Nie Yan kitabın dördüncü sayfasını çevirdi. Böyle dayanıklı sayfaları üretmek için kim bilir ne tür malzemeler kullanmışlardı? Sayfada Ortak Yönetim Zamanında kullanılan yazıyla epey detaylı olaylar anlatılmıştı. Oyuncunun Yüce Hırsız ve Gölge Dansçısı olmasını sağlayacak tekniklere yer verilmişti. Bu teknikleri geliştirmek için alıştırmalar, Hırsızın sezgisini keskinleştirmek yöntemler ve daha nice faydalı bilgi mevcuttu. Yazanların pek çoğu geçmiş hayatında internete yüklenen görüntülerde bulamayacağı şeylerdi. Güneşin ve Gölge Katilinin hiç kullanmadığı teknikler bile görmüştü.

Yüce Hırsız ve Gölge Dansçısı olma yolunda en detaylı rehber buydu!

Artık körü körüne deneyerek bir yerlere varmaya çalışmasına gerek yoktu. Yüzden fazla tekniğin arasında Nie Yan’ın aşina olduğu başlangıç, orta ve ileri seviye hareket teknikleri vardı. Birkaç tanesinde ustalaşmak oyuncuya istediği yere girip çıkma özgürlüğü verirken, beş veya altı tanesinde ustalaşmak bütün oyunculara tepeden bakmasını sağlayabilirdi.

Nie Yan’ın bütün bu teknikleri öğrenmeye niyeti yoktu. 5-6 tanesini öğrenmesi yeterliydi. Hem zaten belirtilen tekniklerin bazıları aşırı derecede zordu.

Beşinci sayfa unutulmuş sırlardan bahsediyordu. Bilge İhsanın ekipman setinin yeri, Somodo Büyük Kılıcının kökenleri gibi bilgilere ulaşmak mümkündü. Ab-ı Hayat ve Kutsal İksirlere bile değinilmişti.

Atlanta Kıtası tarihi koyunca ortaya çıkan bütün efsanevi nesne hakkında bilgi bulunuyordu.

Nie Yan sayfayı çevirdi.

Altıncı sayfada cezbeden parlaklığıyla bir destansı yıldız tasarımı vardı. Nie Yan sayfaya baktığı anda zihninde bir dizi görüntü oynamaya başladı. Geçmiş çağlara ait bilgiler sel gibi zihnine akıyordu.

Bütün bu bilgiyi kabul etmek zorundaydı. Bir süre sonra zihnine akan her bilgi öğrenilmişti.

Bir beceri, bir de unvan… Nie Yan hemen beceri penceresini açtı. Alim adında yeni bir pasif beceri kazanmıştı. Açıklamayı okurken becerinin ne büyük faydalar sağladığını anlamış oldu. Öncelikle Zekası %200 artmıştı. Maalesef Büyücü olmadığı için bu özelliğin pek faydası yoktu. İkinci büyük kazancı İyi Tarafa ait olan elf, yarı insan ve diğer bütün ırkların lisanlarını öğrenmişti. Son olarak her on günde bir geleceği görme yeteneği kazanmıştı. Gerçekleşecek büyük olayları, tarihin seyrini değiştirecek gelişmeleri vs. öngörebilecekti. Büyük Alim unvanı ise bütün uluslarda 50 Nüfuz artışı sağlıyordu. Artık transfer noktalarını kullanırken hiçbir ücret ödemeyecekti ve kasaba veya şehirlerdeyken muhafızların koruması altında olacaktı. Ayrıca şehir içinde at sürebilme ve vikont aşağısı rütbeye sahip olan herhangi bir NPCyi muhafızlar aracılığıyla cezalandırma ayrıcalığı da elde etmişti!

Vikont aşağısındaki oyuncu ve NPCler Nie Yan’ın önünde saygılı olmak zorundalardı. Herhangi biri tarafından hakarete uğrarsa, karşı tarafın suçunun ağırlığına göre Nüfuzunu kullanarak bir günden beş güne kadar hapis cezası verebilirdi! Bu ceza özellikle oyuncular için felaket demekti. Hapiste seviye atlayamazlardı! Tek yapabilecekleri zindanda oturup beklemekti!

Büyük Alim unvanının gücü işte buydu!

Bugünden itibaren Nie Yan ayrıcalıklıydı. Çoğu unvanın etkileri belirli şehirlerde veya uluslarda kullanılabilirdi. Ancak Büyük Alim öyle değildi. Zümrüt ve hatta Atlas İmparatorluğunun en ücra köşesinde bile unvanın ayrıcalıklarından yararlanabilirdi.

Şehirlerinde mutlak otorite sahibi olan baş yöneticiler bile Alim unvanlı kişileri gücendirmek istemezlerdi. Çünkü bu kişilerin geleceği görme yetenekleri vardı!

Hakarete uğradığında karşı tarafı hapse attırma kısmını okurken Nie Yan’ın yüzünde pis bir gülümseme belirmişti. Zihninde kurnaz bir plan kurmaya başladı. İlk hakaret eden taraf olmadığı sürece Gök Kıranı yemleyip kendisine hakaret ettirebilirse güzel bir gösteri izleyebilirdi.

Maalesef bu numara yalnızca bir defa işe yarardı. Ancak o da yeterdi. İnsanlar önünde küçük düşmenin psikolojik etkisi, cezanın fiziksel kısmından çok daha etkili olacaktı.

Öngörüleri ile Zümrüt veya Atlas İmparatorluğuna, karanlıktan yeryüzüne çıkmaya çalışan habis güçlere karşı verdikleri savaşta yardımcı olan Büyük Alimler Kahin unvanını alırlardı!

Yedinci sayfada büyülü bir runik çember içindeki heybetli bir aygırın çizimleri vardı. Çember sayesinde oyuncu bu atı binek olarak çağırabiliyordu.

Nie Yan ister istemez şaşırmıştı. Şahinci Kırlıklarında yaşayan ve buradan isim alan Şahinci Atları, asil hayvanlardı. %300 hareket hızı bonusları ile rüzgâr gibi giderleri. Önceki hayatında bu türün en ucuza satılanı bile 50 altın ediyordu. Şahinci Savaş Atı gibi lükse kaçan çeşitler sadece yüksek statüdeki insanlara sunulurdu. Kraliyet ahırlarında yetiştirilen Şahinci Atları 50.000 altına kadar satılabilirdi. Lâkin bu atı almak için altından fazlası lazımdı. Alıcının en düşük marki rütbesinde olması, Kalorda 50 Nüfuzu geçmesi gibi bazı şartları sağlamayanlara parası olsa bile at satılmazdı!

Bu iki şartı sağlamak inanılmaz zor işlerdi. Önceki hayatındaki büyük loncaların liderleri bile bu bineklere gıpta ile bakarlardı.

Nie Yan Şahinci Savaş Atını görmek için sabırsızlansa da burası uygun bir yer değildi.

Yedinci sayfadan sonra bir sayfa daha kalmıştı.

Son sayfayı açan Nie Yan’ın yüzü aydınlandı.

Sayfadan yayılan ışığın içinde kadim bir savaştaki devasa ordu, sayısız görkemli kule ve gökyüzünde savaşan melekler ve şeytanlar vardı. Gözlerinin önünde geçen savaş manzaraları ile sanki savaşa bizzat tanıklık ediyormuş gibi hissediyordu. Dünyanın tarihi detaylarıyla önüne sunuluyordu.

Tanık olduğu her şey zamanın azizliğine uğrayıp kaybolmuştu.

Duyuruların altında Ortak Yönetim Zamanının detaylı bir tanıtımı mevcuttu. Yeni bir çağ açılıyordu. Zümrüt ve Atlas İmparatorlukları kara bineklerinin oyunculara satışını meşrulaştıracaktı. İki imparatorluğun şövalyeleri habis yaratıkları kovdukları için sevinç çığlıkları atıyorlardı.

Ek paketin yayınlanmasını takiben oyuna eklenecek yeni özellikler sayesinde yeni başlayanların öndekilere yetişmesi için fırsat doğacaktı. Düşük seviyelerde seviye atlamak için gereken tecrübe puanları ciddi manada düşürülecekti. Oyun içi para, düşük seviye beceriler, Altın ve Kara Altın kademe ekipmanlar artık daha çok düşecekti. Ayrıca ilk yamada beş tane yayınlanmasıyla birlikte oyuna kaleler eklenecekti ve kaleler habis yaratıklar tarafından korunacaktı. Kaleleri kim temizlerse sahibi o olacaktı. Bunların yanında Element Salonu ve Kutsal Tapınak gibi zahmete girmeden ileri seviye büyü öğreten yerler ortaya çıkacak, büyü sınavlarının zorluğu düşürülecekti. Aynı zamanda Saklı Tarih ek paketine özgü Seviye 60-120 arasındaki görev zincirleri oyunculara sunulacaktı. Seviye atlamak daha hızlı olsa da bu görevlere başlanması hayli zaman alacaktı.

Sekizinci sayfayı çevirmesinin Saklı Tarih ek paketini tetikleyeceğini beklemiyordu. Bu durum canını sıkmıştı. Zaman diliminde bir büyük değişim daha meydana gelmişti! Bunun olacağını bilseydi son sayfayı hiç açmazdı! Böylece geleceği tahmin etmesi daha kolay olabilirdi! I. Cildi tamamlamasıyla Saklı Tarih ek paketinin bir bağlantısı olduğunu zaten düşünüyordu, ama bu şekilde bir bağlantı hiç mi hiç hoşuna gitmemişti!

Tek bir sayfayı çevirmesi oyunun bütün kaderini değiştirmişti!

Bu sırada oyuncular arasında hengame vardı.

“Ne oluyor lan? Hangi dallama açtı şu kitabı?”

“Ne bileyim ben.”

“Ek paket yayınlanınca seviye atlamak kolaylaşacakmış. Gerçekten öyle olacak mı dersin?”

Oyuncular hazırlıksız yakalanmışlardı. Kitabı açan kişi hakkında ateşli bir tartışma başlamıştı. Zindana giren takımlar çaresiz geri dönmüşler, zindanda olanlar ise bir an önce dışarı çıkabilmek için hızlarını artırmışlardı.

Her şehir ve kasaba oyuncularla dolup taşmıştı. Herkesin dilinde duyurular vardı. Seviye atlamanın kolaylaşacağı bilgisi geldiğinden kimse kasılmakla uğraşmıyordu. Şu an herkes rahatlamış, oyunun tadını çıkarıyordu.

「Nie Yan, duyuruların sebebi sen misin?」Guo Huai Nie Yan’ın Düzen Kitabı bölümlerine sahip olduğunu bilse de, detaylara hakim değildi.

「Evet, benim. Yarın herkes oyuna girdiğinde loncanın en iyilerinden 600 kişi toplamanı istiyorum.」Madem ek paket yayınlanacaktı, öyleyse elini çabuk tutup diğer loncaların önüne geçmeliydi. Aksi halde olacakları bilmesinin bir faydası olmazdı.

「Tamamdır, hallederim.」Guo Huai onun önemli bir şey yapma niyetinde olduğunu anlamıştı.

「Ayrıca Gök Kıranın yerini bilmem gerek. Şu an Kalorda mı? Öyleyse eğer hemen haber verin bana!」Nie Yan şeytani planını devreye sokacaktı. Gök Kıranın öfkeli doğasını bildiğinden zorlanacağını düşünmüyordu. Gece Düzenbazını da önceki hayatından az çok tanıyordu. Onu tongaya düşürmenin kolay olmayacağının farkındaydı.

「Gök Kıranı ne yapacaksın?」Şehir sınırları içerisinde Gök Kırana bir şey yapamazlardı. Yoksa Nie Yan onunla anlaşmaya mı varacaktı?

「Dikkatle izle. Gök Kıran bu defa fena halde bozulacak.」Nie Yan kıkırdadı. Ek paket büyümek için ele geçmesi zor bir fırsattı. Kutsal İmparatorluk ve Parlak Kutsal Alev arasındaki kale savaşına birkaç gün kalmışken Gök Kıranı hapse attırabilirse zafer şansı yükselirdi.

「Pekala, hemen buldurup sana haber veririm.」Nie Yan’ın ne planladığı hakkında zerre kadar fikri olmasa da arkadaşını iyi tanıdığından Gök Kıranın başına gelecekleri az çok tahmin ediyordu. Nie Yan başaracağının garantisi olmadan bir işe kalkışmazdı. Bu yüzden Guo Huai de heyecanlanmıştı. Gök Kıran muhtemelen farkında bile olmadan Nie Yan’ın tuzağına düşecekti.

Çok geçmeden haber geldi. Gök Kıran şu anda yanında bir grup adamıyla birlikte Kalorun kalbindeki müzayede evindeydi.

「Gölge Katili de yanındaymış!」

Nie Yan gülerek karşılık verdi.「Sorun değil. Gösteriyi bir kişinin daha izlemesinde zarar yok.」