Bölüm 199: Kankırmızı İsim

avatar
4705 39

Rebirth of the Thief Who Roamed the World - Bölüm 199: Kankırmızı İsim


 

 

60 kişiden oluşan civardaki üç Engelsiz grubunun sonuncusu, Nie Yan kurtulanlarla uğraşırken yetişti. Desteğe gelmişlerdi. Karşı tarafın saldırılarına en azından bir süre direnebileceklerini düşünüyorlardı. Lâkin vardıkları zaman ummadıkları bir manzarayla karşılaştılar. Elliden fazla olan grup, on kişilik düşman tarafından imha edilmişti.

 

Nie Yan ve yanındakilerin isimleri kızıla boyanmıştı. Sonradan gelenler seri katillerin arasına düşmüşlerdi adeta.

 

Nie Yan ansızın kayboldu. En yüksek hızıyla destek güçlerine koşup şimşek gibi safların arasına daldı. 60 kişiden bakışları arasında hançerini Hayati Vuruş ile bir Rahibin boğazına dayadı. Kurbanın canı anında sıfırlandı ve yere yığıldı.

 

Etraftakiler Nie Yan’dan korkuyorlardı. Biraz önce aralarında onlarca metre olmasına rağmen Nie Yan bu mesafeyi anında kat edip aralarından bir Rahibi öldürmüştü. Her şey çok hızlı gerçekleşmişti.

 

En çok şaşırdıkları nokta ise ismindeki kırmızının tonuydu. Kim bilir kaç kişi öldürmüştü?

 

İlk olarak herkes farkında olmadan geri adım atmıştı. Büyücüler büyülerini Nie Yan’ın üzerine yağdırdılar. Patlamalar meydanı sarmıştı.

 

Ancak Nie Yan’ın seviye ve savunma anlamında mutlak üstünlüğü vardı. Büyüler verdikleri düşük hasarlarla Nie Yan’da en fazla çizik oluşturuyorlardı.

 

Nie Yan geri çekilmeden büyülere göğüs geriyordu. İleri atılıp hançerini savurmasıyla iki Büyücüyü daha alaşağı etti. Bu noktada canının büyük bölümünü büyülere kurban etmişti. Tam geri çekilip toparlanmayı düşünürken Lider Genç Yediden gelen Şifa ile canı tamamen doldu.

 

Yalnız oynamaya alıştığından geriden güçlü bir Rahibin desteğine sahip olduğunu unutmuştu. Canı hiç azalmayacaksa eğer korkacak nesi vardı? Bekleme sürelerine göz attıktan sonra bir Savaşçıyı Şok Darbesi ile sersemletti. Ardından Hain Bıçak ve Bağırsak Dökücü ile işi bitirdi.

 

Hasarı öyle yüksekti ki, hiç Hırsızmış gibi durmuyordu.

 

Kenarsız, Monokrom ve diğerleri de yetişip, kendilerini karmaşanın içine attılar. Önlerine çıkan düşmanı katlediyorlardı.

 

Engelsiz Savaşçıları Niuren birliği yakın dövüşçüleri karşısında çil yavrusu gibi dağılıyorlardı.

 

Palavracı Yaz Böceği, Ölümsüz Hergele ve Mucize Dansçı, Engelsiz oyuncularına büyüleriyle aman vermiyorlardı.

 

Kaç kişi öldürdünüz?” Esrarlı Alev Patlamasını ateşleyip bir Savaşçıyı havaya uçururken Yaz Böceği muhabbet başlattı. Saldırdığı Savaşçı neye uğradığını şaşırmıştı.

 

Önündeki Büyücüyü ikiye bölerken ilk cevap Monokromdan geldi. “22!

 

Ben 27’deyim!

 

Ben 89 kişi öldürdüm! Ha ha! Ben bu işi biliyorum ya!” Ölümsüz Hergele gururla haykırdı. Don! Yakındaki bir Savaşçıyı dondurup ikinci bir büyüyle işini bitirmeye niyetlenmişken, kenardan gelen bir Kutsal Ceza Savaşçının canını aldı.

 

Ulan! Patroon, ks atıyorlar!

 

Mucize Dansçı omuzlarını silkeleyip pis pis güldü. “En çok öldüren sensin zaten. Bir iki kişi eksik öldürsen ne olur.

 

Mavi İp Monokromu iyileştirdi. Kimin en çok leşi olduğuyla ilgilenmiyordu. Bir Şövalye olarak mümkün olduğunca takımı destekleyip öldürebildiği kadar düşman öldürmesi kafiydi.

 

Grubun tankı Kılıç Parıltısı pek fazla adam öldürememişti. Ancak yerinden neredeyse hiç oynamayıp Engelsiz oyuncularını üstüne çekerek eksiğini fazlasıyla gideriyordu. Ne kadar düşmanı üzerine çekerse arkadaşları üzerindeki baskı o denli azalacaktı.

 

Nie Yan ve Güneş nispeten az kişi öldürmüşlerdi. Yine de ikisinin leş sayısı da yirminin üzerindeydi.

 

Katliam sona erdiğinde savaş meydanı Engelsiz oyuncularının cesetleriyle doluydu. Birkaç şanslı kişi karmaşadan kurtulup kaçmayı başarmıştı. Çevrede kimsecikler kalmamıştı.

 

Patron, şimdi ne yapıyoruz?” Şu ana kadar öldürdükleri ana güce dahil değildi. Yürüyüşe çıkmış havasıyla zayıf düşmanları temizlemişlerdi.

 

Ganimetimizi toplayıp buradan uzaklaşacağız.” Engelsizin asıl güçleri yakında gelirdi. Hızlı hareket etmeliydiler.

 

Savaş meydanını dolaşıp yerdeki eşyaları topladılar. Düşenler Seviye 15-20 ekipmanlarıydı. Özellikleri ortalama seviyede olsa da loncanın düşük seviyeli üyelerinin bu ekipmanlara ihtiyacı vardı. Niuren Birliği hazinesi yüksek seviye ekipmanlarla doluydu. Düşük seviye ekipmanlar ise şu anda en çok ihtiyaç duyulanlardı. Lonca bu konuda oyunculara yetişemiyordu.

 

Ganimetler toplandı ve grup yeniden Nie Yan önderliğinde lav mağaralarına girdi.

 

Fazla zaman geçirmeden forumlardaki gönderiyi güncellediler.

 

10.25, Öldürülen Oyuncu Sayısı: 257

 

Niuren Birliğinin on kişilik saldırı gücü öldürmeye devam ediyordu. Öldürdükleri kişilerin sayısı hızla yükseliyordu. Sayı her güncellendiğinde forumlarda takipte olanlar şok ve korkuyla doluyorlardı.

 

Niuren Birliği hızlı gelişmiş olsa da sağlam temelleri olmadığından oyuncu kitlesi tarafından yeni bir lonca olarak görülüyorlardı. Muzaffer Dönüş gibi bir deve karşı koyabileceklerini kimse düşünmüyordu. Fakat bugün herkes Niuren Birliğine bir başka bakar olmuştu. Aralarında hakikaten güçlü oyuncular vardı ve bu oyuncular Muzaffer Dönüşün zirvesindekilerden hiç aşağı kalmıyorlardı.

 

Rahip olan Lider Genç Yedi dışında gruptaki herkesin isimleri kırmızıydı. Hepsi de birer katliam abidesiydi!

 

Engelsiz lonca lideri Hei Zhuo küplere binmişti. Nie Yan grubunun saldırıları ile zor bir konuma düşmüştü.

 

Şimdi ikilemde olan taraf Engelsizdi!

 

Bu işten çıkışları yoktu. Kovalamacayı bırakıp Kalora döndükleri anda Niuren Birliği başta olmak üzere bütün oyuncu kitlesi tarafından on kişiden korkup kaçmakla itham edileceklerdi. Engelsiz bütün itibarını kaybedecekti!

 

Hei Zhuo’nun tek umudu Nie Yan grubunu takip edip hepsini kılıçtan geçirmek ve utançtan kurtulmaktı. Öfkesi göklere ulaşmıştı. Emirleri dahilinde Nie Yan’ın grubunun görüldüğü bölgeler tamamen kuşatılmıştı. Oradan bir karınca bile çıkamazdı.

 

Nie Yan’ın grubu kırmızı isimlerle damgalandığından şehre dönemezlerdi. Öldürüldükleri takdirde bütün ekipmanlarını kaybetmelerinin yanında çok sayıda seviye düşeceklerdi. Hei Zhuo içi, ancak böyle bir sonuçla rahat ederdi.

 

Engelsiz oyuncuları hızla Fırın Ormanlarının iç bölgelerinde toplandılar. Bölgede yaptıkları aramada altına bakılmadık taş bırakmamışlardı.

 

Yaklaşık 8.000 kişilerdi. Nie Yan’ın grubu ne kadar güçlü olursa olsun, kana susamış bu güruh karşısında mukavemet gösteremezlerdi.

 

Her bir karış toprağı aramışlar, fakat otuz dakikanın ardından hala bir şey bulamamışlardı. Önceki savaşların kalıntıları dışında iz yoktu. En belirgin olanı da Cehennem Ateşinin oluşturduğu dev kraterdi.

 

Bölge bomboştu. Nie Yan’ın grubu sırra kadem basmıştı.

 

Neredeler?!” Hei Zhuo’nun öfkesi yüzünden kimse yüzüne bakamıyor, sesini çıkaramıyordu.

 

Bölgeyi karış karış aramışlardı. Gözden kaçan bir yer olmamalıydı. E o zaman Nie Yan’ın grubu neredeydi?

 

Hei Zhuo kızgın bir aslan gibi önüne gelene kükrerken Nie Yan’ın grubunun kuzeyde görüldüğüne dair bir mesaj aldı. On kişiyi öldürüp gözden kaybolmuşlardı.

 

Etraflarını sarın! Hepsini öldürün! Hırsızlara söyleyin peşlerine takılsınlar. Sakın kaçmalarına izin vermeyin!” Emirlerini verdikten sonra yanına adamlarını alıp kendisi de kuzeye yöneldi.

 

Nie Yan’ın grubu lav mağarasındaki tünellerde ilerleyerek Engelsiz oyuncularına yakalanmıyordu. Avare gezen bir grup gördüklerinde hemen işlerini bitirip geri çekiliyorlar, kimsenin peşlerine takılmasına izin vermiyorlardı.

 

Siz önden gidip ilerde beni bekleyin. Güneş, bana gözcülük yap. Yaklaşan birini gördüğünde hemen haber ver.

 

“Anlaşıldı!”

 

Patron, sen ne yapacaksın?

 

Birazdan size katılırım. Önce peşimizdeki Hırsızlardan kurtulmalıyım.” dedi ve Kamuflaja girdi.

 

Sekizi yola devam ederken Nie Yan ve Genç Yedi geride kalıp Hırsızlarla ilgileneceklerdi.

 

Yedi Hırsızın varlığını hissetti. Hemencecik pozisyonlarına kilitlendi.

 

Hırsız grubu geldiğinde tek başına duran Rahibi, Genç Yediyi görüp gizlice yaklaşmaya başladılar.

 

Sola, saat yedi yönüne!

 

Nie Yan’dan talimatı alan Genç Yedi, havaya parlak bir ışık topu fırlattı. Göz alıcı ışık etkisiyle Hırsızların gölgeleri aşikar oldu.

 

Lanet olsun! Yerimiz belli oldu! Öldürün şunu!

 

Nie Yan birdenbire arkalarında belirip Şok Darbesi ve Suikast ile bir tanesini saf dışı bıraktı. İkinci Hırsızı da Hain Bıçak ve Bağırsak Dökücü ile öldürdü.

 

Yöntemleri etkili ve verimliydi.

 

Bir Hırsız Genç Yediye hücum etti. Ancak hedefine beş metre kala donup kaldı.

 

Nie Yan Gölge Adımları etkinleştirmişti. Düşman Hırsızdan çok daha hızlıydı. Göz açıp kapayıncaya kadar yetişip hançeri düşmanın sırtına saplamıştı.

 

Hırsızlar, Nie Yan’ın bu denli hızlı olmasını beklemiyordu. Kamuflajlarını etkinleştirip Nie Yan’ın gözünden kayboldular. Ancak birkaç saniye sonra yere yığılan bedenle birlikte yeniden ortaya çıktılar.

 

Hem Keskin Kenar, hem de Kızıl Zehir Yüzüğünde zamanla hasar veren zayıflatmalar mevcuttu. Zamanla azar azar hasar almalarına rağmen Hırsızlar buna karşı koyamıyordu.

 

Dört Hırsız aynı anda Genç Yediye çullandı. Genç Yedi Aydınlık ile yerlerini belli ettikten sonra Korku ile en yakın Hırsızı püskürttü. Sakatlık ve Ağrı ile diğer Hırsızlardan birini lanetleyip hareket edemez hale getirdi.

 

İki ışık oku Hırsızlara isabet edip canlarının yarısını götürdü.

 

Diğer iki Hırsız ise hala yaklaşmaktaydı. Çok geçmeden ikisinin ortak saldırısına maruz kalacaktı. Şok Darbesi! Nie Yan tam zamanında yetişip Hırsızlardan birini sersemletti. Ardından Hayati Vuruş ile sersemlettiğinin işini bitirdi.

 

Genç Yedi bir Işık Bariyeri oluşturup kendisine Direnç Kutsaması vererek Hırsızın Şok Darbesini engelledi. Kutsal Alev Patlamasıyla saldırısı boşa giden Hırsızı havaya uçurdu.

 

Nie Yan hançerini kaldırıp Korku etkisindeki Hırsızı temizledi.

 

Son Hırsız kaçmaya yeltenmişken Genç Yedi onu fark etti ve çabucak indirdi.

 

PvPde bayağı iyisin aslında.” Nie Yan etkilenmiş ve de şaşırmıştı. Genç Yedinin böyle güçlü olmasını beklemiyordu. Rahiplerin PvPde iyi olmadığını söyleyen kimse yalan söylüyordu.

 

Genç Yedi utanıp başını kaşıdı. “Önemli bir şey değil.






Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 44311 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr