Nie Yan yanına aldığı kişilerin üstünlüklerine inanıyordu, ama emrindekilerin yeteneklerini biraz hafife almıştı. Mesela Lider Genç Yedi genellikle destek görevi üstlendiğinden doğrudan saldırı yaptığı çok nadir görülmüştü. Haliyle Nie Yan onun PvPde ne kadar iyi olduğunu kestiremiyordu. Bugün ise Genç Yedinin gücüne bizzat tanıklık etmişti.

Dört Hırsız üzerine gelirken ölme ihtimali olduğunu bilse bile paniğe kapılmamıştı. İlk Hırsızı püskürtmüş, ikincisini lanetlerle sakatlamış, üçüncüsünün saldırısına da kalkan ve kutsamalarla direnmişti. Yeteneği sayesinde üç Hırsızın üstesinden kolaylıkla gelmişti.

Nie Yan’a göre PvPde ustalaşan bazı Büyücüler bile Genç Yedinin eline su dökemezdi. Biraz öncesine kadar içinden Genç Yedi on saniye dayansa yeter diye geçiriyordu. Böylece Hırsızları öldürüp imdadına yetişebilirdi. Fakat Genç Yedinin kendi başının çaresine bakabildiğini görmüştü. Artık onun kabiliyetleri hakkında daha net bir bilgiye sahipti. Önceki hayatındaki yedi Başpiskopostan biri olmayı hak ediyordu. Kendini korumayı beceremeseydi asıl o garip olurdu.

Bir Rahip Genç Yedi gibi PvPden çekinmeyeceği seviyeye ulaştığı zaman gerçek gelişimini yaşardı. Canını kurtarmak için başkalarına güvenmesi, vasat bir Rahip olarak kalması demekti.

“Yakında daha fazlası gelecektir. İmkanımız varken uzaklaşalım.” Yerdeki ekipmanları toplayacak zamanları dahi yoktu. Zaten bu oyunculardan iyi bir ekipman düşeceğini sanmıyordu.

Bölgeyi bilen tek kişi olarak Nie Yan gruba yeraltı lav mağaralarında önderlik ediyordu. Arada bir ormana çıkıp Engelsiz oyuncularına baskın yapıyorlardı. Bu kedi fare kovalamacasında Engelsiz Nie Yan’ın grubunu bir türlü yakalayamıyordu.

Nie Yan ve yanındakiler çılgınca Engelsiz oyuncularını katlediyorlardı.

Forumlardaki gönderi sık sık güncelleniyordu.

「10.29, Öldürülen Oyuncu Sayısı: 278」

「10.58, Öldürülen Oyuncu Sayısı: 308」

「11.27, Öldürülen Oyuncu Sayısı: 323」

…

Son güncellemelerdeki sayı artışları ilk seferlere göre ciddi bir azalma gösterse de dehşetini yitirmemişti. Sayı durmadan artarken Nie Yan’ın tarafında hiç kayıp yoktu. Forumlardan takip eden oyuncular başta gruba karşı ilgi duysa da şu an bu ilgi yerini derin bir saygıya bırakmıştı. On kişi koca loncanın elini kolunu bağlamıştı. Niuren Birliği herkesin içine korku salmıştı.

Her bir pusu Engelsiz oyuncularını daha da paranoyak hale getiriyordu. İçlerinde her an bir şüpheyle geziniyorlardı. Düşmanın nerede, ne zaman saldıracağı meçhuldü.

Nie Yan’ın grubu hayalet gibi ortaya çıkıp 10-20 kişiyi öldürüyorlardı. Destek gelmeden de ortadan kaybolduklarından Engelsiz tarafından izlerine rastlanmıyordu.

“Lanet olsun! Sürekli elimizden kaçmayı nasıl başarıyorlar?” Hei Zhuo deliye dönmüştü. Ancak kayıplar artarken elinden bir şey gelmiyordu.

Yu Long sakince düşündü. Nie Yan’ın grubunun yaptıklarını Görünmezlik İksiri ile açıklamak zordu. Cevap muhtemelen yeraltıydı. Lav mağaralarından güvenle geçmenin bir yolunu mu bulmuşlardı?

Engelsiz güçleri zayıflardı ve bölgeye yayılmışlardı. Haliyle bölgede kontrolü tam olarak sağlayamıyorlardı. Başından beri baskınlara karşı etkisiz kalmışlardı. Ne çekilebildikleri ne de saldırabildikleri zor bir durumdalardı. Fırın Ormanlarından çekilmeleri bütün oyuncuların maskarası haline gelmelerine sebep olacaktı.

Olayların mimari Muzaffer Dönüş olduğundan onlar da rezil olacaklardı. Körler bile Engelsizin arkasında onların olduğunu görebilirdi. Bütün bunlar sona erdikten sonra Muzaffer Dönüşün itibari beş paralık olacak, düşmanları ise bu işten karlı çıkacaktı. Niuren Birliği sanki yeteri kadar gelişecek zamanı bulabilirse Kalorun zirvesindeki pozisyonu Muzaffer Dönüşün elinden alacaktı.

Yu Long düşünüyordu. Engelsizin bu işkenceye daha fazla katlanmasına göz yumarsa Nie Yan’ın grubu çok daha fazlasını öldürecekti. Kayıpları 1.000 barajını geçtiğinde ise zafer hiç şüphesiz Niuren Birliğine gidecekti. Forumlarda bu olaya oyuncuların nasıl tepki vereceği malumdu.

Gök Kırana danıştı. Muzaffer Dönüş harekete geçecekse eğer Nie Yan’ın grubu öldürülmese bile geri çekilmek zorunda bırakılmalıydı. Fırın Ormanlarında daha fazla taşkınlık çıkarmalarına izin verilemezdi!

 
…

Nie Yan ve grubu on kişi öldürüp geri çekildiler. Gruptakilerin güvenliği Nie Yan’ın en büyük önceliğiydi. Ganimetlerini topladıktan sonra hiç oyalanmadan saklanıyorlardı.

Bir başka başarılı baskının ardından Nie Yan’a bir mesaj geldi.

Gönderen Guo Huai idi.「Fırın Ormanlarından ayrılın! Hemen!」

「Ne oldu?」Önemli bir şey olmasaydı Guo Huai mesaj atmazdı.

「Muzaffer Dönüşten kalabalık bir birlik Fırın Ormanlarına sevk edildi. Size doğru geliyorlar!」Guo Huai sesinden durumun vahameti anlaşılıyordu. Nie Yan’ın grubunun güvenliğinden endişe duyuyordu. Başlarına kötü bir şey gelse bütün lonca etkilenecekti.

Nie Yan’ın ortalığı böylesine karıştırması sonunda Muzaffer Dönüşü harekete geçmeye zorlamıştı. Engelsiz bir dalkavuktan ibaretti. Ana yemekten önceki atıştırmalıktı. Onların kayıplarının büyüklüğü Muzaffer Dönüşü etkilemezdi. Uşağı köşeye sıkıştığına göre artık efendi ortaya çıkacaktı.

「Merak etme. Bizi kolay kolay yakalayamazlar.」Nie Yan güldü. Lonca sohbetinde çok sayıda lonca üyesinin ona ve yanındakilere çılgınca destek verdiğini ve geri dönmeleri için bastırdıklarını gördü.

「Patron, geri dönün lütfen! Lonca için siz ve diğerlerinin emniyeti her şeyden daha önemli. Engelsiz itlerinden 500 tanesini öldürdünüz zaten. Loncamızın şanına şan kattınız.」- Ağıt Şövalyesi

「Patron, bir an önce gelin. Sizi özledik…」- Şeker Kamışı

…

Guo Huai’nin aralıksız uyarıları sayesinde akıllarındaki Fırın Ormanlarına akın etme düşüncesi silinmiş olsa da, loncadaki herkes Nie Yan ve yanındakilerin güvenliğinden endişe ediyordu.

Mesajları okurken Nie Yan’ın yüzü gülüyordu.

Genç Yedi yanına geldi. “Muzaffer Dönüş mü geliyor?”

Nie Yan başıyla onayladı.

“Kaç kişilermiş?”

“20.000-30.000 arası.” Böyle kalabalık bir güçle bütün Fırın Ormanlarını kaplayabilirlerdi. Bu durumda daha fazla gizli saldırı yapamayacaklardı.

Haritada çok fazla düşman olacağından, baskın yaptıkları anda desteğe gelecek oyuncular tarafından etrafları sarılabilirdi. İşte o zaman kaçacak yerleri kalmazdı.

Nie Yan buna izin verecek kadar aptal değildi.

“Geri mi dönüyoruz?” Geri çekilmek de bir stratejiydi. Büyük bir başarıya imza atmışlardı. Şu noktada geri çekilseler bile kazanmış sayılacaklardı. Lâkin onu birden öldürülürse oyuncu kitlesi Muzaffer Dönüşün üstünlüğü yeniden ele aldığını düşünecekti.

Her biri en azından 50 kişi öldürmüştü. 100’ü geçenler de vardı. Öldükleri takdirde en azından beş altı seviye düşeceklerdi. Bu biraz ağır bir kayıptı.

“Siz geri döneceksiniz.” Yanındakiler Niuren Birliğinin en üstün oyuncularıydı. Onların ölümü loncaya ağır gelirdi.

Genç Yedi ve diğerleri anlamamış gibi Nie Yan’a baktılar. Nie Yan onlarla gelmeyecek miydi? Burada kalmayı mı düşünüyordu?

Kılıç Parıltısı dayanamayıp sordu. “Sen ne yapacaksın?” Muzaffer Dönüşle tek başına savaşmayı düşünmüyordur herhalde.

“Beni merak etmeyin. Seviyemi veya ekipmanlarımı kaybetmeye niyetim yok.” Nie Yan kafasında planlarını hazırlamıştı. Şu ana kadar yaptıkları, bundan sonra yapacaklarının hazırlığıydı.

Muzaffer Dönüş, Niuren Birliğinin öfkesini hissedecekti!

「Nie Yan, ana takımlarının yerini tespit ettik! Şu anda Gölge Batağı zindanındalar!」Guo Huai’nin Muzaffer Dönüşün ana takımının yerini bulması kolay olmamıştı. Nihayet Gölge Batağı zindanının dışında onları bulmuştu.

「Görev gücü ne alemde?」Zor olsa da Guo Huai görev gücünü oluşturabilseydi harika olurdu.

「Henüz hazır değil, ama elli kişisini topladım. Hepsi de geçmişte yeteneklerini kanıtlamış Hırsızlar. Görev gücü tamamlanmamış durumda, fakat bu Hırsızlar Muzaffer Dönüş ana takımı için yeterli olur. Tamamen yok edemesek de ağır kayıplar verdirebiliriz. Bizi hafife almamaları gerektiğini onlara gösterebiliriz!」Guo Huai kendinden gayet emindi. Topladığı Hırsızların her biri sınıfın en iyilerindendi. Hepsi de loncayla kontrat imzalamış, loncanın sunabileceği en iyi ekipmanlarla donanmıştı. PvPdeki becerileri göz kamaştırıcıydı.

「Aceleye lüzum yok. Düzgün bir fırsat yakalamadan saldırmayalım. Düşmanı uyandırmak istemeyiz.」Muzaffer Dönüş ilk saldıran taraf olduğuna göre ana takımlarına karşı yapılacak saldırılara hazırlıklı olmalıydılar. Ana takımı yok etmek bir yana, köşeye bile sıkıştıramayabilirlerdi. Niuren Birliği Muzaffer Dönüşe sert bir darbe indirmek istiyorsa mutlak hamleler yapmalıydı!

「Pekala, anlıyorum.」

Nie Yan’ın grubu lav mağaralarına girip Fırın Ormanlarının dışına açılan çıkışa yöneldiler.

“Dikkatli olun. Dönüş yolunda Muzaffer Dönüş oyuncularına rastlayabilirsiniz. Öncelikle saklanacak bir yer bulmanız daha iyi olur.” Nie Yan uyarılarını yaptıktan sonra Güneşe döndü. “Etrafına özellikle dikkat et. Gruptaki tek Hırsız olarak onları emniyete almak senin işin. Keşfe çıktığında gözünü dört aç!”

Güneş kararlılıkla onayladı. “Ağabey, gözün arkada kalmasın!”

“Buradan hepimiz canlı çıkarsak Muzaffer Dönüş öfkeden deliye dönecektir.” Yaz Böceğinin sözleriyle ortam yumuşamıştı.

Ölümsüz Hergele sevinçliydi. “Hiç kayıp vermeden 567 düşman öldürdük.”

Grup lav mağaralarının karanlık tünellerinde ilerlerken aşağıda akan magma yüzünden soludukları hava ciğerlerini yakıyordu.

Monokrom hoşnutsuzluğunu dile getirdi. “Burası da amma sıcak!”

“Ne güzel işte.” Nie Yan fazla açıklama yapmadan hınzırca gülümsedi.

Grup geçerken Engerek Sinekleri geri kaçıyordu. Biraz sonra Fırın Ormanlarından uzaklaşıp orman dışındaki çıkışa yaklaşmışlardı.