Bölüm 201: Fırın Ormanlarının Sırrı

avatar
4836 40

Rebirth of the Thief Who Roamed the World - Bölüm 201: Fırın Ormanlarının Sırrı


 

 

Lav mağaralarının karanlık tünellerinden ilerleyen grup, sonunda çıkışa ulaştı.

 

Patron, hadi fotoğraf çekinelim!” Başardıkları iş lonca için tarihi bir önem taşıdığından Ölümsüz Hergele bu anı fotoğraf ile ölümsüzleştirmek istiyordu.

 

Nie Yan bir süre düşündü. “Olur, ama bu iş sonlanana kadar yayınlamak yok.” Muzaffer Dönüş şimdilik Fırın Ormanlarından ayrıldıklarını bilmese daha iyi olurdu.

 

Muzaffer Dönüştekiler fotoğrafı gördüklerinde muhtemelen kafayı yiyecekler. Yüz ifadelerini şimdiden görebiliyorum! 30.000 kişiyle haritanın altını üstüne getirip bizi arıyorlar. Halbuki biz çoktan haritadan ayrıldık!” Ölümsüz Hergele kahkahayı bastı.

 

Gök Kıran öfkesinden kuduracak kesin.

 

Şu anda herkesin zihninde Gök Kıranın yüz ifadesi canlanmıştı.

 

Toplanın bakalım! Kırmızı isimlerimizin çıktığından emin olalım.

 

Keyiflerine diyecek yoktu.

 

On kişi bir arada durdular. Her birinin ismi kırmızıyla damgalanmıştı. Gerçekten görmeye değer bir manzaraydı bu. Lider Genç Yedinin ismi bile kırmızıydı. Gerçi onunki kırmızının en açık tonlarındaydı. Geri kalan herkes, bakana korku salacak kadar koyu bir tona sahipti.

 

Ölümsüz Hergele, Güneş ve birkaç kişi Muzaffer Dönüştekileri el hareketleriyle dalgaya alıyorlardı.

 

Deklanşöre basıldı, fotoğraf çekildi. Olaylar sonlanınca internete yüklenecekti. Bugünkü olaylar sayesinde tarihe geçmişlerdi. Uzunca bir süre isimleri anılmaya devam edecekti.

 

Pekala, herkes geri dönsün artık. Gidip kırmızı isimlerinizden kurtulun.” Uzun süre PK statüsüyle dolaşmak tehlikeliydi.

 

Ağabey, ben etrafı kolaçan edeceğim.” Güneş dışarı çıkıp keşfe başladı. Muzaffer Dönüş oyuncularına rastladığı anda oyalanmadan haber gönderiyordu. Haritanın sınırları civarında devriye gezenlerin sayısı azımsanmayacak cinstendi. Dolayısıyla geri çekildikleri sırada yakalanmamaya özen göstermelilerdi.

 

Yao Yao ile iletişime geçin. Kırmızı isimlerinizi temizlerken ona katılırsınız. Buradaki işim bitince sizi Ebedi Şehre kasılmaya götüreceğim.” Leş sayıları bu denli yüksekken aralarından Kıyım Zebanisi Madalyonu düşürebilen biri çıkabilirdi.

 

Tamamdır, kendine dikkat et.

 

Patron, güvende kal.

 

Biz gidiyoruz o zaman. Kolay gelsin patron.

 

Gruptakiler birer birer Nie Yan’a veda ettiler.

 

Yolda etrafınıza dikkat edin!” Nie Yan gülümsedi. Onlar hakkında içi rahat sayılırdı. Devriye gruplarına rastlasalar bile Muzaffer Dönüş tarafının sayısı yüzü geçmediği müddetçe onlara zarar veremezlerdi.

 

Dokuz kişi yola koyuldular. Nie Yan lav mağaralarına geri döndü. Caydırmanın kalan süresini fırsat bilip Fırın Ormanlarına doğru koşmaya başladı.

 

Lav mağaralarının derinlerinde kavurucu yerin derinliklerinden raks eden alevler eşliğinde yükseliyordu.

 

Önceki hayatında seviyeleri elli civarlarında çok sayıda oyuncu bir araya gelmeden lav mağaralarını keşfetmek imkânsız olurdu. Engerek Sinekleri tehdit oluşturmadığı zaman uzun, ince tünellerden geçerek mağaraların en derinlerine, Fırın Ormanlarının sırrının yattığı yere ulaşmışlardı.

 

Nie Yan sırıttı. Planın sonraki aşaması Muzaffer Dönüşü felakete sürüklemekti. Bunun için ise Muzaffer Dönüş güçlerini haritanın merkezine toplaması gerekiyordu.

 

Lav mağaralarından ayrıldı. Kamuflajı etkinleştirip çevreyi incelemeye koyuldu. Muzaffer Dönüşten bir grup gördüğünde çaktırmadan yanlarına sokuldu.

 

Oyuncular muhabbet ediyorlardı. Bir Elementalist, bir Vahşi, bir Şövalye, bir Kutsal Büyücü ve bir de Rahip olmak üzere beş kişiydiler.

 

Seviyeleri yirmi civarlarında dağılmıştı ve hepsinin üzerinde sağlam ekipmanlar vardı.

 

Sizce Niuren Birliğinde kaç tane güçlü oyuncu vardır? Görüntülerdekiler hakikaten güçlülerdi. Yu Long veya Cılız Köpek gibilerinden zayıf değillerdi.”  Vahşi korkmuşa benziyordu. Bahsettiği oyuncularla her an karşılaşma ihtimali vardı.

 

Bilmem. Belki de o on kişiden başka yoktur.” Elementaliste göre yeni kurulmuş bir loncanın çok sayıda güçlü oyuncuyu saflarına katması mümkün değildi.

 

Peki lonca lideri neden Niuren Birliğiyle uğraşıp duruyor? Boş yere başımıza bela almıyor muyuz?

 

Grubun lideri Kutsal Büyücü Vahşiyi azarladı. “Salak mısın sen? Bir halt anlamamışsın. Niuren Birliği kurulalı birkaç hafta oldu, ama şu anda inanılmaz güçlüler. Şu anda bir şey yapmazsak gelecekte ne kadar güçleneceklerini tahmin edebiliyor musun? Lonca olarak güçlenmelerine izin veremeyiz!

 

Yani Niuren Birliği gelecekte Muzaffer Dönüş için tehdit oluşturabilir mi?

 

Gruptakiler derin düşüncelere dalmışlardı. Niuren Birliğinin şu anki ivmesine bakarak böyle bir ihtimal olduğu söylenebilirdi. Niuren Birliği onları geçip Kalorun en büyük loncası haline gelirse şu zamana kadar taşıdıkları üstünlük hissini yitireceklerdi. Ne zaman oyuncuların arasına çıksalar başları dik yürürlerdi. Bazıları insanlar arasında “Biz, Muzaffer Dönüş, Kalorun bir numaralı loncasıyız!” cümlesini çekinmeden haykırırdı. Lâkin Niuren Birliği o pozisyonu ellerinden alırsa Muzaffer Dönüşün şanı boşa gidecekti. Loncadan başka gurur duyabilecekleri başka ne vardı? Haliyle ellerindeki tek gurur kaynağı gidince oyuncular daha fazla Muzaffer Dönüşte kalmak istemeyeceklerdi.

 

Böylece Muzaffer Dönüşün çöküşü başlayacaktı.

 

Nie Yan yavaşça arkalarına geçti. Rahipten beş metre uzaklıktaydı. Hayatlarının tehlikede olduğunu hiçbiri fark edememişti.

 

Bir Hırsızın yanlarına kadar sokulmasına izin vermekle Rahiplerini resmen düşmana hediye etmişlerdi. Hırsızın hedefine gizlice saldırması, bir çitanın avını yakalamasına benziyordu. Çitanın patlayıcı hızı, avına yeteri kadar yaklaştığı takdirde başarıya ulaşmasına yeterdi. Göz açıp kapayıncaya kadar avını boğazlamış olurdu.

 

Rahip ensesinde ecelin soğuk nefesini hissetti. Ancak bu his çok zayıf olduğundan kulak asmadı. Yaklaşan tehlikeden habersiz diğerleriyle muhabbeti sürdürüyordu.

 

Üç metreye kadar sokulunca Nie Yan harekete geçti. Boğucu Vuruş! Hançerini Rahibin başının arkasına geçirdi.

 

Rahip aniden tehlikeyi sezdi. Aniden gelişen saldırıya hızla tepki verdi. Tam kurtulacaktı ki Nie Yan’ın hançeri hedefini buldu ve Rahip sersemledi.

 

Rahibin tepkisi ne kadar hızlı olursa olsun, Nie Yan’ın hançerinin hızına yetişmesi ihtimal dışıydı.

 

Nie Yan Hain Bıçakla deva edip Bağırsak Dökücüyle Rahibin işini bitirdi. Kaskatı kesilen Rahip yere düştü.

 

Diğer dördü hala olayın şaşkınlığını üzerlerinden atamamıştı. Elementalist ilk kendine gelen kişi olarak hemen Buz Parçası ile saldırıya geçti.

 

Vahşi de Taarruz ile Nie Yan’ın üzerine koşuyordu. Şövalye Vahşiye Sarsılmaz İrade kutsaması vererek Vahşinin hızını daha da artırdı.

 

Kutsal Büyücü Kutsal Yargıyı etkinleştirdi. Gökyüzünden parlak bir ışık iniyordu.

 

Nie Yan önündeki grubun, Engelsiz oyuncularına kıyasla çok daha çetinceviz olduğunu görmüştü. Bunlar Muzaffer Dönüşün üst seviyeli oyuncularından olmalıydı.

 

Birkaç tanesini daha öldürüp kaçabilirdi, fakat bunu yapmadı. Gölge Valsini etkinleştirip gözden kayboldu.

 

Vahşi, Kutsal Büyücü ve Elementalistin saldırıları boşa gitmişti. Etrafta Nie Yan’a ait tek bir iz dahi yoktu.

 

Nie Yan bir anda ortaya çıktığından hiçbiri zamanında tepki verememişti. Ancak o bir anda Nie Yan takımlarından birini alt etmişti.

 

İyice baktım. Niuren Birliğindeki Hırsızdı bu!” Sırtlarında soğuk terler birikmişti. Arkaları birbirlerine dönük halde omuzlarını birleştirmişler, her an ortaya çıkma ihtimali olan Nie Yan’a karşı önlem almışlardı. Nie Yan tekrar ortaya çıktığında ölmek istemiyorlardı.

 

Bir Hırsız işte böyle korkutucu olabilirdi!

 

Zaman kaybetmeden Yu Long’a haber uçurdular.

 

Patron, Niuren Birliği oyuncularını bulduk.Vahşi Nie Yan ile karşılaşmalarını detaylıca anlattı.

 

Tam yeriniz neresi? Koordinatlarınızı gönderin.

 

2885.285.332.

 

Yu Long düşündü. Hemen toplamda 6.000 kişiden oluşan birinci ve ikinci bölüklere bölgeye intikal etmelerini emretti.

 

Lâkin Nie Yan’ın hareketleri orada sonlanmamıştı. Çok geçmeden 2885.285.279, 2885.285.239, ve 2885.285.202 koordinatlarında da Nie Yan’ın görüldüğüne dair haberler aldı. Hepsinde de ilk grupta yaşananlar tekrar etmişti. Nie Yan bir kişiyi öldürüp ortadan kaybolmuştu. Sıradaki hedefinin neresi olacağını kestirmek imkansızdı.

 

Aklından ne geçiyor…?” Yu Long kendi kendine mırıldanıyordu. O an içine Nie Yan’ın aklından başka bir şey geçebileceği ihtimali doğdu. Eylemlerinin arkasındaki mana neydi? Tek amaç Muzaffer Dönüş oyuncularını öldürmek miydi, yoksa aklında daha değişik bir plan mı vardı?

 

Onun gibi mükemmel bir Hırsızı böyle karmaşık bir arazide kıstırmak mümkün değildi.

 

Yu Long çaresiz elindeki güçlerin bir kısmını daha Nie Yan’ın görüldüğü bölgelere gönderdi. Gönderdikleri arasında çok sayıda Rahip vardı. Aydınlık büyüleri ile Nie Yan’ın izlerini yakalamayı umuyorlardı.

 

Nie Yan bölgedeki oyuncuların sayılarının arttığını görmüştü. Birkaç defa Rahiplerin Aydınlık büyüleriyle yakalanmıştı. Neyse ki her seferinde etrafı sarılmadan kaçmayı başarabilmişti.

 

Az kaldı…” Nie Yan’ın dudaklarında sinsice bir gülümseme belirdi. Lav mağaralarına geri dönüp Engerek Sineklerinin doğduğu kısma ilerledi. Orada Caydırma becerisini etkinleştirerek mağaranın en derinlerine doğru koşmaya başladı.

 

Mağaradaki sıcaklık derinlere indikçe artıyordu. Hemen bir Ateş Direnci İksiri içip kavurucu havada kendini korumaya aldı.

 

Aşağıda akan magmadan yükselen dumanların oluşturduğu sütunları, sıçrayan alevlerin yükselişini görebiliyordu.

 

Burada hiç Engerek Sineği yoktu. Fakat bölgenin olağanüstü hava şartları, her saniye on can kaybetmesine yol açıyordu.

 

Ateş Direnci İksirinin etkisi, sıcaklıktan gelen hasarı yok edecek kadar güçlü değildi. 30 Ateş Direnci olmadan hiçbir oyuncu bu noktadan sonrasını keşfedemezdi.

 

Nie Yan bölgedeki her taşın altına bakarken arada bir Orta Ateş Direnci İksiri ve İyileşme İksiri içmeyi ihmal etmiyordu. Durmadan azalan canını korumak kolay olmuyordu.

 

Üç dakika sonra aradığı şeyi buldu. Karanlık bir köşeye iliştirilmiş bir kara altın hazine sandığı, büyük kayalar arasına sıkıştırılmıştı. Dikkatle aramasa bulmasının hiçbir yolu yoktu.

 

Nihayet! Nie Yan’ın yüzünden heyecanı belli oluyordu. Tek dizinin üstüne çöküp sandığa elini uzattı.

 

Hazine sandığı açılıyor… Tahmini Tamamlanma: %2… %17… %29… %37…

 

Saniyeler dakikaları kovaladı, sandık sonunda açıldı! Nie Yan can çubuğunu kontrol ettiğinde %27’lik kısmının dolu olduğunu gördü. Ayağa kalkıp hızla Bandaj uyguladı ve canını doldurdu.

 

Tekrar eğilip sandığın içini karıştırdı. İçeride iki eşya vardı. Birincisi kan renginde bir inciydi. Işıl ışıl inci, karanlıkta kıpkırmızı bir parıltı yayıyordu. Yuvarlak bir alev topunu andırıyordu. İkinci eşya ise siyah bir beceri kitabıydı.






Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 44244 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr