Bölüm 211: Yenilmez

avatar
4860 40

Rebirth of the Thief Who Roamed the World - Bölüm 211: Yenilmez



 

Onca zaman sonra nihayet Kıyım Zebanisi Madalyonu düşürebildim! Nie Yan ister istemez heyecanlanmıştı. Hırsız madalyonundaki iki yan beceri de oldukça etkileyiciydi.

 

Kıyım Zebanisi Madalyonu (Hırsız)

Seviye: Kıdemsiz (Orta seviyeye yükseltmek için kendinden en az 2 seviye üstte 1.000 oyuncu öldür.)
Tanım: Kıyım ile yükseltilebilir. Lâkin her yükseltme oyuncuyu daha dayanıksız hale getirir.
Özellikler: Saldırı +%20, Savunma -%20, Hüner +20, Seviye İhmali +3, Zırh Delme
Kıdemsiz Deli Dönüşümü: Can %50 altına düştüğünde oyuncu deliye döner. Saldırı ve Hareket Hızı %30 artar. Her öldürülen düşman fazladan 10 Saldırı kazandırır.
Bekleme Süresi: 30 saniye
Kıdemsiz Zihin Bağışıklığı: 3 saniye boyunca bütün büyülere karşı bağışıklık sağlar.
Bekleme Süresi: 30 saniye
Kısıtlama: Sadece asıl sahibi tarafından kullanılabilir. Oyuncunun eline düştüğü anda otomatik olarak bağlanır. Ticareti yapılamaz, yere düşmez. Yok edilebilir.

 

Madalyonun Hırsız versiyonu, Büyücü versiyonundan biraz farklıydı. Özelliklerinin güzelliği dışında içerdiği iki beceriyle asıl değerini kazanıyordu. Deli Dönüşümü canın %50’nin altına düştüğü durumlarda oyuncunun saldırı gücünü müthiş artırıyordu. Fakat ondan daha önemlisi Zihin Bağışıklığıydı. Sık sık PvPlerde kendini deneyen Hırsızlar ne tür becerilerin kendilerine en büyük tehdit oluşturduğunu bilirlerdi. Hiç şüphesiz bu beceriler kitle kontrol becerileriydi! Önceki hayatında resmi web sayfasında yayınlanan bir araştırmada Hırsızların PvP sırasında en çok ölümüne yol açan beceriler açıklanmıştı. İlk sırada %52 oranla Savaşçıların Sinir Kesiği vardı. Ondan hemen sonra %35 ile Büyücülerin kitle kontrol büyüleri geliyordu. Sonrasında da %9 ile patlayıcı yüksek hasar…

 

Savaşçıların Sinir Kesiği ilk sıradaydı. Hırsızları en kolay bastırabilen sınıfların Savaşçı sınıfları olduğu inkar edilemezdi. Ancak bir Hırsız, eğer bir Büyücüye mağlup olduysa bunun arkasında kesinlikle kitle kontrol büyüleri var demekti. Kitle kontrol büyüleri patlayıcı hasardan çok daha korkutucuydu.

 

Geniş çaplı savaşlarda veya herhangi bir mücadelede Hırsızların favori hedefleri her zaman Rahipler olurdu. Kumaş zırhlı destek sınıfı olduklarından Rahipler saldırılara karşı dayanıksızlardı. Parıltı Mührü ve Aydınlık gibi sinir bozucu becerileri de Hırsızları üzerlerine çekmelerindeki sebeplerdendi. Kısacası Hırsızların ilk hedefi olmaları gayet doğaldı.

 

Ve Rahiplerin en ustalıkla kullandıkları kitle kontrol büyüleri Zihin Büyüleriydi! Zihin Bağışıklığı gibi bir beceriye sahip olması Nie Yan’a muazzam bir avantaj sağlıyordu.

 

Nie Yan’ın Kıyım Zebanisi Madalyonunu bu kadar arzulamasındaki başka bir sebep de biri Kutsal Rahip, diğeri de muhtemelen Gölge Rahibi olan Kara Cennet ve Kara Cehennemdi. İkisinden en azından birinin Zihin Kontrol Büyüsü kullanma ihtimali çok yüksekti. Kıyım Zebanisi Madalyonunun Zihin Bağışıklığı ve On Efsanevi Şövalye Nişanının Kutsal Nesebiyle ikilinin kendisine karşı oluşturduğu tehdidi yok etmişti.

 

Nie Yan Kara Cennet ve Kara Cehennem ile olacak karşılaşmanın hazırlıklarını tamamlamıştı. Kara Cennet önceki hayatındaki Yedi Başpiskopostan biri olduğundan ilk hedefi ikiliyi Niuren Birliğine dahil etmekti. Şu anda Kara Kahraman üyeleri olsalar da, o loncanın ömrü fazla uzun değildi. Yani yakın zamanda loncaları ortadan kalkabilirdi. Uyum Bölümünü almak için ikisinin üstüne bir baskın grubu yollamak akıllıca olmazdı. Çünkü bu durumda geleceğin başpiskoposlarından birini başka bir loncaya hediye etmiş olurdu. Adamlarından birkaçını Kara Cennet ve Kara Cehennemi izlemekle görevlendirmişti. Fakat o ikisi son derece dikkatliydi. Her saat başında konum değiştiriyorlardı. Haliyle Nie Yan’ın gönderdikleri bir türlü ikiliyi bulamamıştı.

 

Bulunamadıkları için Nie Yan yerinde durup onların gelmesini bekleyecekti. İkisine oldukça güzel bir cevap hazırlamıştı. Kıyım Zebanisi Madalyonu da tam zamanında gelmişti.

 

Pullu Kurbağadan düşen mücevherlerin her ikisi de Talih Mücevheriydi. Nie Yan beceri kitabına baktı. Zehirli Duman Bulutu, Esrarlı Büyücülerin öğrenebileceği bir alan etkili büyüydü. Büyüye yakalanan bütün varlıklar saniyede 10 hasar alırlardı. 3.030 metrelik mesafeye kadar yayılan zehir bulutu, alan içerisinde her yerde aynı etkinlikteydi.

 

Bu beceri kitabı, loncayla kontrat imzalamış üyelerden birine gidecekti.

 

Kıyım Zebanisi Madalyonunun Hırsız versiyonu dışında bir de beceri kitabı düştü.” Nie Yan madalyonun özelliklerini paylaşarak etraftakilerin merakını giderdi.

 

Madalyonu görünce Güneşin gözleri parlamıştı. “Ben de yüz kişi öldürsem Kıyım Zebanisi Madalyonu düşürebilir miyim?

 

O kadar adam öldürebilmek için ciddi zamana ihtiyacın var. Becerebilirsen sonrasında buraya gelip şansını deneyebilirsin. Kesinlikle düşecek diye bir kaide yok. Düşüremezsen eğer en baştan başlamak zorundasın. Ne kadar zaman kaybedeceğini hayal edebiliyor musun? En iyisi seviye atlamaya odaklanman ve bu sırada da yüksek kaliteli eşyalar bulman olur.

 

Doğru… Neyse o zaman, kısmet değilmiş.

 

Loncanın Hırsızlar için Seviye 30 Altın kademe setleri var. Hızla seviyeni artırmaya bak ki o setleri kuşanabilesin.” Güneş hala çocuksu tavırlara sahip olsa da yeteneğinin eşi benzeri yoktu. Buna rağmen ciddi bir rehberliğe ihtiyacı vardı.

 

Güneş Nie Yan’ın Lord sınıf Pullu Kurbağayı tek başına öldürüşünü izlerken derin bir gerçeğin farkına vardı. Zihninde artık hedef bellediği şey Nie Yan’ın ta kendisiydi. Tıpkı onun gibi olağanüstü bir Hırsız olmak istiyordu!

 

Pekala millet, sunucular kapanmadan önce elimizden geldiğinde çalışalım.” Sunucuların kapanmasına hala yarım saat kadar zaman vardı.

 

Nie Yan ve diğerleri Pullu Kurbağa avına devam ettiler.


 

Kalor transfer noktasında iki kişi belirdi.

 

İkisi de vücutlarını siyah pelerinlerle örtmüşlerdi. Bu kişiler Uyum Bölümünün sahipleri Kara Cennet ve Kara Cehennemdi.

 

Kara Cehennem sistem bildirimini kontrol etti. “Nirvana Alevinin konumu güncellendi. Şu anda Kalorun güneyinde, muhtemelen kırmızı ismini temizliyor. Bir süre yerinden hareket etmeyeceğini düşünüyorum.

 

Ağabey, sence onu yenebilir miyiz?” Kara Cennetin sesinden ne kadar telaşlı olduğu anlaşılıyordu. Nie Yan’ın Hei Zhuo’yu öldürdüğü videoyu unutamamıştı. Video onun üzerinde büyük bir etki bırakmıştı. Öncesinde Kara Cehenneme olan güveni tamdı. Şu ana kadar karşılaştıkları oyuncular arasında ağabeyinden güçlüsünü görmemişti. Lâkin videoyu izledikten sonra kalbinde kuşku peyda olmuştu. Çılgın Hırsız Nirvana Alevi… gerçekten de muhteşem bir iş başarmıştı. Artık insanlar Nirvana Aleviyle karşılaşmak isteyen birini görseler meczup görmüş gibi bakıyorlardı.

 

Kara Cehennemin nasıl biri olduğu sorulsa pek çok kişi cevapsız kalırdı. Ancak Yenilmez ismi zikredildiği zaman neredeyse herkes bilirdi. Yenilmez, önceki sanal gerçeklik oyunlarında meşhur olmuş biriydi. Kara Kahraman en iyi loncalar arasında yer aldığı zamanlarda başında o vardı. Bir zamanlar profesyonel oyuncu sıralamasında üç yıl art arda birinci sırada gelmişti. Sonrasında ise Kara Kahraman oyun organizasyonu dağılmış ve Yenilmez sırra kadem basmıştı. O andan itibaren lonca sürekli olarak gerilemekteydi. Elit oyuncular birbirleri ardına loncadan ayrılmış ve başka loncalara dağılmışlardı. Onca giden arasında yalnızca birkaç eski üye kalmayı tercih etmişti. Ancak hiçbiri Yenilmezin, yani loncası zirveye taşımış olan o kişinin aslında Kara Cehennem olduğunu bilmiyordu. Maalesef Kara Cehennem, onların Yenilmez olarak tanıdığı kişiden çok farklıydı. Dahası eskiden oynadığı Savaşçı sınıflarını terk ederek Gölge Rahibi sınıfını tercih etmişti.

 

Yine de Kara Kahramanın altın günleri hala unutulmuş değildi. Büyük loncalar içerisindeki elitlerden azımsanmayacak miktarda eski Kara Kahraman oyuncusu bulmak mümkündü. Pek çoğu eski loncalarının şanlı günlerini özlemle yad ederek iç çekerdi. Eskilerden bir dostla karşılaştıklarında birbirlerine sordukları soru hep aynı olurdu: “Lonca liderimiz Yenilmezden bir haber alabildin mi?” Cevapsız kalan bu soru içlerindeki özlemi daha da artırmaktan başka bir işe yaramazdı.

 

Kara Cehennemin gözleri kararlılıkla parlıyordu. “Sadece gücünü test etmek istiyorum.” Artık eski halinin aksine para ve şöhret peşinde koşmuyordu. Tek istediği kendine özgü yöntemini kullanarak oyundan keyif almaktı. Onun gözünde Çılgın Hırsız Nirvana Alevi dişli bir rakipten fazlası değildi.

 

Kara Cennet de Kara Cehennemin içinin kaynadığını biliyordu. Ağabeyinin doğası her zaman böyleydi.

 

Yenilmez ismini değiştirmiş olsa da benliğini tamamen değiştirmesi söz konusu olamazdı. Eski ismini seçtiği sıralarda ne kadar tasasız, kendini ne kadar yüksekte gören biri olduğunu hayal etmek zor değildi.

 

Kara Cehennem nasıl bir rakiple yüzleşeceğini biliyordu. Elbette kendini ölüme sürüklemek biri bir niyeti yoktu. Amacı Nie Yan’ı mağlup ederek Düzen Kitabının diğer bölümlerini ele geçirmekti.

 

Yıldızlı Gece İksir Dükkanına gidip birkaç iksir almamız lazım.” Nirvana Alevi ile karşılaşmadan önce iyice hazırlanması gerekiyordu. İksirler de hazırlığın bir parçasıydı. Kalor içerisinde iksir alabileceği sadece birkaç nokta vardı, ama hiçbiri kalite konusunda Yıldızlı Gece İksir Dükkanının eline su dökemezdi.

 

Ne zaman onunla yüzleşmeye gideceğiz?” Ağabeyi kararını verdikten sonra boş laf yapacak biri değildi. Gideceğini söylediyse kesinlikle gidecekti.

 

Kara Cehennem bir süre düşünüp yanıtladı. “Yarın sabah erkenden yola çıkacağız. İkimiz birlikte gidip onu bulacağız.

 

Çılgın Hırsız Nirvana Alevi… Bakalım yeteneklerin ismine yakışır cinsten mi…

 

İkili muhabbet ede ede Yıldızlı Gece İksir Dükkanına vardılar.

 

Nie Yan ve diğerleri bir süre daha kasıldıktan sonra sunucu saatlerinden kapanış zamanının gelmek üzere olduğunu gördüler.

 

Yao Yao ellerini sallayarak veda etti. “Nirvana Alevi, ben çıkıyorum.

 

Yarın görüşürüz.

 

Patron, biz de çıkıyoruz.

 

Ağabey, ben kaçtım.

 

 

Bu basit, sıradan vedalarla Nie Yan içindeki melankoli duygusuna engel olamadı. Önceki hayatında neredeyse bütün zamanını bir başına geçirmişti. Günlük rutininin büyük kısmında yaratıkları öldürmek ve sunucular kapanmadan evvel şehre dönüp düşürdüğü işine yaramayan eşyaları satışa çıkarmak vardı. Farklılık olarak oyun parasının bir kısmını ihtiyacı oldukça gerçek paraya dönüştürür ve sessiz sedasız çıkış yapardı. Başka birinin ona selam verdiği oldukça nadir rastladığı bir durumdu. O zaman da selam veren kişi genelde o gün gördüğü Yao Yao veya Tang Yao gibi tanıdıklar olurdu.

 

Bu hayatta öncekinden çok farklı bir yol izlemişti. Ve şu anda içinde bulunduğu ortamdan gayet memnundu.

 

Zamanı gelince Nie Yan çıkış yaptı. Ailesiyle araları iyi olan birkaç akrabası eşyaları toparlamalarına yardım etmek için gelmişti. Aşağıdan gelen seslerden çıkardığı kadarıyla başkente taşınmadan önce ailesi akrabalarını bu akşam için yemeğe davet etmişti. Yarın Nie Yan bambaşka bir evde yaşıyor olacaktı.

 

Küçük Yan, yarın başkente taşınıyoruz. Gidip arkadaşlarınla vedalaş.” Anne Nie yaklaşıp oğlunun saçlarını okşadı.

 

Nie Yan’ın pek fazla arkadaşı yoktu. Çoğu kişiyle arası iyi olsa da arkadaş derecesinde bir yakınlık kurmamıştı. “Herkesin kendi işi vardır şimdi. Boş bir vakitte arayıp konuşurum.

 

Sen bilirsin.

 

Sonunda başkente taşınıyorum… Xie Yao’yu göreceği anı iple çekiyordu.






Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 44354 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr