Bölüm 174: Dövüş

avatar
4564 37

Rebirth of the Thief Who Roamed the World - Bölüm 174: Dövüş


 

 

Nie Yan iksirlere dayanmak istemiyordu. Yine de günlük iksir tüketimi yüksekti. Ancak kasılma hızlarını artırmak isteyen veya yüksek seviyeli moblar avlayacak olan gruplara kıyasla onun tüketimi devede kulaktı. Kalordaki oyuncular günlük ortalama 1 iksir tüketiyordu. Yıldızlı Gece İksir Dükkanı, piyasadaki iksirlerin %60’tan fazlasını üretiyordu. Bu da günlük muazzam miktarlarda iksire tekabül ediyordu. Yıldızlı Gece İksir Dükkanının artan müşteri kitlesine yeterli hizmeti sunmakta yavaşlamasından, sayının büyüklüğü daha net anlaşılabilirdi. Yeni yükseltme bile yeterli gelmemişti. Haliyle o da birkaç yerde şubeler açmayı düşünüyordu. Birkaç tane daha üst sınıf tarif bulduğuna göre Yıldızlı Gece İksir dükkanının kazancı daha da artacaktı.

 

Gün boyu etrafta kilitli sandık aradıktan sonra Nie Yan’ın Kilit Açma Uzmanı uzmanlık puanı 67’ye ulaşmıştı. Müthiş bir hızla ilerliyordu. Beceri yakında Orta rütbeye ulaşacaktı. Oradan sonra yüksek seviyeli haritalara geçecekti.

 

Lider sıralamasına göz attı. Tang Yao Seviye 26 olmuş ve artık yavaşlama belirtileri göstermişti. Artık Pullu Kurbağalardan yeterli tecrübeyi kazanamıyordu. Gök Kıran ise her zamanki hızında tecrübe kazanmaya devam ediyordu. Ancak Tang Yao’yu geçmesi için birkaç güne ihtiyacı olacaktı.

 

Tang Yao bir iki gün daha Pullu Kurbağa avlasın. Nie Yan Işık Manastırına doğru devam etti.

 

Işık Manastırı, Ortak Yönetim Devrinden kalma bir viraneydi. Karanlık Çağda ejderhalara karşı dirençte insanlığın önemli bir sembolü olmuştu. 2.000 yıl boyunca sayısız ejderha, manastırın arındırıcı ışığıyla can vermişti. Sonraları meçhul sebeplerden terkedilip haydut kalesine dönmüştü.

 

Seviye 30 bölgesi Işık Manastırı, uğraşması zor bazı insan NPClerin yuvasıydı. Güçlüğe rağmen Nie Yan’ın oraya girmesi ve Adalet Bölümünü ele geçirmesi şarttı. İlk cildin altı bölümünü toplayıp cildi tamamladığında, eşyanın düşme ihtimali ortadan kalkacaktı. Cilt ruhuna bağlanacağından, başkasının eline geçme ihtimali kalmayacaktı.

 

Nie Yan taşlık bölgelerde ilerlerken, bir tepenin üzerinde göz alıcı, altın renkli bir parıltı gördü. Bu parıltıyı tanıdığı için heyecana kapıldı.

 

Altın kademe hazine sandığı!

 

Nie Yan şu ana kadar 67 sandık açmıştı. Bunlardan çok azı altın kademeydi. O sandıklardan da çok değerli eşyalar elde etmişti. Şu anda Seviye 25 bölgesinden geçtiğine göre, sandıktaki eşya en azından Seviye 25 Altın kademe olmalıydı.

 

Nie Yan tepeye koştu. Taş kaya demeden ilerliyordu. Normal oyuncular böyle bir zeminde koşmaya zorlanırdı. Ancak Nie Yan için sorun yoktu. Sıçrama, Denge, Hüner ve diğer hareketle alakalı statülerinin hepsi de oldukça yüksekti. Hatta belli bir noktaya kadar arazi şartlarını yok sayabilirdi.

 


Kaya parçalarının üzerlerinden atlayarak tepenin yamacına vardı. Ve orada Palet Yüzüğünü etkinleştirdi. Kertenkele gibi duvara yapışıp tırmanmaya başladı. Altın hazine sandığı elinin ucundaydı! Yukarı ulaşıp kendini tepenin üstüne attı ve sandığın yanına yürüdü. Daha ilk adımını atmışken içinde bir karıncalanma hissetti.

 

Hırsız!

 

Nie Yan hemen Hırsızın genel yönünü tespit etti. Keskin sezgileri saklanan Hırsızı bulmaya yetmişti. Ardından gözlerinin beyazını kan kapladı.

 

Hakikat Gözü!

 

Hırsızın bulunduğu yönü kan kırmızı gözleriyle taradıysa da rakibinin kesin yerini bulamıyordu. Hakikat Gözü belli bir şansla düşmanın Kamuflajını delmesini sağlıyordu. Becerinin başarısız olması da ihtimaller dahilindeydi. Nie Yan beceriyi iptal etti, gözleri tekrar eski rengine döndü. Sandığa gitmek yerine Hırsızın bulunduğu bölgeye odaklanıp zeminde hareket tespit etmeye çalışacaktı.

 

Sandığı açarken savunmasız kalacak, gizli saldırılara açık hale gelecekti. Hırsız bunu fırsat bilip Boğucu Vuruşla onu sersemletse işi biterdi. Seviye 25 haritada dolaşan biri sıradan olamazdı. Ortalama oyuncular, seviyelerinin üzerlerindeki bölgelere girmezlerdi. O riski almaya hiçbiri razı olmazdı. Yalnızca karşısındaki Hırsız gibi usta oyuncular, kendilerinden yüksek seviyeli haritalarda dolaşabilirdi.

 

Nie Yan Kamuflajı etkinleştirip ortadan kayboldu.



 Bahtsız Kurbağa profesyonel bir oyuncuydu. VRMMO oyunları oynayarak hayatını sürdürüyordu. İnanç’a katıldıktan sonra lider sıralamalarında boy gösterememiş olsa da ismini çoğu oyuncuya duyurmuştu. Biri yetenekli diye lider sıralamasında olacak diye bir kaide yoktu. Lonca, finans ve diğer bazı konular da oyundaki güç kıstaslarındandı. Ölüm Sevgisi ve Miskin Tilki bu kıstasları sağladıklarından üst sıralarda yer alıyorlardı. Ancak arkasında hiçbir organizasyon olmayan Bahtsız Kurbağa gibi bir yalnız kurt, ilk 200 arasında kendine yer bulabilmişti. Buna rağmen yetenek tek kıstas olarak alınıp sıralama yapıldığında ilk 10 içindeki yeri sarsılmazdı. Ayrıca PvPde de oldukça iyi işler çıkarıyordu.

 

Bahtsız Kurbağa her oyunda Hırsız oynardı. İnanç da bu duruma istisna değildi. Hazine sandıklarına özel bir ilgisi vardı. Yüksek seviye haritalarda sandık aramak onun için hem zorlayıcı, hem de heyecan vericiydi. Sandıklardan bulduğu eşyaları gerçek para karşılığı satardı. Sade ve mutlu hayatı için yeterli parayı bu yolla kazanıyordu. Günleri bu döngüyle geçip gidiyordu. Çok sayıda insan da gerçek para harcayarak ondan eşya satın almaya hevesliydi. Müşterileri arasında büyük loncaların liderleri dahi vardı. Şu zamana kadar sattığı bütün eşyalar, müşterilerini tatmin edecek kalitede olmuştu.

 

Bahtsız Kurbağa Seviye 25 haritada gezinen bir oyuncuya nadir rastlardı. Rastladığı oyuncular da takımlar halinde dolaşırlardı. Tam altın sandığı bulmuş, açmaya niyetlenmişken, ilerden bir Hırsızın bulunduğu yere doğru geldiğini görmüştü. Orada öylece dururken Hırsızın tepenin yamacına geldiğini görmüştü. Kısa süre sonra Hırsız, tepenin üzerinde yeniden ortaya çıkmıştı. Ne? Bunu nasıl yaptı? Tepede değil miyiz? Aşağıdan onca yolu kısacık sürede nasıl tırmandı? Sanırım o da hazine sandığı için gelmiş. Bu günlerde ekmek aslanın ağzında. Gel de şimdi bununla uğraş.

 

Gözünden kaçmayan başka bir nokta ise, rakibinin engebeli, kayalık zeminde adeta düz yolda koşarmış kadar hızı ve rahat hareket edişiydi. Ne tür bir ekipman o Hırsıza araziyi yok sayma imkanı tanıyordu acaba?

 

Geri mi çekilmeli, yoksa sandığı açmalı mı bilmiyordu. Ne yapacağına kadar veremiyordu. Ancak sandığı kaybetmek istemiyordu. Bu altın hazine sandığıydı! Şu ana kadar açtığı sandıkların çoğu gümüş hazine sandıklarıydı. Birkaç defa düşük seviye haritalarda altın sandıklara denk gelmişti. Ancak Seviye 25 altın sandığın cazibesi, diğer sandıklarınkine benzemiyordu!

 

Öldürüp onun ekipmanını da mı alsam?

 

Bahtsız Kurbağa, aklına gelen bu düşünceyle kendinden korktu. Sinirle kafasını kaşıdı. Hayır hayır! Sadece ekmek parası kazanmaya çalışıyorum. Elimi kana bulamaya gerek yok. Altın hazine sandığını çalmak üzere olan Hırsıza gönülsüzce bakıyordu.

 

Ne yapacağına karar vermeye çalışırken Hırsızın gözü garip bir ışık yaymaya başlamıştı. Bahtsız Kurbağa tehditkar bir bakışın kendisini izlediğini, yerini tespit etmeye çalıştığını hissediyordu. İz Örtme becerisini etkinleştirip nefesini tuttu. Beceri ile Gizlenmesi iki dakika boyunca 30 artmıştı.

 

Diğer Hırsız henüz yerini bulabilmiş değildi. Ancak buralarda bir yerde olduğundan emin olmuş ve gözünü buraya dikmişti. Sonra Hırsız gözden kayboldu. Bahtsız Kurbağa Hırsızın kaybolduğu notaya bakıp bir şeyler görmeyi umuyordu. Lâkin en ufak bir iz bulamadı.

 

Zihninde ölüm çanları çalıyordu. Demek ki Hırsız yakınlarına kadar sokulmuştu. En korkutucu şey ise İz Örtmeden gelen 30 Gizlenme bonusuna rağmen, karşı Hırsızın genel olarak yerini bulabilmiş olmasıydı. Bunun için ne tür bir Sezgi gerekiyordu? Kendisi karşı tarafı hiçbir şekilde hissedemiyordu!

 

Bu adam da nereden çıktı böyle? Harika bir oyuncu! Bahtsız Kurbağa tereddütteydi. Böylesi bir oyuncu bulmuşken onunla savaşma isteği ağır basıyordu. İçinde savaşça arzusu uyandıran bir oyuncuya denk gelmesi ender bir durumken, İnanç’a başladığından beri bu durumla hiç karşılaşmamıştı. Kendini karşı Hırsızla karşılaştırdı ve savaştan zararlı çıkacak tarafın kendisi olduğuna kanaat getirdi. Ancak kaçış konusundaki yeteneğine olan inancı tamdı.

 

Sandık iyi olan tarafa gidecekti!




Nie Yan diğer Hırsızın genel konumuna bakıp çantasını açtı. Neler kullanabileceğini gözden geçirdi. İki torba Teşhir Tozu kalmıştı. Bu nadir eşya, alan etkisiyle etraftaki Kamuflajı yok etmeye yarıyordu. Bu olmadan karşı tarafın yerini bulması mümkün değildi. Fakat böyle nadir bir eşyayı kullanmak istemiyordu.

 

Nie Yan düşünürken Bahtsız Kurbağa bütün tepeyi ışığıyla saran bir parşömen kullandı.

 

Çiçek Açan Parıltı Parşömeni!

 

Bu parşömen Seviye 21 altındaki bütün Hırsızların Kamuflajını yok ediyordu. Kıdemsiz rütbeli bir parşömen olduğundan fiyatı 1 gümüş kadardı. Düşük seviye haritalardaki hazine sandıklarından da bulunabilirdi.

 

Parşömenden yayılan ışık Nie Yan’ın gölgesini açık etti. Soluk bir siluet Nie Yan’ın üzerine koşup başının arkasını hedef alarak hançerini savurdu.

 

Boğucu Vuruş!

 

Nie Yan yaklaşan saldırıyı hissedip kenara çekildi. Hançer yanı başından geçip kıl payıyla Nie Yan’ı ıskaladı. Nie Yan göz ucuyla hançerin çeliğindeki yeşil rengi fark etmişti. Hançer zehirle kaplanmıştı!

 

Nie Yan Bahtsız Kurbağanın arkasına geçti. Gözdağını etkinleştirip şimşek hızında Boğucu Vuruşla saldırdı! Bu saldırı düşmanın sonunu getirebilirdi.

 

Bahtsız Kurbağa Nie Yan’ın arkasına geçtiğini gördüğünde Dönen Kesiş ile ani bir saldırının önüne geçmeye yeltenmişti. Ancak saldırısı yarıda kesilmiş, hareketsiz kalmıştı. Bu ne biçim bir beceri? Daha önce hiçbir Hırsızda böyle bir beceri görmemişti. Nie Yan tarafından sersemletilmek üzereyken, Gölge Mantosu becerisini etkinleştirdi.

 

İki saniyeliğine dokunulmazlık kazanmıştı!

 

Nie Yan’ın da Boğucu Vuruşu boşa gitmişti.

 

Bahtsız Kurbağa Nie Yan’ın saldırısının boşa gittiği andan yararlanmak için Şok Darbesi ile saldırıya geçti.

 

Nie Yan hançerini kaldırıp bu saldırıyı savuşturdu.

 

Kolaylıkla Şok Darbesini savuşturunca hançerini Bahtsız Kurbağanın kolunun etrafında döndürüp kendi Şok Darbesiyle karşılık verdi. Hançeri hızla Bahtsız Kurbağaya ilerliyordu.

 

Bahtsız Kurbağa yaklaşan hançeri gördüğünde, hançer gözlerinin önüne kadar gelmişti. Çok hızlı! Düşünecek zamanı yoktu. Tamamen güdülerine dayanarak darbeden kurtulmayı başardı.

 

ISKA!

 

Refleksleri sayesinde son anda canını kurtarmıştı.

 

Bir Hız Parşömeni etkinleştirip kaçmaya çalıştı. Alnından soğuk terler akıyordu. Adam Ninja çıktı! Sürekli bir adım önümdeydi. Tek yapabildiğim savunmaktı! Son saldırı özellikle çok hızlıydı. Zamanında kurtulamadım. Allahtan ıskaladı. Şans ondan yana olsaydı… Bahtsız Kurbağa cümlenin devamını getiremiyordu. Oldukça yetenekli bir oyuncu olduğuna inanıyordu. Kendisi kadar yetenekli bir Hırsız bulmak şöyle dursun, kendisinden daha yeteneklisini bulacağı kırk yıl düşünse aklına gelmezdi. Kısacık dövüşün ardından Nie Yan’ın rakibi olamayacağını anlamış ve geri çekilmişti. Hazine hırsı yüzünden ölmeye niyeti yoktu.

 

Nie Yan karşı tarafın kaçışının ardından dövüşü burada noktalamaya karar verdi. İkisi de aynı sandığın peşindeydi. Ancak Nie Yan galip taraftı. Bundan sonra meseleyi uzatmanın alemi yoktu.

 






Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 44344 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr