Nie Yan Pullu Kurbağayı öldürmek konusunda kendisine güveniyordu. Seviyesi yükselince hızı da fazlasıyla artmıştı. Öyle ki Lord sınıf Pullu Kurbağa bile ona denk değildi. Aralarındaki seviye farkı yalnızca bir olunca yaratığa vereceği hasar da müthiş seviyelerde olacaktı.

Kamuflajın yardımı ile Lord sınıf Pullu Kurbağaya on metre kalana kadar sokuldu. Yaratık tarafından hala fark edilmemişken Üstün Sezi kullanarak kurbağayı inceledi.

Hesaplarına göre mevcut saldırı gücü ile bu yaratığın canını tamamen tüketmesi için yirmi dakika uğraşması gerekecekti. Tang Yao zamanında Lord sınıf Pullu Kurbağayı tamı tamına on saatte öldürebilmişti. Gerçi o zamanlar Tang Yao’nun seviyesi düşüktü. Fakat Nie Yan gibi saldırı gücü muazzam bir Hırsızın olağanüstü hızlı saldırıları ile bir Büyücünün, arasında hazırlık zamanı geçen büyüleri karşılaştırılamazdı. Ayrıca elinde Keskin Kenar gibi patlayıcı güce sahip bir hançer ve Kızıl Zehir Yüzüğü gibi hedefine zehir zayıflatması uygulayabilecek bir aksesuar vardı. Bu eşyalar ile beceri kullanmadan rastgele yaptığı saldırıları bile 50 civarında hasar verecekti. Buna Bağırsak Dökücü gibi kanama zayıflatması uygulayan bir beceri eklendiğinde hasarı saniyede 70-80 civarlarına fırlayabilirdi. Zayıflatmalarla vereceği sürekli hasar bile patronun canının büyük kısmını almaya yetecekti. Sürekli hasar, silahıyla yaptığı saldırının aksine savunmayı görmezden geliyordu. Savunması sağlam olan yüksek seviyeli yaratıklarda bu durum özellikle etkili oluyordu.

Yao Yao Nie Yan’ın güvenliğinden duyduğu endişeyi dile getirmemeyi tercih etti. “Dikkatli ol o zaman.”

“Merak etme.” Yüzündeki gülümsemeyle birlikte Nie Yan Lord sınıf Pullu Kurbağanın arkasına sızdı. Tam yaratık bir şeylerin farkına varmış gibi arkasına dönmeye yeltenmişken Nie Yan aniden fırlayıp Şok Darbesi ile yaratığa saldırdı.

Sersemleyen Pullu Kurbağa olduğu yerde donakaldı.

Nie Yan yaratığın sırtına Bağırsak Dökücü ile hançerini saplayıp yarayı açtı. Koca kurbağanın sırtından kanlar fışkırıyordu.

-151

-32

-12

-20

-32

…

Pullu Kurbağanın üzerinden hasar değerleri fırlıyordu. İlki Nie Yan’ın saldırısının verdiği hasar, ondan sonrakiler ise Keskin Kenarın kanama etkisi ve zehirden gelen hasarlar, sonuncusu da Bağırsak Dökücünün kanama etkisinden gelen hasardı. Bu hasar değerleri, saldırı gücü odaklı setler giyen Büyücülere toz yutturabilirdi. Ve saldırıların hedefi Pullu Kurbağa gibi yüksek savunmalı bir yaratıktı.

Nie Yan mevcut hasar çıktısı ile seviyesindeki bütün varlıklara tepeden bakabilecek düzeydeydi. Kendisinden üst seviyelerdeki yaratıklarla dövüşmek de onun için sorun teşkil etmiyordu.

Lord sınıf Pullu Kurbağa başını çevirip dev bir tank edasıyla Nie Yan’ın üstüne çullandı. Saldırının isabet edeceği noktayı tam olarak hesaplayan Nie Yan bir kez daha dev kurbağanın arkasına geçti. Hain Bıçakla yaptığı saldırıda kurbağanın derisi, hançerini durdurmakta yine başarısız olmuştu.

Hançeri tekrar tekrar Pullu Kurbağanın sırtına saplanırken yaratık da saldırganıyla yüzleşmek için arkasını dönmeye çalışıyordu. Başı üzerinden hasar değerleri aralıksız fırlıyordu.

Nie Yan sanki bulutların üzerinde süzülüyordu. Öyle hızlıydı ki, yaratık ne zaman karşılık verecek olsa hareketlerinden nereye ve ne şekilde saldıracağını hesaplayarak son anda yaratığın saldırılarından sıyrılıyordu.

Bu kıvrak manevralar gerçek bir Gölge Dansçısının hareketlerinden fazla uzak değillerdi.

Gölge dansının manası buydu. Bu yeteneklere sahip olan Hırsız, Büyücülere haklı olarak tepeden bakabilirdi. Alan etkili itme özellikli etki becerilerinden yoksun olan Dövüşçüler bile Gölge Dansçısı karşısında hayatta kalamazdı.

Hançerinin parıltısı gözleri kamaştırdıktan sonra manzaraya kırmızı hakim oldu.

Lord sınıf Pullu Kurbağanın canı sürekli olarak düşüyordu. Nie Yan’ın saldırıları dehşet vericiydi. Patronun canı saniyede yirmi doluyor olmasına rağmen bu miktar, zehir ve kanama ile kaybettiği miktar yanında devede kulaktı.

Güneş gözlerini kısmış Nie Yan’ın her hareketini dikkatle izliyordu. İzlediği seviye tam da ulaşmak istediği seviyeydi! Şaşmaz hesaplar, inanılmaz sıyrılışlar… Gerçek bir Hırsızın nasıl olduğunu gördükten sonra zihninde bir aydınlanma yaşandı.

Usta kapıyı açmıştı ama adımı çırak atmalıydı. Nie Yan ona gölge dansının nasıl olacağını göstermişti. Artık kendi başına izlediği hareketleri özümseyip kavraması gerekiyordu.

Nie Yan’ın hasar çıktısı bile Lord sınıf Pullu Kurbağayı öldürmesine yeterdi. Başka birinin karışmasına gerek yoktu.

Lâkin Yao Yao yerinde duramayıp asasını kaldırdı ve Kutsal Ceza büyüsü yaptı. Büyü Pullu Kurbağanın bedenine isabet ederek 15 hasar verdi. Bu kadarcık hasar fazla büyük görünmese de en ufak hasar bile yardım etmek demekti. Nie Yan’ın devasa hasar değerleri söz konusuyken yanlışlıkla aggroyu üzerine alması da mümkün değildi. Yu Lan, Güneş ve Bai Kaishui de silahlarını çıkarıp saldırıya geçtiler. 1-2 gibi komik değerlerde hasar verseler de hiç yoktan iyiydi.

On dakika kadar zaman geçmişken Lord sınıf Pullu Kurbağa halen Nie Yan’ın kılına dokunabilmiş değildi. Ansızın ağzını açıp kırmızı renkte zehirli bir gaz püskürttü.

Nie Yan zehirli gazı gördüğünde hızla geri çekildi. Muhteşem zamanlaması sayesinde zehir ona zarar verememişti.

Kırmızı renkli zehirli gazdan ötürü Lord sınıf Pullu Kurbağanın bedeni görünmez olmuştu. Fakat başının üzerinden fırlayan hasar değerleri hala görünüyordu. Yenilenme hızı bir şekilde artmış gibi görünse de Nie Yan’ın uyguladığı zehir ve kanamanın hızına yetişemiyordu.

Nie Yan on metre geri çekildikten sonra hançerini kınına soktu. Eline Kan Arbaletini alıp çılgın ok ateşine başladı. Üç ok birbirleri ardına hedeflerini buldu. Ancak verdikleri hasarlar çok düşüktü. Her biri 5-6 hasar kadar verebiliyordu. Yaratığın %23 canı kalmıştı. Nie Yan bile bu kadar hızlı olmasını beklemiyordu.

Zehir bulutu hızla yayılıp patronun elli metre uzaklığındaki alana dağıldı. Etkisi biraz daha azalmış gibiydi. Bu arada Nie Yan’ın uyguladığı zehir ve kanama etkileri geçmiş, patronun canı dolmaya başlamıştı. Böyle giderse son on dakikalık uğraşları çöp olacaktı.

Elindeki Küçük Panzehir şişesiyle birlikte zehir bulutunun içine daldı. Saniyede 5 puan… Bu kadar alana yayılınca etkisi cidden azalmış. Etki büyük ölçüde azalmış olsa da saniyede 5 hasar endişe vericiydi. Bu oranla Nie Yan dakikada 300 can kaybedecek ve iki dakika içerisinde de canını yenilemediği takdirde ölecekti. Hal böyle olunca elindeki şişeyi tepesine dikti. Otuz saniye süren etkisine karşılık beş dakika bekleme süresi olan Küçük Panzehir, içinde bulunduğu duruma pek uygun görünmüyordu.

Allahtan Kılıç Parıltısı ve diğerlerini çağırmamışlardı. Yoksa yaratığın yaydığı zehir bulutu yüzünden başları belaya girebilirdi. Zaten Kılıç Parıltısının seviyesi biraz düşük kaçıyordu. Lord sınıf Pullu Kurbağayı tanklayabilmesi için Seviye 30 olması şarttı.

Nie Yan yuvarlanarak kurbağanın saldırısını atlattı ve zehir bulutunun içine ok gibi fırladı.

Lord sınıf Pullu Kurbağa çılgınca Nie Yan’a koştu. Fakat Nie Yan’ın vücudu bir anda yan tarafında belirdi. Rüzgâr hızında ilerleyen Nie Yan hemen patronun arkasına geçti. Hain Bıçakla saldırıp Bağırsak Dökücü ile devam etti.

Dev kurbağa bir kez daha boşluğa saldırmıştı. İri cüssesi yüzünden Nie Yan’ın çevikliğine ayak uyduramıyordu.

Nie Yan anında en güçlü saldırılarını kullanarak Lord sınıf Pullu Kurbağanın canını iki dakikada %5’e kadar düşürdü. Patron öfke evresine girdi ve hızı iyice arttı. Artık Nie Yan’dan daha hızlıydı. Nie Yan zorluğu hissetmeye başlamıştı. Artık dilediğinde patronun etrafında hareket edemiyordu.

Kurbağa Nie Yan’ın üzerine çullanmaya yeltendiğinde Nie Yan hızla ondan kurtulup Sürat Kaçışı ile geri çekildi.

Lord sınıf Pullu Kurbağa öfkeyle peşine takıldı. Ağaçlar arasındaki kaçışı dışardan bakana tehlikeli görünse de, yaratık ile arasındaki mesafeye özen gösteriyordu. Kurbağa en yakın mesafedeyken bile Nie Yan’a yetişemiyordu.

Yao Yao ve diğerleri saldırılarına hız kazandırdılar. Verdikleri hasarlar hala düşük olsa da yaratığın zaten tükenmek üzere olan canından götürdükleri her parçanın etkisi büyüktü. Neticede patronun canı %5’in altındaydı.

Nie Yan’ın sürekli hasarı sayesinde yaratığın canı durmadan azalıyordu.

Ölmeye yüz tutmuştu!

Lord sınıf Pullu Kurbağa bir anda havaya sıçrayıp Nie Yan’ı ezmeye niyetlendi. Tam yere inecekken Nie Yan Gölge Valsini etkinleştirerek ortadan kayboldu.

Büyük bir gümbürtüyle dev kurbağa yere çakıldı. Nie Yan anında yaratığın arkasında belirip Suikast ile saldırdı. Sonrasında hiç zaman kaybetmeden Bağırsak Dökücü ile sırtını deşip yaratığın %4 kalan canını %3’e düşürdü.

Kurbağa arkasını dönüp Nie Yan’a saldırana kadar aralarındaki mesafe çoktan beş metre olmuştu. Yaratık ölene kadar saldırıp geri çekilecek ve sürekli hasar etkilerini kullanacaktı.

%1 canı kaldığında yaratık öfkeden deliye dönmüş halde Nie Yan’a saldırıyordu. Yao Yao ve diğerlerinin uzak mesafe saldırıları yaratığın bedenini hedef alıyordu.

Lord sınıf Pullu Kurbağa öyle bir hiddetli kovalıyordu ki, az daha Nie Yan’a saldırısını ulaştıracaktı.

-12

Birden bire kalan son canı da tükendi. Tombul vücudundan güç çekildi ve iri cüssesi yere çakıldı.

“Öldü.”

Savaş boyunca diğerleri fazla bir şey yapmamışlardı. Hemen hemen bütün işi Nie Yan yapmıştı. Seviye 29 bir oyuncunun Seviye 30 bir Lord sınıfı solo öldürmesi inanılır gibi değildi. Lâkin Nie Yan bunu gözlerinin önünde başarmıştı.

Nie Yan tecrübe çubuğunu kontrol etti. %12’lik bir artış söz konusuydu. Elbette bu miktar fena sayılmazdı, ama kendisinden çok daha yüksek seviyeli yaratıkları toplu halde öldürdüğü zamanlara kıyasla bu miktar hiçbir şeydi.

「Ne düştüğüne bakalım hadi.」Bai Kaishui merakla ileri çıktı.

Lord sınıf bir yaratıktan ne düşerdi?

Nie Yan eğilip düşenleri topladı. Bir beceri kitabı, iki mücevher ve kan renginde bir madalyon… Metal madalyonun üzerinde, İfrit Totemi oyması dışında süsleme yoktu. Yaydığı kan kokusu ile son derece uğursuz bir havaya sahipti.

Nie Yan’ın kalbi duracak gibi oldu. Kıyım Zebanisi Madalyonu mu düşürmüştü?

Önceki hayatında madalyonun resmini ve özelliklerini gördüğünden neye benzediğini hayal meyal hatırlıyordu. Madalyonu eline aldığında sistem melodisi duyuldu. Oyalanmadan mesajı açtı.

Altta iki seçenek vardı. Ya kabul edecek, ya da madalyonu yok edecekti. Elindeki madalyonu düşüren kişi olarak ondan başkası kullanamazdı. Nie Yan tereddütsüz onaylaya tıkladı.