şu ana kadar epey düşman öldürmüşlerdi.

 

“Yüz Hırsızdansan bu ekipmanının hali ne?” Yetenekli bir oyuncunun çöp ekipmanlar giymesi Nie Yan’ı şaşırtmıştı. Guo Huai Yüz Hırsız Görev Gücüne hazinedeki en iyi ekipmanları sunmuştu. Gaddarın üzerindeki ekipmanların bir açıklaması olmalıydı.

 

“Birkaç gün önce Muzaffer Dönüşten bir grupla savaştım. Üçünü öldürünce dikkati elden bırakıp ben de öldüm ve bütün ekipmanlarımı kaybettim. Hala da eski ekipmanlarımın kalitesini yakalayamadım. Sanırım çiğneyebileceğimden fazlasını ısırdım.” O sırada yanında bulunan kıza hava atmaya çalıştığından bahsetmemişti.

 

Gaddarın mevcut seviyesi yirmi beşti. Ölmeden önce en azından Seviye 27 olmalıydı ki, oyunun şu halinde bu seviye harikaydı. Kırmızı isimle ölüp seviye kaybetmesi gerçekten üzücü olmuştu.

 

“Hazineye gidip doğru düzgün ekipmanlar al. Yeterince liyakat puanın yoksa eksik kısmı sonra telafi edersin. Guo Huai’ye benim selamımı söyle yeter.” Böyle yetenekli bir oyuncunun çöp ekipmanlar giymesi büyük ayıptı.

 

“Teşekkürler patron!”

 

“Bundan sonra daha temkinli ol. Ekipmanlarını kaybetmemeye çalış.”

 

Gaddar utancını gülümseyerek kapatmaya çalıştı. “Çalışırım…”

 

“Öyleyse ben gidiyorum.”

 

“Kendine iyi bak patron!”

 

Nie Yan atını sürerken mırıldanmaya başladı. “Gaddar, Gaddar… Bu isim neden tanıdık geliyor? Nereden tanıdığımı çıkaramıyorum!” Biraz daha kafa patlattıktan sonra vazgeçti. Geçmişte gördüğü her yüzü hatırlaması imkansızdı.

 

Mırıldanırken Günah Geçidinin girişine vardı. Pusu için mükemmel bir yer. Elinde olmadan bu gerçeği vurguladı. Önündeki geçidin iki tarafında sarp yamaçlar vardı. Yamaçların yüzeyi pürüzsüzdü. Efsanelerde anlatılan kılıç kesiğinin gerçekliği delil buluyordu adeta.

 

Yukarı bakıldığında gökyüzü, iki yamaç arasında incecik bir çizgi halinde görülüyordu.

 

Nie Yan tepelerdeki garipliği gördüğünde eskilerden gelen, geçidin bir kılıç kesiği sonucu oluştuğunu söyleyen rivayetlere hak vermişti. Belki de bu efsane, geçidin gerçek hikayesini bilen biri tarafından yayılmıştı. Tıpkı kendisinin Karanlığın Bakışını tamamladığında pek çok sırra vakıf olduğu gibi.

 

Yarık yüzlerce metre uzunluğunda. Pusu için ideal!

 

Yamaçlara hızlıca göz gezdirdikten sonra 7-8 tane oyuk tespit etti. Günah Geçidinin yapısı karmaşıktı. Bu yüzden çok sayıda mağara olması doğaldı.

 

Guo Huai, hazinede kaç tane Tüy Düşüşü Mücevheri var?Nie Yan mücevherleri toplama konusunda çok önceden Guo Huai’ye talimat vermişti.

 

Sadece iki tane. Elimizden bu kadarı geldi. Ent Ormanını Uzman derecesinde temizledikten sonra yenilenmesi için beş gün gerekiyor. Oyuncularımız Ent Ormanını temizleyemeyecek kadar yüksek seviyeliler. Yan loncalardaki düşük seviyeli oyuncular olmasa elimizde hiç mücevher olmazdı.Acaba Nie Yan Tüy Düşüşü Mücevherlerini ne yapacaktı?

 

Eldeki mücevher sayısı iki olduğundan Nie Yan planını tekrar gözden geçirmeliydi.

 

Biraz düşünüp Muzaffer Dönüş ve Parlak Kutsal Alev ile ilgilenmek için başka bir plan hazırladı.

 

Nie Yan atını mahmuzlayıp Günah Geçidinin ortasına vardı. Karşısında kaotik bir savaş meydanı duruyordu. Muzaffer Dönüş, Parlak Kutsal Alev, Kutsal İmparatorluk ve Safir Tapınak oyuncuları birbirlerine girmişti. İki taraf da bütün şiddetiyle saldırıyordu.

 

Günah Geçidine gelin!Nie Yan geride bıraktığı Niuren Birliği oyuncularına emretti.

 

Savaş meydanındaki kaos, Nie Yan’ın savaş ruhunu ateşlemişti. Şahinci Savaş Atını geri gönderip karmaşaya katılmış ve düşman tarafından oyuncuları birbirleri ardına öldürmeye başlamıştı.

 

Günah Geçidine geldim. Neredesiniz?Nie Yan Miskin Tilkiye mesaj attı.

 

「Hah! Sonunda gelebildin demek! 7.000 kişi kaybettik!」Miskin Tilki kayıplarından ötürü üzgündü. Niuren Birliği biraz daha gelmeseydi Nie Yan’a küfretmeye başlayacaktı.Günah Geçidinin merkezinde, 673’teyiz. Altın Ejderhaya saldırı başlattık. Muzaffer Dönüş ve Parlak Kutsal Alev de burada.

 

Miskin Tilkinin sesinden savaşın aşağı yukarı ne durumda olduğu anlaşılıyordu.

 

Birazdan yanındayım.Miskin Tilkinin verdiği koordinat olan 673, yalnızca son üç haneydi. Hemen hemen aynı yerde oldukları için bu kadarı Nie Yan’ın onu bulması için yeterli olurdu. Bazı küçük haritalarda tek bir hane belirtmek bile yeterli olabiliyordu.

 

Nie Yan hemen Miskin Tilkinin yanına koştu.

 

Çok geçmeden devasa vücutlu yaratık görüş açısına girmişti. Yaratıktan kasıt doğal olarak Altın Ejderhaydı! On metre uzunluğundaki azgın yaratığın karın bölgesi ve bacakları kalındı. Pençeleri bıçaktan keskin, dişleri mızraktan sivri, kanatları cüssesini uçuracak kadar genişti. Etrafındaki oyunculara baskı uygulayan bir aura yayıyordu.

 

Altın Ejderhanın kanatları aşınmıştı. Belli ki bu kanatlarla uçması mümkün değildi.

 

Altın Ejderhalar normalde altın renginde olurlardı. Fakat bunun üzerinde siyah renkli garip runik işlemeler vardı. Nie Yan’ın beyninde tehlike çanları çalıyordu. Ejderhada şeytanlaşma işaretleri belirmişti!

 

Savaşacakları yaratık tam olarak Seviye 40 Şeytanlaşmış Altın Ejderha idi!






Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 44353 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr