Nie Yan hızlı bir beyin fırtınası ile Gerçek İllüzyonu nasıl tuzağa düşürebileceğini düşünüyordu. Kendi ayaklarıyla tuzağa yürümeliydi.

Sıradan tuzaklarla Gerçek İllüzyonu yakalamasına imkân yoktu. Daha kurnazca bir yöntem kullanmalıydı.

Sistem kesin hesaplamalarla Gerçek İllüzyonun etkinliğini maksimuma çıkarıyor ve en doğru hamleleri yapmasını sağlıyordu. Bunu yaparak Gerçek İllüzyonun yeteneklerini insanüstü bir seviyeye çıkarıyordu. Lâkin sistemin adil olması gerekiyordu. Bu yüzden Gerçek İllüzyon Nie Yan’ın maharetlerinden bihaberdi. Aksi halde Nie Yan’ın yetenekleri ve savaş kabiliyetleri ne kadar yüksek olursa olsun, Gerçek İllüzyonu mağlup edemezdi.

Dikkatle düşündükten sonra en iyi yolun saldırı hızını ve düzenini değiştirerek Gerçek İllüzyonun katı algoritmasını kandırmak olacağına kanaat getirdi.

Statüleri, özellikle de saldırı ve hareket hızının ona kazandırdığı savaş gücünü hesaplıyordu. Elbette onun hesap hızı düşmanınkiyle boy ölçüşemezdi ve hesabının sonucu da kesin olamazdı. Hmm… Saldırı hızımın %95’ini kullanarak üstüme çekeceğim.

Nie Yan farkında olmadan on dakika geçivermişti. Her ikisi de yaptıkları hamlelerden sonra hızla çekilip düşmanını tartarken aynı zamanda da gücünü muhafaza ediyordu. Göğüs göğüse savaştaki bir Hırsız için ihtiyatlı hamleler yapmak son derece önemliydi. Bitirici hamleyi yapmadan önce düşmanının her zayıflığını en ince ayrıntısına kadar görmeliydi. Düşmana asıl saldırıyı yapmadan önce bilgi toplama taktiği Hırsızların elinde gayet iyi işliyordu.

Ayrıca Nie Yan çaktırmadan bazı açıklar vermeye başlamıştı. Düz tutuşla daha kolay savuşturabileceği saldırıları bile hançerini ters tutarak savuşturmaya başlamıştı.

Nie Yan dünya çapında bir oyunculuk sergiliyordu. Azalan saldırı hızı ve savunma kabiliyetlerini rakibe öyle kusursuz gösteriyordu ki, sanki gerçek gücü bu seviyedeymiş gibi algılanıyordu.

Neredeyse herkesin savaşta bazı gariplikleri olurdu. Yetenekli bir oyuncu bu gariplikleri arayıp rakibine karşı kullanmaya çalışırdı. Fakat yapay zekâ böyle değildi. Nie Yan’ın oyunları sonucunda Gerçek İllüzyon gördüğü en büyük açıklığı, yani Nie Yan’ın hançerini ters kavrayışını kullanmaya karar verdi.

Bir kez daha çarpıştıktan sonra Gerçek İllüzyon kamuflaja girdi. Bir süre ortaya çıkmak yerine gölgelerde gizlendi. Nie Yan iki dakika boyunca onu beklemişti. Yolunda gitmeyen bir şey olduğu hissiyle derin bir nefes alıp hazırlandı. Fırtına yaklaşıyordu! İki dakika boyunca beklemesinin nedeni muhtemelen becerilerinin bekleme süresinin dolmasıydı.

Nie Yan işi sonuca bağlayacakken batırmak istemiyordu. Beceri çubuğunu tekrar tekrar kontrol edip bir eksik olmadığına emin olduktan sonra etrafına bakındı.

Tam o anda Gerçek İllüzyon arkasında belirip hançeriyle Nie Yan’ın başını hedefledi. Nie Yan arkasını dönemeden Gerçek İllüzyon hançerini savurdu.

Nie Yan Gölge Valsi ile saldırıyı atlatıp Gerçek İllüzyonun arkasına geçti ve az önce atlattığı saldırının aynısıyla karşı saldırıya geçti.

Gerçek İllüzyon hemen arkasını dönüp hançeriyle saldırıyı engelledi. Savaşın başından beri silahlarının kıvılcımı göründükten sonra geri çekilmedikleri tek an buydu. İkisinde de kontrol becerileri olmadığından arka arkaya saldırılar yaparak rakiplerini etkisiz hale getirmek zorundalardı.

Nihayet Nie Yan Hayati Vuruş becerisini isabet ettirdi. Ardından Bağırsak Dökücü ile devam etti. Gerçek İllüzyon 100 kadar hasar almıştı, ama karşı saldırısında Hain Bıçak ile 300 hasar verdi.

Gerçek İllüzyonun saldırı ve savunması Nie Yan’dan yüksekti. Çatışma uzadıkça Nie Yan’ın canı %15’in altına kadar indi. Hemen geri çekilip Orta Sağlık İksiriyle canını doldurdu.

Ne tür saldırıyla karşılaştığı değişmeksizin Nie Yan hepsini hançerini ters tutarak engelliyordu. Gözdağı gibi kilit rol oynayabilecek becerileri kullanmamaya özen gösteriyordu.

Gerçek İllüzyonun canı her çarpışmada azalıyordu, ama Sağlık İksiri olan tek kişi Nie Yan değildi. Sahtesinde de aynı iksirlerden vardı.

Lanet olsun! %30’a kadar düşürmüştüm canını. Şimdi tekrar doldu! Gerçek İllüzyon aldığı bütün hasarı tek bir iksirle boşa çıkardığında Nie Yan gerçekten öfkelenmişti. Belli ki yıpratmaya yönelik savaşlardan kaçınması için bir çeşit mekanizması vardı. Ancak yöntemin Sağlık İksiri olmasını Nie Yan da beklemiyordu. Tahmin ettiği gibi buradan galip çıkmasının tek yolu savaşın kontrolünü ele geçirmek ve beklenmeyen bir anda şiddetle vurmaktı.

Nie Yan saldırmak için fırsat kolluyordu. İkisi de Gözdağı veya Sarsıcı Darbe becerilerini kullanmamıştı. En güçlü becerileri de beklemede tutuyorlardı. Sadece bekleme süresi düşük olan becerilerle rakiplerinin canlarını azaltmaya çalışıyorlardı.

Tabii yıpratma savaşında canı daha hızlı azalan taraf Nie Yan’dı.

Bir süre sonra da hayatta kalabilmek için Bandaj uygulamaya başlamıştı. Nie Yan kendini türlü yöntemlerle iyileştirirken Gerçek İllüzyonun sabrı nihayet taştı. Gölge Valsini etkinleştirip Nie Yan’ın yanında belirdi ve Gözdağını etkinleştirdi.

Nie Yan’ın vücudu kaskatı kesildi. Kısa bir anlığına hareketi engellenmişti!

Gözdağı ile vurulmadan önce hançerini düz vuruşa almıştı.

Nie Yan’ın hançer tutuşunu gören yapay zekâ kontrollü Gerçek İllüzyon saldırı anının geldiğine karar verip, Nie Yan’ın alnına doğru hançerini savurdu.

Hançer şimşek hızında hedefine yaklaşıyordu.

Nie Yan şayet önceki gibi hançerini ters kavramış olsaydı savuşturmak için yeteri kadar zamanı olmayacaktı.

Gözlerini kısıp yaklaşan hançerini kaldırdı ve Gerçek İllüzyonun saldırısını savuşturdu.

Gerçek İllüzyonun kafası karışmıştı. Şaşkın ifadesiyle verilerinin üzerinden geçti. Tekrar tekrar gözden geçirmesine rağmen verilerde hata bulamadı.

O sırada Gözdağının etkisi sonlandı.

“Sıra bende.” Nie Yan sırıtarak Gözdağını etkinleştirip Gerçek İllüzyonu hareketsiz hale getirdi.

Gölge Valsi ile arkasına geçerek sırtından Hain Bıçak ile vurdu. Gerçek İllüzyon arkasını döndüğünde Nie Yan Bağırsak Dökücü ile saldırdı. İllüzyonun bedeninden kan fışkırıyordu.

Hayati Vuruş!

Geri çekilmeden önce bir de Hayati Vuruş ile saldırıp rakibini hasara boğdu. Gerçek İllüzyonun üstünden çeşitli hasar değerleri fırlıyordu. Zehir hasarı, kanama hasarları, saldırısıyla verdiği hasar…

Gözdağının etkisi geçtiğinde Gerçek İllüzyon geri çekilmeye çalıştı. Ancak o hiçbir şey yapamadan Nie Yan arkadan Boğucu Vuruş ile saldırıp onu Gerçek İllüzyonu sersemletti. Hedefe saldırıldığında Boğucu Vuruşun sersemletme etkisi sona erdiğinden Nie Yan bu sürede saldırmak yerine hedefinin arkasına geçti. Saldırısına Sarsıcı Darbe ile devam etti. Ardından Suikast ve Yırtıcı derken Gerçek İllüzyonun yanına geçip hançerini boğazına dayadı. Son hamleyi Gırtlak Kesiği ile yapıp rakibinin boğazını kesti.

Muhteşem bir sersemlik kilidi sergilemişti!

Gerçek İllüzyona karşılık verme fırsatı tanımamıştı!

Kontrol becerileriyle düşmanını en fazla bir saniye etkileyebilmesine rağmen bunlar zincir halinde art arda kullanıldığında rakip kilitleniyordu. Bu tarzda çok fazla becerisi olmamasına rağmen zamanlaması ve verimli kullanımı ile Hırsızlarda sersemlik kilidini bambaşka bir boyuta taşımıştı.

Gerçek İllüzyonun canı sıfıra düştü. Sendeleyip yere yığıldıktan sonra vücudu gölgeler içinde dağılıp yok oldu.

Nie Yan sırıtıyordu. Sonunda kopyasını mağlup etmişti, ama beklediğinden daha zor olmuştu. Cesedin dağıldığı yere baktığında yerde duran siyah bir pelerin gördü.

Kaliteli bir Hırsız ekipmanı olmalı!

Eğilip pelerini aldı.

Şahsına özel bir ekipman elde etmişti! Pelerini ondan başkası kullanamazdı. Özellikleri bayağı iyiydi, ama asıl değerini destek becerisinden alıyordu. Boşluk Örtüsü inanılmaz kullanışlı bir beceriydi. Hayatı tehdit altında olduğunda kurtulmak için bu beceriyi kullanabilirdi. Daha da önemlisi, bu beceri sayesinde en az beş tane Alt Efsanevi kademe ekipman ve bir düzineden fazla Efsanevi ekipman parçası elde edebilirdi!

İşte bu yüzden beceri çok değerliydi.

Pelerin otomatik olarak bağlandığından ticareti yapılamıyor veya ölüm halinde yere düşmüyordu. Bir gün bu pelerine ihtiyaç duymayacak olursa silebilir ve sonsuza kadar yok edebilirdi.

Boşluk Örtüsünün iki gün bekleme süresi vardı, ama her ne hikmetse pelerin bağlandığında beceri kullanıma hazırdı.

Kısa süre düşündükten sonra bu durumun şu an bulunduğu görev haritasında beceriye ihtiyaç duyacağından kaynaklandığını anladı. Gerçekten Gizli Ay Diyarında Boşluk Pelerinimi kullanmak zorunda mı kalacağım?

Özel görevlerin içerikleri, görevi üstlenen kişinin sınıfına görev değişiklik gösterebiliyordu. Nie Yan bir Hırsız olduğuna ve böyle bir eşya düşürdüğüne göre, muhtemelen görev esnasında pelerine ihtiyaç duyacaktı.

Eninde sonunda belli olacaktı. Şimdiki hedefi uzakta yanan ateşti. Gerçek İllüzyondan sonra hiçbir düşman unsurla karşılaşmadı. Yaklaştıkça gecenin rengiyle zıtlaşan beyaz bir çadır gözüne takıldı. Önünde yana ateşin etrafında NPCler dizilmişti.

Nie Yan acele etmedi. Daha iyi görebileceği bir yere doğru yavaşça hareket etti. Çalıların altından NPClerin yüzlerini seçebiliyordu. Üçü erkek, ikisi kadın, toplamda beş beyaz elfle karşı karşıyaydı. Hepsi de Büyücüydü. Irkları gereği pürüzsüz tenlere ve güzel yüzlere sahiplerdi, ama gerçek elflerin aksine kulakları sivri değildi. Daha çok yarı elf gibi duruyorlardı.

Nie Yan Kayboluş ile beyaz elflere arkadan yaklaşıp Üstün Seziyi etkinleştirdi.

Bu bir Seviye 35 Elitti! Diğerlerinin güçleri de büyük ihtimalle bununkine benzerdi. İnsanımsı vücutları ve kendilerine özgü isimleri olan bu yarı elfler dişli rakipler olmalıydı. Nie Yan çadırın açıklığından içeri baktığında yatakta uzanan bir kız gördü. Kızın yüzü görünmese de üzerinde süzülen kağıt açıkça görülüyordu. Her renkten büyü enerjisi etrafında parıldıyordu. Nie Yan bu kağıdı anında tanımıştı! Nihayet aradığı şeyi, yani Erdem Bölümünü bulmuştu!

Boş yere o kadar aramış, bu haritaya geldiğinde ise ilk geldiği yerde bölümü bulmuştu!

Tam ortaya çıkacakken yarı elflerin kulakları titredi. Bir şey duymuş gibilerdi.

Elfler dikkatle etraflarına bakarlarken Nie Yan nefesini tuttu. Arayışları sonuçsuz kalan elfler muhabbetlerine geri döndüler.

Nie Yan yavaşça ayağa kalktı. Bu yarı elflerle savaşmasına gerek yoktu. Tek istediği Erdem Bölümünü ele geçirmekti.

Ancak önceki bölümlerden edindiği tecrübeye dayanarak söyleyebilirdi ki, bölümü koruyanlar yalnızca bu beş elit elf olamazdı!