Ebedi Şehirdeki beş Lorddan düşebilecek en çekici eşya Alt Efsanevi kademe bir silah olan Molag’ın Eriyik Hançeriydi. Hançer, tek elli silahlarda görülmeyen bir saldırı gücüne sahipti. Bazı Alt Efsanevi iki elli kılıçlarda bile ondaki saldırı gücü yoktu. Hırsızların en çok arzuladığı silahlar listesinde en üst sıralardaydı.

Her biri eşsiz özellikler barındıran Eriyik Hançerlerden oyunda yalnızca üç tane vardı. Bu üçünden fazlası elde edilemez veya üretilemezdi.

Ebedi Şehrin en cazibeli eşyalarından bir diğeri de Solga’nın Kara Parlak Deri Zırhıydı. Düşme ihtimali Eriyik Hançerinkinden bile düşüktü.

Sebebi de emsalsiz oluşuydu!

Tabii burada düşen asıl Solga’nın Kara Parlak Deri Zırhının küçük bir parçası olduğundan, özellikleri Alt Efsanevi kademe ekipmanlardan daha düşüktü. Bütün küçük parçalar bir araya getirilmeden Efsanevi kademe ekipmanın özellikleri gün yüzüne çıkmayacaktı.

Önceki hayatında uzun uğraşlara rağmen hiçbir oyuncu Solga’nın Deri Zırhını tamamlayamamıştı. Efsanevi kademe de olsa bu zırhın varlığı unutulmuştu.

Loncanın ilk keşif seferinde böyle bir eşya bulmaları Nie Yan’ı şaşırtmıştı.

Zırhın özellikleri lonca sohbetinde paylaşıldı.

Savunmaya bak! Zırhın özellikleri, özellikle de destek becerisi olan Seviye 3 Kara Parlak Bariyer gayet etkileyiciydi. Bazı Seviye 50 Altın kademe zırhlarda olmayan özellik, bu zırhta vardı!

Yüksek Güç şartı sefer grubundaki Hırsızların gözlerini korkutmuştu. Nie Yan gibi sıra dışı bir oyuncu dışında belki de kimse bu zırhı kuşanamazdı.

Nie Yan yine de nezaketen sordu. “Zırhı isteyen var mı?”

Neredeyse bütün Hırsızlar geri adım attılar. Böyle bir Güç koşulunu kim sağlayabilirdi?

Nie Yan bir de Tek Vuruş Yeminine baktı. “Ya sen? Sen de mi istemiyorsun?”

Gruptaki herkes Niuren Birliğinin çekirdeğini oluşturuyordu. Müstakbel Gölge Dansçısı Tek Vuruş Yemini de en güçlü oyunculardan olacaktı. Aralarından herhangi biri bir ekipman istediğinde liderleri olarak Nie Yan da bütün imkanlarını seferber ederdi. Kendisi için ekipman bulmakta sıkıntı yaşamayacağı için cömert davranabilirdi.

Tek Vuruş Yemini başını salladı. “80 Gücüm var, ama bunun çoğunluğu ekipmanlar ve mücevherlerden geliyor. O zırhı istesem de kullanamam.”

Bu seviyede sadece 80 Gücü mü var? Demek bütün puanlarını Hünere yatırmış!

Hırsızlar 500 Hünere ulaştıklarında, bu puanların bir kısmı saldırı gücü olarak geri dönerdi. 1000 Hünerde bonus saldırı gücü ikiye katlanırdı. Bütün Hırsızlar Hüner statüsüne yoğunlaşsa da çok az bir kısmı statü puanlarının hepsini Hünere yatırırdı. Hüner odaklı Hırsızlar çevik olurlardı. Saldırı hızları rakipsizdi. Fakat saldırı gücünden yoksun kalırlardı. Bu sebepten Hüner odaklı oyuncular eninde sonunda statü puanlarını dağıtmayı ve Güç statüsüne de yatırım yapmayı seçerlerdi.

Tek Vuruş Yemini 500 Hünere ulaşmış ve saldırı gücü eksiğini ekipmanlarla kapatacak seviyeye gelmişse, çizdiği yolda önemli bir adım kat etmiş demekti. 1000 Hünere ulaştığında verdiği karardan daha büyük memnuniyet duyacaktı.

Ön plana çıkan diğer Hırsızlar da reddettiler. Nie Yan dışında şartları sağlayan kimse yoktu. İstese şu anda zırhı kuşanabilirdi.

“Öyleyse ben alıyorum.” Kara Parlak Göğüs Zırhına ihtiyacı kalmadığında hazineye atabilirdi. O zamana kadar loncadan pek çok oyuncu zırhın koşullarını yerine getirebilecek seviyeye ulaşırdı.

Nie Yan zırhı kuşanıp statü penceresini açtı. Siyah bir mücevher gibi gizemli bir parıltıya sahip olan zırh, statülerinde önemli artışlar meydana getirmişti.

Düşen diğer iki parça ekipman Kara Altın kademeydi. Son düşman da yenildiği için Nie Yan herkese 500 puan dağıttı.

Liyakat puanı dağıtırken mümkün olduğunda bol davranıyordu. Böylece oyuncuları ona olan saygısı daha da artıyordu.

Goblin Topçusu tecrübe puanında da cömertti. Çoğu kişi seviye atlamış, atlamayanlar da en az %80 miktarında tecrübe kazanmışlardı.

Üç parça ekipmana ek olarak Enerji Anahtarı parçacıklarının sonuncusunu da elde etmişlerdi.

Beş parçacık bir araya getirildiğinde parlak bir ışık eşliğinde birleşmeye başlamışlardı.

“Patron, bu ne işe yarıyor?”

“Sitede yazılanlara göre Ebedi Şehrin Kutsal Bölgesinin kapılarını açıyor.”

“Orası neymiş?”

Nie Yan cevap vermeye tenezzül etmedi. “Gidip bakalım.”

Nie Yan meydanın ortasına doğru yürüyordu. Kulenin üzeri goblin medeniyetinin altın çağından kalma hikayelerle ve gerileme dönemleriyle alakalı bilgilerle doluydu. Irklarından kalanlar yalnızca asırlardır ayakta duran bu şehirdi. Adının Ebedi Şehir olmasının sebebi buydu.

Grup Nie Yan’ın peşine takılmıştı. Altlarındaki taş döşemeler, kaplumbağa kabuğu benzeri garip bir dairesel şekille meydanın dışına kadar ulaşıyordu.

Nihayet kulenin dibine geldiler. Girişte üzerleri pas tutmuş kadim kapılar vardı. Asırlar kapıları devirememişti ve açılmalarının bir yolu yok gibiydi.

Ortalarında ise bir anahtar deliği vardı. Metal aksam birbirine bağlanarak yapılmış kilidin boyutları devasaydı.

Nie Yan Enerji Anahtarını çıkardı.

“Bunlar kapı mı?”

“Cidden hiç kapıya benzemiyorlar. Ancak Ebedi Şehrin Enerji Çekirdeğine ulaşmak için bu kapıyı geçmemiz gerek.”

“O ne işe yarayacak?”

“Bilmem. Kalelerle bir bağlantısı olabilir.”

Oyuncular aralarında muhabbet ediyorlardı.

Nie Yan gruba doğru baktı. “Siz burada bekleyin. Ben hemen dönerim.”

Kutsal Bölgede hiç yaratık olmadığından Nie Yan çekinmeden girebilirdi. Enerji Anahtarını yavaşça deliğe soktuğunda, kilit içerisinde etkinleşen büyüden dışarıya doğru enerji yayılmıştı.

Anahtar tamamen deliğe girdiğinde kapılardan kör edici bir ışık yayıldı. Paslı kapılar birden temizlenmiş ve ilk yapıldıkları günkü gibi ışıl ışıl olmuştu.

Nie Yan kapıyı hafifçe itti. İçeri adımını attığında karanlığa gömüldü.

Kapı kapanmadan önce Kılıç Parıltısı arkasından seslendi. “Bir sorunla karşılaşırsan kaç!”

“Merak etme, bana bir şey olmaz.” İçeride yaratık olmadığına göre canını tehlikeye sokacak bir şey yok demekti.

Karanlığın içinde bir metre yüksekliğinde bir taş platformla karşılaşana kadar yürüdü. Platform üzerinde yukarıdan damlayan yeşil damlacıkların toplandığı metal bir kase vardı.

Kase, ağzına kadar yeşil sıvıyla doluydu.

Tabanında ise parlayan bir kristal vardı. Yumurta büyüklüğünde ve şeklindeki kristal yeşim gibi yemyeşildi.

Ebedi Şehrin Enerji Çekirdeği işte bu kristaldi!

Kristal ve birkaç tane NPC Bariyer Ustası ile Seviye 5 ve altındaki ileri seviye büyülere karşı dayanabilecek bir kalkan oluşturulabilirdi. Bu da oyuncular Seviye 150 olana kadar yeterdi. Nie Yan zamanında Cao Xu’yu öldürdüğünde bile Seviye 6 ileri seviye bilen Yüksek Büyücülerin sayısı yalnızca ikiydi.

Kalelerin savunmasında bariyerlerin önemi büyüktü. Düşmandan gelen büyülerin engelleniyor, içeriden gönderilen büyüler bariyerden sorunsuz geçiyordu. Fakat oyuncular bariyerden etkilenmeden girip çıkabiliyorlardı.

Yalnızca bu özelliği bile Enerji Çekirdeğini paha biçilemez kılıyordu.

Nie Yan kaseye elini uzatıp Enerji Çekirdeğini çıkardı. Kristalle birlikte sanki sıvının özü de gitmiş gibi yeşil renk de kayboldu.

Ardından Enerji Çekirdeğinin özelliklerine baktı.

Mega döngü goblinlerin enerji yoğunluğunu belirtmede kullandıkları birimdi. Seviye 1 ileri seviye büyülerin yaydıkları enerji ise 0.1 mega döngü miktarındaydı. Yani kaleye kurulan bariyer, Seviye 1 ileri seviye büyülerden 500 tanesini birden engelleyebilirdi!

İkinci Enerji Çekirdeğinin üretilmesi için on gün gerekecek. Öbür sefer bensiz gelirler artık. Yolu gösterdiğine göre bundan sonra onlara önderlik etmesine gerek kalmamıştı.

Enerji Çekirdeğini çantasına atıp dışarı çıktı. Kılıç Parıltısı ve diğerleri hemen öne çıkıp onu karşıladı.

“Nasıldı? Alabildin mi?” Kılıç Parıltısı Enerji Çekirdeğinin özelliklerine internetten baktığı için ne kadar değerli bir eşya olduğunun farkındaydı.

“Aldım.”

“Şimdi ne yapacağız?”

“Herkes karargaha dönsün. Biz de Ebedi Şehrin dışında biraz kasılalım.” Kasılırken fazla kalabalık olmaları hiç kimseye fayda vermezdi.

Tam da o anda Guo Huai’den çağrı geldi.

「Nie Yan, duyduğuma göre Seviye 40 Altın Ejderha Kalorun doğusundaki Günah Geçidinde ortaya çıkmış! Muzaffer Dönüş, Parlak Kutsal Alev, Kutsal İmparatorluk ve Safir Tapınak çoktan bölgeye intikal etmiş. Biz de gidecek miyiz?」

Altın Ejderha oldukça nadir ve en üst kademe hizmetkarlardandı!

「Elbette gideceğiz! Neden gitmeyelim? Eğlenceden mahrum mu kalalım?」